ِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
RAHMET AYI HOŞ GELDİN
Bizleri yoktan var eden, sayısız nimetleriyle şereflendiren Yüce Rabbimize Kâinat’ın zerresi adedince hamt Yüz binlerce salât ve selam bütün insanlığın efendisi Hazreti Muhammed Mustafa (s.a.v.) e Âline ve ashabına olsun.
Değerli okurlarım! Ezelden ebede doğru uzanan zaman içinde, her insan gibi müslümanda bir yolcudur.
Ömür adı verilen bu yolculukta, Müslüman, birçok Ramazanlara ulaşıyor, birçok Ramazanları da geride bırakıyor ve birçoğuna da ulaşamadan ömür sermayesi bitip bu fani dünyaya veda ediyor..
Rabbimize sonsuz şükürler olsun ki, Feyiz ve bereketlerle dolu olan rahmet, bereket ve huzur ayı Ramazanı-ı şerif ayına kavuşmuş bulunuyoruz.
Kâinat’ın Efendisi (sav), “Ramazan ayının ilk on gününü, rahmet, ortasını mağfiret, sonunu da cehennemden kurtuluş buyuruyor”.
Ramazan ki, kalplere nur, gönülere şifa, müminlere rahmet ve bütün insanlığa, hidayet olan Kur’an-ı Kerim bu ayda nazil olmaya başlamıştır. Oruçla ilgili ayeti kerimede yüce mevlamız şöyle buyurur.
يَاأَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا كُتِبَ عَلَيْكُمْ الصِّيَامُ كَمَا كُتِبَ عَلَى الَّذِينَ مِنْ قَبْلِكُمْ لَعَلَّكُمْ تَتَّقُونَ
“Ey iman edenler! Oruç sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki, bu sayede fenalıklardan korunursunuz.” ( Bakara Suresi, 183)
Bu ayet-i kerimeden anlaşılacağı gibi, oruç, maddi ve manevi gelişmeleri ve çeşitli takva tezahürlerini ihtiva ettiğinden, ilahi dinlerin hepsinde mevcut bir ibadet, dini hayata katılan bütün insanlara öteden beri tatbik edilen ilahi bir kanundur.
Oruç ibadeti, riya ve gösterişten uzak, kalbi bir kulluk tezahürü olduğundan en güzel bir takva kanunu ve olgunluk hayatıdır.
Oruç hicretten bir buçuk yıl sonra, kıblenin değişmesine müteakip Şaban ayında farz kılınmıştır.
İslam dini orucu farz kılarken de, diğer ilahi hükümleri va’zederken riayet ettiği tedriç kaidesine uymuştur. Önce namazın, sonra zekâtın, daha sonrada orucun farz kılınmasının hikmeti, Müslüman’ı her bakımdan bu ibadeti yerine getirebilecek seviyeye ulaştırmaktır.
Çünkü nefsi, alıştığı ve sevdiği şeylerden men etmek zor bir iştir. Zaten Kur’an-ı Kerim’in 23 senede nazil olmasının hikmetlerinden biriside budur.
Güzeller güzeli (s.a.v.) bir hadisi şeriflerinde şöyle buyurur.”Ramazan ayı gelince Cennet kapıları açılır. Cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar zincire vurulur” (Buhari, Müslim.) Müslüman, Alla hu Teâlâ’ya kulluk ettiği ve yaklaştığı ölçüde yükselir. Kulu Alla hu Teâlâ’ya yaklaştıran yükselten ibadetlerden biride bedeni ibadetimiz olan oruçtur.
Bir Kutsi hadisi şerifte Mevla Teâlâ şöyle buyurur. “ Oruç benim içindir ve onun mükâfatını da ben veririm.” (Buhari, Müslim) Ramazan ayı Alla hu Teâlâ’nın sevgisiyle dolup taşacağımız, dua ve secdelerle manevi âlemlere koşacağımız, daha iyi bir kul olma yarışına gireceğimiz, mübarek günlerdir.
Kur’an-ı Kerim ayı olan Ramazan ayı ilahi emirlerin ışığı altında kendimizi hesaba çekeceğimiz, kalbimizi ve kafamızı kötülüklerden kurtarmaya çalışacağımız günlerdir. Ramazan ayı Müslüman için bir muhasebe ve yenileme vesilesi olmalıdır. Müslüman nasıl bir kul, nasıl bir ümmet, nasıl, bir komşu, nasıl bir anne baba olduğunu ve tüm sorumluluklarını göz önüne alıp bir değerlendirme yapmalı, eksiklerini hatalarını gözden geçirmeli bu ayda yaptığı ibadetleri ve bu ayın bereketini, ahlakını tamir etmek için vesile olmalıdır.
Boş söz, kin, boğz, haset, kıskançlık, gıybet gibi çirkin düşüncelerden uzak duralım. Bütün azalarımıza’da oruç tutturalım…
Sultanlar Sultanı (s.a.v.) şöyle buyuruyor.”Kim kötü sözleri, kötü işleri bırakmasa, Alla hu Teâlâ’nın onun yemesini, içmesini, terk etmesine ihtiyacı yoktur” (Buharı, Ebu Davut.) Ramazanla ayı ile ilgili ayeti kerimede Mevla Teâlâ şöyle buyurur.
شَهْرُ رَمَضَانَ الَّذِي أُنزِلَ فِيهِ الْقُرْآنُ هُدًى لِلنَّاسِ وَبَيِّنَاتٍ مِنْ الْهُدَى وَالْفُرْقَانِ فَمَنْ شَهِدَ مِنْكُمْ الشَّهْرَ فَلْيَصُمْهُ وَمَنْ كَانَ مَرِيضًا أَوْ عَلَى سَفَرٍ فَعِدَّةٌ مِنْ أَيَّامٍ أُخَرَ يُرِيدُ اللَّهُ بِكُمْ الْيُسْرَ وَلَا يُرِيدُ بِكُمْ الْعُسْرَ وَلِتُكْمِلُوا الْعِدَّةَ وَلِتُكَبِّرُوا اللَّهَ عَلَى مَا هَدَاكُمْ وَلَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ
“Ramazan ayı ki onda Kur’an, insanlara yol gösterici ve doğruyu yanlıştan ayırıcı belgeler olarak indirildi. Sizden bu ayı idrak eden, onda oruç tutsun; hasta veya yolculukta olan, tutamadığı günlerin sayısınca diğer günlerde tutsun. Allah size kolaylık ister, zorluk istemez. Böylece sayıyı tamamlayasınız ve sizi doğru yola ilettiğinden dolayı Allah'ı yüceltesiniz; umulur ki şükredersiniz.” (Bakara Suresi.185 )
Bu ay bir nefis muhasebesi yenilenme vesilesi olmalıdır. Orucu, sahuru, iftarı, teravihi ve fıtır sadakası, camilerimizde ve evlerimizde okunan Kur’an-ı Kerimler, hayatımızın manevi nimetleri ruhumuzun gıdasıdır.
Hz. Allah (c.c.) bu mübarek ayın feyiz ve bereketinden azami ölçüde istifade edip, af edilen bahtiyar müminlerin zümresine ilhak eylesin. Rabbime emanet olunuz. Ramazan-şerif ayınız mübarek olsun.
SORULAR CEVAPLAR: : ORUÇ TUTMAK İÇİN: 1-Müslüman olmak, 2-Akıllı olmak, 3-Erginlik çağına gelmiş olmak.
Erginlik çağına gelen ve akıllı olan her Müslüman erkek ve kadına Ramazan ayı oruç tutması farzdır (.Ergenlik çağı kadınlarda 9,12, erkeklerde 12,15 yaş arasıdr. Bu yaşlara gelen erkek kadına sorumluluk başlar.)
ORUCU BOZMAYAN ŞEYLERDEN BAZILARI
1- Oruçlu olduğunu unutarak yiyip içmek. 2- İhtilâm olmak. 3- İstemeyerek ağız dolusu kusmak. 4- Kulağına su kaçmak. 5- Ağzına, burnuna, boğazına toz, duman ve sinek kaçmak. 6- Ağzını yıkadıktan sonra, ağzında kalan yaşlığı tükürük ile yutmak. 7- Gözüne ilâç koymak. 8- Diş çukuruna ilâç koymak. 9- Yutmadan yemeğin tadına bakmak. 10- Çiçek, kolonya koklamak. Kolonyayı burnuna iyice çekerse bozulur. 11- Dişleri arasında sahur vaktinden kalan, nohuttan küçük şeyi yutmak.
|