KÖYÜM
Çıktım Ehrek dağına
Hasret kaldım bağına
Kurban olam taşına
Bak su gözümün yaşına
Yazın çıkam Korkans
dağına
Selam veren sağına
soluna
Özlediğim yaylasının
suyuna
Doyamadım Kaçerisin çaşırına
Neşe vardır Sarı Gabanda
Huzur doğar Taşlı Pungarda
Lezzet vardır
kuru soğanda
Yok, mu bir
hikmet petek tasında
Vardır bizde Ziyaretin tepesi
İçinde cağlar
buz gibi gözesi
Karşıda Acıklar' ın zirvesi
İçemedi suyunu kaldı
hevesi
Unutmayız Suluc' un oluğu
Alırdık Harmanlarda soluğu
Davara
yedirmeden doruğu
Mazide kaldı Ahmet Ustanın koruğu
Peynirin özü
eksi maya
Kurcun başında
oturdum caya
Bandırdım ekmeği
taze yağa
Düşerdik yollara
yürürdük yaya
Pungarin gözede
verdik mola
Lazim parçadan düştüm
yola
Nezrenin Olukta
su verdim mala
Esinker' de içerdik
buz gibi kola
Meşenin içinde Gunhutun tarla
Kebabı yedik ateşi
korla
Sana kim dedi ki
bu kadar zorla
İstersen yar uyu
derinden horla
Büyük tarlada yatardı
davar
Yusuf Paşada coşardı
sular
Simdi kalkmış hayaller
kurar
Nerde o güzel günler
size sorar
Yaz gelince acardı
sümbül çiçekler
Küçükken oynardık
çelik çömlekler
Çobanlıkta
olurdu yırtık gömlekler
Davarcıkta vardı
kete çörekler
İndim Menühlünün düzüne
Kandım milletin sözüne
Daldık Almaluttaki üzüme
Okudun şiirimi
girdin gözüme
MUSTAFA ÜRKER
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder