Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Ydr. Doç. Dr. Arslan Mayda, tıbbı nebevinin kıyamete kadar sürecek tedavi şekillerinin en doğrusu ve varılacak son nokta olduğunu söyledi.
Mayda, asıl tedavinin anatominin ve fonksiyonlarının bozulmaması olduğunu vurguladı. Tıbbı Nebevi'nin bozulan ve değişen anatominin yaratılış haline dönmesine vesile olmak olduğunu aktaran Arslan Mayda, “Asıl tedavi budur. Oysa ki bugün tıbbın tedavi yöntemlerini değiştirmesi, son çarenin bulunmadığını gösterir. Yeni metotlar, yeni uygulamalar. Bir sene önce uyguladığımızdan vazgeçiyoruz, farklı belirtiler çıktığı için. Tıbbi tedavi tam oturmuş değil.” dedi.
Ankara’nın Polatlı ilçesinde bulunan Lotus Kadınlar Derneği tarafından düzenlenen ‘Sağlıklı Yaşam’ konulu konferansa katılan Şifa Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Arslan Mayda, Ankara’nın Polatlı ilçesinde 'Tıbbı Nebevi'yi anlattı. Mayda, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in (sav) koruyucu hekimlik, tedavi hekimliği, genetik alanında söyledikleri, insan psikoloji ve kozmetik sevdiği kokular ile ilgili katılımcılara bilgi verdi. Hz. Peygamber’in (sas) Tıbbı Nebevi adına söylediklerinin altı ayrı alanı ilgilendirdiğini dile getiren Mayda, koruyucu hekimliğe ait Efendimiz'in (sas) hiçbir şeyi eksik bırakmadığını ifade etti.
Hz. Peygamber'in (sas) genetik ve insan psikoloji adına söylediklerinin hiçbir zaman ele alınmadığını aktaran Arslan Mayda, “Çünkü o günün tıbbı, ancak insanın, beşerin ortaya koyduğu tıbbı anlayabilecek kapasitedeydi. Yani bir vahiyle gelen tıbbı anlayamıyordu. Efendimiz (sas) ise kıyamete kadar sürecek bir tıbbın işaretlerini, hedeflerini verdiği için o günün insanının anlayabileceği bir tıpla daha özdeşleşmemişti. Ve Efendimiz'in (sas) tıpla ilgili sadece koruyucu hekimliği alarak, onları uygulama alanı bulmuşlardı.” diye konuştu.
Peygamber Efendimiz'in (sas) cerrahi tedavileri çok kısıtlı olarak tercih ettiğini belirten Ydr. Doç. Dr. Arslan Mayda, ”Cerrahi olan küçük operasyonların yapıldığını görüyoruz. O zaman Efendimiz'in (sas) tedavi hekimliğinde tavsiye ettiği beş husus var. Birincisi istirahat, ikincisi perhiz. Efendimiz (sas) perhizi üç döneme ayırmıştır. Sağlıkta, hastalıkta ve nekahat döneminde perhiz. Efendimiz (sas) bu üç dönemde de ayrı ayrı perhizin yapılacağını hadisi şeriflerle işaret etmiştir. İlaç olarak kullandığı bitkiler var. Müdahale olarak yaptıkları ise daha çok hacamat ve apse boşaltma.” ifadelerini kullandı.
Peygamber Efendimiz'in (sas) 'En iyi tedavi beştir' buyurduğunu dile getiren Arslan Mayda; bunların ağızdan ilaç alma, burundan ilaç alma, kan aldırmak, mide ve bağırsağı yumuşatmak, dua etmek olduğunu kaydetti. Mayda, “Belki kıyamete doğru en iyi tedavi bunlar. Belki cerrahi tamamen kalkacak. Genetik yapımızdaki arızaları, genleri vererek tedavi edeceğiz. Gen açıldıktan sonra. O noktalara doğru gidecek. İnsan anatomisini ve fizyolojisini bozmayacak bir tedavi gelecek, hedef o.” şeklinde konuştu.
"8 SAATTE BİR YEMEYİ TERCİH EDİN"
Peygamber Efendimiz’in (sas) günde iki öğün yemek yediğini hatırlatan Arslan Mayda, ağıza alınan yiyeceklerin 8 saat sonra hücrelere gittiğini aktardı. Mayda, “Yani siz 8 saati doldurmadan bir daha aldığınız zaman o arka arkaya yağ göndermiş olur. Depo edersiniz. Sadece yağ deposu olur. Onun için tıbbi olarak öğünler arası 8 saat olması gerekirken, adet olarak, yani bir alışkanlıktan dolayı bu yemekler arası daha sık olarak semizlememizi sağlıyor. Yemek yemede ölçünün iki çeşidi var. Birincisi iradenin alıştırılması, şartlandırılması lazım. Belli bir yemek tarzına iradenin şartlandırılması lazım. Bunu Ramazan'da görüyoruz. Öğlen yemeklerine çıkmadığımız için Ramazan'dan sonra bir hafta öğle yemeği bir türlü alışamıyoruz. Yemek içimizden bir türlü gelmiyor. Neden? Açlık yemeği sabah, akşam yemeye şartlanıyor. Tanzimattan önce iki öğün yerdik. O öğün alışkanlığımız devam etseydi, bugün hepimiz iki öğün yiyorduk. İkincisi ise Efendimiz (sas) ölçü veriyor; yemekten doymadan kalkın, midenin üçte birini su, üçte birini yemek, üçte birini de havaya ayırın.” diye ifade etti.
EFENDİMİZ'İN (SAS) MÜCİZE TEDAVİLERİ
Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (sav) mucize ile tedavi yöntemlerini anlatan Arslan Mayda, şöyle devam etti: “O günün tıbbı, yapılan müdahalelere cevap vermiyor. Efendimiz (sas) mucize ile müdahale ediyor. İlmin geleceği son noktadır. Çıkan gözü yerine koyuyor, kopan eli yerine koyuyor, mübarek tükürüğü ile meshediyor ve düzeliyor. İlmin geleceği son nokta, bu kırığı bir günde, iki günde tedavi edeceksiniz. Bugün üç ay süren kırık tedavileri yarın bir gün sürecek. İlim o noktaya gelecek. Dişlerin sağlam kalması, saçların siyah kalması. 'Benim tavsiye ettiklerim koruyucu hekimliğe bire birdir' buyuruyor Efendimiz (sas). Koruyucu hekimliğini aile yaşantısına koyun. Çocuklarınıza öğretin, sünnet olarak.
Peygamber Efendimiz (sas), 'Benim mucizelerim size tıbbi hedeftir' buyurur. Bu hedeflere ulaşmak için planlar, programlar, çalışmalar yaparak; ister bitkiler, ister başka şeyler kimyasal olarak bu hedefi tıbbi nebevi olarak gösteriyor bize. Efendimiz (sas) şu bitkiyi kullandı, budur bunun tedavisi dersek yanılırız ve eskiler böyle yanılmıştır. O gün için Efendimiz'in (sas) tedavi yöntemini anlamayınca Raziler olsun, İbn-i Sinalar olsun, Hipokrat tıbbına sarılmışlardır.”
GELECEĞİN TIBBI
Geleceğin tıbbı nebevisinden bahseden Arslan Mayda, şöyle devam etti: “Geleceğin tıbbı nebevisinde bitkinin içeriği çıkarılacak. Mesela bugün çörek otunun içinde 84 tane madde var. Bu 84 maddenin hepsi çıkarılacak. Bunlardan hangisi neye etki ediyor. Bu maddeler alınarak, belki iki ton çörek otundan bir kanser tedavisi için olan bir ilaç bulunacak. Yani bunun alt gruplarına inilerek tedavinin yapılacağı görülüyor. Efendimiz'in (sas) yavşan otu, gelin çiçeği, amber, kına çiçeği, reyhanı severmiş. Çoğu gül benzetmesi ama ben hiçbir hadiste güle ait Efendimiz (sas) gül şöyledir dememiştir. Belki güle benzediği için kokusu, güle benzediği için bu yakıştırma yapılmıştır. Göz için tavsiye ettikleri sürme, sürme mis, sürme zemzem, mantar suyu, bal şerbeti, Kur’an okumak, abdest suyu, karanlık evde oturmamak, misvak. Bunların her birini ayrı ayrı tavsiye ediyor. Sürmeler içinde en fazla tavsiye ettiği İsfahan sürmesidir. İsfahan sürmesine baktığımız zaman içinde çinko oranı en yüksek olandır. Sürme süs için değil, gözü korumak için koruyucu bir madde olarak kullanmıştır."
MİLİİ GAZETE