BATILI düşünürler 24 saatlik zaman diliminin değerlendirilmesini şöyle yapmışlardır.
1) İş
2) Uyku
3) Aile ve sosyal hayat
4) Dinlenme, özel merak ve hobiler
Sosyal dini çalışmalar ve yardımseverlik gayretleri
Eliy Burn, Kendi kendini yetiştirme hususunda elde ettiği başarıyı kendi dehasına değil boş vakitler denilen kıymetli zaman parçalarını özen ile kullanmayı bilmiş olmasına bağlar. Bu zat demirci olarak hayatını kazandığı sıralarda 8 dil 22 Avrupa lehçesi öğrenmiştir..
İngiltere Başbakanlarından Churchill’in yurt dışı seyahatlerinde, altı ciltlik ikinci Dünya Harbi Tarihini yazmıştır.
Maison Good Londra’da hastalarını ziyarete giderken araba içinde Lukretiyus adlı meşhur eseri tercüme etmiştir.
Dr. Börney, Ders vermek için bir talebenin evinden diğerine at üzerinde giderken Fransızca, İtalyan’cayı Kirk White Mancherster sokaklarında mesaj götürüp getiren bir çocuk iken Latince ve Fransızca’yı yollarda öğrenmiştir.
Amerikalı yazar Marjorie Holmes dört çocuk annesidir. Yüzlerce makale ve on yedi kitap yazmıştır. Bunu nasıl başardığını iki kelimeyle açıklar: Disiplinliyim ve planlıyım” der. Heveslerime karşı koymayı ve zamanımı tanzim etmeyi erkenden öğrendim” der.
(Zaman Ve Değerlendirilmesi, Yaşar Değirmenci)
Aklınızın Bir Köşesinde Bulunsun
Başarı zirveye çıkmak değildir, imkânları en iyi şekilde değerlendirebilmektir.
Gayret edip başaramamak, hiçbir şey yapmamaktan daha iyidir.
Yükselmek kabiliyetten daha çok gayrete bağlıdır.
Nereye gidildiği bilinmiyorsa hiç bir plan sizi oraya götüremez
Motivasyon, başarmak için bilgi ve eğitimden daha kıymetlidir
En büyük hata, hata yapmamak için riske girmemektir.
Hayatını kurtarmak için koşan tavşan tilkiden daha hızlıdır.
Nereye gidildiği bilinmeli fakat yola nereden çıkıldığı unutulmamalıdır.
Başarısızlıklar başarılardan daha öğreticidir.
Başarıya ulaşmak için duygusuzluk ve can sıkıntısı ile savaşılmalıdır. Dikkatler şimdiki zamanda ve hedef üzerinde toplanmalı ve geçmiş başarısızlıklarla geleceğin engelleri unutulmamalı başarılı olmak için ne gerekiyorsa o yapılmalıdır.
Başarı başkalarının övgülerine ya da yargılarına dayanarak değil hedefle kıyaslanarak ölçülmelidir.
Kişi kendisine meydan okumayı hiç terketmemelidir. Bir takım bahaneler bulmayı ve mazeretler üretmeyi bırakmalıdır.
Niyetler saklanmalıdır ki insanlar onların neler olabileceğini merak etmeye mecbur olsunlar.
Hatalarımızı düzeltmek için teşebbüse geçmeliyiz. Sorumluluk almaya istekli olmalıyız.
Haz Alanları
İnsan yaşamında hazza önem veriyor. Çocuktaki ilk duygu da bu yönelim çerçevesinde gelişiyor.
Çocuk oyuncaklarını dağıtıyor, çünkü bunu yaparken haz alıyor. Ama oyuncakları topla dediğinizde toplamıyor, çünkü bundan haz almıyor. Oyuncakları toplamak çocuğa haz vermiyor. Çocuk bu yaşlardan hazza yaklaşır ve elemden kaçar. Fakat erişkin insan böyle değildir, o, istemediği, haz almadığı bir şeyi de sonunu yani sonunda elde edeceği faydayı düşünerek yapar.
Haz alanları:
Fiziksel haz: yemek içmek
Duygusal haz: Sevmek sevilmek
Toplumsal haz: Toplum olarak sevindiğimiz olaylar, başarılar, yarışlar...
İnsan bu üç alanla da dengeli bir ilişki kurarak güven elde eder.
Özellikle gençlerde erişkin dünyasına uyum sağlama güçlüğü vardır. O bir yandan çocukluğun, o hazza yönelik karakterine veda ederken, öte yandan erişkin dünyasına uyum sağlamak istemektedir. Bu sancılı bir durumdur ve ebeveyn bu dönem ergenle çatışma içine girmektedir. Oysa ergen iki duygu arasında sıkışıp kalmıştır. Anne baba onun bu durumunu göz önünde bulundurmalıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder