BİR FATİHA DA SENDEN OLSUN

KİMLER GELDİ, KİMLER GEÇTİ? TIKLA DA GÖR

             Allah (cc), Kuran-ı Kerim’de Ankebut suresi   55. ayetinde:” Her canlı ölümü tadacaktır.”diyor. Bizler ve bu yazıyı siz...

30 Kasım 2015

KÖYLÜLERİMİZ HASTA

Muammer BİLMİŞ'in kızı Demet BİLMİŞ, bir rahatsızlık geçirmiştir. Eski Araşt. Hast. Çocuk Servisi 3.kat 334 numarada yatmaktadır.
Ayrıca Rahmetlik Mahmut ÖZDEMİR'in Hanımı SELLİ abla, rahatsızlanmıştir. Eski Aras. Hast. Göğüs Servisi 5.kat 525 numarada yatmaktadır. RABBİM cümle hastalara acil şifalar ihsan eyleye.
Kaynak: Mahmut POLAT

24 Kasım 2015

MEHMET ŞEVKET EYGİ' DEN VECİZELER

İLMİHAL, akaid, fıkıh bilmeyen cahil kimse tasavvuf deryasının batınına dalmasın, boğulur.
Dünyanın en rezil, alçak, kepaze, ahlaksız insanları din sömürücüleridir.
Kendini beğenen kesinlikle olgun insan, olgun Müslüman olamaz.
Bir kalpte para aşkıyla Allah aşkı birlikte bulunmaz.
Âlim kişinin ilmi kadar ahlakı olmazsa, o kişi fâzıl olamaz.
Dindar ama durup dinlenmeden devamlı olarak gıybet ediyor… Böylesi dindar değil, “e…”tir.
Gerçek Nurcu kesinlikle gıybet etmez.
Gerçek derviş de etmez.
“Kişinin namazı ve orucu sakın sizi aldatmasın. Siz onun para ile olan muamelesine bakınız.”
Osmanlıca okuma yazmayı öğrenmemekte inatla ısrar eden Müslüman bir genç, adam olmaz.
Allahı ve Resulünü (Salat ve selam olsun ona) seven Ehl-i Tevhid ve Ehl-i Kıble Müslümanın zatına buğz ve düşmanlık eden kimse kamil değildir.
Mü’mine kafir diyenin kendisi kafir olur.
Müslüman kardeşini ötekileştirmek bir tür ırkçılık ve cahiliyettir.
Dini imanı para, mal ve menfaat olan kişi dıştan dindar Müslüman gibi görünse de (kâmil) Müslüman değildir.
Hukuk fakültesinde okuyup da, Mecelle-i Ahkâm-ı Adliyenin Kavaid-i Külliyesini okumamış, ezberlememiş Müslüman gence yazıklar olsun.
Süslüman kadınların, erkeklerin dikkatini açık kadınlardan daha fazla çeken rengarenk başörtüleri ve tesettürü İslama uygun değildir, şeytanî sahte tesettürdür.
Zekat verdikten sonra israf etmek caizdir diyen kişi sapıktır.
Büyük sayıda fakir ve miskin Suriyeli mülteci aç yatarken, Türkiyeli Müslümanların tok sabahlamaları büyük ayıp ve rezilliktir.
Emr-i mâruf ve nehy-i münker farzını tâtil eden veya yeteri kadar yapmayan Müslüman bir toplumun başına azab iner.
Bilmeyen ve sapıtan cahillerin vebali, bildikleri halde uyarmayan ve aydınlatmayan alimlere aittir.
Beş vakit namazı yitirip şehvetlerine uyan bir toplum iflah olmaz, necat bulmaz.
Bir insana yapılabilecek en büyük iyilik, onun imanlı olmasına vesile olmaktır.
Her mü’min, itikadını tashih etmekle mükelleftir.
Zaruriyat-ı diniyeden birini inkar eden dinden çıkar.
İlmi, ehliyeti, liyakati olmadığı halde Kur’anı kendi re’yi, hevası ile tefsire yeltenen, Kitabullaha saygısızlık etmiş olur.
Ebu Hanife de benim gibi bir adamdı, o nasıl ictihad ettiyse ben de ederim diyen kişi adam değildir.
Ciddî konuları muannid cahillerle tartışan, onlara laf anlatmaya çalışan ahmaktır.
Aynı miktardaki helal para ile haram para arasındaki farkı ayırt edemeyen kimse kara cahildir.
Seni namaza müezzinler çağırmıyor, asıl Çağıranı bil.
Kendisinde yüz kadar noksanlık bulunan, bunlardan biri gevezelik ve zevzeklik olan kişiyi, sadece bu bir noksan bile mânen batırmaya, yere sermeye yeter de artar.
İnsan kendini övüp böbürlendikçe alçalır, biter.
Mütevâzı ve kanaatli Müslümanlara müjdeler olsun.
Kâmil mü’min zindanda, hattâ darağacında bile üstündür.
Kur’ana yapışan hiç şüphe yok ki, sağlam bir kulpa tutunmuş olur.
Kur’ana, Sünnete, Şeriata uygun olmayan bâtıl yeminleri yapanların başları ileride çok ağrır.
Sâlih Müslüman, bilinmesi gereken şeyleri bilen ve bildiklerini hayata uygulayan kimsedir.
Buluğa ermiş çocuklarına ilmihallerini öğretmeyen ve namaz kıldırmayan anne ve babalar, bundan dolayı hesaba çekilmeyeceklerini mi sanıyorlar?
Pilav tabağında yemediğin, çöpe atılmasına sebep olduğun bir tek pirinç tanesinin bile hesabının vereceksin.
Dikkat etmediğin yahut bile bile üzerine basıp öldürdüğün küçük karıncanın da hesabını vereceksin.
Dilinle insanlara eza veriyorsun ve sonra da kendini kâmil Müslüman gösteriyorsun. Nâkıs Müslümansın sen.
Senin nasıl otomobil kullandığını göreyim, ne mal olduğunu söylerim.
Hadîste “Mü’min bir delikten çıkan zararlı mahluk tarafından iki kere sokulmaz” buyuruyor. Sen iki kere değil, bin kere sokulmuşsun ve bin birinci defa sokulmaya müheyyâsın (hazırsın, bekliyorsun).
Resulullah Efendimiz (Salat ve selam olsun ona) bir kere mi’raca çıktı. Kendini ermiş sanan o adamcağız ise gökten yere hiç inmiyor.
Erkekleri kadınlara, karıları erkeklere benzemeye çalışan ve benzeyen bir toplum bozulur.
Ruhbanları erbab (rabler) haline getirip putlaştırmak gizli şirktir.
Bu devirde en büyük kerametler şunlardır: Sahih bir itikada sahip olmak… Beş vakit namazı dosdoğru kılmak… Başta gıybet ve yalan olmak üzere dil âfetlerinden korunmuş olmak… Şeriata sımsıkı bağlı olmak… Sünnete bağlı olmak… Yüksek ahlak ve karakter sahibi olmak…
Evinde kedi besleyen merhametli Müslümanın geçimi bereketli olur.
Şeriata aykırı ve zıt her şey hederdir.

20 Kasım 2015

Bâyezîd-i Bestâmî ve Oğlu

Bâyezîd-i Bestâmî (kuddise sirruh) hazretleri gece teheccüde kalkmıştı. Küçük çocuğunun da kalktığını gördü. Gece soğuktu. Uykusuzluk ona zahmet vereceği için şefkatle:

“Ey oğul, gece uzun, sen uyu.”

“Ya siz niçin kalktınız?”

“Ey oğul, Rabbim bana kalkıp namaz kılmamı emretti.”

“Ben Allâhü Teâlâ’nın ‘Muhakkak Rabbin biliyor ki sen muhakkak gece üçte ikisine yakın ve yarısı ve üçte birinde kalkıyorsun, beraberindekilerden bir topluluk da kalkıyor…’ (Müzzemmil sûresi, 20.) âyet-i celîlesini ezberledim. Bu âyet-i celîlede Resûlullâh Efendimizle birlikte gece namaza kalkanlar kimlerdir?”

“Ey oğul, Onlar Resûlullâh Efendimizin (s.a.v.) Ashâbıdır.”

“Öyleyse sen de beni Allâhü Teâlâ’ya ibâdette seninle beraber olmaktan mahrum etme.”

“Ey oğul, sen henüz bâliğ (ibadet ile mükellef) olmadın.”

“Ey Babacığım! Annemi ateşi yakarken gördüm. Önce küçük odun parçalarını tutuşturuyordu. Ben eğer itaati terk edersem Allâhü Teâlâ’nın büyükleri yakmadan önce bizden başlamasından korkarım.”

Hz. Bâyezîd-i Bestâmî’nin gözleri yaşardı ve:

“Ey oğul, kalkabilirsin. Sen Allâh’a ibâdete babandan daha lâyıksın” dedi.

19 Kasım 2015

KÖYLÜMÜZ HASTA

Nuri KÖSE bir rahatsızlık geçirmiştir. Palandöken Hast. Dahiliye Servisi 4. Kat 406 numarada yatmaktadır. RABBIM sifalar versin.
Kaynak: Mahmut POLAT

14 Kasım 2015

KUR'AN-I KERİM'İN HAREKELENMESİ


Bismillahirrahmanirrahim

KUR’AN-I KERİM’İN HAREKELENMESİ

Bütün hamtlar ve övgüler Allahu Teâlâ’ya mahsustur. Kâinatın zerresi adedince, Salât ve selam Âlemlerin Efendisi, Hz. Muhammed (s.a.v.) ‘e âline ve ashabına olsun.

Allahumme salli ala Muhammed’in ve ala ali Muhammed

 Değerli okurlarım! Son vahiy dini olan İslâm'ın kutsal kitabı. Kur’an-ı kerim Allahu Teâlâ tarafından Hz. Muhammed (s.a.v.) Cebrail (a.s.) aracılığı ile Arapça olarak indirilen ilahi kitapların sonuncusudur.

Fatiha Suresi ile başlayıp Nâs Suresi ile sona eren kelâmıdır.

Kur’an-ı Kerim'in, Efendimiz (s.a.v.) in risale tinin başında ilk inen ayetleri şunlardır:

"Yaratan Rabbinin adıyla oku. O insanı bir kan pıhtısından yarattı. Oku! Rabbin, kalemle öğreten, insana bilmediğini bildiren en büyük kerem sahibidir" (Alâk Suresi,1-5).

İlk inen ayetlerin inananları okumaya, öğrenmeye, yazmağa ve araştırmaya çağırması ilim için büyük teşvik mesajı taşır.

Kur'ân-ı Kerim’in son inen Ayeti Kerimesi de şudur: 

"Bu gün size dininizi ikmal ettim, üzerinize olan nimetimi tamamladım, din olarak sizin için İslâm'ı seçtim" (Mâide Suresi., 3).


Kur’an-ı Kerim, Güzellerin en güzeli (s.a.s)' in ahirete irtihalinden sonra, Yemâme savaşlarında 70’ kadar hafız (kurrâ) 'nın şehit düşmesi Müslümanları telâşa düşürmüştü.

Bunun üzerine, Hz. Ömer de (r.a) hafızların toplanması için Halife Hz. Ebu Bekir (r.a.)  başvurarak konunun görüşülmesini istemişti.

Hz. Ömer (r.a.) in yardım ve gözetimi altında, elinde yazılı Kur'an-ı Kerim metni olan herkesin bu metinleri getirmesini ve getirirken de ellerindeki metinlerin bizzat Hz. Peygamber (s.a.v.)  yazıldığına dair iki güvenilir şahit gösterilmesi istendi.

Halife,

12 Kasım 2015

KÖYLÜMÜZ HASTA

Köse Osman eminin kızı Leyla abla, geçirdiği trafik kazası sonucu hafif kırıklar meydana gelmiştir. Bölge Eğt. Hast. Ortopedi Servisi -1.kat 50 numarada yatmaktadır. RABBİM acil sifalar versin ve beterinden saklasın.
Kaynak: Mahmut POLAT

KÖYLÜMÜZ HASTA

Nafiz BİLMİŞ geçirdiği Rahatsızlık sonucu Eski Araşt. Hast. Gastroenteroloji Servisi 6. Kat 622 numarada yatmaktadır. RABBIM cümle hastalara acil sifalar versin.
Kaynak: Mahmut POLAT

09 Kasım 2015

Dünya esaretinin kelepçeleri 1: Borç


Mahmut Toptaş
09-11-2015

Dünyanızı gönül rahatlığıyla yaşayabilmeniz için gücünüzün üstünde borca girmeyiniz.
“Alacakla verecek ödenmez” demiş atalarımız.
Aybaşında gelecek paraya güvenerek aybaşına söz, çek veya senet vermeyiniz.
“Ya gelmezse”yi levha halinde bir Hattat’a veya Kaligrafa yazdırıp işyerinde karşınıza koyunuz.
Atalarımız, “Borçlu suçlu durur” demişler.
Süklüm püklüm durmanın anlamı yok.
Borç, kul hakkına girdiği için önemine binaen Rabbimiz, Nisa süresinin 12’inci ayetinden itibaren Miras hukukunda hisseleri biz bildirirken “Vasiyetler ve borçlar ödendikten sonra taksim” der.
Borç almayın ama borç vermekten hiç bir zaman uzak durmayın.
Rabbimiz, zor durumda olanlara borç vermeyi Allah’a verilmiş gibi değerlendiriyor. (Bak Bakara süresi ayet 245, Hadid süresi ayet 11)
Yani Allah’ın kuluna yapılan yardımın sevabı, sanki Allah’a yardım edilmiş gibi değerlendirilecek.
Onun için bazı tefsircilerimiz, borç vermenin sevabının  sadaka vermekten daha fazla olacağını söylerler ve delil olarak da bu ayeti gösterirler.
“Borç yiğidin kamçısıdır” sözümüz burada geçerlidir. Sadakaya bir ömür boyu beslemek yerine borç vererek kalkındırmak daha iyidir.
Çalışamaz durumda olanlara sadaka yine devam edecek.
“Borç vermekle tükenir, yol yürümekle”
“Boyun borcumuz”a dikkat edeceğiz.
Rabbimizin bize emrettikleri ve yasakladıkları “boynumuzun borcudur”
“Can borcumuz” ise onu Rabbimizin bize verdiği gibi tertemiz iade ederek teslim etmektir.
Hazreti Ömer, Müminlerin emiri iken borcunu ödemeyen adamın durumunu öğrenince halka hitaben,
“Yarın onun mallarını satıp alacaklılar arsında taksim edeceğim. Borçtan sakının, çünkü borcun önü keder, sonu harptir” buyurmuş. (Malik, Muvatta, K. Vasıyyet, bab Cami’ul-kada)
Dünya genelinde borçlu ülkeler ile borçsuz ülkelerin özgürlük alanlarının durumunu hepimiz görüyoruz.
Ancak insanlarda olduğu gibi devletlerde de yüzsüzler olabilir.
Borcunu ödememenin de keyfini yaşadığını zannettirenler çıkabilir.
Siz ve biz, hepimiz bunlardan olmamaya dikkat edeceğiz.
Dinimiz, borçlanmayı yasaklamaz.
O konuda Kur’an’ın en uzun ayeti borçlanma konusundadır. (Noterlik ayeti için bakınız Bakara süresi 282)
Ödenmek üzere alınan borcun ödenmesine Allah’ın yardımcı olacağını ifade eden hadislerimiz vardır.
Siz, yine de veren el, olmaya dikkat ediniz.
Sevgili Peygamberimiz, namazının son oturuşunda teşehhüt ve salavatlardan sonra şu duayı çokça okuduğunu Hazreti Aişe anamız rivayet ediyor: “Allah’ım, günahtan ve borçtan sana sığınırım” bir adam, “Ya rasülellah, neden borçtan bu kadar fazla Allah’a sığınıyorsun?” deyince “Kişi borçlanınca fazla konuşmaya başlar ve (Yarın, ay başına diyerek) yalan söyler, söz verir sözünde duramaz” buyurdu. (Buhari, Sahih, K. İstikrad, Bab. Men isteaze mineddeyn)
İslami hizmetlerini aksatır.
Dostlarıyla arası açılır.
Konya’da yüksek tahsilimi yaparken arkadaşlarım, beni de kooperatife yazdırmak ve ev sahibi yapmaya teşvik etmişlerdi.
Maaşımdan başka hiç bir yerden gelirim olmadığından ben girmedim,  onlar girdiler.
Anneleriyle, oğlan kardeşleriyle, kız kardeşleriyle, akrabalarıyla küsüşenler oldu.
Kooperatif, aidatları artırıp maaşın üstüne çıkarınca yakınlarına koştular, onlar da on seneden önce paranın geri dönmeyeceğini bildiklerinden bileklerindeki bilezikleri vermediler.
Bileziklerin her şıngırtısı onların borcunu hatırlattı ve küsüştüler.
Değer miydi?
Onun üzerinde evde kiracı olarak oturdum, onun üzerinde dostum oldu ve hâlâ ev sahiplerimle dostluğumu devam ettiriyorum.
Şimdi evim var. İstanbul’a gelince kooperatife verebilecek gelirim olduğunda kredisiz, faizsiz bir kooperatiften ev edindim kiracıyken edindiğim dost çeşidinden mahrum oldum ama şimdiki komşularımı kazandım.
Kim ve hangi hoca, ev veya araba için faize fetva verirse o hoca sizi kurtaramaz.
Bazı borçlular, evime veya diğer mallarına haciz gelmesin diye numaradan satış yapıyorlarmış. O numaradan satın almak o adamın dalaveresine ortak olmak ve alacaklının hakkını vermemek gibi günahtır. Dikkat ediniz.

Angut Kuşunun Hikâyesi


Angut'un Sadakati
Birisi bize "Angut" dese bozulur belki kavga ederiz.
Aslında angut'un hikayesi çok duygusaldır.
Bilir misiniz?
Angut kuşları, eşi öldükten sonra başka bir kuş ile çiftleşmeden
Hayatının sonuna kadar yas tutar!
Angut, ördekgillerden, tüyleri kiremit renginde evcilleştirilebilen bir yaban kuşudur.
Angut sözcüğüyle adlandırılan bu kuş türü,
Adeta eşe Sadakatin de simgesidir.
Oysa "Angut"
Türkçede mecazi olarak
Herkesin haksız bir şekilde kullandığı bir ifadedir
''Kaba saba, ahmak'' anlamında da kullanılan
Biri laftan anlamayınca, boş boş bakınca
Ya da bir insan aptallık edince hemen
'Angut musun?' der günümüzün insanı
Angut'un aslında bir kuş olduğunu bilmeyen bir sürü insan var ülkemizde.
Özelliği nedir bilir misiniz?
Angut kuşunun eşi öldüğü zaman yanına o anda başka bir Yırtıcı hayvan veya bir insan gelse dahi gözlerini bir dakika Bile eşinin ölüsünün üstünden ayırmadan
O da ölene kadar onun başucunda bekleyen
eşine ölümüne sadık bir canlıdır
İşte bu canlının yaptığı en büyük
'Angut'luk budur.
Ayrıca
Bu olay bütün Angut kuşları için geçerlidir,
arada bir görülen bir şey değildir.
Dişi olsun erkek olsun bütün Angut kuşlarının
Çok ürkek bir hayvan olmasına rağmen
Eşinin Ölüsünün başında bekleyen
Angut kuşuna elinizi uzatsanız dahi oradan kaçmaz.
Hani derler ya 'Angut gibi bakmasana' diye...
Keşke herkes Angut gibi bakabilse değer verdiklerine.
Bundan sonra bazılarına 'Angut' demeden önce
Bir kere daha düşünün.
Bir "Angut" bile olamayan
O kadar çok insan var ki artık günümüzde.
ALINTI

03 Kasım 2015

VATAN SEVGİSİ VE ŞEHİTLİK,


Bismillahirrahmanirrahim
Bütün hamtlar ve övgüler Allahu Teâlâ’ya mahsustur. Kâinat’ın zerresi adedince, Salât ve selam Alemlerin Efendisi, Hz. Muhammed Mustafa  (s.a.v.) ‘e âline ve ashabına olsun.

Allahumme salli ala Muhammed’in ve ala ali Muhammed


Değerli okurlarım! Vatan, insanın geçmişten emanet aldığı, acı-tatlı hatıralarıyla üzerinde yaşadığı ve istikbale hazırlandığı bir toprak parçasıdır.

Atalarımız, dünyanın en güzel ve verimli topraklarını vatan olarak seçerek bizlere emanet etmiştir.

Allahu Teâlâ’nın bize engin bir lütfu olan bu vatanı, ecdadımız malları ve canları pahasına korumuşlar, üzerinde medeniyetler kurup binlerce eserler inşa etmişlerdir.

Camiler, saraylar, hanlar, hamamlar, türbeler, yollar, köprüler ve çeşmeler yaparak adeta bize ait olduğunu tescillemişler ve İslam’ın mührünü basmışlardır.

Vatan olmaksızın millet; millet olmaksızın da devlet olmaz.

Bir milletin varlığı, vatanın varlığına, aynı zamanda hür ve bağımsız olmasına bağlıdır.

Vatan

ERZURUM'DA HALI YIKAMA SİZE BİR TELEFON KADAR YAKIN

TOMURCUK HALI YIKAMA
0442 214 19 34
0533 371 19 33

IŞILTI HALI YIKAMA
0442 242 05 97
0530 175 3414

POLAT HALI YIKAMA
0534 334 59 08
0 507 046 83 47

BURSADAKİ TORTUM DEMİRCİLER KÖYLÜLERİNİ MİLLETÇE ALKIŞLIYORUZ

Bursa'da yaşayan köylülerimiz ayda bir 27 hane reisi olarak toplanıyor. Kuranı Kerim okuyor, dua ediyor, birbirlerinden haberdar oluyor.
HABER YENİ FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYINIZ