On dört asırlık İslam tarihinde böyle bir şey olmamıştır.
Hâtemülenbiya Resulullah Efendimizin (Salat ve selam olsun ona) Kur’anı ve İslamı tebliğinden sonra Allah katında bir tek hak, makbul, geçerli din vardır, o da İslamdır.
Bütün Peygamberlerin dini usûlde İslamdır
Zamanımızda üç hak ibrahimî din olduğu iddia ve inancı Kur’ana, Sünnete, İslama aykırı batıl bir inançtır.
Kur’an diyaloğu değil, tebliği ve daveti emr ediyor.
Kur’an, Ehl-i Kitabı İslama, Tevhide, Kur’ana, Resululullahı tasdike, ona imana ve itaate çağırıyor.
Onlar bizim Dinimizin, Kitabımızın, Nebimizin, Şeriatimizin hak olduğuna inanmıyorlar; biz niçin onların dinlerinin hak olduğunu kabul edecekmişiz.
Allahü Teala Tevratı ve İncili göndermiştir ama bu iki kitabın orijinal metinleri kaybolmuştur. Eldeki metinlerde muharref kısımlar, ilaveler vardır.
Kur’an gönderildikten sonra eski şeriatlar nesh edilmiştir, hükümleri artık geçerli değildir.
Batı dünyasında nice Hıristiyan, hattâ nice papaz İslamı kabul edip hidayet bulurken, bizdeki bazılarının diyalog, üç hak ibrahimî din diye çırpınmaları doğrusu çok acayiptir, büyük garabettir.
İnterneti açınız, İngilizce, Fransızca, Hıristiyanlıktan İslama geçenler kelimeleriyle arayınız, karşınıza büyük sayıda ihtida vak’aları çıkacaktır.
Müslüman olan Yahudiler diye arayınız, neler görecek, neler okuyacaksınız.
Biz Müslümanların vazifesi, Ehl-i Kitab’ı en uygun ve güzel şekilde ve tarzda İslam’a çağırmaktır.
Ehl-i Kitabı, ateistleri, diğer gayr-i müslimleri doğru dürüst, en uygun ve güzel şekilde İslama çağırmazsak onların vebali bizim bilenlerimizin üzerine olacaktır.
İslam bütün Peygamberleri (aleyhimüsselam) kabul ediyor.
Muharref olmayan şekliyle bütün ilahî münzel kitapları kabul ediyor.
İslam hakimiyetini kabul etmeleri, İslam barışı (pax) şemsiyesi içinde yer almaları ve cizye vermeleri şartıyla Ehl-i Kitaba hayat hakkı, din ve kimlik hürriyeti veriyor.
Diyalogçuların garib inançları ve emelleri var.
İslamın temel farzlarından cihadı kabul etmiyorlar.
“Allah katında din İslamdır” inancının içini boşaltmaya çalışıyorlar.
Hak din olmakta, İslama ortaklar koşuyorlar.
Cennetin kapılarını İslamı, Kur’anı, Resulullahı (Salat ve selam olsun ona) inkar, tekzib ve reddedenlere açıyorlar. Cennet onların çiftliği midir?
İlahî tokatlardan bahs ediyorlar… Bozuk inançlarından dolayı başlarına gelenler sakın ilahî tokatlar olmasın.
Resulullahın gönderilmesinden sonra tek hak din İslamdır.
İslamı, Kur’anı, Resulullahı öğrenen kimse için seçim hakkı yoktur. Ya iman edecek kurtulanlardan olacak yahut dalalette kalanlardan…
Elbette dinde ikrah yoktur, kimse zorla Müslüman yapılamaz ama İslamı tahrif etmeye de kimsenin hakkı yoktur.
Sapıtan cahillerin vebali, bu diyalog batıl inancını çıkartanların üzerinedir.
Tıpkı, Asr-ı Saadette Kıbt kavminin vebalinin, onların ulu’su olan Mukavkis’e râci olması gibi…
Birbirine zıt olan Tevhid ve Teslis inançlarının ikisi de nasıl hak olabilir?
Hz. İsayı red ve tekzib edenler nasıl dalalette ise, Hz. Mustafayı red ve tekzib edenler de dalalettedir.
Mehmet Şevket EYGİ
MİLLİ GAZETE
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder