BİR FATİHA DA SENDEN OLSUN

KİMLER GELDİ, KİMLER GEÇTİ? TIKLA DA GÖR

             Allah (cc), Kuran-ı Kerim’de Ankebut suresi   55. ayetinde:” Her canlı ölümü tadacaktır.”diyor. Bizler ve bu yazıyı siz...

30 Nisan 2009

Yumurtada "Allah" "Muhammed" yazısı


Van'da üzerinde Arapça harflerle 'Allah' ve 'Muhammed' yazan yumurta görenlerin ilgi odağı oldu.
Seyrantepe Mahallesi'nde ikamet eden ve Bahçivan Mahallesi'nde esnaflık yapan Yakup Özoral isimli vatandaş, yemek hazırlığı yapan eşinin çocuğunu kümese göndererek yumurta almasını istediğini söyledi. Çocuğunun, kümesten aldığı yumurtaların arasında değişik olanı görünce kendisine getirdiğini anlatan Özoral, "Ben de yumurtaya bakınca üzerinde Arapça Allah ve Muhammed yazısını görünce kırmaktan vaz geçtim. Daha sonra yumurtayı bir hocaya götürdüm o da baktı ve yazılar teyit etti. Ben de yumurtayı iş yerime getirerek gelen müşterilere gösteriyorum. Görsünler ve ibret alsınlar" dedi.
Özoral, yumurtayı şeffaf bir kutunun içine koyup gelen müşterilere gösterdikten sonra masasının çekmecesinde muhafaza ediyor.

29 Nisan 2009

"Her engel, hayat şartlarımızı daha iyileştirecek bir fırsattır."

YOLUMUZDAKİ ENGELLER

Eski zamanlarda bir kral, saraya gelen yolun üzerine kocaman bir kaya koydurmuş, kendisi de pencereye oturmuş; bakalım neler olacak diye başlamış beklemeye…

Ülkenin en zengin tüccarları, en güçlü kervancıları, saray görevlileri birer birer gelmişler, sabahtan öğlene kadar. Hepsi kayanın etrafından dolaşıp saraya girmişler. Pek çoğu kralı yüksek sesle eleştirmiş: ‘Halkından bu kadar vergi alıyor, ama yolları temiz tutamıyor,’ diye.

Sonunda bir köylü çıkagelmiş. Saraya meyve ve sebze getiriyormuş. Sırtındaki küfeyi yere indirip iki eli ile kayaya sarılmış ve ıkına sıkına itmeye başlamış. Sonunda kan ter içinde kalmış ama kayayı da yolun kenarına çekmiş. Tam küfesini yeniden sırtına almak üzereymiş ki, kayanın eski yerinde bir kesenin durduğunu görmüş. Açmış ki bir de ne görsün, kese altın dolu ve bir de kralın notu var içinde…

"Bu altınlar kayayı yoldan çeken kişiye aittir" diyor kral.

Köylü, bugün dahi pek çoğumuzun farkında olmadığı bir ders vermiş o gün.

"Her engel, hayat şartlarımızı daha iyileştirecek bir fırsattır."

28 Nisan 2009

2009 KPSS başvuruları başladı

2009 Kamu Personel Seçme Sınavı (KPSS) Lisans Düzeyinde, sadece A Grubu ve Öğretmenlik kadroları için, 27-28 Haziran 2009 tarihlerinde Cumartesi sabah, Cumartesi öğleden sonra, Pazar sabah ve Pazar öğleden sonra olmak üzere dört oturumda il merkezleri ile Lefkoşa'da ÖSYM tarafından yapılacaktır.

2009-KPSS sonuçları B Grubu Kadrolar için kullanılmayacaktır. Bu nedenle 2009-KPSS'ye sadece A Grubu ve Öğretmenlik Kadrolarına atanmak isteyen lisans mezunları ile bir lisans programından mezun olabilecek durumda olan adaylar gireceklerdir.

2009-KPSS'ye başvurma işlemleri, 27 Nisan - 8 Mayıs 2009 tarihleri arasında yapılacaktır.

Başvurular, ÖSYM Sınav Merkezi Yöneticiliklerinin ve belirli ortaöğretim kurumlarının açacakları başvuru merkezlerince yürütülecektir. Başvuru merkezleri ÖSYM'nin http://www.osym.gov.tr internet adresinde yayınlanacaktır.

Sınava katılmak isteyen adaylar, Kılavuz ile Aday Bilgi Formuna, başvurma süresi içinde ÖSYM'nin http://www.osym.gov.tr internet adresinden ulaşacaklardır. Kılavuz dağıtımı ve satışı yapılmayacaktır.

2009-KPSS sonuçları, sadece A Grubu ve öğretmen kadroları için, sınav tarihinden itibaren iki yıl geçerli olacaktır. 2009-KPSS Kılavuzunda başvurma, sınav, değerlendirme ve yerleştirme ile ilgili ayrıntılı bilgiler yer almaktadır. Sınava başvuracak adayların bu kılavuzu dikkatle incelemeleri gerekmektedir.

24 Nisan 2009

VÜCUDUMUZ HAKKINDA 16 OLAĞANÜSTÜ GERÇEK

İnsanlar kendi vücutlarını tepeden tırnağa bildiklerini söylerler. Fakat bu haberi okuduktan sonra vücudunuz hakkında o kadar da çok bilginiz olmadığını göreceksiniz.

Howstuffworks adlı internet sitesinde yer alan habere göre, vücudunuz hakkında sizi şaşırtacak 16 olağanüstü gerçek:

1. Dil izi: Eğer kimliğinizi saklamak isterseniz, dilinizi çıkarmayın. Parmak izine benzer şekilde, herkes tek ve benzersiz bir dil izine sahip.

2. Döküntü: Evde tüy dökme derdinden şikayetçi olan sadece evcil hayvanınız değil. İnsanlar her saat yaklaşık 600 bin deri partikülü döküyor. Bu her yıl yaklaşık 680 gram tutuyor, bu nedenle ortalama bir insan 70 yaşına kadar yaklaşık 48 kg deri dökmüş oluyor.

3. Kemik sayısı: Yetişkinlerde bir bebekten daha az kemik bulunuyor. Doğduğumuzda 350 kemiğe sahip oluyoruz, ancak gelişim süreci boyunca kemikler eriyip birbiriyle kaynaşıyor ve yetişkin olduğumuzda sadece 206 kemiğimiz kalıyor.

4. Yeni mide: Mide mukozasının dış tabakası ömrü çok kısa olduğu için 3-4 günde yenilendiğini biliyor muydunuz? Eğer yenilenmeseydi, midenizdeki yiyecekleri hazmetmek için kullanılan güçlü asitler, aynı zamanda midene de zarar verecektir.

5. Koku hatırlama: Burnumuz köpekler kadar hassas değil, ancak 50 bin farklı kokuyu hatırlayabilir.

6. Uzun bağırsaklar: İnce bağırsağın uzunluğu yetişkin bir insanın boyunun yaklaşık 4 katı uzunluğundadır. Eğer geriye doğru katlanmasaydı, 5-6 metrelik uzunluğu karın boşluğuna sığmazdı.

7. Bakteri: Bu cilt için gereklidir. İnsan vücudunda cildin her santimetre karesinde yaklaşık 32 milyon bakteri yaşıyor. Bunların büyük bir çoğunluğu zararsız.

8. Vücut kokusunun kaynağı: Koltuk altı gibi kokan ayakların kaynağı terdir. İnsanlar ayaklarından da terler. Bir çift ayak 500 bin ter bezine sahiptir ve günde yarım litre ter oluşturabiliyor.

9. Hapşırma hızı: Hapşırık havada saatte 161 km hızla gidebiliyor. Bu nedenle hapşırınca burnunuz ve ağzınızı mutlaka bir mendille kapatmalısınız.

10. Kan aralığı: Eritrosit olarak bilinen kan hücreleri bikonkav (iki yanı çukur) diskler şeklindedir. Kan uzun bir yolda seyahat eder. İnsan vücudunda yaklaşık 96 bin 560 km kan damarı bulunuyor. Çok çalışkan olan kalp her gün damarların içine 7 bin 571 litre kan pompalıyor.

11. Tükürük miktarı: Tükürüğünüzün içinde yüzmek istemeyebilirsiniz, fakat biriktirseydiniz bunu yapabilirdiniz. Çünkü, bir ömür boyunca insan 25 bin litre tükürük üretiyor. Bu miktar 2 yüzme havuzunu doldurmaya yeter.

12. Horlama sesi: 60'lı yaşlarda, erkeklerin yüzde 60'ı ve kadınların yüzde 40'ı horluyor. Horlama ortalama 60 desibelken, horlama seviyesi bazı kişilerde 80 desibelin üzerine çıkabiliyor. 80 desibel seviyesindeki ses havalı matkabın çıkardığı ses kadar yüksektir. 85 desibelin üzerindeki sesler insan kulağına zarar verdiği saptanmıştır.

13. Saç rengi ve sayısı: Sarışınlar daha eğlenceli olabilir ya da olmayabilir, ancak sarışınlar kesinlikle daha fazla saça sahipler. Saç rengi saçımızın ne kadar sık olduğunu belirlememize yardımcı oluyor. Buna göre sarışınlar en üst sırada yer alıyor. Bir insanda ortalama 100 bin saç kılı bulunurken, sarışınlarda bu sayı ortalama 146 bin. Siyah saçlı insanlar yaklaşık 110 bin saç kılına sahip, kahverengi saçlı insanlarda ise 100 bin saç kılı bulunuyor. Kızıl saçlı insanların ise saç kılı daha az yaklaşık 86 bin kadar.

14. Tırnak gelişimi: Eğer el tırnaklarınızı ayak tırnaklarınızdan daha sık kesiyorsanız, bu doğaldır. El tırnaklarımız daha çok kullanıldığı için daha hızlı uzuyorlar. Elimizin tırnakları 0,5 - 0,6 mm hızla uzar. Yani kesilmezlerse yılda 2,5 - 3,0 santimetre uzunluğa ulaşabilirler. Ayak tırnaklarının uzama hızı bunun dörtte biri kadardır. En hızlı uzayan tırnak orta parmağın tırnağıdır.

15. Baş ağırlığı: Bebekler doğduklarında başlarını tutamazlar. İnsan başı doğduğunda vücudumuzun toplam uzunluğunun dörtte biri kadardır. Fakat, yetişkin olduğumuzda bu oran toplam uzunluğumuzun 8'de birine ulaşır.

16. Uyku ihtiyacı: Eğer iyi bir gece uykusu için öldüğünüzü söylerseniz, tam anlamıyla bunu kastediyorsunus. Haftalarca bir şey yemezseniz ölmezsiniz, fakat 11 günden sonra uykusuzluğa dayanamazsınız, sonsuza kadar uyup kalırsınız.

23 Nisan 2009

DÜNYAYA YENİ GELEN SON EHREKLİ

Halil AĞAÇ' ın oğlu İbrahim AĞAÇ' ın 23.04.2009 Perşembe günü bir oğlu dünyaya gelmiştir.AĞAÇ ailesini tebrik ederiz. Allah(cc) hayırlı evlat etsin.(Amin)

22 Nisan 2009

UZUN YAŞAMANIN SIRRI

Akdeniz Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Gerontoloji (Yaşlılık Bilimi) Bölümü'nce 5 yıldır sürdürülen "Türkiye'nin Yaşlılık Haritası" çalışmasında, Türkiye genelinde 100 yaşını aşanların en çok Aydın'ın Nazilli ilçesi ve çevresinde yaşadığı ortaya çıktı.


Araştırma ekibinin başında yer alan AÜ Gerontoloji Bölümü Başkanı Doç. Dr. İsmail Tufan, Nazilli Kaymakamlığı ile protokol oluşturarak, ilçede uzun yaşamın sırrını çözmek amacıyla merkez kurduklarını söyledi.

Nazilli'de yaşayan 100 yaşındaki Kübra Girgin nine ise, oğlunun yanında yaşadığını, binanın karşısında 2. katta bulunan kızının evine rahatlıkla merdivenleri çıkarak gidebildiğini belirtti. Girgin, daha çok sebze yediğini, ailesinin kendisine çok iyi baktığını belirterek, şunları anlattı: "Zamanında çok çektim. Babamı hiç görmedik. Annemiz Karasu ilçesinde öldü. Bir gün biz üç kardeş oynadıktan sonra anamıza gidip 'karnımız aç' dedik. Anam yemek vermiyor diye komşuya gittik. Gelip baktıklarında ananız ölmüş dediler, onu gömdüler.

Düğünümde kendi dümbeleğimi kendim çaldım.

Sonra eşim vefat etti. 3'ü hayatta 5 çocuğum oldu.

Torunumun torununu gördüm ben.

Yaşam felsefem, eşeğimi kaybederim, neşemi kaybetmem. Hiç kaybetmem, canımı sıkmam. Yalan malan söylemem, söyledim mi yüzüne söylerim. Sevmedik kimse yoktur beni, neşem çok iyidir."

21 Nisan 2009

KUTLU DOĞUM HAFTASI

KUTLU DOĞUM

KUTLU DOĞUM

SEN OLMASAYDIN, SEN OLMASAYDIN, SEN OLMASAYDIN BU ALEMİ YARATMAZDIM. ALLAH(cc)

KUTLU DOĞUM HAFTASINI KUTLUYORUZ.

Hz. Muhammed(SAV) kendimize örnek almamız gerektiğini unutmayalım.Ona salatu selam getirelim.

20 Nisan 2009

ERZURUM TORTUM DEMİRCİLER (EHREK)'DE SÜNNET ŞÖLENİ

Bahar aylarının gelmesiyele beraber köyümüzde sünnet şöleni başladı.Köylümüz Sağlık Memuru Osman KAYA tarafından çocuklar sünnet edildi.Tüm çocuklara geçmiş olsun deriz.Sünnet olan çocuklar ise şunlardır:
Ömer KAYA'nın oğlu,
İhsan ÖNGEL'in oğlu,
Lütfü NAZİK'in oğlu,
Muhammed KAPLAN'ın oğlu,
Ahmet ŞİMŞEK'in oğlu,
Halil KÜÇÜK'ün oğlu,

16 Nisan 2009

KARKENT'E(ERZURUM'A)YİNE KAR YAĞDI

Erzurum'a 15.04.2009 Çarşamba günü yine kar yağdı.Kış lastiklerini çıkaran Erzurumlu sürücüler zor durumda kaldı.Evliya Çelebi, Erzurum hakkında şöyle diyiyor:
-"364 gün Erzurum'da kaldım yazı göremedim.Kalan bir günde de yaz geldiyse bilmiyorum."
Şimdi videoyu seyretmeye ne dersiniz?
Videoyu seyretmek için TIKLAYIN

15 Nisan 2009

ERZURUM'DA HALI SAHA MAÇINA DAVETLİSİNİZ

Erzurum'da oturan Ehrekliler her çarşamba günü saat 22.00- 23.00 arasında Şükrüpaşa'daki Çimsa Halı Sahada kıran kırana maç yapılıyor.Oynamak isteyen tüm Ehreklileri halı sahaya bekliyoruz.
Haydi acele edin.

14 Nisan 2009

DÜĞÜNÜMÜZ VAR DAVETLİSİNİZ

Ahmet MUTİ'nin oğlu Aykan MUTİ'nin 18.04.2009 Cumartesi günü düğünü var.Tüm Ehrekliler davetlidir.
Muti ailesini tebrik ederiz

13 Nisan 2009

DÜNYAYA YENİ GELEN SON EHREKLİ

Enver AKPINAR'ın oğlu İhsan AKPINAR'ın 13.04.2009 Pazartesi günü bir kızı dünyaya gelmiştir.AKPINAR ailesini tebrik ederiz.
Allah(cc) hayırlı evlat etsin.(Amin)

11 Nisan 2009

YEREL SEÇİMLERDE TAM İSABET SİTEMİZDE OLDU

ERZURUM BÜYÜKŞEHİR BEL.KİME OY VERECEKSİN? %65 AKP
PALANDÖKEN BEL. KİME OY VERECEKSİNİZ? %59 AKP
YAKUTİYE BEL.KİME OY VERECEKSİN? %61 AKP
AZİZİYE BEL.KİME OY VERECEKSİN? %65 AKP
29 MART 2009 YEREL SEÇİMDE HANGİ PARTİYE OY VERECEKSİNİZ?Anketine 109 kişi katılmıştır.Sonuçlar :
SAADET PARTİSİ 22 (20%)
MHP:15 (13%)
AKP:61 (55%)
BÜYÜK BİRLİK PARTİSİ:2 (1%)
ANAVATAN:1 (0%)
DP: 0 (0%)
CHP:6 (5%)
DSP:1 (0%)
DİĞER:1 (0%)

08 Nisan 2009

EHREK'TEKİ ŞİFALI SU

Ehrek'te Hamtarlanın altında yolun kenarındaki su boşuna akıyor.Aslında suyu bir defa tahlil ettirmek lazım.Maden suyuna benziyor.Mideyi sindirdiği söyleniyor.Şimdi oranın videosunu izlemeye ne dersiniz?
VİDEOYU İZLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ

Profesör nasıl Müslüman oldu?

Hidroloji (su ile ilgili bilim) sahasında Japon uyruklu sahasının söz sahibi profesör bir âlim var. Çalışmaları neticesinde Müslüman olmuş bir âlim, faziletli insan.
Bu zat bir hidrolog, suyu araştıran bir adam.
Suyun içinde çok nimetler var. Saymaya kalkın bu nimetleri; "sayamazsınız" diyor yüce Rabbimiz (Nahl suresi)
Japonya'da dünyanın en kıymetli bir ekmeği var. Japonlar yapıyor bu ekmeği. Ekmeğin % 20'si protein (yani et) % 80'i de diğer maddeler olan bir ekmek. Bu ekmek, dünyanın en kıymetli ekmeği. "Deniz yosunu"ndan yapıyorlar.
Denizlerdeki yiyecekler topraktan daha fazla yeterlidir. Deniz mahsulleri, deniz mamuleri deniyor bunlara.
İlim adamları okyanuslarda 800 metreye indiklerinde bir takım balıklara rastlamışlar. O balıkların kafalarında 800 volt ışık saçan lambalar var. Etrafa ışık saçıyorlar. Lambalı balıklar.
Şu görülüyor: Denizlerdeki mahlukat dünya nüfusunun 1,5 kat daha fazlasını doyuracak gıda taşıyor. Bilineni bu kadar, hakikatı Allah (CC)bilir.
Bu Japon profesör, sular hakkında çalışmalar yapıyor. Ayrıca, daha önce bu konuda söylenen sözleri de toparlıyor. "Çeşitli milletler su konusunda ne demişler?" diyor. Araştırıyor, inceliyor, çalışmalarını kayda geçiyor. Milletlerin dediklerinde sıra Araplara gelince âlemlere rahmet Hz. Muhammed (SAV)'in şu sözüyle karşılaşıyor:
"Güneşte ısınmış su ile abdest ve gusül almayın..."
Bu ifade profesörü hayrete düşürüyor. Bu zat, böyle bir suyun daha tabii, daha kıymetli olması lazım, diyor.
"Neden Muhammed böyle bir kayıt koymuş"diye adamı merak sarıyor. Güneşte ısınmış suyu araştırmaya başlıyor.
Normal gölgede bulunan bir suyu inceliyor; anormal bir şey bulamıyor.
Güneşte ısınan suyu alıp mikroskobun altında inceliyor, bakıyor ki, o suyun içinde güneşteki ultraviyole ışınlarının meydana getirdiği milyonlarca bakterilerin oluşturduğu canlılar fıkır fıkır kaynaşıyor. Yeni doğmuş çocuğa güneşte ısınan sudan 10 çay kaşığı içiriyor. Bu suyu içen bebeğin kan dolaşımı bozuluyor ve sapsarı bir hal alıyor.
Bu manzara karşısında Japon profesör şaşırıp kalıyor.
Diyor ki:
Çölün ortasında Muhammed nasıl olur da 150 milyon kilometre mesafeden gelen güneş ışınlarının canlılık taşıdığını ve bu canlı mahlukatın, bakterilerini nereden bilir? Bunun bir kaynağı vardır diye düşüyor peşine; Hz.Allah'ı buluyor, Müslüman oluyor.
Adam akıllı adammış. Aradığını bulan, bulunca da hakikate teslim olmasını bilen adam. Bizdeki kalın kafalı, inat, düşmanlığında dayatmacı, körükörüne saplantılı profesör ama cahil kalmışlar gibi değil. Arayan, soran, araştıran, neden ve niçinleri üzerinde duran, işin öbür ucunda Allah'ın güç ve kudretini sezen, sonunda teslim olunması gerekene teslim olan kişi ilim adamlığı vasfı olan kişidir. İlim adamı yaftalı film adamları bu sonuca erişemez. Üniversitelerimizin acınacak hali de böylelerin marifetidir. Allah (CC) böylelerinin şerrinden bu milleti, insanlarımızı ve insanlığı korusun ve kurtarsın... diye dua edelim...
Su içmenin önemi kadar banyo yapmanın da önemi vardır. Su içmek, yemeklerde ve içeceklerde kullanmak, temizlik yapmak, yıkanmak ve paklanmak için hep su gerekli.
Zor ve yorucu bir günün sonunda alınan banyonun yorgun bedene pek çok faydası vardır. Vücudun gevşeyip rahatlamasına vesile olur. Su sayesinde beden, bütün katı maddelerden tecrid olunur.
Vücut suyun ısısına bağlı olarak ısınan damarlar genişler. Kan dolaşımı hızlanır. Su insanın ağırlığını azalttığı için omurgaya binen yük azalır. Omurga kemiklerinin arası açılır. Su basıncının da yardımıyla mafsallar rahatlar.
Ayrıca su, vücudun elektriğini de alır. Böylece hem psikolojik hem de fizyolojik rahatlama sağlar.
Su, işte bu derece hayatımızın olmazsa olmazlarındandır. Allah (CC), suyumuzu ve soyumuzu bereketlendirsin...

01 Nisan 2009

ER KİŞİ NİYETİNE

Rüzgârlara hükmeden, karıncanın dilinden anlayan Sultan Süleyman da içti bu dünyada ecel şerbetini.

Her derde deva bulan ama ölüme çare bulamayan Lokman da geçti bu dünyadan.

Ölüleri dirilten İsa için de hazır ecel şerbeti Azrail'in elinde.

Alemlere rahmet, Hazreti Muhammed bile ecel şerbetini içerek yükseldi Rafik-ı a'laya. (Allah'ın salatı ve selamı onların üzerine olsun.)

Ey Allah dostu, sen o kervanın ardında yürürken, düşmanların sana yardım etmek ve dostlarına çabuk kavuşturmak için kurşun yağmurlarına tuttuklarında sen, üstüne şemsiye almamıştın ama kurşunlar korkudan sana dokunamamıştı.

Ecel gelmeyince aşağılık ajanların kurşunlarının da hiçbir işe yaramadığını dünyaya gösterdin.

Ey iman abidesi, kızıl rüzgârlar estiği yıllarda birçoklarının gazel gibi rüzgâra kapılıp savrulduğu günlerde, güz mevsiminde gazel toplayan işçiler gibi kaybolan gazelleri toplayıp güzelleştiriyordun sen.

Ey vefa yumağı, nice ihanet zehirlerini döktüler gönül dünyana da sen, onların zehrini de panzehire çevirdin.

Dinle dopdolu gönlüne kin girecek yer bulamadı. Dostlarını bağrına bastın, düşmanlarının kinini af meltemleriyle temizledin.

Seherde açan güllerin kokusu gibi etrafına hep güven kokusu saldın ve dostlarını gönül bahçenden hiç çıkarmadın.

Yüreğinden kan gittiği günlerde hep gülen yüzlerle baktın da körpecik gönüllere ümitsizliğin girmesini engelledin.

Ey peygamber aşığı, sadakat kozanda geliştirdiğin cesaretle bütün şimşekler üzerine yürüdün.

Gazap yıldırımları, yanardağ lavları gibi üzerine abanırken yalnız iman paratoneriyle onları savdın.

Amerika'nın gönüllü uşakları sana kan kusturdular ama susturamadılar.

Herkes korku duvarlarının üstünü "Tedbir" sıvasıyla kapatırken "Tedbirsiz ölüme doğru gidilir mi?" diye ayıplarlarken sen, ölüm kurşunlarının arasından onlara sadakat ve cesaret rüzgârları estiriyordun.

Azrail'in, kişilerin yaşına, dişine, başına bakmadığını biliyor, eceli gelenleri izbelerde de saraylarda da bulduğuna, dünyanın en kaliteli doktorlarının elinden eceli gelenleri alıp gittiğine inanıyordun.

Onun için ölümden hiç korkmadan kaderini yaratan Rabbine doğru koştun.

Ölmemeye çare olmadığını bildiğinden, ölüm seni Hak yolunda yakalasın diye Hakka hizmetten bir nefes boyu ayrılmadın.

Bu dava uğrunda koşmak yeterli değil, uçmak gerekir inancıyla hareket ettin inşallah cennete uçtun.

Binlerce pusudan kurtuldun, sayısını bilemediğimiz kadar gencimizin imanına atılan tuzakları kırdın ve puslu bir günde bembeyaz karların üstünde aşık olduğun Rabbine kavuştun.

Saltanat koltuğuyla tabutun aynı ağaçtan yapıldığını bildiğinden makama değil Makam-ı Mahmud'a yöneldin.

Servet ve şöhret tuzaklarına iltifat etmeden sen, Hakkın ve halkın rızasına kilitlendin.

Takvim kullanmayan ölüme karşı hep gönlünde takva azığını hazır tuttun.

Hep gülümseyen yüzün, doğrudan ayrılmayan sözün kaldı göz, gönül ve kulaklarımızda.

Ölüm ansızın yakalayıverirse diye midene haram lokma koymamaya dikkat ettin.

Ve sen, "Er kişi niyetine" diyerek namaza duran dostlarını yalan çıkarmadın, her kişilerin arasından sıyrılarak "Er kişi" olarak yaşadın ve İnşaallah şehitler kervanına katıldın.

Allah'tan dileğim, Cennette, "Makam-ı Mahmud" çevresinde, şehitler semtinde, Hazreti Hamza, Hazreti Ömer, Hazreti Osman, Hazreti Ali, Hazreti Hasan, Hazreti Hüseyin'le ve bütün sevdikleriyle karşılıklı sohbetler yapmayı nasip etsin.

Dilimizi ballandıran,

"Kanımız aksa da zafer İslam'ın"

"Ya Allah, Bismillah, Allahü ekber" nidaları yurdumuzda, yuvamızda ve bütün gönüllerde kıyamete kadar yankılansın.

Amin.
MİLLİ GAZETE YAZARI MAHMUT TOPBAŞ'TAN ALINTIDIR.

29 MART 2009 YEREL SEÇİMLERDE ERZURUM,İLÇE VE BELDE SONUÇLARI

Erzurum Büyükşehir Belediyesi: Ahmet Küçükler (AK Parti)
Yakutiye : Ali Korkut (AK Parti)
Palandöken : Orhan Bulutlar (AK Parti)
Aziziye: Fatih Cengiz (AK Parti)
Aşkale: Ahmet Yaptırmış (AK Parti)
Çat: Şibli Saydın (Bağımsız)
Hınıs: Enver Taçyıldız (SP)
Horasan: Abdulhatem Bastem (AK Parti)
İspir: Osman Çakır (AK Parti)
Karaçoban: Sedat Gümüş (AK Parti)
Karayazı: Seyfettin Kırık (AK Parti)
Köprüköy: Osman Belli (AK Parti)
Narman: Ahmet Yücel İşleyen (MHP)
Oltu: İbrahim Ziyrek (AK Parti)
Olur: Rüstem Polat (AK Parti)
Pasinler: Ünsal Sertoğlu (AK Parti)
Pazaryolu: Recep Kaplan (AK Parti)
Şenkaya: Görbil Özcan (AK Parti)
Tekman: Yakup Doğan (AK Parti)
Tortum: Hasan Çakmak (AK Parti)
Uzundere: Halis Özsoy (AK Parti)

14 BELDEDEN 8'İ AK PARTİ'YE
Pasinler Alvar: Zihni Tekman (MHP)
Tortum Bağbaşı: Karabey Eroğlu (AK Parti)
Tortum Pehlivanlı: Yunus Keskin (MHP)
Tortum Serdarlı: Muammer Yiğiter (AK Parti)
Tortum Şenyurt: Ali Anlar (AK Parti)
Hınıs Halilçavuş: Sadi Selçuk (AK Parti)
Kandilli: Dursun Hanoğlu (AK Parti)
Çat Yavi: Abdulhaluk Yılmaz (BBP)
Karaçoban Kopal: Reis Bilir (CHP)
İspir Madenköprübaşı: Şaban Çalışkan (SP)
İspir Çamlıkaya: Nihat Türker (AK Parti)
Şenkaya Paşalı: Cemal Alkan (DSP)
Narman Şekerli: Ferkan Akbulut (AK Parti)
Köprüköy Yağan: İbrahim Yağanoğlu (AK Parti)

ERZURUM'DA HALI YIKAMA SİZE BİR TELEFON KADAR YAKIN

TOMURCUK HALI YIKAMA
0442 214 19 34
0533 371 19 33

IŞILTI HALI YIKAMA
0442 242 05 97
0530 175 3414

POLAT HALI YIKAMA
0534 334 59 08
0 507 046 83 47

BURSADAKİ TORTUM DEMİRCİLER KÖYLÜLERİNİ MİLLETÇE ALKIŞLIYORUZ

Bursa'da yaşayan köylülerimiz ayda bir 27 hane reisi olarak toplanıyor. Kuranı Kerim okuyor, dua ediyor, birbirlerinden haberdar oluyor.
HABER YENİ FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYINIZ