Dinimiz, Müslümanlar arasında samimiyetin, muhabbetin, kardeşlik bağlarının kuvvetlenmesini, hakiki iman birliğinin kurulmasını emreder. Şüphesiz bütün bunlar Müslümanlar arasında selâmlaşmanın yaygın olduğu derecede kuvvetli veya zayıftır.
Selâm, muhabbeti artırma ve tanışma vesilesi olan bir duâdır. Esselâmü Aleyküm demekle mü’min mü’mine;
“Her türlü belâdan, tehlikeden selâmette ol...” diye dua etmiş olur...
Selâm lâfzı Allah’ın (CC)Esma-i Hüsnasından biridir. Bundan dolayı selâmın Müslümanlar arasında büyük değeri vardır. Zira selâm mü’mini, münafık ve kâfirden ayıran büyük bir alâmet, büyük bir duâ, ayrıca Allah ve Rasûlü’nün emridir.
Biz Müslümanlar dünyanın neresinde olursak olalım birbirimizi Selâmün Aleyküm parolasıyla tanırız. Bu bizlere Allah’ın bir lütfudur.
Uydurma söz ve fiillerin moda hâline getirildiği bir zamanda yaşıyoruz. Bu moda ile selâmlaşma parolamız unutturulmak isteniyor. Selâmı terkedip günaydın, tünaydın gibi kelimeler selâmın yerini tutmaz. Bunlar lâkaytlık husule getirir. Zamanımızda insanlar arasındaki samimiyetsizliğin sebeplerinden bir de bu tarzın yaygın olmasıdır.
Selâm, güvenlik garantisidir. Selâm verdiğiniz insana güvenlik garantisi vermiş olursunuz.
Muhterem Müslümanlar!
Peygamberimiz (SAV) çok bol selâm vermemizi emrediyor. İşte bu emirlerden bir kaçının meâli:
• “Bol bol selâm verin...” (1)
• “Selâm kelâmdan önce gelir.” (2)
• “Müslümanın Müslüman üzerindeki hakkı 6’dır. Bunlardan biri, onunla karşılaştığında selâm vermesidir.” (3)
• “İçinizden biri bir topluluğa uğradığı zaman selâm versin... Kalkıp giderken de selâm versin... Hangisinin daha hayırlı olduğunu bilemezsiniz.” (4)
• “İnsanların Allah’a en yakın olanı, önce selâm verenidir.” (5)
• “Selâmı aranızda yayın.”(6)
• “İnsanların en hayırlısı bildiği bilmediği Müslümana selâm verendir.” (7)
• “Küçük büyüğe, yürüyen oturana, azlık çokluğa selâm versin...” (8)
Kur’ân-ı Kerîm’de selâm verilince o selâmı almamız emrediliyor. Buyurulur ki:
• “Bir selâmla selâmlandığınızda, ondan daha güzel selâm ile karşılık verin... Muhakkak Allah her şeyin hesabını yapandır.” (9)
Yani selâm verilince biz: Ve Aleykümü’s-Selâm ve Rahmetullahi ve Berakâtühû... diye mukabelede bulunacağız.
Demek oluyor ki, selâm vermek sünnet, verilen selâmı almak farzdır.
Evlere girerken de selâm vermeyi Allah bizlere emrediyor. Bu emir şöyle:
“Evlere girdiğiniz zaman, aile halkına selâm verin. Bu gönüllerinizi birbirine ısındırır...” (10) “Bu ev halkı için bereket sebebidir.” (11)
Bir başkasına selâm göndermek câizdir. Aracının selâmı tebliğ etmesi vâcibtir.
Toplum içinde bir kişiye selâm verilmez, bu mekruhtur. (12)
Gayr-i müslimlere selâm verilmez.
İşaretle selâmlaşmak selâm olmaz.
Günah işleyene o günahı işleme esnasında selâm verilmez.
Müslümanlar! Bundan sonra hergün en az 100 kişiye selâm verelim. Selâmı yayalım ki, kalblerimizde sevgi tohumları yeşersin..
Mevlüt Özcan milli gazeteden alıntır.
(1) Tirmizi, Et’ime: 45
(2) Tirmizi, İsti’zan: 11
(3) Müslim/Selâm: 6
(4) Tirmizi, İsti’zan: 15
(5) Ebû Dâvud, Edeb: 33
(6) Müsned: 5/451
(7) Buhari, Tecrid-i Sarih H. No: 2017, Müslim, İman: 63
(8) Buhari, Tecrid-i Sarih, H. No: 2015, Ebû Dâvud, Edeb: 134
(9) Nisa Sûresi, Âyet: 86
(10) Nur Sûresi, Âyet: 6
(11) Tirmizi, İsti’zan: 10
(12) Müsned, H. No: 3870
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder