BİR FATİHA DA SENDEN OLSUN
KİMLER GELDİ, KİMLER GEÇTİ? TIKLA DA GÖR
Allah (cc), Kuran-ı Kerim’de Ankebut suresi 55. ayetinde:” Her canlı ölümü tadacaktır.”diyor. Bizler ve bu yazıyı siz...
02 Aralık 2015
KEFEN TABUT VE MEZAR
Bismillahirrahmanirrahim
Bütün hamtlar
ve övgüler Allahu Teâlâ’ya mahsustur. Kâinatın zerresi adedince, Salât ve selam
Âlemlerin Efendisi, Hz. Muhammed (s.a.v.) ‘e âline ve ashabına olsun.
Allahumme salli ala Muhammed’in ve ala
ali Muhammed
Değerli okurlarım! Ölüm: Ruhun bedenden ayrılması olayı. Ölüm insan varlığı için
bir âlemden diğerine intikal etmektir.
Ölüm yok olmak değildir, kelâm bilginlerinin çoğunluğuna göre ruh,
suyun yaş ağaca nüfuz etmesi gibi bedenle iç içe olan latif bir varlıktır.
Ehlisünnete göre ruh bâkidir, yok olmaz. İslâm bilginleri; Allahu
Teâla Ruhlar öldüklerinde onları vefat ettirir. " (Zümer Suresi,42)
ayetini "cesetleri ölünce" şeklinde anlamışlardır. Bir
ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor:
“Her insanın
amelini boynuna yükledik. Kıyamet günü kendisine açılmış olarak karşılaşacağı
bir kitap çıkaracağız. ‘Oku kitabını, bugün hesap sorucu olarak sana nefsin
yeter’ denilecektir.”i
(İsrâ suresi.13-14)
Bir hadis-i
şerifte ise Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor:
“Kıyamet
gününde insanoğlu şu beş şeyden hesaba çekilmedikçe Rabbinin huzurundan bir
yere kımıldayamaz:
1-Ömrünü
nerede ve nasıl tükettiğinden,
2-Gençliğini
ne şekilde yıprattığından,
3-Malını,
servetini nereden kazanıp
4-Nerelere
harcadığından,
5-Bildiği ile
amel edip etmediğinden.”( Tirmizî,
Sıfatü’l-kıyâme, 1.)
Ölüm, kefen,
tabut, mezar ve ötesi. Oysa Peygamberimiz (s.a.s) bir hadislerinde, şöyle
buyuruyor.
“Ağız tadını
kaçıran, lezzetleri yok eden ölümü çokça hatırlayın.”(Nesâî, Cenâiz, 3.)
buyuruyor.
Şöyle geriye
dönüp baktığımızda görüyoruz ki zengin-fakir, genç-yaşlı, iyi-kötü,
zalim-mazlum nice insanlar bu dünyadan gelip geçtiler. Birçoğunun yerinden
yurdundan eser bile kalmadı.
Her geçen gün bir
sevdiğimiz bizi bırakıp gidiyor. Biz de bir gün sevdiklerimizi bırakıp gitmek
için her an gelmesi muhtemel ecelimizi bekliyoruz.
Şurası bir
gerçektir ki bugüne kadar ölümden yakasını kurtaran hiçbir insan yoktur.
Her geçen gün
yıpranan bedene, ağaran saça dur demek mümkün değildir.
İstesek de
istemesek de doğumla geldiğimiz bu dünyadan ölümle ayrılıp gideceğiz. Bu
gerçeği Yüce Rabbimiz bizlere şöyle bildiriyor:
“Nerede
olursanız olun, sağlam ve güçlendirilmiş kaleler içinde bulunsanız bile ölüm
size ulaşacaktır.”(Nisâ suresi.78.)
“Her
canlı ölümü tadacaktır.”( Âl-i İmrân suresi.185.)
İmanın altı
esasından biri de ahirete inanmaktır. Ahiret yurdu, bu dünyada yaptıklarımızın
karşılığını bulacağımız, hâlimize göre mükâfat ya da azap göreceğimiz yerdir.
Öyle ki artık
dünyaya geri dönüş yok; herkes bu dünyadaki amelinin karşılığını eksiksiz
görecektir.
Kimseye haksızlık
da yapılmayacaktır. Yüce Allah bu hakikati şöyle dile getirmektedir:
“Her kim zerre
ağırlığınca bir hayır işlerse onun mükâfatını görecektir. Kim de zerre
ağırlığınca kötülük işlerse onun cezasını görecektir.”( Zilzâl suresi.7-8.)
Hesap gününde
hiçbir şeye itiraz etme hakkımız olmayacaktır. Zira karşımıza çıkan kendi
işlediklerimizden başkası değildir. Yüce Rabbimiz bu konuda şöyle buyuruyor:
“Artık kitap (amel
defteri) ortaya konmuştur; suçluların, onda yazılı olanlardan korkuya
kapılmış olarak, ‘Vay halimize! Bu nasıl kitapmış! Küçük-büyük hiçbir şey
bırakmaksızın hepsini sayıp dökmüş!’ dediklerini görürsün. Böylece yaptıklarını
karşılarında bulmuşlardır. Rabbin hiç kimseye haksızlık etmez.” ( Kehf suresi.49.)
O’ günün
manzarasını yine Yüce Yaratıcının kelâmından dinleyelim:
“Kişinin
kardeşinden, anasından, babasından, eşinden ve çocuklarından kaçacağı gün
kulakları sağır edercesine şiddetli ses geldiği vakit, işte o gün herkesin
kendini meşgul edecek bir işi vardır. O gün birtakım yüzler vardır ki pırıl
pırıl parlar, güler sevinirler. O gün nice yüzler de vardır ki toz toprak
içindedir. Onları bir siyahlık bürür. İşte onlar kâfirlerdir, günaha
dalanlardır.”ii
(Abese Suresi. 33-42.)
İnsan, tabiatı
gereği dünyaya düşkündür, ahireti ise hatırından uzaklaştırma eğilimindedir.
İnsanoğlunun
ölümden hoşlanmamasının, ondan ürkmesinin en önemli sebebi, dünyaya olan aşırı
tamah, ölümün ve ahiretin unutulup hazırlık yapılmaması, günah ve isyan
karanlığında hakikat ışığının görülememesidir.
Oysa Allah Rasûlü
(s.a.s)’nün uyarısı çok ağırdır:
“Gaflete
dalan, gülüp oynayan, kabirleri ve toprak altında çürümeyi unutan kul ne
bedbahttır! Azan, haddi aşan, nereden geldiğini ve nereye gittiğini unutan kul
ne bedbahttır!”( Tirmizî, Sıfatü’l-kıyâme, 17)
Hiç düşündük
mü?
Neden, dünyamızda kötülükler, zulümler, haksızlıklar,
katliamlar, savaşlar, cinayetler, öldürmeler, suçlar bir türlü sona ermiyor?
Neden, hırsızlık, arsızlık, edepsizlik, fuhuş, zina, taciz,
uyuşturucu, alkol, kumar hiç azalmıyor?
Neden, yalan, dolan, gıybet, iftira hiç eksik olmuyor?
Neden, insanlar tabiata, çevreye ve diğer canlılara sürekli
zarar veriyor?
Neden, insanlardaki daha çok kazanma, daha çok tüketme, daha
çok sömürme, daha çok eğlenme hırs ve tutkusu, ikiyüzlülük, bencillik, haset,
intikam, kin ve öfke bir türlü sona ermiyor?
Bu soruların
birçok cevabı yanında çok önemli bir cevabı var:
Ölüm, kefen,
Tabut, Kabir, ahiret ve hesap çoğu zaman aklımıza gelmiyor.
Ölmeyecekmiş gibi
yaşamaya devam ettiğimiz anlar oluyor.
Unutmayalım ki
günah ve haramlardan uzaklaşıp sevaplara, hayırlara ve iyiliklere yönelmek için
ölümü, ahireti ve hesabı daima hatırda tutmak gerekiyor.
Dünya
pazarında hiçbir şey karşılıksız verilmezken, ebedî âlemde vaat edilen nimetler
çalışmadan, hazırlanmadan kazanılır mı?
Mademki
ölüm var, ahiret var, hesap var, mizan var, sırat var, cennet var, cehennem
var;
Öyleyse
ölüme, ahirete ve hesaba hazır olalım!
Hesaba
çekilmeden önce kendimizi hesaba çekelim!
Her gün minarelerden, belediyenin höperlosundan, ölüm
ilanı anonsu yapılıyor. Falan oğlu falan vefat etmiştir. Cenazesi a..
camiinden kaldırılacaktır. İlmi, makamı, mevkisi, ne olursa olsun, ölen
insan için cenaze oldu diyorlar…
Yaşadığımız bu fani hayat elbette bir gün son bulacak, ebedi
hayat başlayacak ve herkes bu dünyada yaptığının karşılığını ahi rette iyi veya
kötü hesabını verecektir, her insan hak ettiği yere gidecektir. (Cennet veya Cehenneme) Ölüm,
Kefen, Tabut, Kabir ve ahirette inceden inceye hesaba çekileceğimizi,
aklımızdan çıkarmayalım.
Dünya fani: Ahiret baki. Ölüm ise anidir.
“Ey gökleri ve yeri hakkıyla yaratan! Sen, dünyada da
Ahiret’de Benim velimsin,( gerçek
dostumsun) canımı Müslüman olarak al ve
beni, Salih kimseler arasına kat.” (Yusuf Suresi. 104.)
SELAM OLSUN
Biz dünyadan gider olduk,
kalanlara selam olsun.
Bizim için hayır dua,
edenlere selam olsun.
Ecel büke belimizi,
söyletmeye dilimizi
Hasta iken halimizi,
soranlara selam olsun
Tenim ortaya açıla, yakasız
gömlek biçile
Bizi bir asan veçhile,
yuyanlara selam olsun
Sala verile kasdımıza, gider
olduk dostumuza
Namaz için üstümüze,
duranlara selam olsun
Allahumme salli ala Muhammed’in ve ala
ali Muhammed
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
ERZURUM'DA HALI YIKAMA SİZE BİR TELEFON KADAR YAKIN
TOMURCUK HALI YIKAMA
0442 214 19 34
0533 371 19 33
IŞILTI HALI YIKAMA
0442 242 05 97
0530 175 3414
POLAT HALI YIKAMA
0534 334 59 08
0 507 046 83 47
BURSADAKİ TORTUM DEMİRCİLER KÖYLÜLERİNİ MİLLETÇE ALKIŞLIYORUZ
Bursa'da yaşayan köylülerimiz ayda bir 27 hane reisi olarak toplanıyor. Kuranı Kerim okuyor, dua ediyor, birbirlerinden haberdar oluyor.
FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYINIZ
FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYINIZ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder