BİR FATİHA DA SENDEN OLSUN

KİMLER GELDİ, KİMLER GEÇTİ? TIKLA DA GÖR

             Allah (cc), Kuran-ı Kerim’de Ankebut suresi   55. ayetinde:” Her canlı ölümü tadacaktır.”diyor. Bizler ve bu yazıyı siz...

24 Eylül 2013

İşte 8’lerin sınav takvimi

Milli Eğitim Bakanlığı, 8’inci sınıflara uygulanacak merkezi sınav tarihlerine kadar tüm öğrencilerin aynı konuları işleyebilmesi için program hazırladı.
 
Her dersin konularının hangi haftalarda yapılacağı ve öğretmenlerin hangi tarihlerde yazılı yapacakları da programda yer aldı. 
 
Milli Eğitim Bakanlığı, bu yıl ilk defa uygulayacağı ve Seviye Belirleme Sınavı (SBS) yerine getirilen Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sistemi’nin (TEOG) sağlıklı işleyebilmesi için program hazırladı. Program, Talim Terbiye Kurulu Başkanı Emin Karip imzasıyla tüm valiliklere gönderildi. Her dönem Türkçe, İngilizce, din kültürü ve ahlak bilgisi, fen ve teknoloji, matematik, T.C inkılap tarihi ve Atatürkçülük derslerinden yapılacak merkezi yazılıların tarihine kadar işlenecek konular çizelgede yer aldı. Ayrıca, öğretmenlerin kendi yapacakları yazılılar için de bir öneri sunuldu. Öğretmenler, isterlerse Bakanlığın hazırladığı çizelgeye göre yazılılarını yapacak ya da başka bir tarihte düzenleyebilecekler. 
 
Valiliklere gönderilen yazı şöyle: 
“Birinci dönemde yapılacak merkezi sistem ortak sınavda sorulacak soruların kapsamı, eğitim öğretim yılının başından sınavın yapılacağı tarihe kadar olan konularla sınırlı olacak. İkinci dönemde yapılacak merkezi sistem ortak sınavda sorulacak soruların kapsamı ise eğitim öğretim yılının başından, ikinci dönem merkezi sınavların yapılacağı tarihe kadar işlenecek. Çalışma takviminde belirtildiği şekilde konuların süresi içinde işlenmesi ve öğrencilerin eksiklerinin kalmaması için okul yönetimleri ve öğretmenler gerekli tedbirleri alacak. Çizelgede ortak sınavların dışında öğretmenlerin yapacağı diğer yazılılar için belirtilen tarihler öneri niteliğindedir. Öğretmenler kendi yazılılarını belirleyecekleri bir tarihte de yapabilecek.” 
 
İLK SINAV EKİM SONU
Okullar, Bakanlığın hazırladığı takvimi uyguladıkları takdirde, şu yolu izleyecekler:
 
Ekim ayının son haftası öğrenciler Türkçe, matematik, fen ve teknoloji, yabancı dil derslerinden öğretmenleri tarafından yapılacak birinci yazılı sınava girecekler.
 
Kasım ayının son haftasında sınav sistemine dahil olan tüm derslerden merkezi sınavlar yapılacak. Bu sınavlar, bir dönemde 3 yazılı sınav yapılan Türkçe, matematik, fen ve teknoloji ve yabancı dil derslerinden ikinci sınav sosyal bilgiler, din kültürü ve ahlak bilgisi derslerinden birinci sınav olarak değerlendirilecek.
 
Ocak ayının ikinci haftasında öğrenciler bir dönemde üç yazılı sınav yapılan derslerden 3’üncü sınava, iki yazılı sınav yapılan derslerden 2’nci sınava girecekler.
 
Birinci dönem sonu karne notları hesaplanırken öğrencinin; okulda yapılan yazılı sınavlardan, performans ve proje ödevlerinden ve merkezi sınavlardan aldığı notlar toplanıp sınav sayısına bölünerek öğrencinin dönem sonu puanı belirlenecek.
 
Birinci dönem sonunda 
her öğrenci için tüm derslerden aldığı dönem sonu not ortalamaları ağırlıklandırılarak dönem sonu başarı puanı hesaplanacak. 
 
Mart ayının son haftasında, Türkçe, matematik, fen ve teknoloji, yabancı dil derslerinden ikinci dönem birinci yazılı sınavına girecekler.
 
Nisan ayının son haftasında sınav sistemine dahil olan tüm derslerden merkezi sınavlar yapılacak. Bu sınavlar bir dönemde 3 yazılı olan derslerden ikinci, iki yazılı 
sınav yapılan derslerden birinci sınav olarak değerlendirilecek.
 
Mayıs ayının son haftasında bir dönemde üç yazılı yapılan derslerden üçüncü, iki yazılı yapılan derslerden ikinci yazılı sınavlar yapılacak.
 
İkinci dönem sonunda her öğrenci için tüm derslerden aldığı dönem sonu not ortalamaları ağırlıklandırılarak dönem sonu başarı puanı hesaplanacak.
 
Dershanelere en az 15 sınıf şartı
 
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Özel Öğretim Kurumları Standartları Yönergesi’nde düzenleme yaptı. Buna göre dershanelerde en az 15 sınıf olacak. Sınıflar 20 metrekareden küçük olmayacak. Öğrenci sayısı da 30’u aşmayacak. Tüm özel öğretim kurumlarının bölümleriyle, kullanılacak araç gereçlerin standartlarını belirleyen yönergeye göre, anaokulu, anasınıfı ile okullardaki laboratuvarlar, resim ve müzik dersliklerinde her öğrenci için 4,5 metreküp hacim düşecek şekilde kontenjan tespiti yapılacak. Anaokullarındaki müdür odası en az 10 metrekare olacak. Kontenjanı 150’den fazla olan okulda ayrıca en az 10 metrekare büyüklüğünde müdür yardımcısı odası da bulunacak. 
 
Hürriyet'te yeralan habere göre, meslek liselerine yönelik, havacılık, denizcilik, otelcilik ve turizm kurs programları ile kurstaki diğer öğretim programındaki uygulama derslerinin, açık alan, fabrika, liman gibi yerlerde yapılacağı belirtilmişse kursla bu alanda hizmet veren özel kuruluşlar noterden onaylı yazılı anlaşma yapılacak. Resmi kurum ve kuruluşlara ait alanlarda uygulama dersleri yapılacaksa bu kurum ve kuruluşlar tarafından kursa verilen izin belgesi alınacak.

16 yıl sonra gerçek ortaya çıktı! Twitter sallandı!

16 yıl önce 28 Şubat medyasını da yanına alan Genelkurmay, dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan'ın MGK'da imzaladığını ileri sürdüğü 28 Şubat kararlarını imzalamadığını gerçeği ortaya çıktı. Erbakan’ın insafsızca eleştirenlere bu tam bir cevap oldu. MGK tutanaklarının 28 Şubat duruşmasında açıklanmasıyla 16 yıl sonra gelen adalet, sosyal medyada büyük yankı buldu.
Necmettin Erbakan'ın 16 yıl önce  tarihi MGK'da 28 Şubat kararlarını imzalayıp imzalamadığı tartışılıyordu. Tartışmayı 28 Şubat medyasını da yanına alarak Erbakan'ın kararları imzaladığını ileri süren Genelkurmay noktaladı. Dün görülen 28 Şubat davasının duruşmasında Genelkurmay'dan istenilen MGK tutanaklarının açıklanmasıyla gerçek ortaya çıktı.
Duruşmada okunan tutanaklarda Necmettin Erbakan'ın 'Bugün kararları imzalayıp, bu işi bitirelim" diyen paşalara, "İnceleyip değerlendirelim" şeklinde cevap vererek, kararları imzalamadığı ortaya çıktı.  Erbakan'ın 28 Şubat kararlarını imzalamadığının kesinleşmesi sosyal medyada da geniş yankı buldu. Kısa sürede TT listesine giren #ErbakanDikDurdu etiketi altında yapılan yorumlarda Erbakan'ın 28 Şubat'ta dik durduğu ifade edildi.

22 Eylül 2013

14 Eylül 2013

Mevlâna'nın Bir Mektubu

Bir gün Emîr Süleyman Pervane, Mevlâna'dan kendisine nasihat etmesi için ricada bulunmuştu. Mevlâna, bir zaman düşündükten sonra:

    — Emîr Pervane, Kuran'ı ezberlediğini duyuyorum, doğru mu? Pervane:

    — Evet.

    — Ayrıca, Şeyh Sadreddin'den hadis ilmi okuduğunu da duydum.

    — Evet. doğrudur.. Bunun üzerine Mevlâna şöyle buyurmuştu:

    — Madem ki, Allah ve onun Peygamberinin sözlerini okuyorsun, o sözlerden nasihat alamıyorsan. hiçbir âyet ve hâdis'in emrine uyamıyorsan, benim nasihatimi nasıl dinler ve ona uyarsın? Pervane, bu sözler üzerine ağlayarak dışarı çıkmıştı.

11 Eylül 2013

Hacıgilin Haydar Yıldız'dan Vecizeler

Kadın üçe ayrılır 
İnsan cinsi
İt cinsi mırtlıyen
Eşek cinsi inat

Çocuğu gördün mü kulaktozuna bir tokat vuracaksın 
Ya ziyandan geliyordur ya da ziyana gidiyordur

Radyoda hava durumunu dinleyen hacıillerden Haydar Amca Balkanlardan gelen soğuk hava kitlesi etkili olacak sözü üzerine;
Ula bu balkanlar nerede bir duvar çekin de soğuk gelmesin.


Dursun Ali AĞAÇ( DURSUN usta) 1960 yılında babası bunu evden ayırır. 3 çocukla beraber dışarda kalır. Ah yok emin yok. Marangoz olan DURSUN usta bakkaldan makarna ve vita yağı almış eve götürmüş. Bunu gören Haydar amca:
-DURSUN usta işin kaba tarafından başlamışsın. Sen daha yeni ev oluyorsun ne diye makarna ve vita yağı alıyorsun. 

10 Eylül 2013

DÖRTBİN HADÎS-İ ŞERİF’İN ÖZÜ

İmam Ebû Davud (rh), beş yüz bin hadîs-i şerîfi hâfızasına nakşetmiş idi. Bunlardan seçtiği dört bin sekiz yüz hadîs-i şerîf ile “Sünen-i Ebî Dâvud” denilen meşhur kitabını meydana getirmiştir.

Bu kitap bilhassa İslâm fıkhına dâir hükümler için pek muteber bir kaynaktır. Ebû Davud, bu kitabını imam Ahmed İbn-i Hanbel’e göstermiş, o büyük müctehid bu kitabı çok güzel bulmuştur. Bu kitap “Kütüb-i Sitte’nin” üçüncüsü sayılmaktadır.

Ebû Davud hazretleri demiştir ki: "Ben bu kitabımda dört bin sekiz yüz hadîs-i şerîf topladım. İnsana dîni için bunlardan şu dört hadîs-i şerîf yeter:

1- Amellerin hükümleri, kıymetleri niyetlere göredir.

2- Kişinin kendisine fayda vermeyecek şeyleri terk etmesi, İslamiyetinin güzelliğindendir.

3- Bir mü’min, kendi nefsi için isteyip hoşlandığı şeyi kardeşi için de isteyip hoşnut olmadıkça hakkı ile mü’min olamaz.

4- Helâl de açıktır, haram da açıktır. Bunların arasında ise birtakım şüpheli şeyler vardır. Harama düşmemek için bu şüpheli şeylerden de sakınmak lâzımdır.  

08 Eylül 2013

ABDESTLİ İKEN ÖLEN ŞEHİD OLUR

Resûlullâh Efendimiz (s.a.v), Enes bin Mâlik'e (r.a.)  “Ölüm meleği, sana abdestli olduğun halde gelirse şehîd olarak ölürsün.” buyurdular

Bu sebeple Tâbi’în’den Kürz bin Vebere (r.a.) Hazretleri vefât ettikleri gece midesinde rahatsızlık olmasına rağmen rûhunu abdestli olarak vermek ve şehîdlik rütbesine ermek için seksen defa abdest almışlardır.

Abdest, sahibini dünya ve âhiret şerlerinden muhafaza eder, başına gelen sıkıntıları da hafifletir.

Allâhü Teâlâ, Hz. Mûsâ (a.s.)’ya şöyle vahyetti:

“Abdestin yok iken sana bir musîbet gelirse bunu başkasından değil ancak kendinden bil.”

Abdest, her halde mü’minin silahıdır. Mü’min onunla insan ve cin şeytanlarına karşı mücadele eder, abdest onu hoşuna gitmeyecek hallerden korur.

Abdullâh bin Ömer (r.anhümâ) Resûlullâh (s.a.v.)’dan şöyle nakletti: “Kim abdestli olarak gecelerse, onunla beraber bir melek onun için istiğfâr ederek sabahlar ve şöyle der: Yâ Allâh! Bu kulunu bağışla, zira o geceyi temiz olarak geçirdi.”

Uyku ölümün kardeşidir. Bir kimse abdestli uyursa rûhu semâya yükselir. Allâhü Teâlâ’ya secde etmesi için ona izin verilir. Nitekim Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) hadîs-i şerîflerinde buyurdular ki:

“Kul abdestli olarak uyursa rûhu arşa yükseltilir, rüyası doğru çıkar. Eğer abdestli uyumazsa rûhu bu mertebeye ulaşamaz, rüyasında gördükleri karışık olup doğru çıkmaz.”

“Her kim abdestli olarak uyursa, yatağı ona mescid (gibi), uykusu sabahlayıncaya kadar namaz (kılmış gibi) olur…” 

BİNALARDA İZOLASYON

Kışın soğuktan, yazın sıcaktan korunmak, yakıt ve enerji tasarrufu edebilmek için binaları izole etmek lazımdır.

İzolasyon çevrenin kirlenmemesine de faydalıdır. Aynı zamanda binaları rutubetten, küf, mantar, terleme vb. şeylerden korur.

05 Eylül 2013

MANEVİ İKLİME YOLCULUK


بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
 Bütün hamtlar ve övgüler Allahu Teâlâ’ya mahsustur. Kâinat’ın zerresi adedince, salât ve selam bütün insanlığın Efendisi Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.) âline ashabına olsun..

Değerli okurlarım!  HAC: Kelime olarak yönelmek kastetmek’bir kimseyi veya bir yeri çokça ziyaret etmek’anlamlarına gelir. Tarih boyunca insanın kafasını kurcalayan bazı sorulara cevap bulma yeridir.

Hac. Dinimizin beş esasından biridir. Hicretin dokuzuncu yılında farz kılınmıştır. Farziyeti, Kitap sünnet ve icma ile sabittir. Hac, Alla hu Teâlâ’nın Al-i İmran Suresi’nin 96. Ayetiyle Müslümanlara farz kıldığı, hem bedeni ve hem de mali bir ibadettir. Allah (c.c.) şöyle buyuruyor.

إِنَّ أَوَّلَ بَيْتٍ وُضِعَ لِلنَّاسِ لَلَّذِي بِبَكَّةَ مُبَارَكًا وَهُدًى لِلْعَالَمِينَ

“Şüphesiz (yeryüzünde) insanlar için kurulan ilk ma’bed Mekke’deki çok mübarek ve âlemler için hidayet (kaynağı) olan Kâbe’dir.”

فِيهِ آيَاتٌ بَيِّنَاتٌ مَقَامُ إِبْرَاهِيمَ وَمَنْ دَخَلَهُ كَانَ آمِنًا وَلِلَّهِ عَلَى النَّاسِ حِجُّ الْبَيْتِ مَنْ اسْتَطَاعَ إِلَيْهِ سَبِيلًا وَمَنْ كَفَرَ فَإِنَّ اللَّهَ غَنِيٌّ عَنْ الْعَالَمِينَ

 

Orada apaçık nişaneler,(ayrıca) İbrahim’in makamı vardır Oraya giren emniyette olur. Yol bakımından gidebilenlerin o evi haccetmesi, Allah’ın insanlar üzerinde bir hakkıdır. Kim inkâr ederse bilmelidir ki, Allah bütün âlemlerden müstağnidir.” (Ali İmran suresi.97)

 

Belirli şartları taşıyan Müslümanlara ömründe bir defa haccetmek farz’ı ayındır. Bir gün Allah-u telalanın kutsal yarattığı Mekke-i Mükerreme’ye gidip, Beytullah’ı tavaf etmek onu doya doya seyretmek, , Medine-i Münevvere’de Güzeller güzelini (s.a.v.) ziyaret etmek, Cennet bahçesi Ravzada namaz kılmak, her müminin gönlünde yatan bir arzudur.

Hac: Ruhen ve bedenen O,na yöneliş Yüce Allah’ın misafirleri olma, duaları makbul hac yolcuları arasına katılmadır. Manevi ziyafet sofrasında sonsuz ikramlarla mücehhez olma şerefine nail olmaktır.

 Bu yolculuk dualar ve yakarışlarla yüklüdür. Oralarda kulluğun özü dua; hal diliyle bilinçli sözlerle ifade edilir. Her ne istenirse ondan istenir. Rahmete açılan eller boş dönmez. Hikmetine ve kulun maslahatına uygun olarak yakarışlara cevap verilir. Gerçekten hac ibadeti, manevi yönden çok heyecanlı bir ibadettir.  Bu ibadetin icra edildiği günler, en bereketli ve kıymetli zaman dilimi olarak hayatımıza yansıyacaktır.

 Takdir edileceği üzere hac; Sadece bedenimizin seyahati değil aynı zamanda ruhumuzun, gönlümüzün, duygu ve düşüncelerimiz in’de seyahatidir.

Hac. İbadetinin bünyesinde; iman, sabır, azim, irade, tavaf, namaz, gözyaşı, tefekkür, istişare, say, vakfe, sadaka, kurban, dua, tanışma, kardeşlik, gibi” insanın maddi ve manevi varlığını olgunlaştıran birçok değerler bulunmaktadır.

 Mekke-i Mükerreme, Arafat, Müzdelife, Mina ve Medine-de bir insan seli oluşmaktadır. Bütün Resül, Nebi, Veli, ruhlarının arefe günü hazır bulunduğu; ismini bu kelimeden alan ve hac ibadetine basamak olan, bütün hüccacın ırk, renk, soy, beyaz, siyah, küçük, büyük, zengin fakir, amir, memur, makam, mevki, farkı olmaksızın herkesin bembeyaz giysilerle mahşeri hatırlatan, bu güzide mümin topluluğun bir amacı var.

Hac. Mahşer meydanından bir görüntü, ilk insan ve ilk peygamberin, ilahi af için yalvardığı ve rahmete kavuştuğu ve dualarının, kabul edildiği yalvarabilene kurtuluşun müjdelendiği,  muradına da erdiği yer. Hazreti Allah (c.c.) Bir kutsi hadiste, şöyle buyurur. ”Rahmetim Gazabımı aştı” diyen Allah (c.c.) gözle görülür, elle tutulur şekilde ”işte sana rahmet zemini” diye gösterdiği yerdir. İlgili ayeti kerimede Mevla Teâlâ şöyle buyuruyor.

 وَأَتِمُّوا الْحَجَّ وَالْعُمْرَةَ لِلَّهِ فَإِنْ أُحْصِرْتُمْ فَمَا اسْتَيْسَرَ مِنْ الْهَدْيِ وَلَا تَحْلِقُوا رُءُوسَكُمْ حَتَّى يَبْلُغَ الْهَدْيُ مَحِلَّهُ فَمَنْ كَانَ مِنْكُمْ مَرِيضًا أَوْ بِهِ أَذًى مِنْ رَأْسِهِ فَفِدْيَةٌ مِنْ صِيَامٍ أَوْ صَدَقَةٍ أَوْ نُسُكٍ فَإِذَا أَمِنتُمْ فَمَنْ تَمَتَّعَ بِالْعُمْرَةِ إِلَى الْحَجِّ فَمَا اسْتَيْسَرَ مِنْ الْهَدْيِ فَمَنْ لَمْ يَجِدْ فَصِيَامُ ثَلَاثَةِ أَيَّامٍ فِي الْحَجِّ وَسَبْعَةٍ إِذَا رَجَعْتُمْ تِلْكَ عَشَرَةٌ كَامِلَةٌ ذَلِكَ لِمَنْ لَمْ يَكُنْ أَهْلُهُ حَاضِرِي الْمَسْجِدِ الْحَرَامِوَاتَّقُوا اللَّهَ وَاعْلَمُوا أَنَّ اللَّهَ شَدِيدُ الْعِقَابِ(

“Hac ve Umreyi Allah için tamamlayın. Eğer (elde olmayan bir sebeple) bunlardan alı konulursanız, kolayınıza gelen kurbanı gönderin. Kurban yerine varıncaya kadar, başlarınızı tıraş etmeyin. Sizden her kim hasta olursa yahut başından gelen bir rahatsızlığı varsa, oruç veya sadaka veya kurban olmak üzere fidye vermesi gerekir. Emin olduğunuz vakit kim Hac günlerine kadar Umre ile faydalanmak isterse, kolayına gelen bir kurban kesmek gerekir. Kurban kesemeyen kimse hac günlerinde üç memleketine döndüğü zaman yedi olmak üzere oruç tutar ki hepsi tam on gündür. Bu söylenenler, ailesi Mescid-i Haram civarında oturmayanlar içindir. Allah’tan korkun. Bilinki Allah’ın vereceği ceza ağırdır.”( (Bakara Suresi.196  

 Cenabı Hakkın, Arefe gününden daha çok kullarını Cehennem’den Azad ettiği hiçbir gün yoktur. Saçları başları, dağılmış: toza toprağa bölenmiş halde Arafat’ta toplanıp “Lebbeyk.” Diye çağrışan kullarına rahmetini indirir. Sonra onları meleklerine göstererek, Bunlar ne istiyorlar? Diye Meleklere karşı onlarla övünür” (Müslim) 

 Hacceden kimsenin, evinden çıkıp haccettikten sonra evine dönünceye kadar duası kabul olunur ve reddolunmaz diye eser varit olmuştur.

“Kim Allah (c.c.) için hacceder, bu esnada kötü işlerden ve Allah’a karşı gelmekten sakınırsa,-kul hakları müstesna- annesinin onu doğurduğu gün gibi döner. Cenabı Hakkın, Arefe gününden daha çok kullarını Cehennem’den Azad ettiği hiçbir gün yoktur. Saçları başları, dağılmış: toza toprağa bölenmiş halde Arafat’ta toplanıp Lebbeyk.” Diye çağrışan kullarına rahmetini indirir. Sonra onları meleklerine göstererek, Bunlar ne istiyorlar? Diye Meleklere karşı onlarla övünür” (Müslim)

Hz. İsmail (a.s.) ile validesi Hz. Hacer (r.anha) validemizin kabirlerin in’de Kâbe’i Muazzam’anın altınoluğun altında Hz. Nuh, Hz. Hud, Hz. Şuayb ve Salih (a.s.) Hz. mübarek kabirlerinin de Zemzem kuyusu ile Makam-ı İbrahim arasında olduğu rivayet olunmaktadır.

 Haccın fazileti ile ilgili hadisi şerifler. “Kim Haremeyn yolunda ölürse (Mekke-i Mükerreme ile Medine-i Münevvere, arasında) Cennete gider “Muhakkak birtakım günahlar vardır onları tövbeleri bile eritemez, O şekilde insana yerleşmişlerdir. Ancak O günahları Arafat’a çıkmak temizler.” Hacılar,”Allah-ın misafirleridir. Dileklerini verir. Dualarını kabul eder.

İbnu Abbas (r.a.) anlatıyor: Âlemlerin efendisi (s.a.s.) buyurdular ki: "Beyt'i (Kâbe-i Muazzama'yı) kim 50 defa tavaf ederse, günahlarından çıkar ve tıpkı annesinden doğduğu gündeki gibi olur”.Buradaki tavaftan maksat, şavtlar olmayıp, elli tam tavaftır. Ebu Bekr İbnu Abdurrahman anlatıyor:

Bir kadın Resullullah (a.s.)'a gelerek:"Ben haccetmek için hazırlık yapmıştım. Bana (bir mâni) arız oldu ne yapayım?" "Ramazan'da umre yap, zira o ayda umre tıpkı hacc gibidir" buyurdu." (Muvatta, Hacc,)

Hz. Aişe (r.anha.) anlatıyor: "Allah Rasülü (.a.s.) buyurdular ki: "Hiç bir kul, kurban günü, Allah (c.c) indinde kan akıtmaktan daha sevimli bir iş yapamaz. Zira kesilen hayvan, kıyamet günü boynuzlarıyla, kıl1arıyla, tırnaklarıyla gelecektir. Hayvanın kanı yere düşmezden önce Allah indinde yüce bir mevkiye ulaşır. Öyle ise, onu gönül hoşluğu ile ifa edin."
Ebu Bekri's-Sıddîk (r.a.) anlatıyor: "güzeller güzeli  (.s.a.s.)' "Hangi hacc daha efdaldir?" diye sorulmuştu. "Yüksek sesle tel biye getirilip, kurban kesilerek yapılan hacc!" diye cevap verdi." Hac, geçmiş günahları yıkar ve mahveder.” (Hadis-i şerif,)

Maddi ve manevi çeşitli sıkıntılara katlanarak hacca giden bir müminin, kötü söz ve davranışlardan uzak durması gerekir. Hacca gitmeden önce, mümkün mertebe bu ibadetin adabı ile birlikte esaslarını ve orada hangi fiillerin cezayı gerektirip hangilerinin haccı ifsat edeceğini öğrenmelidir. Bu mübarek yolculuğa çıkan bir Mü’min, sabırlı ve hoşgörülü olmalıdır. Kendisini ve temsil ettiği milletini küçük düşürücü davranışlardan sakınmalıdır.Rabbime emanet olunuz.

 

 

04 Eylül 2013

AYETEL KÜRSİYİ OKUMANIN FAZİLETİ

“Kim (beş vakit) farz namazın arkasında Âyetü’l-Kürsî’yi okursa o kimse, diğer namaza kadar Allâh’ın zimmetinde (himâyesinde)dir.” (Hadîs-i Şerîf, Taberânî, el-Mu’cemu’l-Kebîr)

ERZURUM'DA HALI YIKAMA SİZE BİR TELEFON KADAR YAKIN

TOMURCUK HALI YIKAMA
0442 214 19 34
0533 371 19 33

IŞILTI HALI YIKAMA
0442 242 05 97
0530 175 3414

POLAT HALI YIKAMA
0534 334 59 08
0 507 046 83 47

BURSADAKİ TORTUM DEMİRCİLER KÖYLÜLERİNİ MİLLETÇE ALKIŞLIYORUZ

Bursa'da yaşayan köylülerimiz ayda bir 27 hane reisi olarak toplanıyor. Kuranı Kerim okuyor, dua ediyor, birbirlerinden haberdar oluyor.
HABER YENİ FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYINIZ