BİR FATİHA DA SENDEN OLSUN

KİMLER GELDİ, KİMLER GEÇTİ? TIKLA DA GÖR

             Allah (cc), Kuran-ı Kerim’de Ankebut suresi   55. ayetinde:” Her canlı ölümü tadacaktır.”diyor. Bizler ve bu yazıyı siz...

30 Temmuz 2012

ağız ve diş bakımında doğru bilinen birçok yanlışlar

Uzmanlar, ağız ve diş bakımında doğru bilinen birçok yanlışın insan sağlığını olumsuz yönde etkilediğini söyledi.
Protez Uzmanı Ayça Özkan Yalçınkaya, ağız ve diş sağlığı açısından toplumda birçok yanlış algının olduğunu ifade etti. Sert kıllı diş fırçalarıyla dişleri fırçalamanın daha yararlı olduğu yönündeki düşüncenin aksine sert kıllı diş fırçalarının dişlerdeki mine tabakasını aşındırdığını söyleyen Yalçınkaya, bunun hassasiyetin artmasına ve diş eti çekilmesine sebep olduğunu kaydetti. Yalçınkaya, diş taşı temizliğinin diş minesine zarar verdiği yönünde bir diğer yanlış inanışın da olduğuna işaret ederek, diş taşı temizliği sayesinde diş yüzeyine ait olmayan oluşumların (plak, diş taşı gibi) uzaklaştırıldığını dile getirdi.
Yalçınkaya, hareketli protezlerin çamaşır suyuna konduğunda daha iyi temizlendiğine dair yaygın bir yanlışın daha olduğunu belirterek, çamaşır suyunun protezin kırılganlığını artırarak, ömrünü azalttığını, protezler için özel tabletlerin kullanılması gerektiğini de sözlerine ekledi.

GÜZELLER GÜZELİ (S.A.S) EFENDİMİZDEN RAMAZAN AYI HUTBESİ


سْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

GÜZELLER GÜZELİ (S.A.V.) İN RAMAZAN-I ŞERİF HUTBESİ

 Bizleri yoktan var eden, sayısız nimetleriyle şereflendiren Rabbimize Kâinat’ın zerresi adedince hamt,  yüz binlerce salât ve selam bütün insanların efendisi Hazreti Muhammed Mustafa (s.a.v.) e olsun.

  Ey insanlar! İşte Allah’ın ayı bereket, rahmet ve mağfiretle size gelip çattı. O öyle bir ay ki Allah (c.c.) katında ayların en faziletlisi, günleri günlerin en üstünü, geceleri gecelerin ve saatleri de saatlerin en faziletlisidir.

   O öyle bir ay ki, siz o ayda Allah’ın ziyafetine davet edildiniz ve Allah’ın (c.c.) keramet ehlinden kılındınız. Nefesleriniz bu ayda tespih, uyumanız bu ayda ibadet, ibadetiniz bu ayda makbul ve dualarınız bu ayda icabete erişir. Öyleyse dürüst niyetlerle ve temiz kalplerle Rabbinizden isteyin ki sizi, bu ayın orucunu tutmaya ve O’nun kitabını okumaya muvaffak etsin. Gerçek bedbaht, bu büyük ayda Allah’ın (c.c.) bağışlamasından mahrum olandır.
Bu ayda,  açlığınızla ve susuzluğunuzla kıyamet gününün açlık ve susuzluğunu hatırlayın. Fakir ve düşkünlerinize sadaka verin. Büyüklerinize saygılı olun, küçüklerinize şefkat gösterin. Yakınlarınızla bağınızı pekiştirip gözetin, dilinizi koruyun.

  Bakılması haram olan şeylerden gözlerinizi ve kulak asılması haram olan şeylerden kulaklarınızı sakının. İnsanların yetimlerine merhamet gösterin ki sizin yetimlerinize merhamet edilsin. Günahlarınızdan Allahu Teâlâ’ya dönün ve namaz vakitlerinizde ellerinizi dua için O’na açın. Çünkü namaz vakitleri en faziletli vakitlerdir;

Allahu Teâlâ o vakitlerde kullarına rahmet nazariyle bakar, O’na yakarışta bulunanlara cevap verir, O’nu çağıranlara “lebbeyk” (dileğini yerine getirmeye hazırım) der ve O’ndan dileyenlere istediklerini verir. Ey insanlar!

Canlarınız amellerinize karşılık rehindedir; onları istiğfarlarınızla kurtarın ve sırtlarınız kazandığınız günahlarınızın ağır yükü altındadır, uzun secdelerinizle onların yükünü hafifletin;

   Bilin ki Allahu Teâlâ namaz kılanları ve secde edenleri azap etmeyeceğine ve insanların, âlemlerin Rabbinin huzuruna çıkacağı gün secde edenleri ateşten korkutmayacağına dair izzetine and içmiştir.
Ey insanlar!

Kim bu ayda, oruçlu birine iftar verirse, bu onun için Allah (c.c.) katında, bir gurup köle azad etmek kadar sevap ve geçmiş günahlarının bağışlanmasına sebep olur.

 Dediler ki: Ey Allahın Resûlü! Buna, hepimizin gücü yetmiyor. Bunun üzerine Kâinat’ın güzeli (s.a.v.) buyurdular: “Bir parça hurma veya bir su şerbetiyle bile olsa, verip ateşten korunun.”
Ey insanlar!

Kim bu ayda, ahlakını güzelleştirirse, ayakların kayacağı günde sırattan kolay geçecektir.

Kim bu ayda, elinin altında olanların yükünü hafifletirse, Allah (c.c.) onun hesabını hafifletir.

Kim bu ayda, şerrine engel olursa, Allah (c.c.) kendisine kavuştuğu gün gazabını ondan engeller.

Kim bu ayda bir yetime ikramda bulunursa, Allahu Teâlâ kendisine kavuştuğunda ona ikramda bulunur.

Kim bu ayda, yakınıyla kopan bağını tazeleyip bitiştirirse, Allahu Teâlâ kendisine kavuştuğu gün, onu kendi rahmetine bitiştirir.

Kim bu ayda, yakınıyla arasındaki bağı koparırsa, Allahu Teâlâ kendisine kavuştuğu gün ona rahmetini keser.

Kim bu ayda, bir nafile namaz kılarsa, Allah (c.c.) ona ateşten berat yazar.

Kim bu ayda, bir farzı yerine getirirse, diğer aylarda yetmiş farz yerine getirenin sevabını verir;

Kim bu ayda, bana çok salâvat gönderirse, terazilerin hafif geldiği günde Allahu Teâlâ onun sevap terazisini ağırlaştırır.

Kim bu ayda, Kur’an’ dan bir ayet okursa, diğer aylarda bir hatim yapanların sevabını alır.
Ey insanlar!

 Bu ayda cennet kapıları açıktır, Rabbinizden dileyin ki sizin yüzünüze kapamasın; cehennem kapıları kapalıdır, Rabbinizden dileyin ki sizin yüzünüze açmasın. Ve şeytanlar bu ayda bağlıdır,     “Rabbinizden isteyin ki onları size musallat etmesin”

                     Rabbime emanet olunuz.   Cumanız mübarek olsun.









SORULAR CEVAPLAR: DİN Allahü Teâlâ’nın peygamberler aracılığı ile akıl sahibi insanlara tebliğ ettiği, onları dünya ve ahiret mutluluğuna kavuşturan ilahi emir ve yasaklardır. Allahu Teala’ın “yapın” diye emrettiği işlerde bir emirdir. Namaz, oruç, Hac, zekât, öşür, anne ve babaya itaat etmek, gibi. “Yapmayın diye emrettiği işlerde bir emirdir. Haramlardır. İçki içmek, kumar oynamak, gıybet etmek, yalan söylemek, dedi kodu yapmak haset etmek, kin tutmak, hırsızlık yapmak, adam öldürmek. Zina yapmak, gibi
DİN kelimesinin çeşitli şekillerde yer aldığı ayet-i kerimeleri, manalarına göre bir sınıflandırmaya tabi tutarsak: Mutlak olarak Din: İtaat, boyun eğme ve ibadet.

“Allah katında geçerli tek din İslam’dır.”(Ali İmran, Suresi,19)

Fahri Kâinat Efendimiz (s.a.v.) Arafat meydanında “Kasva” isimli devesinin üzerinde “yüz yirmi dört bin” Ashabına ve onların tahtında bütün insanlığa Veda Hutbesi’ni irad ederken şu ayet-i kerimeyi tebliğ etmişlerdir:

“Bugün size dininizi ikmal ettim, üzerinize nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslam’ı beğendim.” (Maide Suresi,3)
Gerçek din, Hazret-i Allah’ın (c.c.) bir kanunudur. Ve bir takım sağlam hükümlerin kutsal bir mecmuasıdır. Cenab-ı Allah bunu, peygamberleri aracılığı ile insanlara ikram ve ihsan buyurmuştur.

DİNLER BAŞLICA ÜÇ KISMA AYRILIR.

Birincisi; Hak dinlerdir. Allahü Teâlâ (c.c.) tarafından konulup peygamberler aracılığı ile insanlara bildirilen dinlerdir. Bunlara İlahi ve Semavi dinler denir.
Semavi dinlerin hepsi esas bakımından birdirler. Yalnız bazı ibadetler ve hukuk kuralları bakımından aralarında ayrılık olmuştur.

İkincisi; Asılları bozulmuş ve değişmiş olan dinlerdir. Bunlar, asılları bakımından birer gerçek din iken sonradan bozulmuş, İlahi niteliklerini kaybetmiş olan dinlerdir. Bunlara
dînin aslından olmayan hurâfeler ve bâtıl inançlar konulmuştur. Bu gibi, aslı hak iken sonradan bozulan dinlere, Muharref dinler denir. (Tahrif edilmiş)  Yahudîlik ve Hıristiyanlık”  gibi

Üçüncüsü; Batıl dinlerdir. Bunlar asılları bakımından da gerçek din ile ilgisi bulunmayan dinlerdir. Bunlar bir takım milletler tarafından ortaya konmuş olan uydurma inançlardır. Bunlarda akla mantığa uygun olan bazı hükümler bulunsa bile konumları itibariyle ilahi olmak şerefinden yoksun olup hiçbir bakımdan din kutsallığını taşımazlar. Ateşe, yıldızlara ve putlara tapan milletlerin dini bu türdendir



29 Temmuz 2012

Günün Sözü

"Aç olan bir mü'mini doyuran her hangi bir mü'mini, Allâhü Teâlâ kıyâmet günü cennet meyveleriyle doyurur." (Hadîs-i Şerîf, Sünen-i Tirmizî)

iPhone'umdan gönderildi

TERAVİH NAMAZI KILALIM KILMAYA TEŞVİK EDELİM

Ramazan ayında kılınan teravih namazlarının her birinde ayrı bir hikmet olduğunu biliyor muydunuz?

İmam-ı Gazali Hazretlerinin "Ey Oğul" isimli arapça risalesinde geçen bu malumatlardan sonra teravih namazı kılma hassasiyetinizi bir daha gözden geçireceksiniz.

1. Gecesi kılsa; Hak Teâlâ ol kimsenin cemî günahlarını bağışlar.
2. Gecesi kılsa; Hak Teâlâ ol kimsenin anne babasının günahlarını bağışlar.
3. Gecesi kılsa; Melekler ol kimseye "Ey kişi sana müjdeler olsun hak teala senin amelini kabul edip umduğun devlete nail edip günahlarını af ve mağfiret etti" derler.
4. Gecesi kılsa; Tevrat, Zebur, İncil ve Kuran-ı Kerim'i hatmetmişçe Hak Teâlâ Hazretleri ol kula sevap ihsan eder.
5. Gecesi kılsa; Mescid-i Haram'da ve Mescid-i Aksa'da, Mekke-i Mükerreme'de ve Medine-i Münevvere'de namaz kılmışça Hak Teâlâ hazretleri sevap ihsan ider.
6. Gecesi kılsa; Beyt'il Ma'muru tavaf etmişçe sevap ihsan eder.
7. Gecesi kılsa; Firavn gazasında Musa (a.s) ile beraber olmuş gibi ecir verilir.
8. Gecesi kılsa; Bedir gazasında Rasulullah (s.a.v) Hazretleriyle beraber olmuş gibi ecir verilir.
9. Gecesi kılsa; Hazreti Davud ile ibadet etmiş gibi ecir verilir.
10. Gecesi kılsa; Dünya ve ahiret selametliği ihsan ider.
11. Gecesi kılsa; Kabul olunmuş umre sevabı verilir.
12. Gecesi kılsa; Ol kimse Sırât'ı yıldırım gibi geçe.
13. Gecesi kılsa; Beyt-ül Mukaddes'i imaret etmiş gibi sevap verilir.
14. Gecesi kılsa; Kadir Gecesi'ni sabaha kadar ihya etmişçe hak teala hazretleri sevap ihsan eder.
15. Gecesi kılsa; Hak Teâlâ Hazretleri ol kimsenin hâcetini ve duâsını kabul eder ve ahirette âli deracâat ihsan eder.
16. Gecesi kılsa; Dünyadan ahirete giderken ve kıyamet gününde kabrinden kalkarken "La ilahe illAllah muhammed ür-rasülullah" diyerek kalka.
17. Gecesi kılsa; Ol kimse dünyadan gitmez ta cennetteki makamını görmeyince.
18. Gecesi kılsa; Şehitlere gazilere verdiği ecir gibi Hak Teâlâ hazretleri ona ecir ihsan eder.
19. Gecesi kılsa; Hak Teâlâ Hazretleri dünyada ve ahirette yardımcı olur.
20. Gecesi kılsa; Ol kimse dünyadan gitmez Peygamberimiz Muhammed (a.s)'ı düşünde görmedikçe ve ölürken Halet-i Nezi'de susamaz ve kabrinden kalkınca dahi susamayıp arş-ı ala'nın gölgesinde ola.
21. Gecesi kılsa; Yerde ve gökte ne kadar melek var ise cümlesi ol kul için istiğfar ederler ve dünyadan gitmez Allahü Teâlâ Hazretleri ol kuldan razi olmayınca.
22. Gecesi kılsa; Ümmet-i Muhammed'in yetimlerini ve dul hatunlarını doyurmuşça sevap verilir.
23. Gecesi kılsa; Ümmet-i Muhammed'den şesir olmuşlarını alıp azad etmişçe sevap verilir.
24. Gecesi kılsa; Berâtı sağ eline verile.
25. Gecesi kılsa; Ol kimse ölürken Melek'ül-Mevt ona güzel surette gele ve cennet taamlarını müjdeleyerek ruhunu kabz eder.
26. Gecesi kılsa; Hak Teâlâ Hazretlerinin emriyle melekler ol kimseyi ölürken Şeytanın şerrinden muhafaza ederler.
27. Gecesi kılsa; Hak Celle ve Âlâ Hazretleri emr eder cehennem kapıları ol kul için kapanır.
28. Gecesi kılsa; Hak Teâlâ Hazretleri Cennetin Rıdvan'ına emreder "Cennet kapılarını aç, ol kulum hangi kapıdan dilerse girsin"
29. Gecesi kılsa; Hazreti Eyyüp (a.s)'ın dert belasına sabr eyledi mukabelesine verilen misl'ü ecir ol kula verilir ve cemi günahı afv olunur.
30. Gecesi kılsa; Hak Teâlâ Hazretleri nin emriyle arşı alanın altından bir münadi nida eder ki "Her gece teravihi kılan kullar cehennemden azad olmuş kullardır korktukları cehennemden kurtulup umdukları devlete cennet ve cemale nail oldular…" Ve Hak Teâlâ Hazretleri azâmet ve şanıyla buyurur ki; "İzzet ve Cemâlim hakkı için bu kuluma affım ile muamele eyledim. Cehennem ateşini onun vücuduna haram kıldım." Sonra Hak Teâlâ Hazretleri emreder de o kulun cehennem azabından kurtulduğuna ve sırat köprüsünü kolayca geçmesine dair bir berat yazılır, eline verilir.

Kim ki tam bir ihlâs ve itikâtla Ramazan-ı Şerif'te 30 gün teravih namazını kılarsa Allahü Teâlâ bu sevapları o kuluna ihsan buyurur.
Bunda şek ve şüphe olmasın!

YEMEK ZİYAFET ADABI

Topluca yemek müstehabdır. Ashab-ı Kirâm, Rasûlullâh (s.a.v.) “Yâ Resûlallah! Biz yiyoruz, ama doymuyoruz.” dediler “Her halde siz yemeğinizi ayrı ayrı yiyorsunuz. Yemeğin başına toplanın ve besmele çekin ki yemeğiniz bereketlensin.” “Allâh’a en sevimli olan yemek, üzerinde çokça ellerin biriktiğidir.” buyurulmuştur.
Sofraya tevâzu ile oturmalı, kibirle oturmamalıdır.
Rasûlullâh Efendimiz’e kızarmış bir koyun eti hediye edildi. Efendimiz iki dizi üzerine oturarak yedi ve “Allah beni inatçı, sert tabiatlı, kibirli değil, kerîm bir kul olarak yarattı.” buyurdular.
Yemekte kendi önüne bakar, gözünü yiyenlere dikmez. Yemeğe kendinden yaşlı yahut ileri bir kimse varsa o başlamayınca başlamaz. Ashâb-ı Kirâm Resûlullâh (s.a.v.)  başlamadan yemeğe başlamazlardı.
Yemekte hiç konuşmamak mekruhtur. Herkes yemeği bitirinceye kadar elini sofradan çekmez. Rasûlullah Efendimiz (s.a.v.) “Sofra kurulduğu zaman bir adam, sofra toplanıncaya kadar kalkmasın ve elini sofradan çekmesin. Eğer kendisi doymuş ise topluluk yemeği bitirinceye kadar yemek yiyormuş gibi davransın. Sizden bir adam kendisi çekilmekle yanındaki arkadaşını utandırır. O, daha yemeğe ihtiyaç ve iştahı olduğu halde yemekten elini çeker.” buyurdular.
Yemekte yapmacık hareketlerden sakınır. Topluluk içinde tek başına iken yediği gibi yer. Her şeyde riyadan sakınmalıdır.
Bir topluluğun yanında yemek yedikten sonra sofra sahiplerine hayır duâ eder. Yemek zamanı davetsiz olarak bir topluluğun yanına girmekten sakınır.
Ev sahibinin müsafirleri giderken birlikte evin kapısına kadar çıkıp uğurlaması müstehabtır. Müsafir de ev sahibinden izin almaksızın habersiz çıkıp gitmez.
Ziyâfet veren külfete girmekten sakınır. Ancak kendisinin cömertçe harcamak niyeti varsa ona bir şey denmez.
Müsâfir ikrâm edilen hiçbir şeyi hakîr görmemelidir.

26 Temmuz 2012

YOL MEDENİYETTİR


Tortum Demirciler Köyü'nde yollara kilit taş yapıldı.Köse Fevzi Amca'nın oradan Susuz'a,  Susuz'dan Kalbant'tan Çaya kadar; Susuz'dan Reziye Ahmet Amca'nın oradan aşağı Cami Sokak'tan Caminin yanından aşağı  harkı geçerek ta Mevlüt Ağabeyinin evinin oradan mezarlık tarafındaki çaya kadar yapılmış.aynı zamanda Karşı Mahalle'ye yapılan Köprü'den hem sağdan hem de soldan çayın kenarına yol yapılmıştır.Selden sudan kurtulduk elhamdülilah.Şebli'den Karşı mahalleye kadar yol genişlemesi yapıldı.
Hacı rıza Amca'nın evinin oradan çapraz olarak Dursun Kaya'nın evinin yanından Caminin üst tarafından Şeblinin dereye kadar yapılması planlanan yol çalışması için yediden yetmişe herkesin maddi ve manevi destek vermesini istiyoruz
2012 Temmuz ayında Dereağzı'ndan Şebli'ye kadar asfalt yenilendi.
Selden korunmak amacıyla Çerme'den yukarı 5 tane tersip bendi, Şebli'den yukarı 2 tane tersip bendi yapılmıştır.
Başta Allah(cc)  devletimize milletimize zeval vermesin. Yatırım olarak köyümüze dönsün.Emeği geçen Köy Muhtarı Ömer KAYA ve azalarına yapılması için destek veren tüm köylülerimize teşekkür ediyoruz. Çalışmalarında başarılar diliyoruz.
Tamamlanması için devletimizden, hükümetimizden tüm köylülerimizden destek bekliyoruz.

TORTUM DEMİRCİLER KÖYÜ'NE ÇOK AMAÇLI SALON


























Köyümüzde bu yıl yapılan Şebli'de okulun hemen üst tarafında düğün, taziye, toplantı, kına ve kısır geceleri için yapılan çok amaçlı salon için başta Köy Muhtarı Ömer KAYA ve azalarına yapılması için destek veren tüm köylülerimize teşekkür ediyoruz. Çalışmalrında başarılar diliyoruz.
Tamamlanması için tüm köylülerimizden destek bekliyoruz.

NAMAZ GEÇMİŞ GÜNAHLARA KEFFARETTİR

"Bir kimse, vakti girince, abdestini, rükûunu ve huşûunu güzel yaparak namazı kılarsa -büyük günah işlemedikçe- geçmiş günahlarına keffâret olur. Bu, her zaman böyledir." (Hadîs-i Şerîf, Sahîh-i Müslim)

HUŞU İLE NAMAZ NASIL KILINIR

Mü'minin, mîrâcı olan namazı tam bir tahâret ve iyi bir abdestten sonra kılmaya niyet etmesi îcâb eder.
Farzları cemâatle kılmaya ehemmiyet göstermek, hattâ iftitâh tekbirini imamla berâber almayı hiç terk etmemek lâzımdır. Kezâ namazları müstehap vaktinde kılmak ve kırâatte sünnet olan miktara riâyet etmek lâzımdır.
Rükû ve secdede ta'dil-i erkân; âzâların sükûnet bulması muhakkak sûrette lâzımdır... Kavme (rükûdan doğrulduktan sonraki kıyâm)da her âzâ yerine dönüp karar kılacak şekilde tam olarak kalkıp doğrulmak îcâp eder ve âzâların sükûnet bulması ve kavmede olduğu gibi iki secde arasındaki oturuşta da ta'dil-i erkâna riâyet etmek lâzımdır...
Rükû ve secde tesbihlerinin en azı üç, çoğu ise -farklı görüşlere göre- yedi veya onbirdir. İmamın tesbihlerinin adedinin, cemâatin hâline göre olması lâzımdır. Yalnız kılan insanın, gücü yettiği vakit tesbihleri en az mertebede, (yani üç kere) okumaktan hayâ etmesi ve beş veya yedi tesbih okuması lâzımdır.
Secdeye giderken yere en yakın olan azasını koyar: Evvelâ dizlerini, sonra ellerini, burnunu ve sonra alnını yere koyar. Ellerini ve dizini yere koyarken sağdan başlaması, secdeden kalkarken de semâya en yakın âzâlarından başlaması lâzımdır. O halde secdeden kalkarken önce alnını kaldırarak başlaması îcâb eder.
Kıyamda secde mahalline, rükûda ayaklarının üstüne, secdede burnunun ucuna, ka'dede ellerine bakmalıdır. Peygamber Efendimiz'den (s.a.v.) rivâyet olunduğu üzere namaz kılan kimse, gözlerini bu yerlere sâbitler, bakışlarını başka taraflara dağıtmaz ise cemiyyet (huşû ve huzûr) ile namaz kılmak mümkün olur ve bu namazda huşû hâsıl olur.
Rükûda parmakları açık tutmak ve secdede birleştirmek sünnettir. Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) rükûda parmakları açmak, secdede kapamanın birçok faydaları olduğu için yapılmasını emretmiştir. Bizim için Resûlullah Efendimiz'e (s.a.v.) uymaya denk başka hiçbir fayda yoktur… (Mektûbât-ı İmâm-ı Rabbânî, 1/266)

25 Temmuz 2012

DİŞLERİNİZ MEZARA KADAR SİZİN OLMASINI İSTİYORSANIZ BUNLARA DİKKAT EDİN

Amerikan Kozmetik Dişçilik Akademisi (AACD) diş ve diş etlerine zarar veren bakterilere karşı ağzı koruyan, dişlerin temizlenmesine ve beyazlığına yardımcı 10 doğal besini açıkladı
DIŞ HABERLER SERVİSİ
AACD'nin önerdiği daha sağlıklı ve beyaz gülüşler yaratan on besin ve faydaları şöyle:
ANANAS: Doğal leke yokedici ve beyaz dişlerin oluşumuna yardımcı.
ZENCEFİL: İltihaplanma karşıtı özelliği ile ağız dokusunun koruyucusu.
HAVUÇ: Vitamin A içeren yapısı ile diş minesinin koruyucusu.
FESLEĞEN: Protein, kalsiyum ve fosfor zengini yapısıyla midedeki asitleri temizler.
SUSAM: Dişteki plağı temizler.
MANTAR: İçerdiği lentinan bileşeniyle ağızda bakteri oluşumuna engel olur.
SOĞAN: İçerdiği sülfür bileşeniyle diş çürümelerini azaltır.
SOMON BALIĞI: İçerdiği vitamin D ve kalsiyumla kemik ve dişlerin dostu.

24 Temmuz 2012

2012-Lisans Yerleştirme Sınavları (2012-LYS): Soru Kitapçıkları İle Cevap Kâğıtlarına Bak

DUYURU
(24 Temmuz 2012)
2012-Lisans Yerleştirme Sınavları (2012-LYS): Soru Kitapçıkları İle Cevap Kâğıtlarının Görüntülenmesi
16-17 ve 23-24 Haziran 2012 tarihlerinde yapılan 2012-Lisans Yerleştirme Sınavlarına (2012-LYS) ait soru kitapçıkları ve cevap kâğıtlarının görüntüleri ile cevap anahtarları, sınava giren adayların kendi soru kitapçıkları ile cevap kâğıtlarını inceleyebilmeleri amacıyla 24 Temmuz 2012 günü saat 18.00'den itibaren erişime açılacaktır. Adaylar kendi cevap kâğıtlarının görüntüsünü, ÖSYM'ninhttp://ais.osym.gov.tr/ internet adresinden T.C. Kimlik Numaraları ve şifreleri ile edinebileceklerdir. Ayrıca; sınavda kendi cevap kâğıtlarına kodladıkları soru kitapçığı numarasına ve bu kitapçıkta yer alan sorulara da http://skgs.osym.gov.tr/ internet adresinden T.C. Kimlik Numaraları ile erişebileceklerdir.Adaylar, sisteme giriş yaptıktan sonra, ilgili sınavı ve görüntülemek istedikleri soru numarasını seçtiklerinde ekranda soru kökünü, cevap seçeneklerini ve sorunun doğru cevabını görebileceklerdir.
Bu uygulama, adayı ve kamuoyunu bilgilendirme amacıyla yapılmaktadır. Görüntülenen sayfa belge niteliği taşımaz. Her türlü değerlendirmede ÖSYM sisteminde kayıtlı bilgiler esas alınır.
Adaylara duyurulur.
ÖSYM BAŞKANLIĞI

Diyanet TV yayında HAYIRLI OLSUN

İSTANBUL (AA) - Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Emin Özafşar, ramazan ile birlikte TRT Anadolu ile ortak yayın hayatına başlayan Diyanet TV'nin topluma ayna tutacağını belirterek, ''Toplumun realitesiyle çatışmayacak, topluma bir özel ajanda dayatmayacak, politik hiçbir ajandası olmayacak. Her halde ve şartta gündelik siyasetin fevkinde olacak, üstünde olacak, dışında olacak, hikmetin ve hakikatin dili olacak'' dedi. Özafşar, TRT Anadolu ile ortak yayın yapan ve Miraç kandilinde Bursa Ulu Camisi'nden test yayın ile yayın hayatına başlayan Diyanet TV'nin ramazan ayı süresince 12 saat süreyle izleyiciyle buluştuğunu da söyledi. Diyanet TV'nin ramazan ayı boyunca TRT Anadolu kanalında saat 15.00'den itibaren ''DTV'' logosu ile yayın yaptığını anımsatan Özafşar, yayının ramazan dolasıyla hatimle başladığını, kadınlara ve çocuklara yönelik programlarla iftara kadar sürdüğünü kaydetti. Özafşar, saat 19.00'dan itibaren de Topkapı Sarayı'ndan canlı yayınla iftar programı yapıldığını anlatarak, iftarın ardından Fatih Camisi'nden canlı enderun usulü teravih yayını yapıldığını belirtti. Sahura kadar çeşitli programların izleyiciye sunulduğunu ve canlı sahur programı yapıldığını ifade eden Özafşar, yanının yine hatimle kapandığını söyledi. 

Anadolu Ajansı iPhone Uygulaması

GERÇEK ORUÇ BÖYLE OLUR

"Oruç, (sadece) yemeyi ve içmeyi terk etmek(ten ibâret) değildir. Gerçek oruç, boş, faydasız ve çirkin sözleri terk ederek tutulan oruçtur." (Hadîs-i Şerîf, Beyhakî, Sünen-i Kübrâ)
Acaba bizim oruçumuz böyle mi?

SÜS ŞELALESİNDE TEHLİKELİ SERİNLİK

23 Temmuz 2012

ORUÇ KANSER RİSKİNİ AZALTIYOR

Fiziksel ve zihinsel insan sağlığına katkı sağlayan oruç, Ramazan ayı süresince vücudun dinlenmesini ve disipline girmesini sağlıyor. Oruç tutmanın insan sağlığına fayda sağlayacağını ifade eden Nöroloji Uzmanı Dr. Mehmet Yavuz, hücre yenilenmesini artıran orucun kansere yakalanma riskini azatlığını söyledi.
Orucun bedeni ve iradeyi disiplin altına aldığını belirten Dr. Mehmet Yavuz, orucun zihnin daha pratik çalışmasına fırsat verdiğini kaydetti.
Oruçlu kişilerde organizmanın kendini kontrol etmeye vakit bulacağını ve sıkıntıları müdahale edebileceğini belirten Yavuz, "Kanser, herhangi bir yerinde birkaç anarşik hücrenin terör faaliyetleri için başkaldırması ile başlar. Ancak bu terörist faaliyet bazen bedenin kendi dokusu gibi bir görüntü vererek savunma sistemini yanıltabilir. Eğer beden sürekli metabolizma faaliyetleri ile uğraşıyorsa neler olup bittiğini anlayamayabilir. Oruçlu kişide ise organizma kendini kontrol etmeye vakit bulur ve böyle faaliyetlere anında müdahale eder. Böylece kanser oluşumu başlangıç noktasında engellenmiş olur." dedi.
ORUÇ TUTMAK YAŞLANMAYI GECİKTİRİYOR
Oruç tutan kişilerde kandaki lipit ve kolesterol düzeyi azaldığı için damarların kendini tamir ettiğini belirten Dr. Yavuz, oruç sayesinde damarların temizlendiğini ve kan dolaşımının arttığını vurguladı.
Hücrelerin yenilemesi ile oruç tutmanın yaşlanmayı geciktirdiğini ifade eden Yavuz şunları kaydetti: "Birçok hastalıkta kilit rol oynayan kandaki lipit ve kolesterol düzeyi, düzensiz beslenmeye bağlı olarak vücudumuza zarar verir. Damar duvarları kolesterol parçacıkları ile kaplanarak kan dolaşımını bozar, bu da birçok hastalığa davetiye çıkarır. Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda; oruç tutmak hücrelerin yenilenmesini sağladığı için bedenimizi ve zihnimizi daha sağlıklı hale getirir ve yaşlanmayı büyük ölçüde geciktirir."
Metabolizmanın gün içerisinde tüketilen gıdaları hazmetmekle uğraştığı için vücudun savunma ve bağışıklık sisteminin zayıfladığının dikkat çeken Yavuz, oruç sırasında ise sindirime ayrılan zamanın azaldığını belirtti. Yavuz, "Sindirim organlarının oruçlu iken dinlenerek kendini yeniliyor. Özellikle durmaksızın çalışan karaciğerin dinlenmesine olanak sağlayan oruç, kan içerisinde yer alan akyuvarların da performansıyla vücudumuzdaki her organı ayrı ayrı dinlendirir ve hastalıklara karşı direnç sağlar." dedi.

ORUÇ TUTMAMAYI MÜBAH KILAN HALLER

 Bazı sebeplerden dolayı oruç tutmamak veya başlanılan orucu açmak mübahtır. Bunlar:
Yolculuk: Ramazanı Şerîf'te en az üç günlük (yaya on sekiz saatlik = 90 km) bir yere gidecek olan kimse, geceden oruca niyet etmeyebilir. Bundan dolayı o gün yola çıkınca oruçlu bulunmamış olur. Fakat bir kimse oruca niyet ettikten sonra gündüzün yolculuğa çıksa, orucunu tamamlar. Bozarsa, sâdece kazâ gerekir.
Hastalık: Bir hasta öleceğinden, aklının gitmesinden, hastalığının artmasından veya uzamasından korkacak olursa oruç tutmayabilir veya tutmuş olduğu orucu açabilir. Bunda sâdece korku kâfi değildir. Hastanın tecrübesi veya görülen alâmetlerden kat'i kanaati bulunmalı veya Müslüman bir doktor haber vermelidir. Sonradan iyileşince tutamadığı günleri kazâ eder.
Şiddetli açlık ve susuzluk: Oruçlu bir kimse açlıktan veya susuzluktan dolayı ölmesinden, aklına bir noksanlık gelmesinden bir tecrübe, bir alâmet veya müslüman bir doktorun haber vermesi ile korkarsa, orucunu -sonra kaza etmek şartı ile- açabilir.
Gebelik, süt analığı: Ramazan-ı Şerîf'te gebe bulunan, kendisinin veya başkasının çocuğuna süt veren bir kadın, kendisine veya çocuğa bir zarar gelmesinden korkarsa, orucunu açabilir. Sonra onu kazâ eder.
Hayız ve nifas hâli: Bir kadın Ramazan-ı Şerîf'te gündüzün âdet görmeğe başlarsa veya çocuk dünyaya getirirse, orucu bozulmuş olur. Artık âdet günlerinde ve lohusalık müddetinde oruç tutması câiz olmaz. Tutamadığı oruçları kaza eder.
Yaşlılık: Vücudu artık oruç tutamayacak kadar takatsiz olan çok yaşlı ve güçsüz kimse oruç tutmayabilir. Böyle bir kimse için Ramazan-ı Şerîf'in her gününün orucuna bedel olarak bir fidye vermesi gerekir. Bu fidye Ramazan-ı Şerîf'in evvelinde veya sonunda, bir fakire yâhut daha çok fakire verilebilir.
Ziyâfet: Ziyâfet vermek veya bir ziyâfete dâvet olunmak, nafile oruçları açmakhususunda bir özür sayılır. Bunun için kişi, sonradan kazâ etmek üzere, vereceği veya çağrıldığı bir ziyâfetten dolayı, nâfile olarak tutmuş olduğu orucunu açabilir.

22 Temmuz 2012

MESLEK SEÇİMİNDE NELERE DİKKAT EDİLMELİ

İşte Uğur Dershaneleri uzmanlarından tercih döneminde ter döken adaylara uygun bölümü seçmek için tüyolar: Önce kendinizi sonra da meslekleri iyi tanımalısınız. Yakın gördüğünüz meslek dalında tecrübeli bir uzmana 10 yıl sonrasını sormayı ihmal etmeyin
LYS sonuçlarının da açıklanması ardından adayları şimdi de tercih listesi hazırlama heyecanı sardı. Uğur Dershaneleri uzmanları öğrencilerin meslek seçiminde dikkat etmeleri kriterleri hazırladı. İşte ışık tutacak o rehber:
- MESLEK SİZİN ETİKETİNİZ: Yeni bir kişiyle tanıştığınızda kendinizi tanıtmak için pek çok kelime sıralarsınız: İsminiz, nerede oturduğunuz, sizi anlatan temel özellikleriniz... Kendinizi tanıtırken sıraladığınız kelimelerden biri de yaptığınız meslektir. Mesleğimiz sizin etiketinizdir.
- İŞİNİZ SİZİ YANSITMALI: Sahip olduğunuz mesleğin sizi yansıtması çok önemli. Bu yüzden ilgi, beceri ve özelliklerinize uygun meslekler seçmelisiniz. Kariyer planlamada kendini tanımak kadar meslekleri de tanımak önemli. Çünkü bilinçli bir mesleki karar verme için kendi özelliklerinizle mesleklerin özelliklerinin uyuşması gerekir.
- GELECEĞİ DÜŞÜNÜN: Meslekleri araştırırken iş yaşamını yakından tanımak gerekir. İş dünyasının gerçekleri her gün değişiyor. Yeni meslekler ortaya çıkıyor, mesleklerin öncelikleri ve yapılan işler değişiyor. Bu yüzden meslekleri araştırırken sadece günümüzdeki durumları değil gelecekte yaşanabilecek değişimler de araştırılmalı.
- DEĞİŞİMLERİ ARAŞTIRIN: İş yaşamında daha önce kabul gören pek çok inanış değişti. Kişisel gelişim, takım çalışması, kuruma katkı sağlayacak yeni yaratıcı projelerde yer almak önem kazandı. Bu yüzden meslekleri araştırırken yapılan görevlerde yaşanan değişimleri de araştırmalısınız.
- TECRÜBE KONUŞSUN: Meslekleri araştırırken o meslekte bulunan kişilere ve uzmanlara o mesleğin 10 yıl sonraki durumuyla ilgili neler öngördüklerini sormalısınız. Çünkü tam olarak iş yaşamına atıldığınızda lise, üniversite ve staj dönemlerini tamamladıktan sonra yaklaşık 10 yıl geçmiş olacak ve bugünle 10 yıl sonra arasında ciddi değişimler yaşanacak.
SORMANIZ GEREKENLER
Meslekleri araştırırken onların gerektirdiği kişisel özellikleri, becerileri ve değerleri belirlemek gerekir. Araştırma yaparken ilginizi çeken meslekler hakkında şu bilgileri öğrenmeniz yararlı olacaktır.
' Bu meslekte çalışan kişilerin özellikleri
' Bu meslekte çalışan kişilerin değerleri
' Bu meslek için gereken beceriler
' Gerekli olan eğitim
' Görevler ve sorumluluklar
' Çalışma koşulları(çalışma saatleri, çevre, fiziksel koşullar, stres durumu vb.)
' Ortalama ücret
' Terfi olanakları
' Mesleğin gelecekteki durumu
' İlgili diğer meslekler
ONLİNE KAYNAKLARA BAKIN
Meslekleri araştırırken pek çok farklı kaynaktan yararlanabilirsiniz. Internet'te meslekleri tanıtıcı çok fazla site bulunmaktadır. Arama sitelerine araştırmak istediğiniz mesleği yazarak on-line kaynaklara ulaşabilirsiniz. Ayrıca çeşitli kuruluşların, dershanelerin, okullarında meslekleri tanıtıcı kitaplarından da faydalanabilirsiniz.
BİR ÖMÜR MUTLULUĞUN SIRRI İŞİNİZİ SEVMEKTİR
Meslek seçimi insan hayatındaki en önemli kararlardan bir tanesidir. İş yaşamına atıldıktan sonra yaşamınızın büyük bir bölümünü çalışma hayatı kaplayacak. İş hayatında mutlu ve başarılı olmanın sırrı ise mesleği sevmek. Tüm iş yaşamı boyunca kendini 'zorunda' hissederek çalışmak yerine zevk alarak çalışmak, mutlu bir gülümsemeyle işe gitmek istemez misiniz?

BU NE SÜT VERİR NE DE YÜK TAŞIR

Übeyy ibn-i Ka'b (r.a.) anlatıyor:
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) beni zekâtları toplamaya memur etmişti. Ben de birisine gittim. O kişi, malının tamamını toplayınca, baktım, zekât olarak bir yaşını doldurmuş bir dişi deve vermesi icab ediyordu. Kendisine 'Bir yaşını doldurmuş bir dişi deveyi zekât olarak ver,' dedim. Dedi ki, 'Bu devenin ne sütü olur, ne de yük taşır; ondan istifade edilmez. Ama şu deve hem genç, hem kuvvetli ve hem de semiz. Bunu al.' Ben, 'Emrolunmadığım şeyi alamam (sana farz olan diğeridir). İşte Resûlullah, sana yakın. Eğer bunu vermek istiyorsan bana söylediğin gibi Resûlullah'a da arz et. Böyle yap. Şayet Resûlullah kabul ederse ben de kabul ederim, kabul etmezse ben de kabul edemem,' dedim. 'Ben gidip söyleyeceğim,' dedi. Güçlü kuvvetli deveyi de yanına aldı ve beraberce Resûlullah'ın huzuruna vardık.
'Ey Allâh'ın nebisi, senin memurun, benden malımın zekâtını almak için geldi. Vallahi bundan önce ne Resûlullah, ne de onun memurları malımın zekâtını almak için gelmedi. Memurun gelince ben malımı topladım. Bana bir yaşını doldurmuş bir dişi deveyi vermem icab ettiğini söyledi. Ama onun ne sütü olur, ne de yük taşır. Ben alması için ona genç ve kuvvetli bir deve verdim. Fakat kabul etmedi. İşte o vereceğim deve, size onu da getirdim.' dedi.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) "Size farz olan bir yaşındaki devedir. Eğer daha fazla hayırda bulunmak istersen -Allah sana mükâfatını versin- biz onu kabul ederiz," dedi.
'Yâ Resûlallah. işte deve bu, Onu getirdim, kabul buyurun,' dedi. Resûlullah da "Öyleyse bu deveyi alın," dedi ve malının bereketli olması için duâ buyurdular.
ATALAR SÖZÜ:
• İftira dağdan taştan ağırdır.
• Herkesin kazanı kapalı kaynar, içindeki et mi, dert mi bilinmez.
• Gel denen yere girmeyi âr eyleme, gelme denilen yere gidip yerini dar eyleme.

21 Temmuz 2012

GELİN BU RAMAZAN SİGARAYI BIRAKALIM NE DERSİNİZ?

Orta ve Güney Amerika'dan dünyaya yayılan, 4 bin yıldır insanları zehirleyen ve maddi imkanı olmayanların dahi para vererek satın aldığı sigaranın, kanser türleri başta olmak üzere 142 temel hastalığa yol açtığı bildirildi.Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Farabi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Tevfik Özlü, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sigaranın keyif verici bir madde olarak 4 bin yıldır yaygın olarak Orta ve Güney Amerika'da kullanıldığını ve Amerika'yı keşfeden Kristof Kolomb tarafından Avrupa'ya taşınmasıyla dünyaya yayıldığını belirtti.

Avrupa'dan da özellikle denizciler tarafından dünyaya yayılan sigaranın, parayla satılması ya da satın alınması sebebiyle büyük maddi kayıplara neden olduğunu anlatan Özlü, insanların sigarayla birlikte bir çok hastalığı da satın aldığını ifade etti.

Prof. Dr. Özlü, ''parayla satın alınan hastalıklar'' olarak tanımladığı sigaraya bağlı hastalıkların oldukça fazla ve bir çoğunun ölümcül olduğuna dikkati çekerek, sigaranın akciğer, gırtlak, ağız, dil, dudak, diş eti, burun, bademcik, tükürük bezi, yutak, yemek borusu, böbrek, mesane, pankreas, mide, anüs, vulva, rahim ağzı, karaciğer ve kan kanserleri gibi 21 hastalığa sebep olduğunu vurguladı.

Sigaranın ağız içi tümörleri, diş eti hastalıkları, diş çürüğü, nezle, sinüzit, bademcik iltihabı, ses tellerinde nodül ve polip gelişimi, orta kulak iltihabı, horlama, ani işitme kaybı gibi 20 ayrı ağız, kulak, burun ve boğaz hastalığına yol açtığını anlatan Özlü, kronik bronşit, amfizem, astım, küçük hava yolu hastalığı, grip, soğuk algınlığı, akciğer kanamaları, tüberküloz, zatürre, uyku-soluk durması sendromu gibi 18 farklı alt solunum yolu hastalığına da sigaranın sebep olduğuna dikkati çekti.

-Sigaranın zararları saymakla bitmez-

Özlü, zararları saymakla bitmeyecek sigaranın kalp krizi, koroner yetmezlik gibi 6 ayrı kalp hastalığı, reflü, ülser gibi 6 sindirim sistemi hastalığı, beyin kanaması, beyin damarlarında tıkanıklık, felç gibi 5 beyin damar hastalığı, burger hastalığı, damar sertliği, hipertansiyon, toplardamarlarda pıhtı oluşumu gibi 15 periferik damar hastalığına yol açtığını söyledi.

Kadınlarda adet düzensizliği, sancılı adet görme, adet döneminde psikolojik gerilim, menopoz, kemik erimesi, idrar kaçırma, kısırlık, erken doğum, düşük yapma, bebekte gelişme geriliği, annede sütün azalması gibi 31 ayrı kadın hastalığı ile doğum ve bebek sağlığı hastalığına neden olan sigaranın erkeklerde de kısırlık ve sertleşme sorununa yol açtığını anlatan Prof. Dr. Özlü, göz hastalıklarından kataraktın da sigaraya bağlı olduğunu bildirdi.

-142 hastalıkta duman etkisi-

Prof. Dr. Özlü, bazı cilt, romatizmal, psikiyatrik, endokrin, böbrek ve göz hastalıklarının da sebepleri arasında sigaranın olduğunu belirterek, ''Cilt buruşukluğu, yüzdeki kırışıklıklar, saç ve tırnaklarda sarı renk değişikliği, yara iyileşmesinde bozulma, sedef hastalığı, ergenlik sivilceleri, depresyon, şizofreni, katarakt gibi hastalıklar da sigaraya bağlıdır. Sigara 142 temel hastalığa sebep olabilmektedir'' dedi.

Hastalıkların 3 kategoride ele alınabileceğini belirten Prof. Dr. Özlü, şöyle devam etti:

''Kimi hastalıklar vardır, alın yazısıdır, kaçamazsınız, korunamazsınız. Siz daha siz olmadan genetik olarak hastalığı almışsınızdır. Yaşamınız boyunca bu yükü taşımak zorundasınız. Kimi hastalıkları da sonradan edinirsiniz. Ağır iş, çalışma koşulları, stres beslenme alışkanlıkları gibi yaşam biçiminizden kaynaklanan bu hastalıklar çoğu zaman fark ettirmeden vücudunuzu mesken tutar. Bunlara da alışır gidersiniz.

Bu 2 kategorinin dışında kalan bazı hastalıklar ise bilinçli olarak, üstelik parayla satın alınır. Örneğin eğer isterseniz biraz para harcayarak 'nur topu' gibi bir kanseriniz olabilir. 20-30 yıl boyunca her gün, aksatmadan, abonelik sistemi ve düzenli ödemeler şeklinde sigaraya yaptığınız yatırım, eninde sonunda size kanser veya başka bir ağır hastalık olarak geri döner. Bu sefer oturur hastalığı tedavi ettirmek için bir o kadar daha para harcarsınız. Peki sağlığınızı geri alabilir misiniz? Maalesef hayır. İşte bunu anlamak zordur.''

Sigara ile kanser arasındaki sebep-sonuç ilişkisini herkesin hatta tiryakilerin bile çok iyi bildiğini, sigara kullanıcılarının sağlığı üzerinden bir çok kişinin para kazandığını belirten Prof. Dr. Tevfik Özlü, ''İnsanın kendine yapabileceği en büyük iyilik sigarayı bırakmak'' dedi.

İFTARDA MAKLUBE YİYELİM SÜZME YOĞURTTAN AYRAN İÇELİM

KURAN'I KERİM'İ HATMETMENİN FAZİLETLERİ

Allâhü Teâlâ tarafından Peygamber Efendimiz'e (s.a.v.) bir mucize olarak indirilen Kur'ân-ı Kerîm'i başından sonuna kadar okumaya hatim denir. Kur'ân-ı Kerîm'i hatmetmek sünnettir. 
Cebrâil (a.s.) her yıl Ramazan ayında, her gece gelir, Ramazan ayının sonuna kadar Kur'ân-ı Kerîm'i Peygamber Efendimiz'le (s.a.v.) mukabele eder; yani o okur, Peygamberimiz dinler, Peygamberimiz okur, Cebrail (a.s.) dinlerdi. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) dünyadan âhirete irtihal buyurdukları sene, bu mukabele iki kere yapılmıştı. 
İmâm-ı Âzam (rh.) "Bir kimse senede iki defa Kur'ân-ı Kerîm'i hatmederse hakkını vermiş olur." buyurdular. 
Kur'ân-ı Kerîm'i hatmederken, Vedduhâ Sûresi'nin sonunda "Allâhü Ekber, Lâ ilâhe illâllâhü vallâhü ekber" diyerek tekbîr getirmeye başlamak ve sonuna kadar her sûrenin sonunda da tekbîri tekrarlamak sünnettir. 
İhlâs Sûresi'ni üç kere okuduktan sonra Felak ve Nas Sûreleri okunur. 
Hatimden sonra hemen diğer hatme başlamak da sünnettir. Übeyy ibni Ka'b (r.a.) "Peygamberimiz Kul eûzü bi Rabbinnâs sûresini okuyunca, Fâtiha'dan başlar ve Bakara Sûresinin Ve ülâike hümü'l-müflihûn' âyetine kadar ilk beş âyetini okuduktan sonra hatim duâsını yapardı." demiştir. 
Bir kimse "Yâ Resûlallâh! Hangi amel Allâh'a daha sevimlidir?" diye sormuştu. Peygamberimiz "Konup göçenin ameli!" buyurdu. "Konup göçen ne demektir?" diye sordu. Peygamberimiz "Kur'ân'ı Kerîm-i hatmedip bitirdikten sonra tekrar başlayandır." buyurdu.
Hatimden sonra duâ etmek de sünnettir. Peygamber Efendimiz "Kur'ân'ı hatmeden kimsenin duâsı kabul olunur." buyurmuştur.

Enes b. Mâlik (r.a.) Kur'ân'ı hatmettiği zaman ailesini (ve dostlarını) toplar, ziyâfet verir ve duâ ederdi.

Günün Sözü

"Kim Allâhü Teâlâ'nın kitabından bir âyet dinlerse onun için kat kat sevab yazılır. Kim de onu okursa kıyâmet günü onun için nûr olur." (Hadîs-i Şerîf, Müsned-i Ahmed)

iPhone'umdan gönderildi

LYS sonuçları açıklandı

ANKARA (AA) - Lisans Yerleştirme Sınavları'nın (LYS) sonuçları açıklandı. Adaylar, 16-17 ve 23-24 Haziran 2011 tarihlerinde yapılan 2012-LYS sonuçlarını ''http://sonuc.osym.gov.tr''/ internet adresinden öğrenebilecek. Sonuçlara göre, MF-1 ve MF-4 puan türlerinde Özel Merve Büyükkoyuncu Fen Lisesi'nden Abdullah Coşkun birinci olurken; Niğde Fen Lisesi'nden Tamer Taşkıran MF-2 ve MF-3 puan türlerinde birinci oldu. TM-1, TM-2 ve TM-3 puan türlerinde Özel İstanbul Fatih Fen Lisesi'nden Fatih Mehmet Adanır birinci olurken, TS-1 ve TS-2 puan türlerinde İstanbul Galatasaray Lisesi'nden İhsan Can Argon ilk sırada yer aldı. Dil-1 puan türünde Özel Amerikan Robert Lisesi'nden Cengiz Kaan Aköz, Galatasaray Lisesi'nden Dilara Aykanat ve İstanbul Lisesi'nden Merve Özperk birinciliği paylaştı.  Dil-2 puan türünde Özel Amerikan Robert Lisesi'nden Cengiz Kaan Aköz, Galatasaray Lisesi'nden Rengim Aykan Öztürk ve İstanbul Lisesi'nden Gökçe Sarar birinci oldu. Dil-3 puan türünde ise Özel Amerikan Robert Lisesi'nden Mehmet Fatih Çamlı, Galatasaray Lisesi'nden Rengim Aykan Öztürk ve İstanbul Lisesi'nden Gökçe Sarar birinci oldu.

Anadolu Ajansı iPhone Uygulaması

Bu ay bunlardan uzak durun

Ramazan ayında iftar sofralarından sağlıklı kalkmak istiyorsanız bu besinlerden uzak durun.

Ramazan ayıyla özdeşleşen iftar sofralarını ziyafet sofralarına dönüştürme telaşı, sağlıksız bir beslenmeyi de beraberinde getiriyor. Özellikle bir tek kuş sütünün eksik olduğu iftar sofralarında bir değil birkaç çeşit yapılan yemekler Ramazan sonunda alınan kilolara ve beraberinde sağlık problemlerine neden oluyor.

Hisar Intercontinental Hospital Beslenme ve Diyet Uzmanı Elif Karacanoğlu, Ramazan sofralarının vazgeçilmezi olan tatlıların nasıl tüketilmesi gerektiğini ve iftar sofralarında olmaması gereken besinleri anlattı.

ŞERBETLİ TATLI YERİNE SÜTLÜ TATLI

İftar sofralarının vazgeçilmezi olan tatlıları tamamen kaldırın demenin doğru olmayacağını ifade eden Karacanoğlu, ancak bu dönemde uzun süreli açlığın ardından ağır bir yemeğin peşine tüketilen tatlıların kan şekerinde ani yükselmelere, bunun da beraberinde bazı hastalıkları tetiklenleyebileceğine dikkati çekti. Bu nedenle tatlı tüketiminin kontrollü yapılması gerektiğine vurgu yapan Karacanoğlu, "Ziyafet sofralarının vazgeçilmezi olan şerbetli tatlılara iftar sofranızda yer vermemeniz sağlıklı bir tercih olacaktır. Tatlıdan vazgeçemeyenlerdenseniz özellikle dondurma veya sütlü tatlılar hem tatlı ihtiyacınızı karşılayacak, hem de sağlığınızı riske sokmayacaktır" dedi.

BU BESİNLERDEN UZAK DURUN

- Kızartmalar,
- Çok yağlı yiyecekler,
- Aşırı baharatlı yiyecekler,
- İşkembe, ciğer, dil, beyin gibi sakatatlar,
- Sucuk, salam, pastırma gibi yiyecekler,
- Aşırı meyve suyu, meşrubat ve soda,
- Katı yağlar,
- Aşırı hamur işi tüketimi,
- Aşırı kuruyemiş tüketimi,
- İçeriğini bilmediğiniz gıdalar.

20 Temmuz 2012

RAMAZANDA SUSUZLUKLA BAŞ ETMENİN YOLLARI

Bu yıl ramazan ayının yaza denk gelmesi, sahur ve iftar arasındaki sürenin oldukça uzun olmasından dolayı sıvı alımına dikkat edilmelidir.
İnsan vücudunun %63'ü sudur. Ramazanda vücut ısının azaltılması ve kontrol edilmesi için suya ihtiyacımız vardır. Yetersiz sıvı alımı sıvı elektrolit dengesizlikleri, bayılma hissi, deri esnekliğinde azalma, mide bulantısı, baş dönmesi gibi çeşitli sağlık sorunlarının önlenmesi için su tüketimi arttırılmalıdır. Diyetisyen Derya Zünbülcan, Ramazan'da susuzlukla baş etmenin yollarını http://www.iha.com.tr/ için açıkladı
İftardan sahur vaktinin bitimine kadar olan süre içerisinde hiç kalori içermeyen doğal içeceğimiz olan suyu içmek için susamayı beklenmemelidir. Özellikle yaz meyvesi olan karpuz yüksek su içeriği ile meyve seçimi için doğru bir tercih olacaktır. Sıvı ihtiyacını karşılayabilmek için ayran, süt, soda, taze sıkılmış meyve suları, bazı bitki ve meyve çayları tercih edilebilir. Tüm bu seçeneklerin yanında yine de en iyi ve en doğal içeceğimizin su olduğunu unutulmamalıdır.
Susatmayan beslenme planı nasıl olmalıdır?
Susuzlukla baş etmek için öncelikle dikkat edilmesi gereken vücuttan su atan yiyecek ve içeceklerin tüketiminin sınırlandırılmasıdır. Özellikle sahurda çok fazla çay ve kahve tüketilmesi vücuttan su atımını hızlandırarak kişiyi tahmin edilenin aksine bir sonraki gün susuz bırakır. Tuzlu, salamura, şarküteri ürünleri gibi tuzlu yiyeceklerin tüketimi de susuzluğu arttıracağı için alım miktarı sınırlandırılmalıdır.
Su tüketiminin zamanı var mıdır?
Havaların sıcak olması nedeniyle artan sıvı ihtiyacının karşılanması için sahurda en az 4-5 bardak iftar ve iftar sonrasında da en az 6-7 bardak su tüketilmesi önemlidir. Sindirim enzimlerini seyrelttiği için suyun büyük çoğunluğu öğünler arasında içilmelidir.
Sıvı alımını arttırmak için yapabilecekleriniz
1) Suyun tadı hoşunuza gitmiyorsa alternatifler geliştirin. Suyunuza damlatacağınız bir kaç damla vanilya ekstresi işinize yarayabilirsiniz. Veya içerisine limon kabuğu, elma ve mevsim meyveleri doğranmış suyu sağlık içeceğiniz olarak kullanabilirsiniz.
2)Şekersiz bitki çaylarından faydalanılabilir.
3) Kuru meyveler yerine daha çok taze sebze ve meyve tüketerek sıvı tüketiminizi arttırabilirsiniz.
4)İftara çorbayla başlayarak, iftar öğününde mutlaka bir sebze yemeği veya salataya yer vererek vücut dengesinin sağlanmasına katkıda bulunabilirsiniz.
5) Ayran, süt, soda, taze sıkılmış meyve suları, bazı bitki ve meyve çaylarından faydalanabilirsiniz.

19 Temmuz 2012

ERZURUM' DA CAMİDE MUSLUK KORUMA

RAHMET AYI HOŞ GELDİN


ِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

RAHMET AYI HOŞ GELDİN

 Bizleri yoktan var eden, sayısız nimetleriyle şereflendiren Yüce Rabbimize Kâinat’ın zerresi adedince hamt Yüz binlerce salât ve selam bütün insanlığın efendisi Hazreti Muhammed Mustafa (s.a.v.) e Âline ve ashabına olsun.

Değerli okurlarım! Ezelden ebede doğru uzanan zaman içinde, her insan gibi müslümanda bir yolcudur.

  Ömür adı verilen bu yolculukta, Müslüman, birçok Ramazanlara ulaşıyor, birçok Ramazanları da geride bırakıyor ve birçoğuna da ulaşamadan ömür sermayesi bitip bu fani dünyaya veda ediyor..

Rabbimize sonsuz şükürler olsun ki, Feyiz ve bereketlerle dolu olan rahmet, bereket ve huzur ayı Ramazanı-ı şerif ayına kavuşmuş bulunuyoruz.

Kâinat’ın Efendisi  (sav), “Ramazan ayının ilk on gününü, rahmet, ortasını mağfiret, sonunu da cehennemden kurtuluş buyuruyor”.

Ramazan ki, kalplere nur, gönülere şifa, müminlere rahmet ve bütün insanlığa, hidayet olan Kur’an-ı Kerim bu ayda nazil olmaya başlamıştır. Oruçla ilgili ayeti kerimede yüce mevlamız şöyle buyurur.

يَاأَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا كُتِبَ عَلَيْكُمْ الصِّيَامُ كَمَا كُتِبَ عَلَى الَّذِينَ مِنْ قَبْلِكُمْ لَعَلَّكُمْ تَتَّقُونَ

“Ey iman edenler! Oruç sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki, bu sayede fenalıklardan korunursunuz.”  ( Bakara Suresi, 183)

Bu ayet-i kerimeden anlaşılacağı gibi, oruç, maddi ve manevi gelişmeleri ve çeşitli takva tezahürlerini ihtiva ettiğinden, ilahi dinlerin hepsinde mevcut bir ibadet, dini hayata katılan bütün insanlara öteden beri tatbik edilen ilahi bir kanundur.

 Oruç ibadeti, riya ve gösterişten uzak, kalbi bir kulluk tezahürü olduğundan en güzel bir takva kanunu ve olgunluk hayatıdır.

Oruç hicretten bir buçuk yıl sonra, kıblenin değişmesine müteakip Şaban ayında farz kılınmıştır.

İslam dini orucu farz kılarken de, diğer ilahi hükümleri va’zederken riayet ettiği tedriç kaidesine uymuştur. Önce namazın, sonra zekâtın, daha sonrada orucun farz kılınmasının hikmeti, Müslüman’ı her bakımdan bu ibadeti yerine getirebilecek seviyeye ulaştırmaktır.

 Çünkü nefsi, alıştığı ve sevdiği şeylerden men etmek zor bir iştir. Zaten Kur’an-ı Kerim’in 23 senede nazil olmasının hikmetlerinden biriside budur.

 Güzeller güzeli (s.a.v.) bir hadisi şeriflerinde şöyle buyurur.”Ramazan ayı gelince Cennet kapıları açılır. Cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar zincire vurulur (Buhari, Müslim.) Müslüman, Alla hu Teâlâ’ya kulluk ettiği ve yaklaştığı ölçüde yükselir. Kulu Alla hu Teâlâ’ya yaklaştıran yükselten ibadetlerden biride bedeni ibadetimiz olan oruçtur.

Bir Kutsi hadisi şerifte Mevla Teâlâ şöyle buyurur. “ Oruç benim içindir ve onun mükâfatını da ben veririm.” (Buhari, Müslim) Ramazan ayı Alla hu Teâlâ’nın sevgisiyle dolup taşacağımız, dua ve secdelerle manevi âlemlere koşacağımız, daha iyi bir kul olma yarışına gireceğimiz, mübarek günlerdir.

Kur’an-ı Kerim ayı olan Ramazan ayı ilahi emirlerin ışığı altında kendimizi hesaba çekeceğimiz, kalbimizi ve kafamızı kötülüklerden kurtarmaya çalışacağımız günlerdir. Ramazan ayı Müslüman için bir muhasebe ve yenileme vesilesi olmalıdır. Müslüman nasıl bir kul, nasıl bir ümmet, nasıl, bir komşu, nasıl bir anne baba olduğunu ve tüm sorumluluklarını göz önüne alıp bir değerlendirme yapmalı, eksiklerini hatalarını gözden geçirmeli bu ayda yaptığı ibadetleri ve bu ayın bereketini, ahlakını tamir etmek için vesile olmalıdır.

 Boş söz, kin, boğz, haset, kıskançlık, gıybet gibi çirkin düşüncelerden uzak duralım. Bütün azalarımıza’da oruç tutturalım

Sultanlar Sultanı (s.a.v.) şöyle buyuruyor.”Kim kötü sözleri, kötü işleri bırakmasa, Alla hu Teâlâ’nın onun yemesini, içmesini, terk etmesine ihtiyacı yoktur” (Buharı, Ebu Davut.) Ramazanla ayı ile ilgili ayeti kerimede Mevla Teâlâ şöyle buyurur.

شَهْرُ رَمَضَانَ الَّذِي أُنزِلَ فِيهِ الْقُرْآنُ هُدًى لِلنَّاسِ وَبَيِّنَاتٍ مِنْ الْهُدَى وَالْفُرْقَانِ فَمَنْ شَهِدَ مِنْكُمْ الشَّهْرَ فَلْيَصُمْهُ وَمَنْ كَانَ مَرِيضًا أَوْ عَلَى سَفَرٍ فَعِدَّةٌ مِنْ أَيَّامٍ أُخَرَ يُرِيدُ اللَّهُ بِكُمْ الْيُسْرَ وَلَا يُرِيدُ بِكُمْ الْعُسْرَ وَلِتُكْمِلُوا الْعِدَّةَ وَلِتُكَبِّرُوا اللَّهَ عَلَى مَا هَدَاكُمْ وَلَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ

Ramazan ayı ki onda Kur’an, insanlara yol gösterici ve doğruyu yanlıştan ayırıcı belgeler olarak indirildi. Sizden bu ayı idrak eden, onda oruç tutsun; hasta veya yolculukta olan, tutamadığı günlerin sayısınca diğer günlerde tutsun. Allah size kolaylık ister, zorluk istemez. Böylece sayıyı tamamlayasınız ve sizi doğru yola ilettiğinden dolayı Allah'ı yüceltesiniz; umulur ki şükredersiniz.” (Bakara Suresi.185 )

Bu ay bir nefis muhasebesi yenilenme vesilesi olmalıdır. Orucu, sahuru, iftarı, teravihi ve fıtır sadakası, camilerimizde ve evlerimizde okunan Kur’an-ı Kerimler, hayatımızın manevi nimetleri ruhumuzun gıdasıdır.

Hz. Allah (c.c.) bu mübarek ayın feyiz ve bereketinden azami ölçüde istifade edip, af edilen bahtiyar müminlerin zümresine ilhak eylesin. Rabbime emanet olunuz. Ramazan-şerif ayınız mübarek olsun.

SORULAR CEVAPLAR: : ORUÇ TUTMAK İÇİN: 1-Müslüman olmak,  2-Akıllı olmak, 3-Erginlik çağına gelmiş olmak.
  Erginlik çağına gelen ve akıllı olan her Müslüman erkek ve kadına Ramazan ayı oruç tutması farzdır   (.Ergenlik çağı kadınlarda 9,12, erkeklerde 12,15 yaş arasıdr. Bu yaşlara gelen erkek kadına sorumluluk başlar.)
ORUCU BOZMAYAN ŞEYLERDEN BAZILARI
1- Oruçlu olduğunu unutarak yiyip içmek.
2- İhtilâm olmak.
3- İstemeyerek ağız dolusu kusmak.
4- Kulağına su kaçmak.
5- Ağzına, burnuna, boğazına toz, duman ve sinek kaçmak.
6- Ağzını yıkadıktan sonra, ağzında kalan yaşlığı tükürük ile yutmak.
7- Gözüne ilâç koymak.
8- Diş çukuruna ilâç koymak.
9- Yutmadan yemeğin tadına bakmak.
10- Çiçek, kolonya koklamak. Kolonyayı burnuna iyice çekerse bozulur.
11- Dişleri arasında sahur vaktinden kalan, nohuttan küçük şeyi yutmak.

ERZURUM'DA HALI YIKAMA SİZE BİR TELEFON KADAR YAKIN

TOMURCUK HALI YIKAMA
0442 214 19 34
0533 371 19 33

IŞILTI HALI YIKAMA
0442 242 05 97
0530 175 3414

POLAT HALI YIKAMA
0534 334 59 08
0 507 046 83 47

BURSADAKİ TORTUM DEMİRCİLER KÖYLÜLERİNİ MİLLETÇE ALKIŞLIYORUZ

Bursa'da yaşayan köylülerimiz ayda bir 27 hane reisi olarak toplanıyor. Kuranı Kerim okuyor, dua ediyor, birbirlerinden haberdar oluyor.
HABER YENİ FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYINIZ