BİR FATİHA DA SENDEN OLSUN

KİMLER GELDİ, KİMLER GEÇTİ? TIKLA DA GÖR

             Allah (cc), Kuran-ı Kerim’de Ankebut suresi   55. ayetinde:” Her canlı ölümü tadacaktır.”diyor. Bizler ve bu yazıyı siz...

31 Aralık 2012

Diyanet İşleri Başkanlığı 2013 yılı sınav takvimi


Diyanet İşleri Başkanlığı 2013 yılında yapmayı plandığı sınavları açıkladı. Diyanet yeterlik sınavı 2013belli oldu. Diyanet yeterlik sınavı mart ayında yapılacak. Diyanet sınavlarının tarihleri belli oldu ve merakla beklenen 2013 diyanet yeterlik sınavının da tarihi açıklanmış oldu.
Açıklanan takvime göre,
- MBSTS sınavının Mart ayında,
- Tashih-i Huruf Kursu giriş sınavı Eylül ayında,
- Uzman vaizlik, imam hatiplik ve Kur'an Kursu Öğreticiliği sınavı ise Ekim/Kasım aylarında,
yapılacak.
Kurum, görevde yükselme sınavını ise Aralık ayında yapmayı planlıyot
2013 DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI MUHTEMEL SINAV TAKVİMİ
SIRASINAVIN ADISINAV TARİHİSORUMLU BİRİM
1HAFIZLIK TESPİT SINAVIOCAK-NİSAN EKİM-AĞUSTOSEĞİTİM HİZ. GEN. MÜD.
2YURTDIŞI SÖZLEŞMELİ DİN GÖREVLİSİ SINAVIOCAKDIŞ İLİŞKİLER GEN. MÜD.
3MÜFETTİŞ YARDIMCILIĞI SINAVIOCAKREHBERLİK VE TEFTİŞ BŞK.
4ŞOFÖRLÜK SINAVIŞUBATİNSAN KAYN. GEN. MÜD.
5EĞİTİM GÖREVLİSİ SINAVIŞUBATİNSAN KAYN. GEN. MÜD.
6DİN İŞLERİ YÜKSEK KURULU UZMAN YARDIMCILIĞI SINAVIŞUBAT/MARTİNSAN KAYN. GEN. MÜD.
7YETERLİK/MBSTSMARTİNSAN KAYN. GEN. MÜD.
8CAMİ REHBERİ ALIM SINAVIMARTİNSAN KAYN. GEN. MÜD.
9DİN HİZMETLERİ MÜŞAVİRLİK, ATAŞELİK, KOORDİNATÖRLÜK SINAVIMARTDIŞ İLİŞKİLER GEN. MÜD.
10HAC GÖREVLENDİRME SINAVIMARTHAC VE UMRE HİZ. GEN. MÜD.
11HAC GÖREVLENDİRME SINAVI (SAĞLIK PERSONELİ İÇİN) YAZILINİSANHAC VE UMRE HİZ. GEN. MÜD.
12DİYANET İŞLERİ UZMAN YARDIMCILIĞI SINAVINİSAN/MAYISİNSAN KAYN. GEN. MÜD.
13MURAKIPLIK SINAVINİSAN/MAYISİNSAN KAYN. GEN. MÜD.
14İLÇE MÜFTÜLÜĞÜNİSAN/MAYISİNSAN KAYN. GEN. MÜD.
15VAİZLİK GİRİŞ SINAVINİSAN/MAYISİNSAN KAYN. GEN. MÜD.
16HAC GÖREVLENDİRME SINAVI (SAĞLIK PERSONELİ İÇİN) SÖZLÜMAYISHAC VE UMRE HİZ. GEN. MÜD.
17İHTİSAS KURSU GİRİŞ SINAVI-YAZILIMAYISEĞİTİM HİZ. GEN. MÜD.
182013-I AÇIKTAN ATAMA SINAVIMAYISİNSAN KAYN. GEN. MÜD.
19BAŞKANLIK PERSONELİ İÇİN KUR'AN KURSU ÖĞRETİCİLİĞİ, İMAM-HATİPLİK VE MÜEZZİN KAYYIMLIK UNVANLARINA GİRİŞ SINAVIHAZİRANİNSAN KAYN. GEN. MÜD.
20İHTİSAS KURSU GİRİŞ SINAVI-SÖZLÜHAZİRANEĞİTİM HİZ. GEN. MÜD.
21VAİZLİK GİRİŞ SINAVI (İHTİSAS KURSUNDAN MEZUN OLACAKLAR İÇİN)TEMMUZEĞİTİM HİZ. GEN. MÜD.
22TASHİH-İ HURUF KURSU GİRİŞ SINAVIEYLÜLEĞİTİM HİZ. GEN. MÜD.
23UZMAN VAİZLİK, K.K. UZMAN ÖĞRETİCİLİĞİ, UZMAN İMAM-HATİPLİK SINAVLARIEKİM/KASIMİNSAN KAYN. GEN. MÜD.
24SÖZLEŞMELİ PERSONEL ALIMIKASIMİNSAN KAYN. GEN. MÜD.
25AÇIKTAN (SABIK) ATAMA SINAVIKASIM-ARALIKİNSAN KAYN. GEN. MÜD.
26GÖREVDE YÜKSELME VE UNVAN DEĞİŞİKLİĞİ SINAVLARIARALIKİNSAN KAYN. GEN. MÜD.
NOT: 1. Başkanlığımızca yapılması planlanan sınav ve tarihleri muhtemeldir. İhtiyaç görülmesi halinde Başkanlığımız sınav ve tarihlerinde değişiklik yapabilir. 2. Sınav takviminde yer alan bazı sınavlar Başkanlığımızca başka bir kuruma yaptırılacağından, muhtemel sınav tarihi, ilgili kurumlarla yapılacak olan nihai protokol sonucunda belirlenecektir.Bu sınavlar için tarih değişikliği yapılabilir.

ERZURUMLULAR MEKKENİN FETHİNİ KUTLADI

Abdülmetin BALKANLIOĞLU hocamızdan, tertipleyenden, sohbete katılanlardan, maddi ve manevi destekleyenlerden Allah ( cc ) razı olsun.







30 Aralık 2012

DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞINA TAZE KAN

Hüseyin TİRYAKİ' nin oğlu Ömer TİRYAKİ  Bolu'ya imam olarak atanmıştır. Allah (cc) hayırlı etsin

KÖYÜMÜZDEN ÇIKAN DİN GÖREVLİLERİNİ GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ

ERZURUMLULAR! ALTERNATİF YILBAŞI KUTLAMASI VAR DAVETLİSİNİZ

FETİH; KURUMUŞ, ÇÖLLEŞMİŞ RUHLARA CANSUYU TAŞIMAKIR.

Anadolu Gençlik Derneği Erzurum Şubesi Mekke'nin Fethi'ni Kutluyor!
PROGRAM
* Abdulmetin BALKANLIOĞLU (Hatip)
* Kuran Ziyafeti
* Sinevizyon
* Hüseyin GONCAGÜL
* Umut MÜRARE
* Tiyatro Gösterisi

Tarih: 31 Aralık Pazartesi 2012
Saat: 19:00
Yer: Kazım Karabekir Kapalı Spor Salonu

YILBAŞI GECESİ TEVBE EDELİM

Dünya Bülteni / Haber Merkezi

Sivas Müftüsü Yusuf Şahin, yılbaşı gecesini hindi keserek, içki tüketerek ve çam süsleyerek kutlamanın İslam diniyle bağdaşır bir tarafı olmadığını söyledi. Şahin, "Olması gerekenin ömrümüzden bir yıl geçtiğini unutmamalı, yeni bir sayfa açmalı, hatamıza ve yanlışlarımıza tövbe etmeliyiz." dedi.

Müftü Yusuf Şahin, 2012'nin bittiği ve yeni bir yılın başlayacağı şu günlerde yılbaşını nasıl değerlendirmek gerektiği konusunda açıklamalarda bulundu. Şahin, zaman ve çabuk tükenen ömrün ganimet bilinmesi gerektiğine işaret ederek şöyle devam etti: "Çünkü Peygamberimiz (SAV) 'Hastalık gelmeden önce sağlığın, ölüm gelmeden önce ömrün, dara düşmeden önce zamanın kıymetini biliniz.' der. Dolayısıyla takvim yılının değişmesi hiçbir şey ifade etmez. İnsanlar üzerinde şu tesiri göstermeli: Ben bir yıl daha yaşlandım. Bir yıl daha ömürden tükettim. Mezara biraz daha yaklaştım. Geldiğim yere hızla gidiyorum. Acaba hazırlıklı mıyım demelidir. Cenab-ı Allah, Kur'anı'nda 'Ey Müminler, yarın için ne hazırladınız?' der. Mümin yarın için ne hazırladığını çok iyi bilmeli."

YILBAŞI KUTLAMALARININ KÖKÜ BELİRSİZ

"Bir takvim yılı bitip öbürüne geçerken 'Allah'ım ben bir yılda şöyle hatalar yaptım. Önümüzdeki takvim yılını benim için hayırlı kıl diye tefekkür etmeli. Bir yılı önüne koyarak artı ve eksileriyle çok iyi hesap etmeli ve gelecek yılı kendine hazırlamalı." diyen Şahin, şunları kaydetti:
"Ama maalesef nereden alındığı bilinmeyen, kökü nereye dayandığı belli olmayan bir anlayış var toplumda. Yılbaşı gecesi diye, yani bir takvim yılının girişini adeta Allah'ın razı olmayacağı ve Allah'ın insanın sağlığına faydalı görmediği bir ortamda geçirilmeye çalışılıyor ki, bu çok büyük bir tehlikedir. İçki tüketilmesi, kumarlar oynatılması, buna benzer ahlak dışı hal ve hareketlerde bulunulması insanlığa yakışan bir şey değildir."

Müftü Şahin, Allah'ın kulunu çok sevdiğini, sevdiği için de bütün nimetleri onun emrine verdiğini, kulun da bu nimetlerden helal olanı tüketmesi gerektiğini ifade etti. İnsanların yılbaşında hindi kesmeyi adet haline getirdiğini söyleyen Şahin, "Hindi insan için helal bir gıdadır. Her zaman nasıl ki bir küçükbaş, büyükbaş hayvanları kesip Allah'ın nimetlerinden faydalanma hakkına sahipseler, kanatlı hayvanlardan da istifade etme hakkımız vardır. Tavuktur, hindidir, başkası olabilir. Ama hindiyi özellikle bir takvim yılının bitip diğerinin başladığı gecede içkiyle mezeyle, kendi öz benliğinden olmayan başkasının din dışı göreneğinden hareketle yapılırsa bunun İslam diniyle örtüşür tarafı yoktur." şeklinde konuştu.

Hristiyanlık aleminin yılbaşı gecesini Hz İsa (a.s)'nın doğum yıl dönümü dolayısıyla yaptığına dikkat çeken Şahin, şöyle devam etti:

"Onun doğumu bizim için de bir değerdir. Nasıl ki Hz. Muhammed bizim için değerse, Peygamberimizden önce gelen bütün peygamberler bizim için değerdir. Çünkü Hz. İsa, Kur'an'da bahsedilen bir peygamberdir. Bugün Hristiyan aleminin gerçek İncil'de geçen Hz. İsa'yı yad ettiklerini düşünmüyorum. Hz. İsa'nın getirdiği dinde de içki, kumar, ahlak dışı davranışlar ve batıl inanışlar yasaktı. Şu an yeryüzünde Allah'ın Cebrail(a.s) aracılığı ile indirdiği İncil değil, insanların heva ve heveslerine göre uydurduğu bir makale var. Bunu hele hele Müslüman aleminin örnek almış olması büyük bir yanlışlıktır."

"YILBAŞI KUTLAMASI HURAFEDİR"

Yılbaşında çam kesilmesinin de yanlışlığına dikkat çeken Yusuf Şahin, "Filiz gibi bir çamı niye kesip de asıyorsun, ne faydası var. Bunlar tamamen batıl hurafelerdir. Bugün aydın insanlar hurafelerle, gericilikle mücadele ediyoruz derler, oysa bugün çam kesme veya yılbaşı geliyor diye özel bir gayret; hurafeden, yobazlıktan gericilikten başka bir şey değil; çünkü bu 2 bin yıl önceki olayı, bugün bu şekilde yorumlamak, hangi aydınlıkla örtüştürebiliriz anlamış değilim." ifadelerini kullandı.

Şahin, yılbaşında olması gerekenin ömrümüzden bir yıl geçtiğini unutmadan yeni bir sayfa açmak gerektiğini, hatalara ve yanlışlara tövbe etmenin önemli dönüm noktası olacağına işaret etti.

28 Aralık 2012

EZAN DUASI

Sözlükte bildirmek, duyurmak, çağrıda bulunmak, ilan etmek anlamlarına gelen ezan, dini bir terim olarak, farz namazlarının vaktinin girdiğini belli sözlerle ve özel bir şekilde ilan etmek, bildirmek demektir. Ezanın sözleri aşağıdaki şekildedir:
Allâhü ekber Allâhü ekber (Allah en büyüktür, Allah en büyüktür)
Allâhü ekber Allâhü ekber (Allah en büyüktür, Allah en büyüktür)
Eşhedü en lâ ilâhe illallâh (Ben tanıklık ederim ki Allah’tan başka ilah yoktur)
Eşhedü en lâ ilâhe illallâh (Ben tanıklık ederim ki Allah’tan başka ilah yoktur)
Eşhedü enne Muhammeden Resûlullâh (Ben tanıklık ederim ki Muhammed Allah’ın elçisidir)
Eşhedü enne Muhammeden Resûlullâh (Ben tanıklık ederim ki Muhammed Allah’ın elçisidir)
Hayye ale's-salâh Hayye ale's-salâh (Haydin namaza gelin, haydin namaza gelin)
Hayye ale'l-felâh Hayye ale'l-felâh (Haydin falaha/kurtuluşa gelin, haydin felaha/kurtuluşa gelin)
Allâhü ekber Allâhü ekber (Allah en büyüktür, Allah en büyüktür)
Lâ ilâhe illallâh (Allah’tan başka ilah yoktur)
Sabah ezanında “hayye ‘alel-felâh”tan sonra  iki defa
“es-salâtü hayrum-minennevm” (namaz uykudan hayırlıdır) denir.
“Kamet” de ezan ile aynıdır sadece “hayye’alel-falâh” cümlesinden sonra iki kere “kad kâmetis-salâh” (namaz başladı)  cümlesi  okunur.
Medine’ye hicretten sonra, Mescid-i Nebevî’nin inşası tamamlanıp düzenli bir şekilde cemaatle namaz kılınmaya başlanınca, Peygamberimiz (a.s.), vakitlerin girdiğini duyurmak için ne yapabileceğini sahabe ile istişare etmiş, neticede Hz. Peygamber’e vahiyle, ayrıca sayıları yirmiye kadar ulaşan sahabiye de rüyalarında bugünkü ezanın şekli öğretilmiştir. Ezan, sahabeden Hz. Bilal (r.a.) tarafından sabah namazında, yüksekçe bir evin damında okunarak uygulamaya başlanmıştır.
Ezan, sünnet-i müekked olmakla birlikte, Müslümanlığın şiarı haline gelmiştir. Ezan aracılığıyla halka hem namaz vaktinin girdiği ilan edilmekte, hem de Allâh’ın büyüklüğü, Peygamberimizin O’nun elçisi ve namazın kurtuluş olduğu ilan edilmektedir. 
Ezan, dinimizin en önemli şiarlarından biridir. Ezan, Müslüman’ın kimliğidir. Bir aidiyeti ifade eder. Özgürlük bildirisi olan ezan, müminleri Allah’a itaat etmeye, şuura, uyanıklığa, takvaya davet eden bir bildiridir. Gönüller onunla yumuşar, duygu yüklü terennümleriyle gözler dolar, ona alışık kulaklar, onu dinlemekten zevk alır. Ezanın hayatımızdaki kıymetini bilebilmek için kısa bir ayrılık yeter. Ezan seslerinden uzak bir ülkede bir süre yaşayınca ve geri dönünce bunu yaşarız. Hele uzun yıllar ezansız kalmış kulaklar için o, gerçek bir rahmet çağlayanı gibidir.
Ezan, başlı başına bir davettir, irşaddır. Hazreti Bilal (r.a.)’den günümüze, insanlığı O’na çağıran bu ses, her zaman cevabını bulmuş ve dünya var oldukça da bulacaktır. Bu çağrı kelimeleri aşan, açıklanamaz, kavranamaz bir davettir. Arapça’yı ve Türkçe’yi bilmeyen niceleri, dinledikleri muhteşem ezanlarla hidayete mazhar olmuşlardır. Bu konuda yüzlerce hidayet hikayesi duymuş olmalısınız. 
 Ezan, bir tek olan Allah’a, rahmet peygamberi Muhammed’e (s.a.s.), kötülüklerden ve hayatın monotonluğundan alıkoyan namaza ve bu temel esaslar ekseninde felaha (huzur ve mutluluğa) çağrıdır. Bu itibarla ezanı duyan mümin, bu kutsal çağrıya kayıtsız kalmaz, büyük bir saygı ve hürmetle ona icabet eder.
Peygamberimiz (a.s.), ezan işitildiğinde aşağıdaki duanın okunmasını tavsiye etmiş ve bu dua hakkında şöyle buyurmuştur:
Bir kimse ezanı işittiği zaman;

Okunuşu: "Allâhümme Rabbe hâzihi'd-da'veti't-tâmmeh, ve's-salâti'l-kâimeh, âti Muhammedeni'l-vesîlete ve'l-fadîlete veb'ashü makâmem-mahmûdeni'l-lezî va'adteh.”
Anlamı:Ey bu eksiksiz davetin ve kılınan namazın sahibi! Muhammed'e vesîle'yi ve fazîleti ver. O'nu, vaat ettiğin Makam-ı Mahmûd üzere dirilt" derse, ona kıyâmet günü mutlaka şefaatim helal olur."  (Buhârî, Ezân, 8; Ebû Dâvûd, Salât, 28)

MEVLANADAN ÖĞÜT VE DUA

27 Aralık 2012

DÜNYAYA GELEN SON DEMİRCİLER KÖYLÜSÜ



Köyümüz sakinlerinden   Mahmut POLATn bir kızı dünyaya gelmiştir.POLAT  ailesini tebrik ederiz.

Allah(cc) hayırlı evlat etsin.(Amin)

BÜYÜK RİSK İŞTE BUDUR

Star televizyonunda yayınlanan " Büyük Risk" adlı programda sorulan soru şöyle:
"Sabah namazı kaç rekattır?" Sorusuna yarışmaya katılan üç orta yaş bayan yarışmacı sizce ne cevap vermiştir? Çok kolay cevap verildiğini düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Çünkü hiçbir yarışmacı cevap veremedi.
ASIL BÜYÜK RİSK BUDUR. DÜNYAYA NİÇİN GÖNRELDİĞİNİ BİLMEYEN BİR NESİL. Akıl baliğ olan her insanın her gün yapması gereken farz olan bir ibadet. Ama bilinmiyor. Yarışmaya katılanları, bu yazıyı okuyanları, bu yazıyı yazanı kısacası hepimizi Allah ( cc ) ıslah etsin.
Allah sonumuzu hayrettsin

HASTA OLMAMAK İÇİN BURNUNUZU AÇIK VE TEMİZ TUTUN

Sadece soğuk algınlığı ve grip gibi hastalıklarda değil, burnu açık ve temiz tutmak, yeterli oksijen dolaşımı açısından tüm vücut sağlığında önemli rol oynuyor.
Trakya Üniversitesi (TÜ) Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Faruk Yorulmaz da burnu açık ve temiz tutmanın son derece hayati öneme sahip olduğunu söyledi.
Kış mevsiminde soğuk algınlığı,nezle, grip, sinüzit ve bronşit gibi solunum sistemini ilgilendiren hastalıkların ortaya çıkmaya başladığını belirten Prof. Yorulmaz, ''Tedavi edilmediği zaman ölümlere kadar giden bu hastalıklardan korunmanın yolu, burnu temiz ve açık tutmaktır'' dedi.

26 Aralık 2012

MEB 2013 SINAV TAKVİMİ

Milli Eğitim Bakanlığı 2013 yılı içerisinde yapacağı sınavların tarihlerini açıkladı.

MEB'in takviminde 32 sınav yer alıyor. Seviye Belirleme Sınavı (SBS) Parasız Yatılılık ve Bursluluk Sınavı (8. sınıf) 8 Haziran 2013 tarihinde yapılacak.

5,6,7,9,10 ve 11. sınıflar için Parasız Yatılılık ve Bursluluk Sınavı ise 09 Haziran 2013 tarihinde yapılacak.

İŞTE MEB'İN 2013 YILI SINAV TAKVİMİ


SIRASINAVIN ADISINAV TARİHİ
1.Açık Öğretim Ortaokulu - I. Dönem Sınavı 2013/AÖO-121 Ekim 2012
2.Açık Öğretim Lisesi -I. Dönem Sonu Sınavı 2013/AÖL-119-20 Ocak 2013
3.Mesleki Açık Öğretim Lisesi- I. Dönem Sonu Sınavı 2013/ MAÖL-119-20 Ocak 2013
4.Motorlu Taşıt Sürücü Adayları Sınavı 2013/MTSAS-102 Şubat 2013
5.Motorlu Taşıt Sürücü Adayları Sınavı 2013/MTSAS-216 Mart 2013
6.Motorlu Taşıt Sürücü Adayları Sınavı 2013/MTSAS-313 Nisan 2013
7.Açık Öğretim Ortaokulu - II. Dönem Sınavı 2013/AÖO-214 Nisan 2013
8.Mesleki ve Teknik Açık Öğretim Okulu Emlak Danışmanlığı- Mortgage Brokerliği 2013/ED_MB-114 Nisan 2013 Emlak Danışmanlığı 10.00 Mortgage Brokerliği 14.00
9.Mesleki ve Teknik Açık Öğretim Okulu Bilgisayar İşletmenliği –l . Dönem Sınavı 2013/Bİ-114 Nisan 2013
10.Mesleki ve Teknik Açık Öğretim Okulu Bilgisayar Destekli Proje Çizimi (autocad) 2013/BDPÇ-112 Mayıs 2013
11.Mesleki ve Teknik Açık Öğretim Okulu Ön Muhasebe Sertifika Programı Sınavı 2013/ÖM-112 Mayıs 2013
12.Mesleki ve Teknik Açık Öğretim Okulu (Elektrik Tesisatçılığı Yetki Belgesi I. Dönem Sınavı) 2013/ETYB-112 Mayıs 2013
13.Açık Öğretim Lisesi -II. Dönem Sonu Sınavı 2013/AÖL-211-12 Mayıs 2013
14.Mesleki Açık Öğretim Lisesi - II. Dönem Sonu Sınavı 2013/MAÖL-211-12 Mayıs 2013
15.Seviye Belirleme Sınavı Parasız Yatılılık ve Bursluluk Sınavı (8. sınıf) 2013/SBS08 Haziran 2013
16.Parasız Yatılılık ve Bursluluk Sınavı (5,6,7,9,10 ve 11. sınıflar) 2013/PYBS09 Haziran 2013
17.Motorlu Taşıt Sürücü Adayları Sınavı 2013/MTSAS-429 Haziran 2013
18.Açık Öğretim Ortaokulu - III. Dönem Sınavı 2013/AÖO-330 Haziran 2013
19.Mesleki ve Teknik Açık Öğretim Okulu Bilgisayar İşletmenliği Sınavı 2013/Bİ-230 Haziran 2013
20.Açık Öğretim Lisesi (AÖL)- III. Dönem Sonu Sınavı 2013/AÖL-320-21 Temmuz 2013
21.Mesleki Açık Öğretim Lisesi - III. Dönem Sonu Sınavı 2013/MAÖL-320-21 Temmuz 2013
22.Motorlu Taşıt Sürücü Adayları Sınavı 2013/MTSAS-524 Ağustos 2013
23.Mesleki ve Teknik Açık Öğretim Okulu (Elektrik Tesisatçılığı Yetki Belgesi II. Dönem Sınavı) 2013/ETYB-224 Ağustos 2013
24.Mesleki ve Teknik Açık Öğretim Okulu Emlak Danışmanlığı- Mortgage Brokerliği 2013/ED_MB-224 Ağustos 2013 Emlak Danışmanlığı 10:00 Mortgage Brokerliği 14:00
25.Mesleki ve Teknik Açık Öğretim Okulu Bilgisayar Destekli Proje Çizimi (autocad) 2013/BDPÇ-224 Ağustos 2013
26.Mesleki ve Teknik Açık Öğretim Okulu Ön Muhasebe Sertifika Programı Sınavı 2013/ÖM-224 Ağustos 2013
27.Motorlu Taşıt Sürücü Adayları Sınavı 2013/MTSAS-602 Kasım 2013
28.Mesleki ve Teknik Açık Öğretim Okulu Emlak Danışmanlığı- Mortgage Brokerliği 2013/ED_MB-302 Kasım 2013 Emlak Danışmanlığı 10.00 Mortgage Brokerliği 14.00
29.Mesleki ve Teknik Açık Öğretim Okulu (Elektrik Tesisatçılığı Yetki Belgesi Sözlü Uygulama Sınavı) 2013/ ETYB-302 Kasım 2013 Sabah:10.00 Öğle:14.00
30.Motorlu Taşıt Sürücü Adayları Sınavı 2013/MTSAS-714 Aralık 2013
31.Açık Öğretim Ortaokulu - I. Dönem Sınavı 2014/AÖO-115 Aralık 2013
32.TÜM BAKANLIKLARA BAĞLI/İLGİLİ KURUM VE KURULUŞLARLA YAPILACAK OLAN PROTOKOLLÜ SINAVLARI.Dönem: OCAK-ŞUBAT-MART-NİSAN II. Dönem: EKİM-KASIM-ARALIK

25 Aralık 2012

25.12..2012 PROF.DR.MUSTAFA AĞIRMAN HOCA'NIN RİYAZÜ'S-SALİHİN SOHBETİNİN ÖZETİ

Sohbete katılan, sunan ve yapılmasına vesile olandan Allah(cc) razı olsun. Kuranı Kerim tilavetinin ardından hocamız sohbete başladı. Sohbetin kısaca özeti şunlar:
*Abdestin önemi ve fazileti hakkında konuştu.
*Abdest alan kişinin abdest aldığı organlar nurlanacaktır.
*Peygamberimiz Hz. Muhammet (SAV) kardeşlerimi -Benden sonra dünyaya gelen beni görmeyenleri- ben yüzlerindeki ellerindeki ve yaklarındaki nurlardan tanırım. Çünkü onlar abdest alırlar ve nurlanırlar.
*Mümkünse her namaz için abdest alınız.
*Abdesti güzel alınız. Farzlarını, sünnetlerini, müstehaplarını ve adabını iyi öğrenin ve uygulayın.
*Abdestin vaciplerini de eşinize dostunuza sorun aldığınız cevapları yorum kısmına yazınız.
*Bugünden itibaren abdest dualarını öğrenelim. Aile efradımıza da öğretelim. Uygulayalım.
Abdest duaları:
a)  Eller Yıkanırken
Abdest alacak kimse, abdeste başlarken "Eûzü ve Besmele" çektikten sonra:
Okunuşu: Elhamdulillâhillezî ce’alel-mâe tahûren ve ce’alel-İslâme nûra.
Anlamı: Suyu temizleyici, İslâm'ı da nur kılan Allah'a hamdolsun.
b)  Ağız yıkanırken
Okunuşu: Allahümme! Eskınî min havzı nebiyyike ke’sen lâ ezme’u ba’dehu ebedâ
Anlamı: "Ey Rabbim, bana Peygamberinin havzından bir kâse içir, ondan sonra hiç susamayayım."
c)  Burna Su Verilirken
 Okunuşu: Allahümme! Lâ tahrimnî râihate na’îmike ve cinânike
Anlamı:  "Allah'ım! Beni nimetlerinin ve cennetlerinin güzel kokularından mahrum etme."
d) Yüz Yıkanırken

Okunuşu. Allahümme! Beyyıd vechî binûrike yevme tebyeddu vucûhun ve tesveddu vucûh”
Anlamı: "Ey Rabbim! Nice yüzlerin beyaz, nice yüzlerin kara olacağı günde yüzümü nurunla beyaz kıl, nurlandır."
e) Sağ Kol Yıkanırken

Okunuşu: Allahümme! Atınî kitâbî bi-yemînî ve hâsibnî hısâben yesîra
Anlamı: "Ey Rabbim! Kitabımı sağ elime ver ve hesabımı kolay gör."
f) Sol kol yıkanırken
Okunuşu: Allahümme! Lâ tutınî  kitâbî bi şimâlî ve lâ min verâi zahrî ve lâ tuhâsibnî hısâben şedîda
Anlamı: "Ey Rabbim! Kitabımı sol elime verme, arkamdan da verme, ve hesabımı zorlaştırma."
g) Baş meshedilirken
Okunuşu: Allahümme! Ğaşşinî bi rahmetike ve enzil ’aleyye min berakâtike
Anlamı: "Allah'ım beni rahmetinle sar, üzerime berekâtından indir."
h) Kulak meshedilirken
Okunuşu: Allahümmec’alnî mine’l-lezîne yestemi’ûne’l-kavle fe yettebi’ûne ahsenehû”
Anlamı: "Ey Rabbim! Beni sözü dinleyip de ona en güzel şekilde tabi olanlardan kıl."
i)  Boynuna Meshederken
Allahümme! Atık rakabetî minen-nâri (Ey Rabbim! Benim boynumu ateş esâretinden kurtar.)
ı) Ayaklar Yıkanırken

Okunuşu: “Allahümme! Sebbit kademeyye alas-sıratı yevme tezûlü fihil-akdam”
Anlamı: "Ey Rabbim! Nice ayakların kaydığı günde benim ayaklarımı sırat üzerinde sabit kıl."
k) Abdest Bittikten Sonra
Okunuşu:  Eşhedü en lâ ilâhe illalâhu vahdehû lâ şerîke leh. Ve eşhedü enne Muhammeden ‘abdühu ve resûlühü.
Allahümmec’alnî minet-tevvâbîne vec’alnî minel-mutatahhirîn.
Sübhanekellâhümme ve bi-hamdike eşhedü en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbü ileyke
Anlamı: Şehadet ederim ki Allah’tan başka ilah yokturO, birdir ve O’nun ortağı yoktur ve şehadet ederim ki Muhammed O’nun kulu ve elçisidir.  "Allâhım! Beni tövbe edenlerden ve çok temizlenenlerden eyle. (Allah’ım! Seni noksan sıfatlardan tenzih ederim. Allah’ım!! Şehâdet ederim ki Senden başka hiç bir ilâh yoktur. Senden mağfiretini isterim ve Sana tövbe ederim."
BU YAZIYI TWİTTER, FACEBOOK, GOOGLE+, BLOGGER VE EMAİL YOLUYLA EŞE DOSTA DUYURALIM

24 Aralık 2012

Türkiye'de 2012 yılına damga vuran olaylar

OCAK
06.01.2012– İLKER BAŞBUĞ TUTUKLANDI
13.01.2012 – RAUF DENKTAŞ VEFAT ETTİ
13.01.2012 – LEFTER VEFAT ETTİ
21.01.2012 - TÜRKİYE’NİN İLK YÜZ NAKLİ ANTALYA’DA YAPILDI
ŞUBAT
04.02.2012 – HUMUS KATLİAMI
11.02.2012 – BAŞBAKAN İKİNCİ KEZ AMELİYAT OLDU
14.02.2012 - MİT’ YÖNELİK OPERASYON
22.02.2012 – KONYAALTI EMNİYET MÜDÜRÜ VURULDU
24.02.2012 – ADANA’DA BARAJ FACİASI: 8 İŞÇİ HALA KAYIP
27 ŞUBAT - YILDIRIM DEMİRÖREN TFF BAŞKANI OLDU
MART
11.03.2012 – İSTANBUL ÇADIR YANGINI: 11 İŞÇİ ÖLDÜ
13.03.2012 – SİVAS DAVASI DÜŞTÜ
NİSAN
03.04.2012 – ERZURUM TEDAŞ İŞÇİLERİNİN HAZİN SONU
06.04.2012 - ÇAYCUMA KÖPRÜ FACİASI
04.04.2012 – 12 EYLÜL DAVASI BAŞLADI
12.04.2012 – 28 ŞUBAT SORUŞTURMASI
15.04.2012 – ÇEVİK BİR TUTUKLANDI
MAYIS
04.05.2012 – ÇİFT KOL NAKLİ OLAN ATİLLA KAVDIR ÖLDÜ
12.05.2012 - GALATASARAY ŞAMPİYON OLDU
16.05.2012 – FENERBAHÇE TÜRKİYE KUPASINI ALDI
HAZİRAN
16.06.2012 – ŞANLIURFA CEZAEVİ İSYANI : 13 ÖLÜ
22.06.2012 – SURİYE UÇAĞIMIZI DÜŞÜRDÜ
24.06.2012 – MURSİ, MISIR CUMHURBAŞKANI OLDU
TEMMUZ
02.07.2012 – AZİZ YILDIRIM TAHLİYE OLDU
04.07.2012 – SAMSUN’DA SEL DEHŞETİ: 14 ÖLÜ
AĞUSTOS
03.08.2012 – ŞEMDİNLİ’DE BÜYÜK OPERASYON : ÇOK SAYIDA TERÖRİST ÖLDÜRÜLDÜ
05.08.2012 – HAKKARİ’DE ÇATIŞMA : 8 ŞEHİT
12.08.2012 – OLİMPİYATLARDAN 5 ALTIN MADALYA İLE DÖNDÜK
20.08.2012 – GAZİANTEP’TE BOMBALI SALDIRI : 10 ŞEHİT
21.08.2012 – ŞIRNAK’TA ASKERİ ARAÇ KAZA YAPTI: 10 ŞEHİT
EYLÜL
03.09.2012 – BEYTÜŞŞEBAP’TA ÇATIŞMA : 10 ŞEHİT
05.09.2012 – AFYON ‘DA CEPHANELİK PATLADI : 25 ŞEHİT
06.09.2012 – İZMİR MÜLTECİ FACİASI : 58 ÖLÜ
16.09.2012 – BİNGÖL ‘DE HAİN SALDIRI : 10 ŞEHİT
25.09.2012 – NEŞET ERTAŞ VEFAT ETTİ
EKİM
02.10.2012 – TURGUT ÖZAL’IN MEZARI AÇILDI
03.10.2012 – SURİYE’DEN ATILAN TOP MERMİSİ AKÇAKALE’YE DÜŞTÜ : 5 ÖLÜ
04.10.2012 – SURİYE TEZKERESİ MECLİS’TEN GEÇTİ
10.10.2012 - SURİYE UÇAĞI ANKARA’YA İNDİRİLDİ
12.10.2012 – ALEX ÜLKESİNE DÖNDÜ
13.10.2012 – SURİYE’DE ÇATIŞMALAR ŞİDDETLENDİ
16.10.2012 - SURİYE SINIRI ISINDI , ÇATIŞMALAR TÜRKİYE’DEN İZLENDİ
18.10.2012 – SURİYE’DEN KAÇIŞLAR SÜRÜYOR
KASIM
07.11.2012 - OBAMA TEKRAR ABD BAŞKANI SEÇİLDİ
10.11.2012 - SİİRT’TE HELİKOPTER DÜŞTÜ : 17 ŞEHİT
11.11.2012 - İSRAİL GAZZE’YE SALDIRDI
ARALIK
04.12.2012 – ŞİLE’DE GEMİ FACİASI : 7 KİŞİ HALA KAYIP
11.12.2012 - ADANA’DA KENDİNİ YAKAN KADIN
18.12.2012 - GÖKTÜRK UZAYA FIRLATILDI

İLİM YOLUNDA BİR İBRET


İmâm-ı Gazâlî Hazretleri, ilim tahsil etmek için gittiği Cürcan’dan dönerken başından geçen bir hadiseyi şöyle anlatıyor:
“Haramiler yolumuzu kestiler ve yanımda ne varsa hepsini alıp gittiler. Ben de peşlerinden gidip onları takip ettim. Reisleri dönüp bana: ‘Hadi, geri dön. Yoksa seni öldürürüz.’ dedi.
‘Sizden sadece, ders notlarımı geri vermenizi istiyorum. Zaten size faydası olacak bir şey de değil.’ dedim. ‘Neymiş o notların?’ diye sordu.
‘Şu çuvalın içindeki kitaplar, ben onları dinlemek ve yazmak için yerimi yurdumu terkettim.’ deyince güldü.
‘Sen ilim öğrendiğini nasıl söyleyebilirsin? Biz onları senin elinden aldık, sen de o ilimlerden ayrılmış oldun ve ilimsiz kaldın.’ dedi. Sonra da arkadaşlarından birine emretti, kitaplarımın olduğu çuvalı bana verdiler.”
İmâm-ı Gazâlî Hazretleri şöyle devam etti: Allâhü Teâlâ beni irşad için bu haramileri karşıma çıkarıp konuşturdu. (Memleketim) Tus şehrine gelince, yazmış olduğum notlarımı ezberlemek için tam üç sene uğraştım ve tamamını ezberledim. Artık haramiler yolumu kesip kitaplarımı alacak olsalar bile ilmimi alamayacaklar, ilimsiz kalmayacaktım

23 Aralık 2012

SİRKENİN YARARLARI

Sirke gıdâ maddesi olarak kullanıldığı gibi temizlikte ve hekimlikte de kullanılır.
Sirke, elbiselerdeki mürekkep vesair başka lekeleri, sudan daha iyi temizler. Sirke hem soğutucu ve hem de ısıtıcı husûsiyete sâhiptir. Soğutuculuğu, harâret vermesinden daha kuvvetlidir.
Üzüm şırasından yapılan sirke, iltihaplı mideye faydalıdır, safrayı keser, zararlı ilaçların zararını giderir, vücutta katılaşan süt ve kanı çözer, mideyi temizler, bağırsakları tutar, susuzluğu keser. Yeni meydana gelmekte olan şişliklerin büyümesine engel olur, hazma yardım eder, balgama karşı faydalıdır, katı gıdâları yumuşatır ve kanı inceltir.
Sirke; sıcak olarak ağızda gargara yapılacak olursa, diş ağrılarına karşı faydalı olup, diş etlerini de kuvvetlendirir.
Parmakların uçlarında ve tırnak diplerinde meydana gelen dolama, ekzama, harâretli şişlikler ve ateş yanığına karşı faydalıdır.
Yaralara, kaşıntıya, haşerat sokmasına, ateş yanığına faydalıdır.
Çıban, yara, sivilce ve uyuza faydalıdır. Gülsuyu veya gülyağı ile birlikte kullanılırsa, baş ağrısı için iyidir.
Sirke iştahı açar. Bal ve pekmez şerbetlerine de katılır, buna sirke şurubu; sekencebîn denir.

Midede gastrit, yanma varsa sirke alınmaz.

DOKUNMATİK CİHAZ KULLANANLAR DİKKAT!


Teknoloji hayatı kolaylaştırıyor ama yeni rahatsızlıkları da beraberinde getiriyor. Dokunmatik cihazların yaygınlaşmasıyla ortaya çıkan "Sürekli gerilim sakatlığı" bunlardan biri. El, kol ve dirseklerde ağrıya yol açan hastalığa yakalanmak da korunmak da sizin elinizde...

Dokunmatik cihazlar ulaşımdan, eğitime, iletişimden, eğlenceye artık her alanda kullanılıyor. Bu küçük asistanların getirdikleri kolaylıkların yanında bazı zararları da var.

"Sürekli Gerilim Sakatlığı"

Tıp literatürüne yeni giren "Sürekli gerilim sakatlığı" da bu zararlardan biri... Özellikle parmakların küçük ve sık dokunuşlarla sürekli titreşime maruz kalması, bu hastalığa davetiye çıkarıyor.

Hastalığın ilk belirtileri, el, kol ve dirseklerde meydana gelen ağrılarla ortaya çıkıyor.

"Tablet Göz Hizasında Kullanılmalı"

Hastalıkla ilgili bilgi veren Nöroloji ve Klinik Nörofizyoloji Uzmanı Prof. Dr. Burhanettin Uludağ, "Tableti daha çok göz hizasına yakın bir şekilde kullanmalıdırlar. Dizlerinde kullanmaktan ziyade genellikle oturarak masa üzerine bir konsola tabletlerini yerleştirip bu şekilde çalışırlarsa çok daha verimli olur" dedi.

"Kullanım Süresi 2 Saati Geçmemeli"

Cihazları kısa süreli kullanmakta yarar var.

Prof. Dr. Burhanettin Uludağ bu konuda da, "Çalışma sürelerini 2 saatin altında tutarlarsa uykusuzluk yahut depresyona eğilim gibi mental hafıza yorgunluğu ya da beyin yorgunluğu gibi durumlara düşmekten korunmuş olurlar" şeklinde konuştu.

İlaç ve fizik tedavi ile rehabilite edilebilen hastalık, yanlış kullanımla tekrar ortaya çıkabiliyor.

2013' TE KAÇ GÜN TATİL YAPACAĞIZ

Yılın ilk günü her zamanki gibi tatille başlıyor. 2013 yılında bütün dini bayram ve milli bayram tatillerimizin hafta içine denk geliyor olması çalışanlar için bir avantaj.

Ramazan Bayramı'nın arife günü Çarşamba, Kurban Bayramı'nın arife günü ise Pazartesi'ne geliyor.

İşte 2013'teki tatiller ve bayram tatili süreleri:

YILBAŞI 1 GÜN 1 Ocak Salı
ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI 1 GÜN 23 Nisan Salı
EMEK VE DAYANIŞMA GÜNÜ 1 GÜN 1 Mayıs Çarşamba
ATATÜRK'Ü ANMA GENÇLİK VE SPOR BAYRAMI 1 GÜN 19 Mayıs Pazar
RAMAZAN BAYRAMI ARİFESİ 1/2 GÜN 7 Ağustos Çarşamba
RAMAZAN BAYRAMI 1. GÜN 8 Ağustos Perşembe
RAMAZAN BAYRAMI 2. GÜN 9 Ağustos Cuma
RAMAZAN BAYRAMI 3. GÜN 10 Ağustos Cumartesi
ZAFER BAYRAMI 1 GÜN 30 Ağustos Cuma
KURBAN BAYRAMI ARİFESİ 1/2 GÜN 14 Ekim Pazartesi
KURBAN BAYRAMI 1. GÜN 15 Ekim Salı
KURBAN BAYRAMI 2. GÜN 16 Ekim Çarşamba
KURBAN BAYRAMI 3. GÜN 17 Ekim Perşembe
KURBAN BAYRAMI 4. GÜN 18 Ekim Cuma
CUMHURİYET BAYRAMI 1.5 GÜN 28 - 29 Ekim Pazartesi - Salı

HAZRETİ MEVLANA' DAN ÖĞÜT

Kusur bulmak için bakma birine.
Bulmak için bakarsan bulursun.
Kusuru örtmeyi marifet edin.
İşte o zaman kusursuz olursun.
MEVLANA

22 Aralık 2012

BOŞSUN BOŞ

Beş günlük dünya boş.
Sana göre hava hoş.
Senin içinde bir şey bulamadım.
Boşsun boş.
Rumuz:Kardelen

KALU BELA NEDİR VE NERESİDİR

“Cenabı Hak ruhları yarattığı zaman, “Elestü birabbiküm” buyurdu, ruhlar da “Belâ” diye cevap verdiler. “Elestü birabbiküm” ben sizin Rabbiniz değil miyim demekken; “Kâlû belâ ise, evet sen bizim rabbimizsin iman ettik demektir. “ Kalubela tanımlamaları böyle başlar.

Şimdi  Ankebut suresinde bir ayet üzerinde düşünelim.: “İnsanlar sadece iman ettik diyerek sınanmadan bırakılacaklarını mı sandılar?

Bir yerlerde iman ettik denmiş.(?) Rabbimizsin denmiş.(?) Bu yer neresi diye düşündüğümüzde Araf suresindeki, bu Kâlû belâ ile ilgili ayeti buluyoruz.. Şimdi ayeti tekrarlıyorum, bakalım Kâlû belâ nedir?

Araf suresinin 172. ayetinde söyle bir anlatım var: “Rabbin Adem oğullarından, onların bellerinden zürriyetlerini almış ve onları kendine şahit tutmuştu.” Bakın “Adem oğullarından, onların bellerinden zürriyetlerini almış ve onları kendilerine şahit tutmuştu.” “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” “Elestü birabbiküm” diye “Evet şahidiz, Kâlû belâ dediler.” “Kıyamet günü biz bundan habersizdik diyemezsiniz.” Bakın burayı tekrar ediyorum arkadaşlar: “Kıyamet günü biz bundan habersizdik diyemezsiniz!” özellikle vurgu var. Şimdi Kâlu belâyı hanginiz hatırlıyor? Hanginiz öyle bir şey dediğinizi hatırlıyorsunuz? Bakın bir de vurgu yapmış “Kıyamet günü biz bundan habersizdik diyemezsiniz!”Bunu mecaz anlayamayız.Eğer mecaz alırsak vurguyu gözardı etmiş oluruz. Özellikle mecaz anlaşılmasın diye vurgu var. Şimdi gelin bunu birleştirelim. Ben size desem ki aslında şu anda Kâlû belâdayız.Allah'ın İlmindeyiz. Şu an yaşadığımız dünya bildiğiniz Kâlû belâ!

Rabbimin Adem oğullarından, bellerinden zürriyetlerini alarak kendilerine şahit tuttuğu, El hak esmasının her çeşitte tecelli ettiği bugün; herkesin O’nun diliyle “Evet şahidiz.” dediği bir dünyada yaşıyoruz."İnananlar, Yahudiler, Hıristiyanlar ve diğer dinlerden her kim: ALLAH'a ve ahirete inanır ve erdemli bir hayat sürdürürse, onların ödülleri Rab'leri katındadır. Onlar için korku ve üzüntü yoktur." 2.62

Hiç kimse kendi kendime oldum, kendi kendime varım diyemez. Kendi diliyle kah annem yarattı, kah tabiattan, kah şurdan kah burdan… Nihayetinde insan aslında zanları yıkıyor, hakikatte kim neyi nerde desin, orada Rabbel Âlemîn vardır.

Dolayısıyla biz bundan habersizdik diyemeyecek insan; çünkü Allah  "El hak" dır.“Hak”, Allah’ın esmasından biri. Hakikati apaçık ortada olan, inkar edilmesi imkansız olan.

Allah-u Teala böyle diyor. Ki bu da böyle zaten, onaya ihtiyacı yok. Aman sakın yanlış anlaşılmasın!

Birde eşyayı öğrendiğimiz yer vardır. Ki bu iki yerde aslında bu dünya..

Allah Adem’e, yaratılış ve değerlerine uygun varlıklara verdiği isimleri, isimlendirilen varlıkları, varlık hakkındaki bilgileri, varlıkla bilgilerin irtibatını, harfleri, kelimeleri, lafızları, manaları, cümleleri, lehçeleri, davranışları, ferdin ve toplumun ihtiyaçlarını, uyum kurallarını, gerek duyacağı bütün bilgileri öğretti.” Bakın Allah-u Teala’nın ayeti zaten şuanda tecelli ediyor.Sürekli birşeyler öğreniyoruz.

Arafa/172:"..“Ben sizin Rabbiniz değil miyim?.." (Bu Soru bilmediğimiz,hatırlamadığımız bir aleme  veya derin şahitsiz bir mecaza dahil edilirken)

Münker Nekirin  Rabbin kim sorusuna:"Rabbimiz Allah'tır." deyip, sonra da dosdoğru olanlara gelince onlar için hiçbir korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir.46/13 ( Bu soruda ölümden sonrasınn imtihanı olarak anlatılmakta)

Ama ortada dünyanın nere olduğunu anlayamadığımızı bir boşluk çıkmaktadır.İşte soru kalubela anında sorulurken cevap bir çeşit yaşamla yeryüzünden veriliyor olabilir.

Araf süresinindeki (Kalubelada ki) Rabbiniz kim ile Münker Nekirin soracağı Rabbin kim sorusu Rahman bilir ama aynı soru olabilir.Ve hangi cevap verilirse verilsin Allah'ın El Hak olmasından kaynaklan bir gerçek gereği kişiyi verdiği cevaptan mesül olduğu bir imtihan bekliyor olabilir.

Vefat eden defnedildiğinde imam mezarın başında bazı telkinler yapar.Nakledilen ve günümüzde pek uygulanmayan telkinlerden biri şudur;

"Ne zamandan beri Müslümansın dendiğinde -Kalübeladan beri müslüman olduğunu söyle! (?)" Dikkat ediniz bu tavsiye ölüye yani boyut/alem değiştirmiş kişiye yapılmaktadır.Yani gittiği yerde bu cevabı vermesi istenmektedir. Gittiği yere bu dünyadan gittiğine göre bu dünyanın nere olduğu biraz daha netleşir.

Bütün bu anlattığımız konuların esasında örnek olduğu ve Rahmanın katından insanların algı düzeylerine göre anlatımın kolaylaştırdığını bilirseniz bu örneğin hayata akışı farklı olacağı bilinmeli ve buna göre anlam ve kavram kargaşasının olacağı hesaba katılmalıdır.

20 Aralık 2012

EY ATEŞ! SERİN VE SELAMET OL

Hz. İbrahim (a.s.) kavmini putlara tapmaktan vazgeçip Allâhü Teâlâ’ya ibadete davet ediyor fakat onlar bundan vazgeçmiyorlardı. Bir bayram günü herkes bayram yerine gitti. Hz. İbrahim hasta olduğunu söyleyip gitmedi. Putların bulunduğu yere gitti ve bir balta ile hepsini kırdı, sonra da elindeki baltayı en büyük putun boynuna asarak oradan ayrıldı.
Halk, bereketlensin diye putların yanına bıraktıkları yemekleri almaya geldikleri zaman putlarının halini görünce Nemrut’a ‘İbrahim, putlarımıza dil uzatıyor, onlarla alay ediyordu. Bunu ancak o yapmıştır.’ dediler. Huzuruna çağırıp “Ey İbrahim! Bunu ilahlarımıza sen mi yaptın.” diye sordu. Hz. İbrahim de “Belki de şu büyüğü yapmıştır. Eğer konuşurlarsa onlara sorunuz. Kendisiyle beraber küçük putlara da tapmanıza kızmış ve onları kırmıştır.” deyince biraz insafa geldiler. Sonra ‘Bunların söz söylemediğini sen de biliyorsun,’ dediler. Bunun üzerine onlara nasihat etti, “O halde Allâh’ı bırakıp da size hiç bir fayda ve zarar veremeyecek putlara mı tapıyorsunuz?” dedi.

Fakat, neticede Hz. İbrahim’i zindana attılar. Yedi yıl zindanda kalan Hz. İbrahim hakkında Nemrut ve kavmi yakılarak öldürülmesine karar verdiler. Üç ay boyunca, odunlar toplanıp yığıldı. Her taraftan tutuşturulan odunlar yanınca pek şiddetli bir ateş meydana geldi. Havada uçan kuşlar bile bu ateşin şiddetinden yanıp kavruluyordu. Hz. İbrahim’i bu ateşe nasıl atacaklarını bilemiyorlardı. Yanlarına lânetli İblis, insan suretinde gelip onlara mancınığı öğretti. Onlar bir mancınık yapıp ona bağlıyarak Hz. İbrahim’i ateşe attılar. Allâhü Teâlâ “Ey ateş! İbrahim’e serin ve selamet ol.” buyurdu ve ateşin yakıcı ve sıcak tesiri yok oldu, bir bahçe, bir gülzar oldu. Orada yedi gün kalan Hz. İbrahim’in bu harikulâde halini Nemrut gördü. Yanına melekler insan suretinde gelip oturuyorlardı. Bu mucize karşısında Nemrut Hz. İbrahim’in oradan çıkmasını istedi ve onu serbest bıraktı. Fakat batıl dininden ayrılmadı.
İbrahim aleyhisselâmın ateşe atıldığı zaman en son sözü ‘Hasbiyellâhü ve ni’me’l-vekîl’ olmuştu.”(Hadîs-i Şerîf, Sahih-i Buhârî)

18 Aralık 2012

18.12..2012 PROF.DR.MUSTAFA AĞIRMAN HOCA'NIN RİYAZÜ'S-SALİHİN SOHBETİNİN ÖZETİ

Sohbete katılan, sunan ve yapılmasına vesile olandan Allah(cc) razı olsun. Mehmet Zait Kotku Cami imamının Kuranı Kerim tilavetinin ardından hocamız sohbete başladı. Sohbetin kısaca özeti şunlar:
1. Yatmadan önce yatakta oturarak  Felak ve Nas sureleri okunmalı. Sonra ellerimize üfleyip vücudumuza baştan aşağı sürmeliyiz.
2. Yatmadan önce Mülk suresini " Taberekellezi biyedihil mülk..." okumalıyız.
3. Ayet el Kürsiyi okumanın fazileti anlatıldı. Yatmadan önce kim ayet el kürsiyi  okursa Allah(cc) okuyana bir melek gönderir onu sabaha kadar cinden şeytandan her türlü beladan korur.
4. Bir topluluk bir araya gelir Kuranı Kerim okur ve müzakere ederlerse Allah(cc) onları mukarreb melekleriyle beraber eder.
5. Bakara suresi "Büyük Elif Lam Mim" okunan eve şeytan gelmez.
Bu yazıyı okuyalım. Elimizden geldiği kadar da uygulayalım. Eşe dosta ve arkadaşlara duyuralım.
Hayra vesile olan hayrı yapan gibidir.

17 Aralık 2012

İLİM İNSANI KORUR

İlimle meşgul olan kişi Allah'ın rahmet ve bereketi altındadır

İlimle meşgul olan kişi boş işler peşine koşmaz
İlim peşinde koşturduğu sürece kendisine iyilik yazılır.
İlim halkasında bulunan kişi, kendini kötülükten korumuş olur
İlimle meşgul olan kişi fasıkların meclisine gitmekten kendini korumuş olur
İlim kişinin iyiyi doğruyu bulmasına yardımcı olur
Hazreti Peygamber şöyle buyurur:
"Bir kimse din ilmi talebi ile bir yola düşerse Allahü Teala Cennet yollarından birini ona kolaylaştırır"
İlim cennete giden bir yoldur kim ona tabi olursa hayatını kurtarır
İlim kişiye iki alemde de huzur ve sukunet verir.
Kişi ilimle hayatını güzelleştirmelidir. Hazreti Peygamber ilim ehline özel bir değer atfetmiş, özellikle ehli suffayı sıksık ziyaret etmiş, onların ihtiyaçlarını karşılamaları konusunda yardımcı olmuştur.
Bilgiden yoksun toplumlar çorak toprak gibidir. Bu toplumlarda erdem ve faziletlerin yeşermesi mümkün olamaz. Bir insan için dünyadaki en büyük servet ilimdir ki, bu yolda yürümekte olan kişiler yorulmazlar, bıkkınlık yaşamazlar. Çünkü ilim onların hayatlarını aydınlatan bir lamba olur.
İLİMDE SÜREKLİLİK ÖNEMLİDİR
Hz. Peygamber ilimde kolaylaştırıcı metotlar tercih etmeyi tavsiye etmiştir.
İlmi çalışmalarda tartışmalara gereksiz söz ve eylemlere yer verilmemelidir.
İlimle meşgul olan kişi öfke kontrolünü sağlamalı anlayışlı olmalıdır.
İlimde süreklilik önemlidir bu nedenle kesintiye fırsat verilmemelidir.
İlmi çalışmalarda ihtiyaçlar dikkate alınmalıdır
Kolay anlaşılır eserler seçilmeli ve ortam sıkıcı hale getirilmemelidir
İlimde ihlas ve samimiyet önemlidir.
Hz. Peygamber hayattayken, ilimle meşgul olan insanlar çevrelerine de faydalı olmuş ve İslam'ın tebliğini yapmışlardır. Efendimiz İslam'ı kabul eden bölgelere öğretmenler tayin etmiş ve burada yaşayan insanların İslamla tanışmasını sağlamıştır. Bu itibarla Medine'de yazı yazmayı bilenlerin sayıları hızla artmıştır.
Hazreti Peygamber ilme teşvik etmiş ve insanlardan bildiklerini başkalarına da öğretmelerini tavsiye etmiştir. Mesela kırsal kesimlerden Medine'ye gelip burada bir müddet kalan ve İslam'ı öğrenen heyetlere bildiklerini kabilelerine de öğretmelerini tesviye etmiştir.
Hazreti Peygamber, insanların İslamla şereflenmeleri için büyük çaba göstermiş, ilimle meşgul olan sahabesini övmüştür.
Resulullah Efendimiz büyük gayretleri neticesinde, cahiliye örf ve adetleri üzerine yaşayan bir toplumun yaşam tarzını değiştirmiş ve yeni bir toplum oluşturmuştur. Bu dönüşüm, kuşkusuz Efendimizin ve onun güzide sahabesinin gayretleri ile olmuştur. İlim sayesinde fethedilen ülkeler İslam'ın ışığına uyanmıştır.
O dönem maddi imkanlar kısıtlıydı. Hazreti Peygamber ve sahabesi kendi dönemlerinin şartlarında insanların bu ihtiyaçlarını karşılamışlardır.
Hazreti Peygamber, ilmin aynı zamanda ilimle meşgul olan kişinin hayatına yansımasını isterdi. Şayet öğretilen konular pratiğe yönelik ise, söylediğini önce kendisinin uygulamasını ve ya uygulamalı olarak öğretmesini isterdi. Bunun için bir konuyu iyice hazmetmeden diğerine geçmediği (on ayeti iyice hazmettirmeden diğer on ayete geçmediği) rivayet edilmektedir.
ÇOCUKLARLA İLMİ ÇALIŞMALAR YAPILABİLİR
Anne balar günün belli saatlerinde evde ilmi çalışmalar yapmalıdırlar
Konular çocuklarla birlikte seçilmeli ve istişare edilmelidir
Çalışma sıkıca hale getirilmemeli, çocuklar bıktırılmamalı sevecen bir dil ile anlatılmalıdır.İlimle meşgul olan kişi Allah'ın rahmet ve bereketi altındadır

ve çocukla ilişkiler geliştirilmelidir.
Safvan bin Assal radıyallahü anh bir gün mescide bulunan Peygamber Efendimizin yanına gider ve _Ya Resulullah ilim öğrenmek için geldim der. Efendimiz "İlim öğrenmek isteyenlere, melekler ilme olan sevgilerinden ötürü kanatlarıyla ilim talebesinin çevrelerinde birinci kat semaya kadar halka oluşturur" buyurdu.
Milli Gazeteden alıntıdır.

ERZURUM'DA HALI YIKAMA SİZE BİR TELEFON KADAR YAKIN

TOMURCUK HALI YIKAMA
0442 214 19 34
0533 371 19 33

IŞILTI HALI YIKAMA
0442 242 05 97
0530 175 3414

POLAT HALI YIKAMA
0534 334 59 08
0 507 046 83 47

BURSADAKİ TORTUM DEMİRCİLER KÖYLÜLERİNİ MİLLETÇE ALKIŞLIYORUZ

Bursa'da yaşayan köylülerimiz ayda bir 27 hane reisi olarak toplanıyor. Kuranı Kerim okuyor, dua ediyor, birbirlerinden haberdar oluyor.
HABER YENİ FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYINIZ