BİR FATİHA DA SENDEN OLSUN

KİMLER GELDİ, KİMLER GEÇTİ? TIKLA DA GÖR

             Allah (cc), Kuran-ı Kerim’de Ankebut suresi   55. ayetinde:” Her canlı ölümü tadacaktır.”diyor. Bizler ve bu yazıyı siz...

31 Aralık 2017

20 Aralık 2017

Palandökende Hz. Abdurrahman gazi (r.a.)


Bismillahirrahmanirrahim.


Bizleri Müslüman olarak yaratan, peygamber ve sahabe sevgisiyle donatan, Mevla Tealaya sonsuz hamd olsun. Âşıkların gözyaşları adedince, denizlerin damlaları adedinde, Salât ve selam Hz. Muhammed Mustafa  (s.a.v.) ‘e âline ve ashabına olsun

Allahumme salli ala Muhammed’in ve ala ali Muhammed

Değerli okurlarım! Erzurum-u ve Erzurumluların gönlünde Güzellerin en güzeli (s.a.v.) in getirmiş olduğu son ilahi mesajı, Anadolu topraklarına taşıyan, kutlu ordunun sancaktarlarından Hz. Abdurrahman Gazinin içinde yer aldığı, bu toprakları şereflendirdikten sonra, bu toprakları vatanlaştıran, Allah dostları, ibadettir. Rızaullah için, mahlûkuna hizmet diyerek, yüreklerin fethine yönelmiştir.

Hz. Abdurrahman gazi (r.a.) Erzurum’a 651- Habib bin Mesleme komutasındaki, orduyla Erzurum’a gelen Sahabelerdendir.

Erzurum salnamelerinden Hz. Abdurrahman Gazi şöyle geçer.

Erzurum’da şiveler dağı eteğinde, Sevgili peygamberin büyük ashabından Abdurrahman Gazi Hazretleri metfundur.

Abdurrahman gaziden bahseden ilk tarihi kaynak, H. 936. m. 1529.  yılında kanuni adına Erzurum havalisinin ilk yazıcı, defteri, bundan sonraki defterde Hz. Abdurrahman Gazinin Ashap dan ve Hz. peygamberin alemdarı olarak, bahsedilmektedir.

Evliya çelebi ise, eğerli dağı dibindeki, Hz Abdurrahman gazi teferruşgah, müftefi, cihannüma bir tekkede metfundur demiştir.

Marifet name sahibi İbrahim Hakkı Hazretleri Abdurrahman Gazi hazretlerini rüyasıda görür, kendisi tarafından mezarı gösterilir. Mezarı İbrahim hakkı hazretleri tarafından bulunup keşfedilir dervişleriyle, birlikte kabrinin bulunduğu yere türbesi yapılır.

İbrahim hakkı kendisi, oğlu Mehmet şakir ve yeğeni, Yusuf efendiler Hz. Abdurrahman gazi tekkesinde zaviyadarlık vazifesini yapmışlardır.

Diyanet işleri başkanlarından Erzurumlu Ömer Nasuh Bilmen Hz. Abdurrahman Gazi hakkında, Bu zatın ashabı güzinden olduğuna şüphe yoktur demiştir.

Türbe: 1794 yılında Erzurum valisi Yusuf ziya paşanın eşi Ayşe Hanım tarafından yeni baştan onarılmış ve günümüze kadar çeşitli tadilatlardan geçirilmiştir.

Türbenin yanında bulunan cami ise, Türbeden üç yıl sonra yaptırılmış ve sonradan tadilatlardan geçirilmiştir. Rabbim şefaatine nail eylesin.

Not: 2016-ağustos ayında, Erzurum’a sıla yi rahim için geldiğimde
Bu yazı Hz. Abdurrahman Gazi (r.a.) nın türbesinin girişi kapısının üzerinde ki tabelada yazılı olan yazıyı siz değerli hemşerilerimle paylaşıyorum. Selam ve dua ile.

Allahumme salli ala Muhammed’in ve ala ali Muhammed




01 Kasım 2017

Bugünle İlgili Sorular

(Gece yatmadan önce kısık sesle kendine sorulacaktır.)
Bugün, ölü kardeşinin etini yemek kadar iğrenç bir büyük günah olan gıybet günahını işledin mi?
Anasıyla zina etmek kadar pis bir günah olan riba alma veya verme muamelesi yaptın mı?
Bugün yediklerinin hepsinin helal olduğundan emin misin?
Bugün, Allah’ın sana nasip ettiği nimetlerin bir kısmını paylaştın mı?
Bugün, kendini Cehennem ateşinden korumak için neler yaptın?
Bugün Allah’ın rızasını kazanmak için ne gibi hayırlı ve iyi işler yaptın?
Bugün vakit namazlarını kıldın mı?
Namazın dinin direği olduğunu, onu yıkarsan dinini yıkmış olacağını biliyor musun?
Bugün faydalı, lüzumlu, hayırlı bilgi edinebildin mi?
Bugün insanlara surat mı astın, tebessüm mü ettin?
Bugün birkaç dakika bile olsa öleceğini, mezara konulacağını, kabir azabını, Kıyamet’i, yeniden diriltilmeyi, Mahkeme-i Kübra’da hesap vereceğini, Sırat köprüsünü, Cennete veya Cehenneme konulacağını düşünüp kendine çeki düzen vermeyi düşündün mü?


Bugün, dünkünden daha az konuşarak gevezeliğini ve zevzekliğini azalttın mı?
Bugün, azgın nefs-i emmareni biraz olsun dizginleyebildin frenleyebildin mi?
Bugün dünyanın, insanlığın, memleketin haline acıyıp üzüldün mü?
Bugün, pencere kenarına kuşlar için ekmek kırıntıları veya bulgur koydun mu?
Bugün, ayaklarına dolanan kediyi okşadın mı?
Bugün, etrafına denize bulutlara uçan kuşlara olup bitenlere ibret gözüyle baktın mı?
Bugün, düne göre ilerledin mi, geriledin mi?
Bugün üzerime düşen vazifeleri yaptın mı?
Bugün uhdemdeki emanetlerin haklarını verdim mi, yoksa onlara hıyanet mi ettim?

24 Ekim 2017

KÖYLÜMÜZ RAHMETLİ OLDU

الَّذِينَ إِذَا أَصَابَتْهُم مُّصِيبَةٌ قَالُواْ إِنَّا لِلّهِ وَإِنَّا إِلَيْهِ رَاجِعونَ

O sabredenler, kendilerine bir belâ geldiği zaman: Biz Allah'ın kullarıyız ve biz O'na döneceğiz, derler (Ali imran 156)
 Köylümüz Hacı Ahmet ÖNGEL 23 EKİM 2017 Pazartesi  günü rahmetli oldu. 24 EKİM 2017 Salı  günü TORTUM DEMİRCİLER KÖYÜ CAMİSİ'NDE öğle namazı sonrasında KÖYDE defnedilecek .Allah(cc) rahmet eylesin.Yakınlarına da sabır versin
Merhuma ve cümle geçmişlerimize bir fatiha okumayı unutmayalım.
Kaynak: Mahmut POLAT
KİMLER GELDİ, KİMLER GEÇTİ? TIKLA DA GÖR
2017'DEN SONRA KİMLER GELDİ, KİMLER GEÇTİ? TIKLA DA GÖR

19 Ekim 2017

DÜNYAYA GELEN SON DEMİRCİLER KÖYLÜSÜ

Köyümüz sakinlerinden Yusuf-Saadet AKPINAR Ailesinin bir kızı dünyaya gelmistir. Allah cc vatana, millete ve islama hadim eylesin. Amin

04 Ekim 2017

Baba kızlarını niye diri diri toprağa gömdün.

Bismillahirrahmanirrahim.
Bizleri Müslüman olarak yaratan, peygamber ve sahabe sevgisiyle donatan, Mevla Tealaya sonsuz hamd olsun. Âşıkların gözyaşları adedince, denizlerin damlaları adedinde, Salât ve selam Hz. Muhammed (s.a.v.) ‘e âline olsun.
Allahumme salli ala Muhammed’in ve ala ali Muhammed
Değerli okurlarım! Sevgililer sevgilisi (s.a.v.) Mekke-i Mükerreme’de Hira Nur dağında ilahi vahyi telakki etmekle yalnız Hicaz bölgesine değil bütün dünyanında dini, ahlaki, içtimai çehresini değiştirmek gibi ağır ve çetin bir vazifeyi tek başına yüklenmiş oluyordu.
Efendimiz  (s.a.v.) ilk önce doğru yola kılavuzlayacağı Arabistan ülkesi, çeşitli din ve mezheplerin, kötü geleneklerin, hurafelerin, her türlü ahlaksızlıkların dalgalandığı bir ülke idi.
Orada içki, kumar, hırsızlık, vurgunculuk önlenemez bir hale geldiği gibi yetimlerin, dulların, öksüzlerin, acizlerin mallarını ellerinden almak, zengin ve güzel kadınları kaçırmak gibi zorbalıklar vardı.
Kız çocuğu dünyaya getirmek yüz karası sayılırdı, kız çocuğu olan baba kızı olduğu için cahiliye döneminde yüz karası sayılır, başını yerden kaldırıp insanların yüzüne bakamazdı.
Kızın babası kız çocukları “dört beş” yaşına gelince babası annesine kızımı dayısına götüreceğim onu yıka güzel kokular sür, temiz elbiselerini giydir derdi.
Çaresiz anne de bu kelimenin ne anlama geldiğini çok iyi bilir ancak yapacağı bir şey yoktur. Sessizce ağlar, ağlar ve gözyaşlarını içine gömer.
Anne ciğer paresi yavrusunu yıkar temizler, baba kızının elinden tutarak evden uzaklaşır daha önce kazdığı bir çukurun yanına kadar ciğer paresi kızını götürür.
Baba kızına bir tekme vurarak diri diri toprağa gömer, kızın çığlık sesleri onlara mey sesi gibi gelirdi. Veya ellerinden tutulup su kuyularına atılır, onların boğulup gitmelerine karşı hissiz kalınırdı.
Darimi’nin Sünen’inde bildirildiğine göre bir gün Güzeller Güzeli’ne (s.a.v.) bir adam gelip “Ya Rasulallah ! Biz cahiliyet devrinde yaşamış insanlarız.
Putlara tapar, çocuklarımızı öldürürdük. Benim bir kızım vardı. Çağırdığım zaman yanıma sevinerek gelirdi.
Bir gün yine onu çağırmıştım. Koşarak geldi, arkama düştü. Onu evimize uzak olmayan bir kuyumuza kadar götürdüm.  Elinden tutup kuyuya atıverdim onun bana son sözü ‘babacığım babacığım!’ beni kuyuya niye

12 Eylül 2017

KÖYLÜMÜZ RAHMETLİ OLDU

الَّذِينَ إِذَا أَصَابَتْهُم مُّصِيبَةٌ قَالُواْ إِنَّا لِلّهِ وَإِنَّا إِلَيْهِ رَاجِعونَ
O sabredenler, kendilerine bir belâ geldiği zaman: Biz Allah'ın kullarıyız ve biz O'na döneceğiz, derler (Ali imran 156)
 Köylümüz ADNAN POLAT'IN eşi Asiye POLAT 12 EYLÜL 2017 SALI günü rahmetli oldu. tORTUM DEMİRCİLER KÖYÜ CAMİSİ'NDE ikindi namazı sonrasında KÖYDE defnedilecek .Allah(cc) rahmet eylesin.Yakınlarına da sabır versin
Merhuma ve cümle geçmişlerimize bir fatiha okumayı unutmayalım.
Kaynak: Mahmut POLAT
KİMLER GELDİ, KİMLER GEÇTİ? TIKLA DA GÖR
2017'DEN SONRA KİMLER GELDİ, KİMLER GEÇTİ? TIKLA DA GÖR

06 Eylül 2017

KÖYLÜMÜZ RAHMETLİ OLDU


الَّذِينَ إِذَا أَصَابَتْهُم مُّصِيبَةٌ قَالُواْ إِنَّا لِلّهِ وَإِنَّا إِلَيْهِ رَاجِعونَ
O sabredenler, kendilerine bir belâ geldiği zaman: Biz Allah'ın kullarıyız ve biz O'na döneceğiz, derler (Ali imran 156)
 Köylümüz Osman TİRYAKİ nin eşi Zennure TİRYAKİ 05 EYLÜL 2017 SALI günü rahmetli oldu. Kavak CAMİ'de ikindi namazı sonrasında Erzurum'da defnedilecek .Allah(cc) rahmet eylesin.Yakınlarına da sabır versin
Merhuma ve cümle geçmişlerimize bir fatiha okumayı unutmayalım.
Kaynak: Mahmut POLAT
KİMLER GELDİ, KİMLER GEÇTİ? TIKLA DA GÖR
2017'DEN SONRA KİMLER GELDİ, KİMLER GEÇTİ? TIKLA DA GÖR

21 Temmuz 2017

Huzurun adresi İslam

Bismillahirrahmanirrahim
                                               
Bizleri Müslüman olarak yaratan, peygamber ve sahabe sevgisiyle donatan, Mevla Tealaya sonsuz hamd olsun. Âşıkların gözyaşları adedince, denizlerin damlaları adedinde, Salât ve selam Hz. Muhammed (s.a.v.) ‘e âline olsun.
Allahumme salli ala Muhammed’in ve ala ali Muhammed.

Değerli okurlarım! İslam: Allahu Azimüşşan’ın emir ve yasaklarına teslim olmaktır. Müslüman’ın görevi, İslami bütünüyle yaşamaktır.

İslam, insanın bütün hayatını idare etmek ve bütün davranışlarını düzenlemek için gelmiştir. islamın emrettiği, yapılmasını istediği her şey güzeldir.

Yasakladığı, kaçınılmasını istediği her şey de çirkindir. İslamın olduğu yerde güzel vardır. Olmadığı yerde ise, çirkin vardır.

Elimiz, ayağımız, gözümüz, kulağımız, dilimiz, aklımız ve kısaca Mevla Teala’nın verdiği her şey bizim için birer emanettir. Allahu Tela’nın verdiğini O’nun istediği şekilde kullanamk, her müslümanın kaçınılmaz vazifesidir.

Bu vazifeyi yerine getirmeden dünya ve ahiret saadetine kavuşmak mümkün değildir. İlgili ayeti kerimede Rabbimiz şöyle buyurur.

”Kıyamet günü, aleyhlerinde kendi dilleri, kendi elleri, kendi ayakları, onların bütün yaptıklarına şahitlik edecektir.” (Nur Suresi, 24.)

Eğer, güzel huylu olgun bir Müslüman olmak istiyorsanız, ailenize, çocuklarınıza, akrabalarınıza, komşularınıza ve bütün insanlara karşı şahsınızla ilgili meselelerde bağışlayıcı ve hoşgörü sahibi olacaksınız..

Sevgili Peygamberim (s.a.v.) şöyle buyuruyor. ”Müslüman, insanlarla iyi geçinen ve kendisiyle de iyi ilişkiler kurulabilen kimsedir. Geçimi iyi olmayan kimseden hayır gelmez.” (Ahmed, Müsned,)

İlahi emrini bütün hareketlerine tatbik eden Kâinat’ın efendisi (s.a.v.) kendisine yıllarca hakaret eden, işkence eden, boykot yapan, öldürmek isteyen, vatanından kovan Mekke Müşriklerini, Mekke’nin fethinden sonra eline düştükleri zaman, sizi Allah ef etsin buyurarak serbest bırakmış, şahsına yaptıklarından dolayı cezalandırmamış, bağışlamıştır.

Sizde sevgilinin bu davranışlarını örnek edineceksiniz. Eğer olgun bir Müslüman olmak istiyorsanız, edep ve haya sahibi olacaksınız. Edep ve hayâ sahibi olmayan bir kimseden hayır beklemek mümkün değildir.

Terbiye ve utanma duygusundan mahrum kimseler, hem kendileri için hem de yaşadıkları cemiyet için  sıkıntıdır..

Bu sıkıntıdan kurtulmak için, İslami edep ve hayâ ile donatılmış imanlı bir gençlik yetiştireceksiniz. Bunu yaptığınız an, geleceğinizi kurtarmış olacaksınız.

Güzellerin en güzeli şöyle buyurur. ”Hayâ imandandır. İman Cennettedir cennete götürür. Çirkin ve edepsiz konuşmak cefadandır. Cefa ise Cehennemdedir. Cehenneme götürür.”  (Tirmizi.)

Yaptığınız her işte

19 Temmuz 2017

Yapmayın, etmeyin

Allah’tan başkasına kulluk etmeyin. (Bakara 83) 

Hakkı batıla karıştırıp da bile bile hakkı gizlemeyin. (Bakara süresi ayet 2/42)
 
Birbirinizin kanını dökmeyin. (Bakara 84)
 
İnsanlardan korkmayınız, Benden korkunuz. (Bakara 150)
 
Allaha şükredin, küfretmeyin. (Bakara 152)
 
Allah yolunda öldürülenlere “ölüler” demeyin (Bakara 154)
 
Haram yemeyin, rüşvet vermeyin (Bakara 188)
 
Haddi aşmayın, haddi aşanları Allah sevmez. (Bakara 190)
 
Ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın. (Bakara 195)
 
Şeytanın izinden gitmeyin. (Bakara 208)
 
Müşrik kadınları iman edinceye kadar nikahlamayın (Bakara 221)
 
Müşrik erkekleri iman edinceye kadar nikahlamayın (Bakara 221)
 
Temizleninceye kadar (eşinize cinsi temas için) yaklaşmayın. (Bakara 222)
 
Allah’ın çizdiği sınırları aşmayın. (Bakara 229)
 
Boşadığınız kadınların başkasıyla evlenmesine engel olmayın. (Bakara 232)
 
Boşadığınız eşle aranızdaki iyiliği de unutmayın. (Bakara 237)
 
Yaptığınız iyilikleri başa kakmayınız (Bakara 264)
 
Kendinizin almayacağı şeyleri sadaka olarak vermeyin. (Bakara 267)
 
Borçlarınızı yazmaya üşenmeyin (Bakara 282)
 
Şahitliği gizlemeyin (Bakara 282)
 
Allah’ın ipi (Kur’an’a) sarılın, parçalanmayın. (Al-i Imran 103)
 
Kafirleri sırdaş edinmeyin. (Al-i Imran 118)
 
Faiz yemeyin (Al-i Imran 130)
 
Gevşemeyin, üzülmeyin, eğer mü’min iseniz mutlaka en üstün sizsiniz. (Al-i Imran 139)
 
Yetim malı yemeyin. (Nisa 2)
 
Size selam verene “Sen mü’min değilsin” demeyin. (Nisa 94)
 
Allah’ın ayetlerinin inkar ve alaya alındığı yerde oturmayın. (Nisa 140)
 
Kafirlerin yönetici dost edinmeyin. (Nisa 144)
 
Günahta ve düşmanlıkta yardımlaşmayın. (Maide 2)
 
Para karşılığında ayetleri satmayın. (Maide 44)
 
Yahudi ve Hıristiyanları yönetici dost edinmeyin. (Maide 51)
 
Dininizi oyun ve eğlenceye alanlarla, kâfirleri dost ve yönetici edinmeyin. (Maide 57)
 
Helalleri haram kılmayın. (Maide 87)
 
Başkalarının tapındıklarına sövmeyin. (En’am 108)
 
Kötülüklerin açığına da gizlisine de yaklaşmayın. (En’am 151)
 
İslam’dan başka yollara uymayın; sizi Allah’ın yolundan ayırır. (En’am 153)
 
Yiyin için israf etmeyin (A’raf 31)
 
Bozgunculuk yapmayın. (A’raf 56)
 
Ölçü ve tartıyı tam yapın (A’raf 85)
 
Harpten kaçmayın (Enfal 15)
 
Allah’a ve Rasülüne hainlik yapmayın. (Enfal 27)
 
Birbirinizle çekişmeyiniz (Enfal 46)
 
Zalimlere boyun eğmeyin (Hud 113)
 
Yeminlerini bozmayın (Nahl 91)   
 
Eğirdiğini çözen kadın gibi olmayın. (Nahl 92)
 
Fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin. (İsra 31)
 
Zinaya yaklaşmayın. (İsra 32)
 
Haksız yere adam öldürmeyin (İsra 33)
 
Kızlarınızı fuhşa zorlamayın. (Nur 34)
 
Müşriklerden olmayın. (Rum 31)
 
Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin (Zümer 53)
 
Dini doğru tutun ve onda ayrılığa düşmeyin (Şura 13)
 
 (Söz, görüş ve fikirlerinizle) Allah ve Rasülü’nün önüne geçmeyin. (Hucurat 1)
 
Birbirinizin ayıbını arayan casus olmayın. Gıybet yapmayın. (Hucurat 11)

05 Temmuz 2017

Ailecek Ezberleyiverin.

15 Ekim 2004 tarihinden bugüne kadar haftanın beş mesai gününde TV5’de saat 09.45 de başlayıp 10.15’de biten Tefsir günlüğüne başlarken tekrarladığım şu aşağıdaki cümleleri ezberlemek isteyenlere yönelik olarak birkaç defa broşür halinde basıldı ama ihtiyaç karşılanamadı.
Bugün Milli Gazeteden tekrar yayınlıyorum. Evde, tatilde, kampta olanlar, ailenin bütün fertlerinin bir arada olduğu bir zamanda, en güzel okuma yarışmasını bu metin üzerinde yapsalar, hepsi birer defa okusalar, birinci, ikinci, üçüncüyü seçmeseler ve hepsinin birinci olduğunu ilan etseler.
Sonunda bu metnin her akşam okunmasına karar verseler ve ezberleyenler ödüllendirilse iyi olur.
Buyurun metni okuyun:
Rabbimiz, Allah,
Dinimiz, İslâm,
Peygamberimiz, Hz. Muhammed Mustafa sallallahü aleyhi ve sellem,
Kıblemiz, Ka’be,
Ademin neslindeniz,
Bütün insanlarla kardeşiz,
Kalü beladan beri Müslüman’ız,
Her sözü duyan, en güzeline uyanlardanız.
İçini Hak için, dışını halk için süsleyenlerdeniz.
Kitabımız, sözlerin en güzeli,
Kalbimizin kandili, aklımızın delili, gönlümüzün baharı, gözümüzün nuru, kulağımızın nağmesi, dilimizin zikri olan Kur’an-ı Kerim’dir.
Ufkumuzu, yedi kat semanın üstüne çıkaran, ötelerin ötesinden haber getiren, bizlere edebi ve edebiyatı öğreten Kur’an.
İmanla İnkârı, hayırla şerri, hak ile batılı, iyiyle kötüyü ayırt eden, kitapların anası Kur’an.
Bize öğütler veren, öğüdünü tutanların şanını yücelten, arkadan gelenlere doğru bir ün bırakan, dilimizin zikri Kur’an.
Ana sütü gibi, okuyanın yaşına, kültürüne, anlayışına uygun gıdalar veren, her türlü derdine derman olan Kur’an.
Ve her çağın kitabı olan Kur’an, bizim kitabımız, sizin kitabınız ve bütün insanlığın kitabıdır.
Özetle Hakkın halka hitabı olan Kur’an.”
Bir de benim elimde el yazması küçük bir kitapta şu aşağıda yazacaklarım beş sayfa içinde verili vermiş.
Yazılış tarihi yok ama kâğıdın duruşundan iki yüz yıllık olduğu tahmin edilebiliyor. Çocuğunuz nerede okursa okusun, siz de şu aşağıya aldığım bilgileri yavrularınızla beraber ezberleyiniz:
Rabbim Allah,
Dinim İslâm,
Kitabım Kur’an,
Peygamberim Muhammed Mustafa sallallahü aleyhi ve selem.
Kıblem Ka’be,
İtikadda Mezhebim, Ehli sünnet vel cemaat
Milletim İbrahim’in milleti
Âdem aleyhisselamın neslindenim,
“Kalü belâ”dan beri Müslüman’ım,
“Kalü belâ” şuna derler ki, Allah bütün ruhları yarattı. Ve “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” diye sordu. Bütün ruhlar da “Kalü belâ/Evet sen bizim Rabbimizsin” dediler. İşte o günden beri Müslüman’ım.
İslâm, beş şey üzerine kuruldu.
Allah’ın varlığına ve birliğine inanmak, Muhammed’in onun peygamberi olduğuna şahitlik yapmak.
Namazı dosdoğru kılmak,
Oruç tutmak,
Zekât vermek,
Hacca gitmek
İmanın şartı altıdır:
1- Allah’a iman.
Allah vardır, birdir, eşi ve benzeri yoktur.
2- Meleklere iman.
Melekler: Yemeyen, içmeyen, erkeklik ve dişiliği olmayan, Allah’ın emrettiğini yerine getiren, nurdan yaratılmış varlıklardır. Cebrail, Mikail, İsrafil ve Azrail büyük meleklerdirler.
3- Kitablara iman.
Allah’ın, peygamberlerine indirdiği yüz dört kitap vardır. Dördü büyük kitap, yüzü sahifedir. Dört büyük kitaptan Tevrat Musa’ya, Zebur Davud’a, İncil İsa’ya, Kur’an Hz. Muhammed Mustafa’ya indirildi. Yüz sahifenin, on sahifesi Adem aleyhisselama, elli sahife Şit aleyhisselama, otuzu İdris aleyhisselama, on sahife İbrahim aleyhisselama indirildi.
4- Peygamberlere iman.
Allah-ü Teâlâ’nın, dinini kullarına bildirmek için görevlendirdiği değerli insanlara peygamber denir. Peygamberlerin 1- Sıdk/doğruluk, 2- Emanet/güvenilirlilik, 3- Fetanet/kuvvetli bir akıl, 4- İsmet/büyük günahlardan korunmak, 5- Tebliğ/kendilerine gelen dini olduğu gibi insanlara tebliğ etme sıfatları vardır.
5- Ahirete iman,
6- Kadere, hayır ve şerrin Allah’tan olduğuna iman.
Not: Bu sütunu kesip, her gün her an görebileceğiniz yere asıp, günde birkaç defa okuyarak çocuklarımızla beraber biz de ezberleyelim.

KÖYLÜMÜZ RAHMETLİ OLDU

الَّذِينَ إِذَا أَصَابَتْهُم مُّصِيبَةٌ قَالُواْ إِنَّا لِلّهِ وَإِنَّا إِلَيْهِ رَاجِعونَ
O sabredenler, kendilerine bir belâ geldiği zaman: Biz Allah'ın kullarıyız ve biz O'na döneceğiz, derler (Ali imran 156)
 Köylümüz ALİ HAYDAR POLAT'IN eşi ASİYE POLAT 02 TEMMUZ 2017 PAZAR rahmetli oldu. iZMİR'DE defnedilmiştir.Allah(cc) rahmet eylesin.Yakınlarına da sabır versin
Merhuma ve cümle geçmişlerimize bir fatiha okumayı unutmayalım.

KİMLER GELDİ, KİMLER GEÇTİ? TIKLA DA GÖR
2017'DEN SONRA KİMLER GELDİ, KİMLER GEÇTİ? TIKLA DA GÖR

13 Haziran 2017

Medine-i Münevvere’de Halit Bin Zeydin evinin yeri.

Bismillahirrahmanirrahim.
Bütün hamtlar ve övgüler Allahu Teâlâ’ya mahsustur. Âşıkların gözyaşları adedince, denizlerin damlaları adedinde, Salât ve selam Hz. Muhammed Mustafa  (s.a.v.) ‘e âline olsun.
Allahumme salli ala Muhammed’in ve ala ali Muhammed

Değerli okurlarım! İsa peygamberin müritlerinden Hz. İbrahim peygamberin torunlarından olan “Yemen kralı, Es’Ada” derlerki incildeki bilgilere göre yesripten ahir zaman peygamberi çıkacak.

(Medine-i Münevvere’nin eski ismi yesrip) Yemen kralı emir verir.  Yesripte iki katlı bir ev yaptırır,( o, zaman yesrip yemene bağlıdır.)

Esad vasiyet eder. Birde kâğıt yazar bir sandığın içine koyar, kendi oğluna teslim eder, der ki bu sandık o binada kalacak, babadan oğula o evde oturacaksınız. Her evde oturan kendi oğluna vasiyet edecek ahir zaman peygamberi Hz. Muhammed (.s.a.v.)  o eve gelip yerleşene kadar.

 Vasiyet aynen uygulanır. Aradan “400” sene geçer.. Güzeller güzeli (s.a.v.) Mekkei- Mükerrreme’den Medine-i Münevvere’ye hicret ettiğinde o evde Hz. İbrahim peygamberin torunlarından olan Hz. Halit Bin Zeyd  (r.a.) oturmaktadır.  

(İstanbul’da metfun bulunan,Hz. Eyyübel- Ensari r.a.)

Kâinat’ın efendisi (s.a.v.) Medine-i Münevvere’ye hicret eder Medineli Müslümanlar büyük bir coşkuyla karşılar, herkes Allah Rasülü (s.a.v.) efendimizi kendi hanesine misafir etmek ister.

Ancak Allah Rasülü (s.a.v.)  Kasva isimli devesinin üzerinde şöyle buyurur. kasvayı serbest bırakın kasva nerede durursa konağımız orası olacak.

Kasvanın yularını Cebrail (a.s.) çekmektedir. Kasva da gelir Halit Bin Zeyd evinin önünde durur. Efendimiz işte konağımız burası buyurur.

Allah Resulü bu evin üst katına yerleşir, ilk ikram sarımsaklı yoğurt ikram edilir, bir lokma alır siz yiyin buyurur.

Kendisi yemez. Efendimiz (s.a.v.) bu evde bir sandık olacak onu getirin sandık getirilir ve açılır, içinden bir kâğıt çıkar. 

Bu kâğıdı 400 sene önce Yemen Kıralı Es’ad yazmıştır.

Lailahe illellah Muhammed Resülüllah yazılıdır.

Allaha Rasülü (s.a.v.)  bu evde altı ay kadar kalır, daha sonra kendi evine geçer. Bugün bu ev yıkılmış yerine bu evin simgesi olarak anıt biçiminde yüksekçe bir abide yapılmıştır.

Bu anıt yeşil kubbeye arkamızı alıp sağ tarafımıza döndüğümüzde otuz metre ilerde yaklaşık üç metre yüksekliğinde anıt biçiminde bir yapı görürsünüz işte bu yapı Halit bin zeydin evinin yeridir.

Allahumme salli ala Muhammed’in ve ala ali Muhammed




25 Mayıs 2017

İyi Bir Ramazan İçin

Televizyonla, internetle, sosyal medyayla aramıza ciddi bir mesafe koyacağız. Dizilerden uzak durduğumuz gibi haber ve tartışma programlarıyla da vakit tüketmeyeceğiz. Bir yıl boyunca bütün değerlerimize hakaret eden TV kanallarının Ramazan ayı boyunca reyting kaygısıyla takındıkları müminlik maskesine asla prim vermeyeceğiz.
On bir ay boyunca ümmetin gerçek sorunları hakkında konuşamayan, emperyalizme karşı sağlam bir tavır alamayan, Hakkın yanında saf tutamayan, sisteme entegre olmuş hocaların Ramazan’da aslan kesildiği TV programlarını izleyerek Ramazanımızı heba etmeyeceğiz.
Ramazan eğlence ve şenlik ayı değil, cihad ve ibadet ayıdır. Ramazan şenliği ve eğlencesi adı altında yapılan programlara kesinlikle katılmayacağız. Ramazan eğlencesi düzenleyen belediyelerin ve kamu kurumlarının hem ümmetin malını ziyan ettiğini hem de büyük bir bidat kapısı açtığını bileceğiz. Bu programlara katılarak bu günahlara asla ortak olmayacağız ve destek vermeyeceğiz.
Yediğimiz yemekleri, iftar sofralarımızı, yaptığımız yardım ve infakları sosyal medyada paylaşarak günaha ve kul hakkına girmeyeceğiz.
Haremlik selamlık kurallarına riayet edilmeyen toplu iftarlardan, kaynağının nereden geldiğini bilmediğimiz yemek davetlerinden uzak duracağız. Lüks otellerde verilen israf yemeklerine, kamu malının heba edildiği protokol davetlerine ve sadece zenginlerin davet edildiği iftarlara asla katılmayacağız.
Cami cami dolaşarak zaman israf etmek yerine, itikadı sağlam, takva ve cihad ehli bir imamın arkasında teravih namazı kılıp, nasihat dinlemeye gayret edeceğiz.
Gözümüzü haramdan koruyacağız. Lüzumsuz yere çarşı pazarda dolaşmayacağız. AVM’lerin günah sarmalından, sokakların keşmekeşinden evlerimize, ailelerimize ve camilerimize sığınacağız. İftar davetlerimizi gıybet seanslarına çevirmeyeceğiz. Davet edildiğimiz yerde veya evimizde verdiğimiz iftar yemeklerinde gıybet etmemeye ve yanımızda gıybet ettirmemeye çok dikkat edeceğiz.
Evimizde tam bir Ramazan ortamı oluşturacağız. Helal gıda prensiplerimize Ramazan’da daha çok dikkat edeceğiz. Sahuru ve iftarı ailece yapmaya gayret edeceğiz. Teravih namazlarına çocuklarımızı da yanımızda götüreceğiz.
Yıllık izinlerimizi Ramazan’ın son on gününe denk getirip Efendimizin (s.a.s) hiç ihmal etmediği bir sünneti olan itikaf için plan ve program yapacağız.
İnfak ederken önce yakınlarımızdan başlayacağız. Yetimi, yoksulu, ihtiyaç sahiplerini ve mazlumları gözettiğimiz gibi yoksulluğu ve mazlumluğu kökten bitirecek olan İslam’ın, yeryüzünde bir nizam haline gelmesi için çalışan kurum ve kuruluşlara da infakımızla muhakkak destek olacağız.
Lüzumsuz konuşmalardan, tartışmalardan, kırıcı tavırlardan ve şakalardan uzak duracağız. Gerginlik ve stres dolu ortamlarda, günaha sürükleyebilecek zeminlerde bulunmamaya gayret edeceğiz.
Namazlarımızı muhakkak cemaatle kılmaya özen göstereceğiz. Mümkünse hem mukabele okunan hem de vaaz ve derslerin yapıldığı bir mescide devam edeceğiz.
Kur an-ı Kerim i hatmettiğimiz gibi hiç olmazsa bu Ramazan belli surelerin de tefsirini okumaya ve öğrenmeye gayret edeceğiz.
Günlük zikirlerimizi, virdlerimizi, nafile namazlarımızı artırabildiğimiz kadar artıracağız. Teknolojik imkânlardan yararlanarak özel aracımızla veya servislerle işe ve okula gelip giderken ya Kur’an dinleyerek ya da sohbet ve nasihat dinleyerek bu vaktimizi de değerlendireceğiz.
Ramazanda ahlakımızı ve takvamızı artıracak kitaplar okumaya çalışacağız. Dini ve ilmi içerikli olsa da sonunda nefisimizi harekete geçiren tartışmalardan ve ortamlardan uzak duracağız.

08 Mayıs 2017

KÖYLÜMÜZ RAHMETLİ OLDU


الَّذِينَ إِذَا أَصَابَتْهُم مُّصِيبَةٌ قَالُواْ إِنَّا لِلّهِ وَإِنَّا إِلَيْهِ رَاجِعونَ
O sabredenler, kendilerine bir belâ geldiği zaman: Biz Allah'ın kullarıyız ve biz O'na döneceğiz, derler (Ali imran 156)
 Köylümüz GÜLİNAZ AVCI 08 MAYIS 2017 PAZARTESİ rahmetli oldu. 08 MAYIS 2017 PAZARTESİ  günü  Tortum Demirciler Köyü Camisinden Öğle namazı sonrasında kaldırılacaktır.Allah(cc) rahmet eylesin.Yakınlarına da sabır versin
Merhuma ve cümle geçmişlerimize bir fatiha okumayı unutmayalım.
Kaynak: Mahmut POLAT
KİMLER GELDİ, KİMLER GEÇTİ? TIKLA DA GÖR
2017'DEN SONRA KİMLER GELDİ, KİMLER GEÇTİ? TIKLA DA GÖR

20 Nisan 2017

Şimdi Emr-i bi’l Maruf Zamanı

Enes (r.a), Rasûlullah’tan sonra toplumda baş gösteren bazı işleri görünce “Siz bir kısım ameller işliyorsunuz ki onlar size göre son derece küçük ve kıldan bile önemsiz amellerdir. Hâlbuki biz onları, Rasûlullah (s.a.s) zamanında görünce toplumu helak edecek işler olarak görürdük.” (Buhari) uyarısı, toplum olarak kendi kendimizi denetleyeceğimiz bir manevi denetim mekanizmasının en güzel örneklerindedir. Ümmetimiz üzerindeki bu büyük kuşatmayı yarmak istiyorsak önce Allah’ın yardımını hak etmek zorundayız. Allah’ın yardımını hak etmek için ise iyiliği emretme ve kötülükten men etme mekanizmasını etkin bir şekilde yeniden devreye sokmak zorundayız.
Hele hele Allah’ımız, Kur’an’ımızda “Başınıza gelen her musibet kendi ellerinizle yaptıklarınızdan dolayıdır.” (Şura: 42/30) buyurarak, dönün kendinize bakın şeklinde uyarıyorsa bugün bu ümmetin âlimlerinin, hocalarının, şeyhlerinin, manevi önderlerinin üzerindeki en büyük görev İslam toplumlarının içerisine düştüğü bu büyük tufanın manevi sebepleri üzerinde de düşünüp, dönüp kendimize bakabilmemizi sağlayacak manevi denetim mekanizmasını harekete geçirmektir.
Allah’ın “Sizden; hayra çağıran, iyiliği (marufu) emreden ve kötülükten (münkerden) sakındıran bir topluluk bulunsun. Kurtuluşa erenler işte bunlardır.” (Al-i İmran:3/104) emri gereği hakka davet etmek her Müslümanın temel görevleri arasındadır. Günümüz Müslümanları açısından ise bu görev, ihmal edilmesi mümkün olmayan bir hale gelmiştir. Irkçı Emperyalizm, Siyonizm ve Haçlı işbirliği ile uygulanan baskı, zulüm ve işgallerle Müslüman coğrafyasının adeta bir yangın yerine döndüğü, işbirlikçi kukla yönetimler, ekonomik ambargolar, krizler ve çeşitli taktiklerle Müslüman halkların ezildiği bir dönemi yaşıyoruz. Allah’ımızın büyük günahlar olarak saydığı ve kesin olarak yasakladığı, geçmiş kavimlerin de helakine sebep olan birçok haramın alenen işlenen sıradan işler haline dönüştüğü zamanlardan geçiyoruz. İçki, kumar, zina, faiz gibi, Kur’an’ın kesin hükümlerle yasakladığı bu haramların kurumsallaştığına, resmi koruma altına alındığına, ciddi bütçelerle reklâmı yapılarak gelirlerinden vergi alınıp meşrulaştırıldıklarına şahit oluyoruz. İşte böyle bir zaman diliminde emr-i bi’l maruf, nehy-i ani’lmünker günümüz Müslümanlarının öncelikli gündemi olmak zorundadır.
“Bir toplumda zina-fuhuş yayılıp, açıkça işlenirse hastalıklar artar, ölçü ve tartıda hile yapılırsa mutlaka kıtlık, geçim sıkıntısı olur. Bir toplum mallarının zekâtını vermezlerse mutlaka yağmurdan (bereketten) menedilirler. Bir toplum Allah ve rasûlüne olan ahitlerini, sözlerini bozarlarsa o topluma kendilerinden olmayan bir düşman musallat olur ve ellerindeki servetin bir kısmını alır. Bir toplum Allah’ın kitabı ile hükmetmeyi bırakır ya da kitabın hükümlerinden işlerine geleni seçip alırlarsa Allah onların azaplarını kendi aralarında kılar (yani fitne, fesat, terör gibi belalarla birbirleriyle savaşırlar.)” (İbnMace)
Efendimiz (s.a.s) bin dört yüz sene öncesinden savaş, terör, ekonomik kriz gibi birçok bela ve musibetin bir takım manevi sebepleri de olduğunu bildiriyorsa ahir zaman ümmeti olarak elbette ki bizler de başımıza gelen bunca sıkıntının siyasi, sosyal, ekonomik, askeri sebepleri üzerinde kafa yorup çözüm önerileri araştırdığımız gibi bu bela ve musibetlerin manevi sebepleri üzerinde de düşünüp, çözüm önerileri sunup, topluma ve yöneticilerimize gerekli uyarıları yapacak manevi denetim mekanizmasını harekete geçirmek zorundayız.
 Milli Gazete'den alınmıştır

08 Mart 2017

Şehit olurken bile kul hakkını düşünüyor.

Bismillahirrahmanirrahim

Bütün hamtlar ve övgüler Allahu Teâlâ’ya mahsustur. Âşıkların gözyaşları adedince, denizlerin damlaları adedinde, Salât ve selam Hz. Muhammed Mustafa  (s.a.v.) ‘e âline olsun.

Allahumme salli ala Muhammed’in ve ala ali Muhammed

Değerli okurlarım! Bir gazi anlatıyor: Düşman bir saatlik çatışma neticesinde imha edilip o günkü hareket son bulunca şehitlerimizi seyyar karargâhımıza taşıdık. Sımsıcak kanları hala haki renkli elbiseye yayılmaya devam ediyor.

Karargâha geldiğimizde bölük komutanımız, şehit olan askerlerin kimliklerini tespit ederken, birinin göğüs cebinden çıkan nota dikkat kesiliyor.

Ne okuduğunu bilmiyoruz tabi. Ama komutanın gözlerinin yaşarmasından içli bir şey yazılı olduğunu anlıyoruz.
Bir şeyler mırıldanan komutan, bize dönüp soruyor:

“Kayserili falanca asker kim?”
Hiç birimizden cevap çıkmıyor. Demek ki o arkadaşımız da yok.

Fakat hatırlanıyor hemen. Geride üç şehit daha var. “Acaba onlardan biri mi?” diye baktığımızda tahminimizin doğruluğunu anlıyoruz.

“Komutanın sorduğu Kayserili arkadaşımızda şehit olmuştur”

Hadiseyi öğrenen komutan, sanki bir bildiği varmış gibi o askerinde cebine bakıyor.  “Onunda aynı şekilde bir not bıraktığı belli.”
Biz bu ufak notların ne olduğunu merak ederken, Kayserili arkadaşımızın cebinden çıkan notu okuyan komutanımız acayip bir renk alıyor.
Peşinden şehidin kanlı cesedine sarılıp hıçkıra hıçkıra ağlıyor.
Sonra komutanımızın dudaklarından dökülmeğe başlıyor kendisini ağlatan sebep:

“Arkadaşlar! Sizlere moral vermesi ve maneviyatımızın kuvvetlenmesi bakımından, şu anda aramızdan şehadet şerbetiyle ayrılan iki arkadaşımızın sırrını açıklıyorum.

“Çünkü ikisi de sadece bana yazılmış not.” Hepimiz pür dikkat dinliyoruz.
“Az önce cebinden çıkan notu okuduğum Yozgatlı arkadaşımız ‘Komutanım! Bu sırrımı size söylüyorum! Eğer şehit olursam Kayserili falanca arkadaşımdan borç aldığım 20 lirayı ödeyebilir misiniz? Ahir ete borçlu gitmek istemiyorum.’

Benim için bundan daha şerefli bir görev olur muydu? Bir şehit askerimin borcunu ödeyecek ve bahtiyar olacaktım. O bakımdan ismi geçen alacaklının kim olduğunu sordum size. Maalesef o asil arkadaşımızda şehit olmuştu.

Merak ederek onun da cebine baktım. İşte size o arkadaşınızın notunu da okuyorum:

Komutanım,

06 Mart 2017

KÖYLÜMÜZ RAHMETLİ OLDU


الَّذِينَ إِذَا أَصَابَتْهُم مُّصِيبَةٌ قَالُواْ إِنَّا لِلّهِ وَإِنَّا إِلَيْهِ رَاجِعونَ
O sabredenler, kendilerine bir belâ geldiği zaman: Biz Allah'ın kullarıyız ve biz O'na döneceğiz, derler (Ali imran 156)
 Köylümüz MEVLÜT  SÖYLEMEZ 06 MART 2017 PAZARTESİ rahmetli oldu. 07 MART 2017 SALI  günü  Tortum Demirciler Köyü Camisinden Öğle namazı sonrasında kaldırılacaktır.Allah(cc) rahmet eylesin.Yakınlarına da sabır versin
Merhuma ve cümle geçmişlerimize bir fatiha okumayı unutmayalım.
Kaynak: Mahmut POLAT
KİMLER GELDİ, KİMLER GEÇTİ? TIKLA DA GÖR
2017'DEN SONRA KİMLER GELDİ, KİMLER GEÇTİ? TIKLA DA GÖR

27 Şubat 2017

KIZ KİME VERİLMEZ

1. Lise ve üniversite tahsili yapmış, diploma almış, telefonu iki bin lira, cebinde kalem ya hiç yok, varsa bir iki liralık berbat bir tükenmez kalem... Bununla eciş bücüş yazılar karalıyor.
2. Trafik kurallarını devamlı olarak ihlal ediyor, burnunu sildiği kağıt mendili pencereden yola atıyor.
3. Günde bir iki saat gıybet ediyor. O sanki bir gıybet dikiş makinasıdır.
4. Acıkmadan yiyor… Doyunca sofradan kalkmıyor. Yiyor yiyor yiyor…
5. Küçük bardaktaki çaya iki üç şeker atıyor.
6. Hiç durmadan ben benbenben diyor. Ben demeye doymuyor.
7. Yüksek tahsilli ama her gün faydalı yazılar, kitaplar okumuyor.
8. Otomobiliyle, elbisesiyle, ayakkabısıyla, markalı eşyası ile övünüyor ve bunlar dolayısıyla gururlanıyor.
9. Topluluk içinde, bir masa başında üç beş kişi sohbet ve yarenlik ederken, etrafa duyuracak ve civardakileri rahatsız edecek şekilde yüksek sesle konuşuyor, bağırıyor, kahkahalar atıyor.
10. Müslüman olduğunu iddia ediyor ama zekâtını doğru dürüst vermiyor.
11. Cemaat ve tarikat mensubu ise, holiganlık militanlık fanatizm sergiliyor, şeyhini üstadını efendisini uçurdukça uçuruyor.
12. İlmihalini bilmiyor.
13. Aklı fikri zikri, parada malda menfaatte.
14. Komşuları ile arası şeker renk, onları üzüyor, huzursuz ve tedirgin ediyor.
Yukarıda sıraladığım on dört kötülenmiş=mezmum sıfata sahip bir gence; bilgili, kültürlü, ince ruhlu, medenî, iffetli, haysiyetli, kızınızı vermeyiniz. Verirseniz onu yakmış olursunuz.
Kız da onun gibiyse birbirlerine denk=küfüv olurlar, verin gitsin.

ERZURUM'DA HALI YIKAMA SİZE BİR TELEFON KADAR YAKIN

TOMURCUK HALI YIKAMA
0442 214 19 34
0533 371 19 33

IŞILTI HALI YIKAMA
0442 242 05 97
0530 175 3414

POLAT HALI YIKAMA
0534 334 59 08
0 507 046 83 47

BURSADAKİ TORTUM DEMİRCİLER KÖYLÜLERİNİ MİLLETÇE ALKIŞLIYORUZ

Bursa'da yaşayan köylülerimiz ayda bir 27 hane reisi olarak toplanıyor. Kuranı Kerim okuyor, dua ediyor, birbirlerinden haberdar oluyor.
HABER YENİ FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYINIZ