BİR FATİHA DA SENDEN OLSUN

KİMLER GELDİ, KİMLER GEÇTİ? TIKLA DA GÖR

             Allah (cc), Kuran-ı Kerim’de Ankebut suresi   55. ayetinde:” Her canlı ölümü tadacaktır.”diyor. Bizler ve bu yazıyı siz...

30 Temmuz 2013

2013 YILINDA ÜNİVERSİTEYİ KAZANAN KÖYLÜLERİMİZ

Muhammed BİLMİŞ İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa  Tıp Fakültesi,
Fatih BAĞBANCI Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilgiler Öğretmenliği bölümünü kazandılar. Tebrik eder başarılarının devamını dilerim. Başka kazanan köylümüz varsa yorum kısmına yazarsanız yayınlarım.

2010 YILINDA ÜNİVERSİTEYİ KAZANAN KÖYLÜLERİMİZ

İMAM, MÜEZZİN VE KURAN KURSU ÖĞRETİCİSİ ADAYLARI DUYDUK DUYMADIK DEMEYİN YETERLİLİK BELGESİ İÇİN MÜRAACATIN SON GÜNÜ 05 AĞUSTOS 2013

Diyanet İşleri Başkanlığından;
Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesindeki Kur’an kursu öğreticisi, imam-hatip ve müezzin-kayyım unvanlarında görev almak isteyenler için  25/08/2013  tarihinde Yeterlik Sınavı  yapılacaktır.

I.  Başvuru İşlemleri
1.  Yeterlik Sınavına müracaat edecek adaylar öncelikle 35 TL (Otuzbeş TL KDV dâhil)
sınav giriş ücretini,  YEĞİTEK  Döner Sermaye İşletmesi’nin  T.C. Ziraat Bankası
Başkent/ANKARA  Şubesi,  Türkiye Vakıflar Bankası Ankara Merkez  Şubesi ve
Türkiye Halk Bankası Küçükesat  Şubelerinden herhangi birine, bulundukları
yerlerdeki anılan bankaların şubelerinden  “Kurumsal Tahsilât  Programı”  aracılığı
ile  22/07/2013-05/08/2013  tarihlerinde yatıracaklardır.  Sınav ücretini yukarıda
belirtilen tarihlerde yatırmayanlar sınava müracaat edemeyeceklerdir.

4.  Adaylar,  sınav giriş ücretini yatırdıktan sonra  22/07/2013/-05/08/2013  tarihlerinde
internet ortamında www.meb.gov.tr adresindeki “Merkezi Sistem Sınavları” bölümüne
girerek  e-başvurularını  bireysel olarak  yapacaklardır.  Adaylar e-başvuru yaptıklarına
dair belgeleri,  başvurularını sisteme kaydetmelerinin ardından aynı adresten
alabileceklerdir.

26 Temmuz 2013

TORTUM DEMİRCİLER KÖYÜ' NDE DUT SALLAMAK BİR SANATTIR


 

TORTUM DEMİRCİLER KÖYÜ' NDE VİŞNE EZME YAPIMI

VİŞNE EZMESİ 1


VİŞNE EZMESİ 2 



Hüsna AKPINAR ( ANAMIN ve cümle geçmişlerimizin ruhuna EL FATİHA)

VİŞNE EZMESİ 3






TORTUM DEMİRCİLER KÖYÜ'NDE PEKMEZ YAPIMI

Asiye Teyzemin eşi Mustafa BİLMİŞ'in ve geçmişlerimizin ruhuna EL FATİHA.

LYS sonuçları açıklandı

Merakla beklenen üniversite yerleştirme sonuçları açıklandı. Sonuçlara, ÖSYM’nin sonuc.osym.gov.tr adresinden ulaşılabilecek.
Merakla beklenen üniversite yerleştirme sonuçları açıklandı. Sonuçlara, ÖSYM’nin sonuc.osym.gov.tr adresinden ulaşılabilecek.

25 Temmuz 2013

TORTUM DEMİRCİLER KÖYÜNDE RAHMETLİ OLDU

الَّذِينَ إِذَا أَصَابَتْهُم مُّصِيبَةٌ قَالُواْ إِنَّا لِلّهِ وَإِنَّا إِلَيْهِ رَاجِعونَ
O sabredenler, kendilerine bir belâ geldiği zaman: Biz Allah'ın kullarıyız ve biz O'na döneceğiz, derler (Ali imran 156)
Köyümüz sakinlerinden Sebehe KAPLAN( Hamza KAPLANIN annesi)25 Temmuz 2013'te rahmetli oldu.Cenazesi bugün öğle namazına mütakip köyümüzde kaldırılacaktır.Allah(cc) rahmet eylesin.Yakınlarına da sabır versin
Merhumeye ve cümle geçmişlerimize bir fatiha okumayı unutmayalım.

24 Temmuz 2013

MİSVÂK SÜNNETTİR

Misvâk kullanmak Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.)’in sünnetidir. Dişler sarardığında, ağzın kokusu değiştiğinde, yemekden önce, yatarken, uykudan kalkınca, abdest alırken, insanların arasına çıkmak istediğinde, Kur’ân-ı Kerîm ve hadîs-i şerîf okumak için, Allâh’ı zikretmek için, Kâbe’ye girmek ve tavâf etmek için misvâk kullanmak müstehabdır.

Arabistan’da yetişen Erak ağacının dalından bir karış uzunluğunda kesilen parça, misvâk olarak kullanılır. Erak bulunmadığı zaman erak gibi elyaflı diğer ağaç dallarından da misvak olur. Sağ elin baş ve serçe parmakları misvakın altında, diğerleri üzerinde olduğu halde üç kere sağ, üç kere de sol taraftaki dişler üzerine sürülür.

Misvâkın üç yüz küsür faydasının en aşağısı insanlardan ezâyı gidermek, en üstünü ise şehîd olarak ölmektir.

Misvak ile kılınan iki rek’at namazın sevabı misvaksız yetmiş beş rek’at kılınan namazın sevabından çok olur.

Misvâk kullanmanın faydalarından bazıları şunlardır:

• Allâhü Teâlâ ondan razı olur,
• Sünnet ile amel etmiş olur,
• Sekerât-ı mevtinde (ölüm anında) şehadet kelimesini getirmeğe ve rûhunun kolay çıkmasına sebep olur.
• Dişlerin etini pekiştirir,
• Balgamı giderir,
• Ağız ağrısını giderir,
• Ağız kokusunu giderir,
• Şeytan kederlenir,
• Gözleri nurlanır,
• Ağzı pâk olur,
• Hâfızayı kuvvetlendirir
• Lisânı fasîh (düzgün ve açık) olur,
• Amellerine daha fazla sevap verilir.

23 Temmuz 2013

KADİR GECESİ RAMAZAN'DA HANGİ GECE

İmâm-ı Şa’rânî Hazretleri, Kadir Gecesi’nin kaçıncı gece olduğunu, Ramazân-ı Şerîf’in giriş günlerine göre şöyle tesbit etmiştir:

 Pazar günü girerse, 28’i 29’a bağlayan gece.

 Pazartesi günü girerse, 20’yi 21’e bağlayan gece.

 Salı günü girerse, 26’yı 27’ye bağlayan gece.

 Çarşamba günü girerse, 18’i 19’a bağlayan gece.

 Perşembe günü girerse, 24’ü 25’e bağlayan gece.

 Cuma günü girerse, 16’yı 17’ye bağlayan gece.

 Cumartesi günü girerse, 22’yi 23’e bağlayan gece.

İmâm-ı Şa’rânî Hazretleri 30 sene Kadir Gecesi’yle bu usûle göre müşerref olmuşlardır.

Birçok evliya bu usûlle Kadir Gecesi’ni bulmuşlardır.

Kadir Gecesi’nin bu ay içerisinde hangi gece olduğunun gizlenmesi, mü’minlerin her geceyi Kadir Gecesi bilip, her gece çokça ibâdet etmeleri içindir.

Kadir Gecesi’nde hava berrâk ve güzel olur. O gece her şey Allâh’a secde eder. Denizlerin suyu bir an için tatlılaşır. Mü’minler afv-ı ilâhî ve mağfiret-i sübhânîye mazhar olurlar. (Duâ ve İbâdetler, Fazîlet Neşriyat)

Netîce olarak Ramazân-ı Şerîf hangi gün girerse girsin, bu hesaba göre Kadir Gecesi, cumartesiyi pazara bağlayan geceye isabet etmektedir. Ramazân-ı Şerîf’in ikinci yarısında iki adet cumartesi gününden 17, 19 gibi tek sayılı gece Kadir Gecesi’dir.

18 Temmuz 2013

SADAKANIN KABUL OLMASININ ŞARTLARI

1- Sadaka helâl olan ve şüpheli olmayan maldan verilmelidir. Çünkü Allâhü Teâlâ temizdir, temiz olmayanı kabul etmez. Hadîs-i Şerîf’de: “Kim haram malı toplayıp da ondan sadaka verirse hiç ecir alamadığı gibi vebâli de üzerine olur.” buyurulmuşdur.

2- Malının en iyisinden olmalıdır.

3- Kişi sıhhatte olup yaşamak ümidini beslerken ve fakirlikten korkmadığı vakitte olmalı,

4- En muhtaç ve lâyık olana vermeli,

5- Söylememeli,

6- Başa kakmamalı, eza etmemeli,

7- Maksadı sırf Allah rızası olmalı,

8- Verdiği çok olsa da onu az ve ehemmiyetsiz görmeli,

9- En sevdiği malından olmalı,

10- Sadakayı sâdık bir niyet ve gönül hoşluğu ile vermelidir. Verdiği ne kadar çok ve büyük olsa da onu az görmelidir. Zira dünyânın tamamı azdır ve hakîrdir.

11- Fakire verirken -evine götürüvermek gibi- onu en ziyade memnun edecek şekilde vermelidir. 

17 Temmuz 2013

GÜNAHLARI AFFETTİREN AMELLER

Hz. Osman (r.a.) güzelce abdest aldı, sonra şöyle buyurdu:

“Resûlullâh (s.a.v.)’dan işittim, bir kimse böylece abdest alsa, sonra mescide gelse, iki rek’at namaz kılıp sonra otursa geçen günahları mağfiret olunur.”

Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) buyurdular:

“Her kim Ramazân-ı şerîfde inanarak ve sevabını Allâh’dan umarak oruç tutarsa geçmiş günahları mağfiret olunur.”

“Her kim Ramazân-ı şerîfde inanarak ve sevabını Allâh’dan umarak namaza kalkarsa geçmiş günahları mağfiret olunur.”

Ubâde bin Sâmit (r.a.):

“Yâ Resûlallâh, bize kadir gecesinden haber veriniz.” deyince şöyle buyurdular:

“O Ramazân-ı şerîfdedir. Siz son onunda ve tek gecelerde arayınız: yirmi bir, yirmi üç, yirmi beş, yirmi yedi ve yirmi dokuzuncu gecelerde. Her kim inanarak ve sevabını Allâh’dan umarak o (Kadir) gece(sin)de namaza kalkarsa geçmiş ve gelecek günahları mağfiret olunur.”

“Her kim inanarak ve sevabını Allâh’dan umarak iki rek’at duha namazı kılarsa, Allâh ona iki yüz hasene yazar, iki yüz günahını siler, iki yüz derece yükseltir, -kul hakkı hariç- geçmiş gelecek bütün günahlarını affeder.”

“Sırf Allâh rızâsı için hacca gelen kimsenin geçmiş, gelecek günahları mağfiret olunur ve kime duâ etse şefaati kabûl olunur”. 

SAĞLIĞIMIZ İÇİN TABÎİ; NATUREL GIDALAR

Sanayi bölgelerinden uzak havası, suyu ve toprağı insan sağlığına zarar veren şeylerden korunan ve sürekli kontrol edilen arazilerde sûnî gübre, ilaç vb. kullanılmadan üretilen mahsuller tercih edilmelidir.

Kimyevî gübre ve ilaç kullanılan tarla mahsullerini mümkün olduğu kadar almamalıdır.  

12 Temmuz 2013

2013 SBS SONUCU İÇİN TIKLAYINIZ

http://sbs2013.meb.gov.tr/

2013 PMYO SONUCU AÇIKLANDI

30 Haziran 2013 tarihinde yapılan Polis Akademisi Polis Meslek Yüksekokulları Öğrenci Adaylığı Sınavının (2013-PMYO) değerlendirme işlemleri tamamlanmıştır.


SONUÇLAR İÇİN TIKLAYINIZ


Sonuçlar saat 10.30’dan itibaren ÖSYM'ninhttps://sonuc.osym.gov.tr internet adresinden açıklanacaktır.

Adaylar sınav sonuçlarını belirtilen internet adresinden T.C. Kimlik Numaraları ve şifreleri ile öğrenebileceklerdir. Sınav Sonuç Belgesi basılmayacak ve adayların adreslerine gönderilmeyecektir.

2013-PMYO Sonuçlarına İlişkin Sayısal Bilgiler

Uygulanan TestlerOrtalamaStandart SapmaSoru SayısıSınava Başvuran Aday SayısıSınava Giren Aday SayısıSınava Girmeyen Aday SayısıSınavı Geçersiz Aday Sayısı
Genel Yetenek ve Genel Kültür57,70310,59412028168280301386

Adaylara ve kamuoyuna duyurulur.

ÖSYM BAŞKANLIĞI


Sadece 2013 PMYO yazılı sınavını asıl olarak kazanan adaylar yerleştirme sonuçlarını görebilecektir. adaylarımız sınav sonucu hakkında diğer bilgileri ösym sitesinden öğrenebilecektir. sonuç için tc kimlik numaranızı giriniz.

http://pmyo.pa.edu.tr/ den sorgulama için tıklayınız.

Memurlar.Net

11 Temmuz 2013

ORUÇ

Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.)buyurdular ki:

• “Hadîs-i Kudsî’de Allâhü Teâlâ şöyle buyurur: ‘Âdemoğlunun işlediği her hayır ve ibâdet kendisi içindir, yalnız oruç hariç. Çünkü o, sırf benim içindir ve onun mükâfatını da ancak ben veririm.”
• Oruç (dünyada günahlara, âhirette de cehenneme karşı) bir kalkandır. Sizden biri oruçlu olduğu günde fena söz söylemesin, bağırıp çağırmasın. Şayed kendisiyle itişmek ve dalaşmak isteyen olursa “Ben oruçluyum, ben oruçluyum’ desin. Allâh’a yemin ederim ki oruçlunun ağız kokusu, Allâh katında misk kokusundan daha hoştur.

Oruç sadece yemek, içmek ve orucu bozan şeyleri terk etmekten ibâret değildir. Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.);

“Nice oruçlular vardır ki ona orucundan kalan sadece açlığı ve susuzluğudur.” buyurmuşlardır.

Muhakkak her âzânın oruçta bir hissesi vardır. Bütün âzâları, Allâh’ın hoş görmediği amellerden sakındırmak lâzımdır.

Gözün orucu, onu harama bakmaktan korumaktır. “(Harama) bakmak İblis’in zehirli oklarından bir oktur. Kim gözünü harama bakmaktan meneder, tutarsa Allâh onun kalbine lezzetini hissedeceği îman verir.” buyurulmuştur.

Dilin orucu onu faydasız sözden menetmek, tutmak, sadece faydalı yerde kullanmaktır.

Kulağın orucu onu gıybet gibi Allâh’ın haram kıldıklarını dinlemekten tutmaktır. Zira dinleyen, günahda söyleyene ortaktır. Elin orucu haramı tutmamak, ayağın orucu harama gitmemektir. Hâsılı bütün bedeni dînin hoş görmediği şeylerden uzak tutmak lâzımdır.

Oruçtan maksad nefsin şehvetini kırmaktır. Böyle olunca oruçlunun iftarda ve sahurda aşırı yemesi, diğer zamanlarda iki defada yediğini bir defada yemesi doğru olmaz. Oruçlu gündüz işinin ağırlığına göre işine ve ibâdetine yetecek, kuvvet verecek kadar yemelidir. 

10 Temmuz 2013

KUR’ÂN-I KERÎM HATMİ

Allâhü Teâlâ tarafından Peygamber Efendimiz’e (s.a.v.) bir mucize olarak indirilen Kur’ân-ı Kerîm’i başından sonuna kadar okumaya hatim denir. Kur'ân-ı Kerîm’i hatmetmek sünnettir.

Cebrâil (a.s.) her yıl Ramazan ayında, her gece gelir, Ramazan ayının sonuna kadar Kur’ân-ı Kerîm’i Peygamber Efendimiz’le (s.a.v.) mukabele eder; yani Cebrail (a.s.) okur, Peygamberimiz dinler; Peygamberimiz okur, Cebrail (a.s.) dinlerdi. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) dünyadan âhirete irtihal buyurdukları sene, bu mukabele iki kere yapılmıştı.  

İmâm-ı Âzam (rh.) “Bir kimse senede iki defa Kur'ân-ı Kerîm’i hatmederse hakkını vermiş olur.” buyurdular.

Kur’ân-ı Kerîm’i hatmederken, Vedduhâ Sûresi’nin sonunda “Allâhü Ekber, Lâ ilâhe illâllâhü vallâhü ekber” diyerek tekbîr getirmeye başlamak ve sonuna kadar her sûrenin sonunda da tekbîri tekrarlamak sünnettir.

İhlâs Sûresi üç kere tekrarlandıktan sonra Felâk ve Nas Sûreleri okunur.

Hatimden sonra hemen diğer hatme başlamak da sünnettir. Übey bin Ka’b (r.a.) “Peygamberimiz Kul eûzü bi Rabbinnâs sûresini okuyunca, Fâtiha’dan başlar ve Bakara Sûresi’nin ‘Ve ülâike hümü’l-müflihûn’ âyetine kadar ilk beş âyetini okuduktan sonra hatim duâsını yapardı.” buyurmuştur.

Bir kimse “Yâ Resûlallâh! Hangi amel Allâh’a daha sevimlidir?” diye sormuştu. Peygamberimiz “Konup göçenin ameli!” buyurdu. “Konup göçen ne demektir?” diye sordu. Peygamberimiz “Kur'ân’ı Kerîm-i hatmedip bitirdikten sonra tekrar başlayandır.” buyurdu.

Hatimden sonra duâ etmek de sünnettir. Peygamber Efendimiz “Kur'ân'ı hatmeden kimsenin duâsı kabul olunur.” buyurmuştur.

Enes b. Mâlik (r.a.) Kur’ân'ı hatmettiği zaman ailesini (ve dostlarını) toplar, ziyâfet verir ve duâ ederdi. 

09 Temmuz 2013

İslam dünyası Ramazan'a kan ve gözyaşıyla girdi


Dünyanın dört bir tarafına dağılmış Müslümanlar, bir Ramazan ayına daha savaş, çatışma, baskı, şiddet, sürgün ve işgallerin gölgesi altında girdi.

Dünyanın dört bir tarafındaki Müslümanlar "on bir ayın sultanı" Ramazan'a savaş, yokluk, baskı, şiddet, terör, sürgün ve işgallerin gölgesinde girmenin hüznünü yaşıyor.

Dünyanın dört bir tarafına dağılmış Müslümanlar, bir Ramazan ayına daha savaş, çatışma, baskı, şiddet, sürgün ve işgallerle girdi.

Suriye'de 3 yıla yaklaşan iç savaşta 100 bin insan hayatını kaybederken, seçilmiş ilk sivil cumhurbaşkanı asker tarafından devrilen Mısır, İslam dünyasında yeni gerilimlerin odak noktasını oluşturuyor.

İslam coğrafyasında yaşanan işgaller, çatışmalar ve baskılar sürüyor.

Mısır'da darbe: 53 ölü

Mısır'da, Hüsnü Mübarek'in 30 yıllık iktidarının devrilmesinden sonra ilk defa yapılan seçimle iktidara gelen Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi, iktidara gelmesinin ilk yılında ordu tarafından yapılan darbe ile devrildi. Darbe, zaten karışık olan Mısır sokaklarını iyice karıştırdı. Ordu, Mursi'ye destek veren ve sabah namazı kılan halkın üzerine ateş açtı. 53 kişinin hayatını kaybettiği saldırıda, yüzlerce insanın yaralandığı belirtiliyor. Mısır sokaklarındaki gerginlik ve zaman zaman çatışmalar sürüyor.

Suriye'de iç savaş

Suriye'de rejim yanlıları ile muhalifler arasındaki çatışmalar 2 yıldan fazla süredir devam ediyor. Bölgedeki Şii-Sünni kırılmasını körüklediği belirtilen çatışmalarda BM rakamlarına göre 100 bin insan hayatını kaybetti. Aralarında Türkiye, Ürdün, Irak gibi komşu ülkelerin de bulunduğu onlarca ülkeye yüzbinlerce Suriyeli sığınırken ülke içinde milyonlarca insan yerlerinden edilmiş şekilde hayatlarını idame ettirmeye çalışıyor.

Lübnan'da patlama

Özellikle Hizbullah'ın Suriye'de Esed rejimini desteklemesi ve buradaki savaşa aktif katılmasıyla mezhep geriliminin had safhaya çıktığı Lübnan, Ramazan'ın ilk gününe yine patlamayla girdi. Başkent Beyrut'un güneyindeki Sabra Mülteci Kampı yakınlarında meydana gelen patlamada onlarca kişi yaralandı. Söz konusu kampta yaklaşık 20 bin Filistinli yaşıyor.

Irak'ta çatışmalar

ABD tarafından 2003'de işgal edilen Irak, yıllarca savaşın getirdiği her türlü olumsuzluğu yaşamasının ardından şimdi de patlamalar, intihar saldırıları ile baş etmeye çalışıyor.

Ülkede ABD'nin çekilmesinin ardından başlayan gerginlik, Sünni-Şii çatışmasına doğru gidiyor. 2008 yılından bu yana en kanlı aylarını yaşayan ülkede sular bir türlü durulmazken, kısa vadede de ümit verici gelişmelerin yaşanması beklenmiyor. Kendi iç sorunlarıyla boğuşan ülkede hükümete yönelik Sunni yoğunluklu protestolar devam ediyor.

Sincan'da yaşanan saldırılar

Çin Hükümeti tarafından 1949'dan beri işgal altında tutulan Sincan Uygur Özerk Bölgesi, bir diğer tabiriyle Doğu Türkistan'da Müslümanlara yönelik asimilasyon ve saldırılar sürüyor. Son 4 yılda sürekli gerginlik ve çatışmaların yaşandığı bölgede geçen hafta içinde Doğu Türkistan'ın Turfan bölgesinde meydana gelen çatışmalarda, 35 kişi hayatını kaybetmişti.

Myanmar'da Müslümanlara baskı

Myanmar'da Müslümanlara yönelik baskılar, 1960'lı yıllardan bu yana sürüyor. Budist çoğunluğun yönetimindeki ülkede, Rohingya Müslümanları vatandaş olarak kabul edilmiyor. Müslümanların okula gitme, seyahat etme ve evlenme hakları sınırlandırılıyor. Temmuz 2012'de başlayan olaylarda Budist rahiplerin saldırılarıyla yüzlerce insan hayatını kaybetmişti. Bölge halkının rahiplere destek vermesiyle binlerce Müslüman evlerini ve barakalarını terkederek Bangladeş'teki kamplara sığınmak zorunda kalmıştı.

Filistin'de İsrail işgali

Filistin, 1948 yılından bu yana İsrail işgali altında bulunuyor. İsrail, 2006'dan beri Gazze'yi havadan, karadan ve denizden ambargo altında tutuyor. Onbinlerce Filistinli 1948 yılından bu yana çevre ülkelerde sığınmacı olarak yaşıyor.

Afrika'da açlık ve çatışmalar

Doğal kaynakları batılı ülkeler tarafından sömürülen Afrika, açlık, susuzluk ve kıtlıkla mücadele ediyor. BM raporlarına göre Afrika'da açlık sınırında olan insan sayısı 175 milyondan 239 milyona yükseldi.

Pakistan

Pakistan'da, Şiiler ve Sünniler arasındaki saldırıların yanı sıra ABD'nin Taliban militanlarına yönelik insansız hava araçlarıyla düzenlediği saldırılarda yüzlerce sivil yaşamını yitirdi. Mezhepsel gerilim nedeniyle camiler bile bombalı saldırıların hedefi olurken, saldırılarda son 4 ayda 200 kişi hayatını kaybetti. 11 Mayıs'ta yapılan seçimlerinde Navaz Şerif Başbakan oldu ancak çatışmalar devam ediyor.

Afganistan

Afganistan'da güvenlik güçleri ile Taliban militanları arasında çatışmalar sürüyor. Afganistan'da son 1 ayda yaklaşık 600 kişi hayatını kaybettiği belirtiliyor.

Tunus

Arap Baharı'nın başladığı ülke olarak bilinen Tunus'ta koalisyon yönetimi siyasal istikrarsızlığı körüklüyor. Muhalif politikacı Şükrü Belid'in öldürülmesi, gösterilere neden olmuştu.

Libya

Libya'da Kaddafi rejiminin yıkılmasının üzerinden 2 yıl geçmesine karşın ülkede istikrar ortamı sağlanamadı. Meclis başkanlığı seçimlerinin birkaç defa ertelendiği ülkede, aşiretler arasında sürekli çatışmalar yaşanıyor. Son çatışmalarda 32 kişi hayatını kaybetti.

Sudan

Sudan'da ordu birlikleri ile kabile milisleri arasında çıkan çatışmalar sürüyor. BM rakamlarına göre ülkede 2003'ten bu yana 300 bin kişi öldürüldü.

Somali'de açlık ve ölüm

Açlıkla mücadele eden Somali'de milis kuvvetler arasında süren çatışmalar hız kesmiyor. Geçtiğimiz hafta Kismayo kentinde 71 kişi hayatını kaybetti.

Çeçenistan

Çeçenistan, 1991'de bağımsızlığını ilan etmesinin ardından Rusya tarafından işgal edildi. 22 yıldır ülkede devam eden çatışmalarda, 250 bin insanın hayatını kaybettiği, yüzbinlerce yaralı olduğu tahmin ediliyor. Rusya destekli hükümet tarafından yönetilen Çeçenistan'da, 500 bin insan ülkesinden göç etmek zorunda kaldı.

Patani

Tayland'ın güneyinde Müslümanların yaşadığı Patani'de asker ile direnişçiler arasında çatışmalar devam ediyor. 1902'de işgal edilen Patani'de, onbinlerce insanını hayatını kaybettiği belirtiliyor.

RAMAZAN AYININ FAZİLETİ

Hicrî ikinci bin (yıl)in müceddidi İmâm-ı Rabbânî Hazretleri (k.s.) buyurdular ki: “…Bilmek gerekir ki Ramazan ayı büyük bir aydır. Bu ayda yapılan namaz, zikir, sadaka ve benzeri bütün nâfile ibâdetler Ramazan ayının dışında yapılan farzlara denktir.

Kim bu ayda bir farzı edâ ederse Ramazan ayının dışında yetmiş farzı edâ etmiş gibi olur.

Kim bu ayda bir oruçluya iftar ettirirse bu, onun günahlarının bağışlanmasına ve cehennemden âzâd olmasına sebep olur. Oruç tutanın sevabından hiçbir şey eksilmeden, aynı sevab kendisine de verilir.

Kim bu ayda emri altında bulunanların işlerini hafifletirse Allâhü Teâlâ onu bağışlar ve cehennemden âzâd eder.

Resûlullah (s.a.v.) Ramazan ayı geldiği zaman bütün esirleri serbest bırakır, her isteyenin isteğini verirdi.

Kim bu ayda hayırlar ve sâlih ameller işlemeye muvaffak olursa, senenin tamamında hayırlı amel işlemeye muvaffak olur. Bu ayı dağınık bir vaziyette geçiren kimse senenin tamamında dağınık olur. Bu ayı fırsat bilerek mümkün olduğu kadar manen derlenip toparlanmak için gayret göstermek lazımdır.

Allâhü Teâlâ, azabı hak etmiş binlerce kişiyi bu ayın her bir gecesinde cehennemden azâd eder. Bu ayda cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır, şeytanlar zincirlere vurulur, rahmet kapıları açılır.

İftarı acele (ilk vaktinde) yapmak ve sahuru geciktirmek (son vaktinde yapmak) Peygamber Efendimiz’in sünnetlerindendir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bu hususa çok dikkat etmiştir. Zîra iftarı acele yapmak ve sahuru geciktirmek oruç tutanın kendi âcizliğini ve ihtiyacını itiraftır ki, kulluk makamına münasip olan budur.

İftarı hurma ile yapmak sünnettir.

Bu ayda teravih kılmak ve Kur’ân-ı Kerîm hatmi yapmak, birçok fayda ve sevab kazandıracak olan sünnet-i müekkedelerdendir.

Allâhü Teâlâ bizleri, Habîbi -aleyhisselâtü ve's-selâm- hürmetine bunları yapmaya muvaffak kılsın.” Âmîn.  (Mektubât-ı İmâm-ı Rabbânî, c. 1/m. 45)

08 Temmuz 2013

ONBİR AYIN SULTANI HOŞ GELDİN


ِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

ONBİR AYIN SULTANI HOŞ GELDİN

 Bizleri yoktan var eden, sayısız nimetleriyle şereflendiren Rabbimize Kâinat’ın zerresi adedince hamt Yüz binlerce salât ve selam bütün insanların efendisi Hazreti Muhammed Mustafa (s.a.v.) e Âline ve ashabına olsun.

Değerli okurlarım! Rabbimize sonsuz şükürler olsun ki, Feyiz ve bereketlerle dolu olan mübarek Ramazan ayına kavuşmuş bulunuyoruz.

Ezelden ebede doğru uzanan zaman içinde, her insan gibi müslümanda bir yolcudur. Ömür adı verilen bu yolculukta, Müslüman, birçok Ramazanlara ulaşıyor, birçok Ramazanları da geride bırakıyor ve birçoğuna da ulaşamadan ömür sermayesi bitip bu dünyaya veda ediyor..

 Ramazan ki, kalplere nur, gönüllere şifa, müminlere rahmet ve bütün insanlığa, hidayet olan Kur’an-ı Kerim bu ayda nazil olmaya başlamıştır. Orucun mahiyeti: Oruç, ikinci fecirden başlayarak güneşin batışına kadar yemekten, içmekten ve cinsel ilişkiden uzak durmaktır. Ramazan orucu, Güzeller güzeli (s.a.v.) in hicretinden bir buçuk yıl sonra Şaban ayının onuncu günü farz kılınmıştır. Bunun farziyyeti kitap, sünnet ve icma ile sabittir. Oruçla ilgili ayeti kerimede yüce Mevla’mız şöyle buyurur.

يَاأَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا كُتِبَ عَلَيْكُمْ الصِّيَامُ كَمَا كُتِبَ عَلَى الَّذِينَ مِنْ قَبْلِكُمْ لَعَلَّكُمْ تَتَّقُونَ

“Ey iman edenler! Oruç sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki, bu sayede fenalıklardan korunursunuz.”  ( Bakara Suresi, 183)

Bu ayet-i kerimeden anlaşılacağı gibi, oruç, maddi ve manevi gelişmeleri ve çeşitli takva tezahürlerini ihtiva ettiğinden, ilahi dinlerin hepsinde mevcut bir ibadet, dini hayata katılan bütün insanlara öteden beri tatbik edilen ilahi bir kanundur.

Orucun şartları:

 Orucun farz oluşuna ve yerine getirilmesinin edasına dair şartlar vardır. 1-Oruçla mükellef olmak için Müslüman, akıl ve büluğ şarttır. Onun için bu vasıfları toplamayan bir kimseye oruç farz değildir.2-Orucun yerine getirilmesi edasını farz olması için sıhhat ve ikamet şarttır.

 Oruç ibadeti, riya ve gösterişten uzak, kalbi bir kulluk tezahürü olduğundan en güzel bir takva kanunu ve olgunluk hayatıdır.

Oruç hicretten bir buçuk yıl sonra, kıblenin değişmesine müteakip Şaban ayında farz kılınmıştır. Oruç ibadeti islamın şartlarından biridir.

İslam dini orucu farz kılarken de, diğer ilahi hükümleri va’zederken riayet ettiği tedriç kaidesine uymuştur. Önce namazın, sonra zekâtın, daha sonrada orucun farz kılınmasının hikmeti, Müslüman’ı her bakımdan bu ibadeti yerine getirebilecek seviyeye ulaştırmaktır.

 Çünkü nefsi, alıştığı ve sevdiği şeylerden men etmek zor bir iştir. Zaten “Kur’an-ı Kerim’in23 senede nazil olmasının hikmetlerinden biriside budur.

 Güzeller güzeli (s.a.v.) bir hadisi şeriflerinde şöyle buyurur.”Ramazan ayı gelince Cennet kapıları açılır. Cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar zincire vurulur (Buhari, Müslim.) Müslüman, Alla hu Teâlâ’ya kulluk ettiği ve yaklaştığı ölçüde yükselir. Kulu Alla hu Teâlâ’ya yaklaştıran yükselten ibadetlerden biride bedeni ibadetimiz olan oruçtur.

Bir Kutsi hadisi şerifte Mevla Teâlâ şöyle buyurur. “ Oruç benim içindir ve onun mükâfatını da ben veririm.” (Buhari, Müslim) Ramazan ayı Alla hu Teâlâ’nın sevgisiyle dolup taşacağımız, dua ve secdelerle manevi âlemlere koşacağımız, daha iyi bir kul olma yarışına gireceğimiz, mübarek günlerdir.

Kur’an-ı Kerim ayı olan Ramazan ayı ilahi emirlerin ışığı altında kendimizi hesaba çekeceğimiz, kalbimizi ve kafamızı kötülüklerden kurtarmaya çalışacağımız günlerdir. Ramazan ayı Müslüman için bir muhasebe ve yenileme vesilesi olmalıdır. Müslüman nasıl bir kul, nasıl bir ümmet, nasıl, bir komşu, nasıl bir anne baba olduğunu ve tüm sorumluluklarını göz önüne alıp bir değerlendirme yapmalı, eksiklerini hatalarını gözden geçirmeli bu ayda yaptığı ibadetleri ve bu ayın bereketini, ahlakını tamir etmek için vesile olmalıdır.

 Boş sözden, kinden, buğz, haset, kıskançlık, gıybet gibi çirkin düşüncelerden uzak duralım. Bütün azalarımıza’da oruç tutturalım

Sultanlar Sultanı (s.a.v.) şöyle buyuruyor.”Kim kötü sözleri, kötü işleri bırakmasa, Alla hu Teâlâ’nın onun yemesini, içmesini, terk etmesine ihtiyacı yoktur” (Buharı,) Ramazanla ayı ile ilgili ayeti kerimede Mevla Teâlâ şöyle buyurur.

شَهْرُ رَمَضَانَ الَّذِي أُنزِلَ فِيهِ الْقُرْآنُ هُدًى لِلنَّاسِ وَبَيِّنَاتٍ مِنْ الْهُدَى وَالْفُرْقَانِ فَمَنْ شَهِدَ مِنْكُمْ الشَّهْرَ فَلْيَصُمْهُ وَمَنْ كَانَ مَرِيضًا أَوْ عَلَى سَفَرٍ فَعِدَّةٌ مِنْ أَيَّامٍ أُخَرَ يُرِيدُ اللَّهُ بِكُمْ الْيُسْرَ وَلَا يُرِيدُ بِكُمْ الْعُسْرَ وَلِتُكْمِلُوا الْعِدَّةَ وَلِتُكَبِّرُوا اللَّهَ عَلَى مَا هَدَاكُمْ وَلَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ

Ramazan ayı ki onda Kur’an, insanlara yol gösterici ve doğruyu yanlıştan ayırıcı belgeler olarak indirildi. Sizden bu ayı idrak eden, onda oruç tutsun; hasta veya yolculukta olan, tutamadığı günlerin sayısınca diğer günlerde tutsun. Allah size kolaylık ister, zorluk istemez. Böylece sayıyı tamamlayasınız ve sizi doğru yola ilettiğinden dolayı Allah'ı yüceltesiniz; umulur ki şükredersiniz.” (Bakara Suresi.185 )

Oruç, mü’minlerin iman ve ihlâsının en büyük delilidir. Oruç, ruh ve fikir dünyamızda parlayan bir nurdur. Bu sebeple, bütün ibadetler gibi oruç ta Allahu Teâlâ içindir.

=Recep Allah'ın ayı, Şaban benim ayım, Ramazan da ümmetimin ayıdır= ( Aclî, Keşf'ül-Ha)

Efendimiz (s.a.v.) ümmetimin ayı diye buyurduğu Ramazan ayı, bir nefis muhasebesi yenilenme vesilesi olmalıdır. Orucu, sahuru, iftarı, teravihi ve fıtır sadakası, camilerimizde ve evlerimizde okunan Kur’an-ı Kerimler, hayatımızın manevi nimetleri ruhumuzun gıdasıdır.

Hz. Allah (c.c.) bu mübarek ayın feyiz ve bereketinden azami ölçüde istifade edip, af edilen bahtiyar müminlerin zümresine ilhak eylesin. Rabbime emanet olunuz. Ramazanı şerif ayınız mübarek olsun.

 

 

RAMAZÂN-I ŞERÎF

9 Temmuz Salı günü idrâk edeceğimiz mübârek Ramazân-ı Şerîf ayı, 11 ayın sultânıdır. Ümmet-i Muhammed’in ayıdır. Gündüzleri oruçla, geceleri terâvih namazlarıyla ihyâ edilir.

Ramazân-ı şerîf Kur’ân ayıdır. Bu itibarla, Kur’ân okumasını bilen herkes, bu ayda Kur’ân hatmi yapmalıdır. Kur'ân okumasını bilmeyenler bu ayı fırsat bilip öğrenmeye gayret etmelidirler.

Ramazân ayının evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu da cehennemden âzâddır.

Ramazân-ı Şerîfte yapılması tavsiye edilen ibâdetler:

Birinci on gün içinde, mümkünse, tesbih namazı kılınır ve hatm-i enbiyâ yapılır.

 İkinci on gün içinde, mümkünse, yine tesbih namazı kılınır ve hatm-i enbiyâ yapılır.

 Üçüncü on gün içinde ise tevbe-istiğfar, hatm-i enbiyâ ve 7 salât ü selâmdan sonra mümkünse hatm-i istiğfar yapılıp, yâni 1001 defa, “Estağfirullâhe’l-azîm ve etûbü ileyk” denilip, bittikten sonra da 7 veya 70 salâtü selâm okunur ve duâ edilir.

İftara yakın, “Allâhümme yâ vâsia’l-mağfiratiğfirlî”,

İftarda da, “Allâhümme leke sumtü ve bike âmen-tü ve aleyke tevekkeltü ve alâ rızkıke eftartü ve savme ğadin neveytü” veya “Zehebe’z-zameu vebtelleti’l-urû-ku ve sebete’l-ecru inşâallah” duâları okunur.

(Duâ ve İbâdetler, Fazilet Neşriyat)

RAMAZÂN-I ŞERÎF’İN İLK AKŞAMI KILINACAK NAMAZ

Yarın akşam Ramazân-ı şerîf ayının ilk gecesini idrâk edecek, ilk terâvih namazını kılacağız. Şâban’ın son gününü Ramazânın ilk gününe bağlayan bu gece, Ramazân-ı şerîfin ilk akşamı olması itibâriyle, akşamla yatsı arasında iki rek’at teşekkür namazı kılınır. Şöyle niyet eder ve tekbir alır: “Yâ Rabbi, Ramazân-ı şerîf ile müşerref kıldığın için...”, “Allâhü Ekber” denilerek namaza durulur.

Fâtiha’dan sonra birinci rek’atte 1 İnnâ a’taynâ, ikinci rek’atte 1 İhlâs-ı Şerîf okunur.

Namazdan sonra: 70 istiğfâr-ı şerîf, 70 salavât-ı şerîfe (Salât-ı Münciye efdaldir) okuyup, duâ edilir.

(Duâ ve İbâdetler, Fazilet Neşriyat)

07 Temmuz 2013

Hoşgeldin ya şehr-i Ramazan


Mevlüt Özcan
06/07/2013

Pazartesi, akşam ezanıyla birlikte Şehr-u Ramazan (Ramazan ayı) başlıyor, inşaallah. Allah (c.c.) ömür, fırsat ve imkân verirse Pazartesi gece teravih namazına başlayacağız, gece de sahura kalkıp imsakla birlikte Ramazan ayının ilk günkü orucunu tutma şerefine ulaşmış olacağız, inşaallah.

Rahmeti ve Keremi bol Rabbımız Teâlâ, Ramazan ayının daha bu ilk gecesinde ve gündüzünde kimbilir ne kadar mümin kulunu affedip kullarına Cennetin Reyyan kapısını açarak merhametini tecelli edecek. Allah (c.c.) cümlemizi affa mazhar olmuş, Reyyan kapısından Cennete girmeye, Cemalullahı görmeye ulaşmış aziz kullarına dahil eylesin.

Allah (c.c.) lütfediyor. Yeter ki biz bu fırsata lâyık olabilelim.

Peygamberimiz (s.a.v.) Efendimiz ne ulvi müjdeler veriyor. Bu müjdelerle önümüzü aydınlatıyor. Bunlardan birkaç tanesini zikrederek şu okuduğunuz tavsiyelerimi zenginleştirmiş olayım:

* Ramazan ayı girince Cennet kapıları açılır, Cehennem kapıları kapanır. (Buhari; Savm 5)

* Sırf Allah rızası için oruç tutanlar Cennetin Reyyan kapısından girecekler, bu kapıdan cennete sadece makbul oruç tutanlar girecekler. (Buhari; Savm 4)

* Oruç tutun, sağlıklı olun

* Sahura kalkınız, sahurda bereket vardır.

* Oruçlunun rahatlayacağı iki sevinç vardır: Birisi, iftar ettiği zaman, diğeri de orucunun sevabıyla Rabbine kavuştuğu andır. (Buhari; Savm 9)

* Kim, faziletine inanarak, ve karşılığını Allahtan bekleyerek Ramazan ayı orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır. (Buhari; İman 28)

Oruç, bedeni ve ruhi hastalıkların şifaya, insanın sağlığa kavuşmasına vesile olan bir ibâdettir. Sırf Allah rızası için tutulan orucun faydaları sayılmakla bitirilemez.

Ramazan ayı girince yemek ve içmek konusunda uyulması gereken sünnetler var. Bunlar titizlikle uygulanmalı.

Efendimiz (s.a.v.) sahura kalkmadan oruç tutmazlar, iftar etmeden de akşam namazı kılmazlardı.

Tıp uzmanları bu iki hususa dikkat çekiyorlar ve hatırlatmalarda bulunuyorlar:

* Sahura mutlaka kalkın...

* İftarda da çok miktar ve çok çeşit yiyecekler yemeyin...

Bu hatırlatmalardan sonra konuyu biraz daha açalım:

Sahura mutlaka kalkalım. Bu bir sünnettir. Tıp uzmanlarının da bu sünnetin üzerinde durmalarının sebebi, sahura kalkmadan oruç tutan bir müminin metabolizmasının hızı yavaşlar. Kan şekeri ve tansiyonu, olması gerektiğinden fazla düşer. Mide uzun süre boş olduğu için mide asit salgısı artar. Bir sonraki gün metabolik hız düştüğünden dolayı hâlsizlik ve başağrısı görülür. Bu sebeple sahura mutlaka kalkılmalıdır.

Sahurda abur cubur ve çok çeşit yemekler yemek de uygun değildir. Yemek yiyip yatılırsa reflü ve diğer mide rahatsızlıkları görülebilir. Onun için hafif, yağ oranı düşük bir öğün olmalıdır. Bu vakitte süt, peynir, zeytin, kepekli ekmek, çorba, biber, reçel gibi kahvaltılık türü şeyler en ideal yiyeceklerdir.

Sahura kalkamazsanız veya kalkar da ağır ve çok çeşit yiyecekler tüketirseniz hata etmiş olursunuz. Bu hatanız sağlık sorunları yaşamınıza sebep olabilir.

İftara gelince;

Vakit girince su, hurma gibi yiyeceklerle iftarınızı açıp akşam namazını kılınız. Bu, peygamberimizin sünnetidir.

Yemeği bundan sonra yiyiniz. Hızlı yemeyiniz. Fazla ve çok çeşit yemek yemeyiniz. Aksini yaparsanız sindirim zorlaşır. Midede ağrılık, ekşime, yanma, bulantı olur. Bağırsaklarda, kabızlık, şişkinlik problemleri yaşanır. Yemekten hemen sonra çay, kahve içmemeli; en az iki saatin geçmesi beklenmelidir.

Tıp uzmanlarının beyanları böyle.

Allah ibadetlerimizi kabul eylesin…


2013 ÖSYS TERCİH İŞLEMLERİ 8 Temmuz 2013 tarihinde başlayacak ve 18 Temmuz 2013 tarihinde sona erecektir

2013-ÖSYS tercih işlemleri, 8 Temmuz 2013 tarihinde başlayacak ve 18 Temmuz 2013 tarihinde sona erecektir.

 2013-ÖSYS Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzu,ÖSYM’ninhttp://www.osym.gov.tr internet yayımlanmıştır. Adaylara kılavuz satışı yapılmayacaktır.  

 Tercih işlemleri, Kılavuzda belirtilen esaslar uyarınca gerçekleştirilecektir. Tercih yapacak adayların, Kılavuzu dikkatle incelemeleri, tercihlerini buna göre yapmaları gerekmektedir.Kontenjanların bulunduğu Tabloların son sütunlarında yer alan 2012-ÖSYS sonuçlarına ait bilgilerin, bir programın ne ölçüde tercih edildiğini göstermekle birlikte 2012-ÖSYS sonucu ortaya çıkan değerler olduğu unutmamalıdır.

 

Adaylar tercihlerini isterlerse bir başvuru merkezi aracılığıyla, isterlerse internetten kendileri bireysel olarak yapabileceklerdir. Başvurularını internetten yapmak istemeyen adaylar doldurdukları Tercih Formu ve nüfus cüzdanı/pasaportları ile birlikte istedikleri bir başvuru merkezine tercih için başvuracaklardır.

2013-2014 öğretim yılı yükseköğretim programlarına kayıt tarihleri, 12-20 Ağustos 2013 olarak yeniden belirlenmiştir.

 

2013-ÖSYS adaylarına ve kamuoyuna duyurulur.

06 Temmuz 2013

RAMAZAN AYINI RAMAZAN GİBİ YAŞAYALIM

Sahur yemeği yeyiniz! 
Çünkü sahurda bereket vardır.”  
(Hadîs-i Şerîf, Müttefekun aleyh)

04 Temmuz 2013

30/06/2013 Tarihli MEB Açıköğretim Ortaokulu 2012-2013 Öğretim Yılı 3.dönem Sınavı Soru ve Cevap Anahtarı

30/06/2013 Tarihli MEB Açıköğretim Ortaokulu 2012-2013 Öğretim Yılı 3.dönem Sınavı Soru ve Cevap Anahtarı

“NAMAZI DOSDOĞRU KILINIZ VE ZEKÂTI VERİNİZ”

Zekât, lügatte bereket, nemâ, temizlik ve sâf olmak mânâlarına gelir.

Zekât senelik mâlî bir ibâdettir ki Cenâb-ı Hakk’ın emrine itâat için, zengin Müslümanların seneden seneye mallarından kırkta birini; Allâhü Teâlâ’nın tâyîn ettiği sekiz sınıftan birine vermelerinden ibârettir.

Bu sekiz sınıf Tevbe Sûresi’nin 60. âyeti kerîmesinde bildirilmiştir:

“Sadaka(zekât)lar, ancak fakirlere, yoksullara, onun üzerine (zekâtın tahsiline) memur olanlara, müellefe-i kulûb (kalpleri İslâm'a ısındırılacak olanlar)a, (âzad edilecek) kölelere, borçlulara, Allah yolunda olanlara, yolda kalmışlara mahsustur...”

Zekât, İslâm'ın beş şartından birisidir. Hür, akıllı, bâliğ (ergen) ve nisâb miktârı mala mâlik olan Müslümânın zekât vermesi farzdır.

Zekâtta nisab: Aslî ihtiyâçlarından ve borçlarından başka, 20 miskal (80,18 gr) altın veya bu değerde nakit para ve ticâret malı; otlayan hayvanlarda ise devede beş, sığırda otuz ve koyunda kırk adettir.

Zekât vermenin farz olması için nisâba kavuştuktan sonra malın üzerinden bir yıl geçmelidir.

Aslî ihtiyaçlar: Ev ve ev için lüzûmlu eşya, elbiseler, âletler, kitaplar, binek (at veya araba) ve bir aylık -sahih görülen diğer bir görüşe göre bir senelik- erzaktır. Borç karşılığı para da aslî ihtiyaçlardandır.

Nisâb miktarının sene içinde eksilmesi, zekât vermeye mâni değildir. Nisâb miktarının senenin başında ve sonunda mevcut olması yeterlidir.

Zekât verirken veya vermek üzere ayırırken kalb ile zekâta niyet edilmesi lâzımdır. Dil ile söylemek lâzım gelmez.

Zekât niyeti ile verirken hediye veya borç olarak verdiğini söylemekte bir mahzûr yoktur. 

03 Temmuz 2013

RAMAZAN AYI, ORUÇ VE TERAVİHİN FAZİLETİ

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular:

• Âdemoğlunun yaptığı her amel(in sevabı) on mislinden yedi yüze kadar katlanır. Allâhü Teâlâ şöyle buyuruyor: Ancak oruç hariç. Çünkü oruç benim içindir ve onun mükâfatını ancak ben veririm. Zira oruç tutan benim için şehvetini, yemesini içmesini terk eder.

Oruç cehenneme karşı kalkandır.

Oruçlu için iki ferah (sevinç) vardır: Biri iftar yaptığı zamanda, diğeri de Rabb’ine kavuştuğu zamandadır.

Oruçlunun ağız kokusu Allah katında misk kokusundan daha güzeldir.”  

• “Ramazan ayının ilk gecesi olduğunda şeytanlar ve azgın cinler zincire vurulur, Cehennem kapıları kapanır, hiçbir kapısı açılmaz, cennet kapıları açılır ve hiçbir kapısı kapanmaz. Bir nidacı şöyle söyler:

‘Ey hayır işlemek isteyen, gel, ey günah işleyecek olan, günahtan vazgeç.’

(Ramazan ayında) Allâh’ın cehennemden âzât ettiği kulları vardır. Bu, Ramazan’ın her gecesi böyledir.”

• “Kim faziletine inanarak ve mükâfâtını sadece Allâh’tan ümid ederek terâvih namazını kılarsa geçmiş günahları bağışlanır.

Kim faziletine inanarak ve mükâfâtını sadece Allâh’tan ümid ederek ramazan orucunu tutarsa geçmiş günahları bağışlanır.

Kim faziletine inanarak ve mükâfâtını sadece Allâh’tan ümid ederek kadir gecesini ihya ederse geçmiş günahları bağışlanır.”  

• “Kim ki, yalan sözü ve yalanla amel etmeyi bırakmazsa, Allâhü Teâlâ o kimsenin yemeyi, içmeyi bırakmasına bir kıymet vermez..
• Ramazan ayın(da günahlar)dan sakınınız. Çünkü diğer zamanlarda olmadığı kadar sevaplar kat kat verilir. Günahlar da böyle kat kattır. 

02 Temmuz 2013

ERZURUM' DA 13 CAMİDE TERAVİH NAMAZI HATİMLE KILINACAK

Erzurum'da Ramazan hazırlıkları tamamlandı. Şehirde 13 camide hatimle teravih namazı kılınacak. Bin 145 caminde ise mukabele okunacak. Erzurum Müftüsü Yakup Arslan 8 Temmuz'daki ilk teravih namazı ve 9 Temmuz Salı günü tutulacak ilk oruçla birlikte Bereketli iklime girileceğini söyledi.

Arslan, Ramazan ile ilgili düşüncelerini şu ifadelerle aktardı: "Bu ay, çoraklaşmaya yüz tutan gönüllere sahuruyla, iftarıyla, sadaka ve yardımlaşmalarla rahmet sunan bir bahar yağmuru, birbirimizle muhabbet ve ülfetimizi güçlendiren bir kardeşlik iksiri, hayatımızı zenginleştiren nice güzelliklerin kazanıldığı önemli bir zaman dilimidir. '11 ayın sultanı' nitelemesiyle hasret ve özlemle beklenen bu ay, bize aç ve açıkta olanın, yetimin, kimsesizin yürek yakan sessiz feryadını duyurur, insani ve ahlaki değerlerimizi, Allah'a olan ahdimizi yeniden hatırlatır."

Halkın bu mübarek günlerin feyiz ve bereketinden yeteri kadar yararlanmalarını temin etmek amacıyla bir takım planlamalar yaptıklarını belirten Arslan, "Ulu Camii ve Lalapaşa Camilerinde, ilçe müftülüklerimiz de bağlı camilerde toplumun din konusunda aydınlatılmasına yönelik olarak aylık bir planlama ile Ramazan ayına mahsus özel vaaz ve irşat programı hazırlanmıştır." dedi.

Ramazan'ın hakkını vermenin önemine dikkat çeken Arslan, müminlerin bu ayda kendini hesap çekmesi gerektiğini ifade etti. Kur'an-ı Kerim okuyarak derin manalarını tefekkür edilmesinin, sadaka, fitre ve zekatların verilmesinin ehemmiyetini vurguladı. Orucun azaba karşı bir kalkan gibi kuşanıldığı bu kutlu zaman diliminin ihmal edilen bir takım değerlerin hatırlanılması onların yaşatılması için önemli bir fırsattır olduğunu ifade etti.

Bu Ramazan'da 'Helal kazanç - Helal lokma' konusunun merkeze alınarak, el emeğinin, göz nurunun, alın terinin önemine vurgu yapılacağını anlatan Arslan, "Aldatmanın, haksız kazancın, meşru olmayan kazanç yollarının İslami değerlerle bağdaşmadığına dikkat çekilecek, toplumda helal kazanç - helal lokma bilincinin geliştirilmesine yönelik etkinlikler düzenlenecektir." dedi.

Aziziye'de Dadaşkent Merkez, Horasan'da Merkez Hacı Yusuf, Oltu'da Aslan Paşa, Palandöken'de Ebu İshak, Ramiz Efendi, Fatih, Tortum'da Abdurrahman Gazi, Yakutiye'de Derviş Ağa, Narmanlı, Ayazpaşa, Gürcü Kapı, Gez, Mustafa Çelik Camilerinde hatimle teravih kılınacağını da açıklayan Arslan, bu yıl 4 camide itikafa izin verildiğini söyledi. Camilerdeki gerekli teknik düzenlemelerin Diyanet İşleri Başkanlığı'nın genelge ve talimatlarına uygun bir şekilde yapıldığını kaydetti.

Arslan, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından belirlenen en düşük sadaka-i fıtır miktarının ise 9 lira 25 kuruş olduğunu açıkladı. Arslan, en düşük sadaka-i fıtır miktarının üstü için herkesin kendi hayat standardını göz önünde bulundurarak günlük gıda harcamalarına göre bir oran belirlemesi tavsiyesinde bulundu.

HURMA VE KARPUZ

Resûlullah’ın (s.a.v.) en sevdiği meyve, yaş hurma ve karpuzdu.

Her kim hurmayı üç, beş gibi tek adet olarak yerse, ona zarar vermez ve onun için faydalı bir gıda olur.

Taze hurmayı kuru hurmayla, yaş üzümü kuru üzümle taze ceviz ve bademi kuruları ile yemek de sünnettir. 

Karpuz yiyerek bereketlenmelidir. Zira onda Cennet suyundan bir damla vardır. Cennetteki her yiyecekte karpuz lezzeti vardır.

Hadîs-i şerîfte: “Karpuz, yiyecektir (açlığı giderir), içecektir (susuzluğu giderir), reyhandır (güzel kokar), çövendir (içi arındırır), mesaneyi ve karnı yıkar.” buyrulmuştur.

Karpuz, ağız kokusunu güzelleştirir, baş ağrısını sakinleştirir, gözün görmesini arttırır ve susuzluğu giderir. İştahı açar. Karındaki kurtları öldürür. İnsanın karnından yetmiş hastalığı çıkarır, bunların yerine şifa verir.

Midesi hassas olanlar karpuz yerken dikkatli olmalıdır. (Şir'atü'l-İslam, Fazilet Neşriyat)

MUSTAFA PEKER'İN DÜĞÜNÜNDEN GÖRÜNÜM




ARTVİN 33. KAFKASÖR ŞENLİĞİ HER YÖNÜYLE MÜKEMMELDİ


Artvin’de düzenlenen Kafkasör Kültür, Sanat ve Turizm Festivali sona erdi.

33. kez düzenlenen ve 3 gün süren festivalde çeşitli etkinlikler gerçekleştirildi. Dün gerçekleştirilen finale Artvin Valisi Necmettin Kalkan, Artvin Belediye Başkanı Emin Özgün, İl Emniyet Müdürü Hüsrev Salmaner ve vatandaşlar katıldı.

Gün boyunca süren boğa güreşleri sonucunda Başboğalık güreşlerinde üç dönem birincilik alarak Artvin boğa güreşleri tarihinde ilk ve tek altın kemer alan Osman Çevik, bu kez oğlu Hikmet Çevik’i boğa yetiştiriciliği konusunda yetiştirerek bu konudaki veliahdı olduğunu gösterdi. Hikmet Çevik’e ait ‘Kibar’ isimli boğa Büyük Orta kategorisinde 4 zorlu rakibini muhteşem güreşiyle yenerek çıktığı finalde Kenan Akyürek’e ait boğa ile karşılaştı. Akyürek’e ait boğa güreşmeyince kura çekimine gidildi. Kurada şampiyonluğu kazanan Hikmet Çevik’e ait boğa Büyük Orta kategorisinin şampiyonu oldu.

Başboğa güreşlerinde ise 10 boğa güreşti. Gece 21.00’da sona eren güreşler sonunda Başaltı güreşlerinde Hilmi Aydın’a ait boğa birinci olurken, ikinciliği Şimşek Kasaba ait boğa kazandı. 33. Kafkasör Kültür, Sanat ve Turizm Festivali Başboğası ise Hızır Güven’e ait boğa oldu.

Artvin Belediye Başkanı Emin Özgün, yaptığı açıklamada, “Festivali yine insanların bir araya gelerek birlik, beraberlik, kardeşlik, dostluk duygularını bir kez daha perçinledi. Boğa güreşleri ve diğer etkinlikler araç oluyor. Burada asıl amaca bakmak lazım. Bu amaç gerçekleştiğinde festivalin de anlamı oluyor. Evet, bu yıl da çok güzel bir festival gerçekleşti” dedi.

Öte yandan, Kafkasör Festivali’nde Artvin'deki maden çalışmaları ile ilgili bir basın açıklaması yapıldı. Yeşil Artvin Derneği Başkanı Nur Neşe Karahan, tarafından arenanın ortasında yapılan açıklamanın ardından protesto doğa yürüyüşü ile sona erdi.

ARTVİN 32. KAFKASÖR ŞENLİĞİ HER YÖNÜYLE MÜKEMMELDİ


ERZURUM'DA HALI YIKAMA SİZE BİR TELEFON KADAR YAKIN

TOMURCUK HALI YIKAMA
0442 214 19 34
0533 371 19 33

IŞILTI HALI YIKAMA
0442 242 05 97
0530 175 3414

POLAT HALI YIKAMA
0534 334 59 08
0 507 046 83 47

BURSADAKİ TORTUM DEMİRCİLER KÖYLÜLERİNİ MİLLETÇE ALKIŞLIYORUZ

Bursa'da yaşayan köylülerimiz ayda bir 27 hane reisi olarak toplanıyor. Kuranı Kerim okuyor, dua ediyor, birbirlerinden haberdar oluyor.
HABER YENİ FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYINIZ