Bismillahirrahmanirrahim
Bütün hamtlar ve övgüler Allahu Teâlâ’ya
mahsustur. Âşıkların gözyaşları adedince,
denizlerin damlaları adedinde, Salât ve selam Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.)
‘e âline olsun.
Allahumme salli ala Muhammed’in ve ala ali
Muhammed
Değerli okurlarım! Bir gazi anlatıyor: Düşman bir saatlik çatışma neticesinde imha edilip o
günkü hareket son bulunca şehitlerimizi seyyar karargâhımıza taşıdık. Sımsıcak
kanları hala haki renkli elbiseye yayılmaya devam ediyor.
Karargâha geldiğimizde bölük
komutanımız, şehit olan askerlerin kimliklerini tespit ederken, birinin göğüs
cebinden çıkan nota dikkat kesiliyor.
Ne okuduğunu bilmiyoruz tabi.
Ama komutanın gözlerinin yaşarmasından içli bir şey yazılı olduğunu anlıyoruz.
Bir şeyler mırıldanan
komutan, bize dönüp soruyor:
“Kayserili falanca asker kim?”
Hiç birimizden cevap
çıkmıyor. Demek ki o arkadaşımız da yok.
Fakat hatırlanıyor hemen.
Geride üç şehit daha var. “Acaba onlardan biri mi?” diye baktığımızda tahminimizin doğruluğunu anlıyoruz.
“Komutanın sorduğu Kayserili arkadaşımızda şehit
olmuştur”
Hadiseyi öğrenen komutan,
sanki bir bildiği varmış gibi o askerinde cebine bakıyor. “Onunda
aynı şekilde bir not bıraktığı belli.”
Biz bu ufak notların ne
olduğunu merak ederken, Kayserili arkadaşımızın cebinden çıkan notu okuyan
komutanımız acayip bir renk alıyor.
Peşinden şehidin kanlı cesedine sarılıp hıçkıra
hıçkıra ağlıyor.
Sonra komutanımızın
dudaklarından dökülmeğe başlıyor kendisini ağlatan sebep:
“Arkadaşlar!
Sizlere moral vermesi ve maneviyatımızın kuvvetlenmesi bakımından, şu anda
aramızdan şehadet şerbetiyle ayrılan iki arkadaşımızın sırrını açıklıyorum.
“Çünkü ikisi de sadece bana yazılmış not.” Hepimiz pür dikkat dinliyoruz.
“Az önce cebinden çıkan notu okuduğum Yozgatlı
arkadaşımız ‘Komutanım! Bu sırrımı
size söylüyorum! Eğer şehit olursam
Kayserili falanca arkadaşımdan borç aldığım 20 lirayı ödeyebilir misiniz? Ahir
ete borçlu gitmek istemiyorum.’
Benim için bundan daha
şerefli bir görev olur muydu? Bir şehit askerimin borcunu ödeyecek ve bahtiyar
olacaktım. O bakımdan ismi geçen alacaklının kim olduğunu sordum size. Maalesef
o asil arkadaşımızda şehit olmuştu.
Merak ederek onun da cebine
baktım. İşte size o arkadaşınızın notunu da okuyorum:
‘Komutanım,
Yozgatlı falanca arkadaşımın bana olan borcunu helal
ettiğimi mahcup olur diye söyleyemedim. Eğer şehit olursam bana olan borcunu
ödeyemedim diye üzülmesin. Siz ona, hakkımı helal ettiğimi söyleyebilir
misiniz?’
”Bu sözleri zaten büyük bir
gayretle zar zor okuyan komutanımız, tekrar ağlamaya başlamıştı.
Şüheda gövdesi, bir baksana dağlar taşlar,
O rükû olmazsa, dünyada eğilmez başlar.
Vurulup alnından tertemiz yatıyor,
Bir hilal uğruna ya Rab ne güneşler batıyor.
Ey şehit oğlu şehit, isteme benden makber,
Sana aguşunu açmış duruyor peygamber. (Mehmed Akif
Ersoy)
İşte bu Kur’an-ı Kerim’in verdiği ahlaktır. Şehit olurken bile kul hakkını
düşünecek kadar ince ve zarif düşünce ancak Kur’an-ı Kerim yolu ile kazanılır.
Allahu Teala’ya yönelmekten başka çaremiz var mı? İşte İlahi hüküm:
“Allahu Teala yolunda öldürülenlere (şehitlere) ölüler
demeyin. Bilakis onlar diridirler, lakin siz onu hissedemez, anlayamazsınız.”( Bakara Suresi: 154 )
Hz. Muhammed
(s.a.v.)' in zamanından günümüze kadar, çok sayıda insanlar, Allah rızası için,
Tevhit mücâdelesi için, Allah'ın adını yüceltmek ve emrini hakim kılmak için
canını verip şehit oldu.
Bunların başında
Yasir ve hanımı Sümeyye gelmektedir.
Ammar b. Yasir'in babası Yasir, bir köle
idi. Bir cariye olan Sümeyye ile evlendirilmişti ve bu evlilikten Ammar dünyaya
gelmişti. Bu mütevazı ailenin fertleri, hep beraber Müslüman olmuşlardı. Bekir
oğulları, bunların üçünü de azad etmişlerdi. Müşrikler onlara çok eziyette
bulundular. Yasir ve hanımı Sümeyye, müşriklerin zulmü neticesinde şehid
olmuşlardı. Ammar anasız ve babasız kalmıştı. Hz. Muhammed (s.a.s), onlara dua
etmişti. Yasir ilk erkek ve hanımı Sümeyye ilk kadın şehid olmuştu. Bu şehitlik
kervanı, herhangi bir yer veya zamanda noktalanmadı ve noktalanmayacak,
kıyamete karar devam edecektir (Suheylî, er-Ravdu'l-Ünf, Kahire,).
Şehitlerimiz bu cennet vatanı bize emanet etmişlerdir.
Bizlere düşen de bu toprakları korumak ve gelecek nesillere devretmektir.
Şehitlerimize, gazilerimize ve vatanımıza karşı
görevlerimizi yerine getirmek için bunu vazife bilmeliyiz.
Bu duygularla, bütün şehitlerimize Allahu Teala’dan
rahmet diliyoruz.
Allahumme salli ala Muhammed’in ve ala ali Muhammed
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder