Şiddetli açlık ve susuzluk: Oruçlu bir kimse açlıktan veya susuzluktan dolayı ölmesinden, aklına bir noksanlık gelmesinden bir tecrübe, bir alâmet veya müslüman bir doktorun haber vermesi ile korkarsa, orucunu -sonra kaza etmek şartı ile- açabilir.
Gebelik, süt analığı: Ramazan-ı Şerîf'te gebe bulunan, kendisinin veya başkasının çocuğuna süt veren bir kadın, kendisine veya çocuğa bir zarar gelmesinden korkarsa, orucunu açabilir. Sonra onu kazâ eder.
Hayız ve nifas hâli: Bir kadın Ramazan-ı Şerîf'te gündüzün âdet görmeğe başlarsa veya çocuk dünyaya getirirse, orucu bozulmuş olur. Artık âdet günlerinde ve lohusalık müddetinde oruç tutması câiz olmaz. Tutamadığı oruçları kaza eder.
Yaşlılık: Vücudu artık oruç tutamayacak kadar takatsiz olan çok yaşlı ve güçsüz kimse oruç tutmayabilir. Böyle bir kimse için Ramazan-ı Şerîf'in her gününün orucuna bedel olarak bir fidye vermesi gerekir. Bu fidye Ramazan-ı Şerîf'in evvelinde veya sonunda, bir fakire yâhut daha çok fakire verilebilir.
Ziyâfet: Ziyâfet vermek veya bir ziyâfete dâvet olunmak, nafile oruçları açmakhususunda bir özür sayılır. Bunun için kişi, sonradan kazâ etmek üzere, vereceği veya çağrıldığı bir ziyâfetten dolayı, nâfile olarak tutmuş olduğu orucunu açabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder