Bugünkü yalan, iftira, gıybet, hilekarlık, tecessüs (Başkalarının gizli ve saklı günahlarını araştırıp faş etmek), fitne ve fesat, fısk ve fücur, günah, isyan, fuhşiyyat=azgınlık, seks pislikleri, müstehcen yayınlar, bin türlü beyinsizlik, israf ve saçıp savurma, haram yeme, kokuşma, cemaat ve hizip holiganlığı ile geleceğimiz aydınlık değil, karanlık değil, kapkaranlıktır.
Başta politikacılar olmak üzere kimsenin yalan söylemeye hakkı yoktur.
Yaramazlık yapan, yahut yemeğini yemeyen çocuğa, “Uslu durursan ve yemeğini yersen seni gezmeye götüreceğim” deyip, sonra götürmeyen anne ve babalar, vaadlerini tutmadıkları için ahlaksızdır.
Sahte raporlarla, yalanlarla işlerini vazifelerini aksatan memurlar ahlaksızdır.
Peygamberimiz (Salat ve selam olsun ona) münafığın üç alameti olduğunu bildirmiştir.
Birincisi: Konuşursa yalan söyler.
İkincisi: Söz verirse sözünü tutmaz.
Üçüncüsü: Kendisine bir emanet verilirse o emanete hıyanet eder. (Emanet nedir?.. Makamlar mevkiler işler vazifeler müdürlükler şeflikler memurluklar hizmetler…)
Ahlakın ıslahı işine önce aile içinde başlatılmalıdır.
Bütün okullarda etkili ve ciddî ahlak ve karakter terbiyesi verilmelidir.
Dünyada çeşitli ahlak sistemleri vardır. Bizim ülkemiz ancak İslam ahlakı ile düzelir, paklanır.
Çağdaş Avrupa ahlakın temel değerlerinden iffeti kaldırmıştır. Biz de onların peşinden giderek Ceza Kanunundan zina suçunu kaldırdık.
Allahın, Peygamberin (Salat ve selam olsun ona), Kur’anın, Sünnetin, Şeriatin, İslam ahlakının; kötü, günah, suç saydığı bir işi mübah hale getirmek bu memleketin, bu toplumun yıkımına, çöküşüne sebep olur.
İslam ahlakında memduh=övülen ve mezmum=kötülenen huylar vardır.
Laik Batı ahlakının, bunlara aykırı ölçüleri bizi bağlamaz.
İslam dininin temel ölçülerinden biri de helal ve haram kavramlarıdır.
Şu husus da belirtmek gerekir ki, bazı gayr-i müslim ülkelerde, bizdekinden daha fazla İslam ahlakı vardır.
2013 yılı dünya şeffaflık ve temizlik birincisi iki gayr-i müslim ülkedir. Danimarka ve Yeni Zelanda (İkisi de 10 üzerinden, 9 küsur aynı notu almıştır.)
İslam ülkeleri şeffaflık ve temizlik konusunda geçerli nota sahip değildir. Türkiye’nin notu 10 üzerinden 5’tir ve bu not bizi kurtarmaz.
Yalan söyleyen Müslüman ahlaksız bir Müslümandır… Sözünü tutmayan Müslüman ahlaksızdır… Emanetlere hıyanet eden de…
Taqiyye ve kitman yaparak din kardeşlerini aldatanlara ahlaklı Müslümanlar diyecek halimiz yoktur.
Hem zâhiren dindar görünüyor, namazını kılıyor, hem de haram yiyor. Böyleleri ahlaksızdır.
Başkalarının karılarına, kızlarına, annelerine şehvetle bakan, fırsat bulunca zina edenler sadece ahlaksız değil, katmerli muzaaf ahlaksızdır.
Laik ahlaka göre mübah ve faydalı olan faiz İslam ahlakına göre, anasıyla zina etmek kadar büyük, iğrenç ve çirkin bir günahtır.
Devamlı yalan söylemek bağımsızlık yapar.
Devletin verdiği makam otomobilini özel işlerinde kullanmak ahlaksızlıktır. tekrar ediyorum ahlaksızlıktır.
Müslüman memur ve işçi, mesai saatlerinde kıldığı namazların bile vaktini hesaplayıp telafi etmekle mükelleftir.
Ekmek ve yemek israfı ahlaksızlıktır. Günde beş milyon ekmeğin çöpe atıldığı bir ülkeye ahlaklı bir ülke demek mümkün müdür?
Askerî darbe yapmak büyük ahlaksızlıktır.
Sivil darbe ondan daha büyük ahlaksızlıktır.
Adalet ve insaf İslamın temel emir ve değerlerindendir. Zulm ve insafsızlık etmek ahlaksızlıktır.
Piknik yapmanın bile ahlakı vardır. Kırsal kesime gidersin, bir ağacın gölgesinde mâ-âile yer içersin, ayrılırken en küçük çöp bile bırakmazsın, kağıt parçalarını, kavun karpuz kabuklarını, şişeleri, başka süprüntüleri poşete koyup çöp bidonuna atarsın. Piknik yaptıkları yeri çöplük gibi bırakanlar ahlaksız, alçak ve faziletsiz kimselerdir.
Geçen yıllarda gördük, Büyük Millet Meclisi çatısı altında bile âdî kavgalar yapıldı, sinli kefli küfürler edildi.
Birkaç ay oldu, Kayseri’de 17 yaşında bir öğrenci sokakta, namaza giden öğretmenine bir yumruk attı, adamcağız yere düştü, başı taşa çarptı, ameliyat edildi, on bir gün hastahanede inledikten sonra can verdi. Bir genç öğretmenine bunu yapabiliyorsa o ülke batmış demektir.
Okullarda uyuşturucu kullanma yaşı 9’a düşmüş!
Gıda maddelerindeki ve içeceklerdeki sahtekarlıkların haddi hesabı yok.
Yeşilliklere, ormanlarda, göllere düşman rantçılar ahlaklı kimseler midir, ahlaksız mı?
Bu memlekette ahlak ve hukuk olsaydı, beş yüz milyar dolar (belki de daha fazla) kara, haram, necis, pis para birikimi olur muydu?
Somada yaşanan facia sadece teknik bir facia mıdır, yoksa bir ahlak faciası mıdır?
Dedikodu, tecessüs ve gıybet korkunç boyutlara ulaşmıştır.
Büyük şehirlerde uyuşturucu parklarda satılıp içiliyor. Uçan kuşu, gecenin üçünde karşıdan karşıya geçen kediyi dijital kameralarla gören ve kaydeden devlet bu uyuşturucu işini niçin göremiyor?
Memleket çapında yapılması gereken ahlak seferberliğinde en büyük vazife Diyanete düşmektedir. Diyanet sorumluları bu vazifelerini yapmazlarsa vebal altında kalırlar.
Mehmet Şevket EYGİ
Milli Gazete
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder