BİR FATİHA DA SENDEN OLSUN
KİMLER GELDİ, KİMLER GEÇTİ? TIKLA DA GÖR
Allah (cc), Kuran-ı Kerim’de Ankebut suresi 55. ayetinde:” Her canlı ölümü tadacaktır.”diyor. Bizler ve bu yazıyı siz...
25 Ocak 2010
15 TATİLİ NASIL DEĞERLENDİRELİM
Yarıyıl tatilini nasıl değerlendirmeli?
İki hafta sürecek yarıyıl tatili başladı. Çocuklarının eğlenip dinlenmelerini ve okula tekrar uyum içinde dönmelerini sağlamak isteyen anne-babalar ise tatlı bir telaş yaşıyor. İşte onlar için bir kaç öneri...
Çocuğu, yoğun okul programı nedeniyle fazla zaman ayıramadığı sinema, tiyatro, konser ve sirk gibi etkinliklere yönlendirmenin iyi bir tercih olacağını söyleyen Acıbadem Bakırköy Hastanesi'nden Uzman Psikolog Neli Aşkaner, ebeveynlere tatilde çocukları için yapabilecekleri programlara ilişkin şu önerilerde bulunuyor:
TİYATRO VE SİNEMA PROGRAMI YAPIN
Bu etkinlikleri kendinize de uygun bir zamana denk getirerek birlikte zaman geçirebilirsiniz. Böylelikle çocuğunuza yıllar sonra bile gülümseyerek hatırlayabileceği keyifli zamanlar sunabildiğiniz gibi, aranızdaki bağın daha da güçlenmesini sağlayabilirsiniz.
SPORA YÖNLENDİRİN
Spor, fiziksel sağlığa olan önemli faydalarının yanı sıra çocukların yaratıcılığını geliştiriyor ve sorumluluk duygusu kazanmalarına katkı sağlıyor. Sömestr tatili, çocuğunuzun spora başlatması için güzel bir fırsat olabilir. Çocuğunuzun; yaşı, vücut gelişimi, en önemlisi de tercihlerini göz önünde bulundurarak kayak, paten gibi kış sporlara ya da bowling, basketbol veya yüzme gibi kapalı alanda yapabileceği spor dallarına yönlendirebilirsiniz.
EVDE OYNAYABİLECEĞİ BİR OYUN ALIN
Oyun, çocuklar için bir eğlence aracı değil, tamamen ihtiyaçtır. Bu nedenle oyun, tatilde onların başlıca etkinliği olur. Siz de çocuğunuza hem zihnini çalıştıracak, hem de zevk alacağı yeni bir oyun alıp, kendi başına ya da arkadaşlarıyla güzel zaman geçirmesini sağlayabilirsiniz. Unutmayın ki çocukların arkadaşlarıyla karşılıklı alışveriş ve iletişime geçtiği bu oyunlar, zihinsel ve fiziksel gelişimlerinin yanı sıra sosyalleşmeleri için de son derece önemlidir.
EĞLENCELİ ZİYARETLER YAPMASINI SAĞLAYIN
Ailece eğlenceli kış sporlarıyla tanışacağı ya da sürdüreceği tatil programı yapabilirsiniz. Ancak tatile çıkma fırsatınız yoksa ve büyük anne, teyzeler, halalar gibi ailenizden gelen ziyaret önerileri değerlendirmelisiniz. Hatta şartlarınız uyuyorsa, çocuğunuzun birkaç gün sizden uzak aile ziyaretleri yapması sosyal deneyim açısından oldukça önemlidir. Yine şartlarınız uyuyorsa aynı ziyaretleri, çocuğunuzun çok sevdiği bir arkadaşını davet etmek ya da çocuğunuzun ziyaret etmesini sağlamak şekline de dönüştürebilirsiniz.
MUTLAKA YAPMANIZ GEREKENLER
Birlikte kitap okuyun: Tatil, çocukların kendilerini geliştirmeleri için çok iyi fırsat aslında. Bu nedenle kitap okumak, iyi bir tatil programının olmazsa olmazlarından. Çocuğunuzla birlikte kitapçıları dolaşıp, keyif alacağı konularla ilgili kitaplar seçmek, okuma alışkanlığını destekler. Ancak bu etkinlikte onu desteklemek için aynı okuduğu kitabı anlatmasını istemeniz ya da o okurken yüksek sesle dinlemeniz, paylaşım duygusunun geliştirir.
Ödevlerini yapmasını sağlayın: Genellikle her çocuğa hafif de olsa, bir tatil ödevi verilir. Eğer çocuğunuzun böyle bir ödevi varsa, yapmasını desteklemelisiniz. Ancak sıkı bir program yerine, esnek çocuğunuza uygun bir ödev yapma programı oluşturmalısınız. Bu nedenle programı çocuğunuzla birlikte yapmanızda ve ödevini bitirip bitirmediğinizi günlük olarak kontrol etmenizde yarar var.
BU NOKTALARI GÖZARDI ETMEYİN!
Şiddet içeren oyunlara izin vermeyin: Pek çok çocuk için sömestr evde daha çok bilgisayar oyun oynama anlamına geliyor. Ama siz, bilgisayar karşısında geçirdikleri süreye ve oyunların içeriğine karşı son derece dikkatli olmalısınız. Bilgisayar oyunlarına tümüyle karşı çıkmak, ona ‘Bilgisayar oyunu oynama” demek doğru bir yaklaşım değil. Çünkü özelikle çocuklarda yasaklanan şeylere karşı merak gelişiyor. Ayrıca çocuğunuz bu durumda size olumsuz tepkiler verebilir. Bu nedenle bilgisayar oyunlarını yasaklamak yerine, birlikte karar verdiğiniz eğitici ve eğlendirici oyunları oynamasına izin verin. Çocuğunuzun bu yasağı anlayışla karşılaması için ona şiddet içeren oyunlara neden izin vermediğinizi sade bir dille anlatmayı da ihmal etmeyin.
Süreye dikkat edin: Günümüzde hemen her çocuk zamanının çoğunu bilgisayar ve televizyon karşısında geçiriyor. Uzun süre bilgisayar ve televizyon karşısında oturmak ise çocuklarda göz rahatsızlıkları, duruş problemleri ve radyasyona maruz kalma sonucu gelişen pek çok sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Karşılıklı bir iletişimi olmayan bilgisayar oyunu, televizyon aktiviteleri yerine, arkadaş etkileşimini artıran, sosyal ilişkileri şekillendiren, bir grubun parçası olduğunu hissettiren, iletişim kurma ve grupta var olabilme yetilerini geliştiren aktiviteleri tercih edin.
İnterneti denetleyin: Siz bilinçli bir anne babasınız, dolayısıyla çocuğunuzun internetteki zararlı sitelere girmesi için gerekli önlemleri almışsınızdır. Ancak eğer dikkatinizden kaçmışsa, sömestr tatilinde yapmanız gereken ilk şey, çocuğunuzu zararlı sitelerden koruyan programlardan yararlanmak olsun. Bu programlar sayesinde çocuğunuzun hangi web sitelerini görüntüleyebileceğini, hangi oyunları oynayabileceğini ve hangi programları kullanabileceğini düzenleyebilirsiniz.
İki hafta sürecek yarıyıl tatili başladı. Çocuklarının eğlenip dinlenmelerini ve okula tekrar uyum içinde dönmelerini sağlamak isteyen anne-babalar ise tatlı bir telaş yaşıyor. İşte onlar için bir kaç öneri...
Çocuğu, yoğun okul programı nedeniyle fazla zaman ayıramadığı sinema, tiyatro, konser ve sirk gibi etkinliklere yönlendirmenin iyi bir tercih olacağını söyleyen Acıbadem Bakırköy Hastanesi'nden Uzman Psikolog Neli Aşkaner, ebeveynlere tatilde çocukları için yapabilecekleri programlara ilişkin şu önerilerde bulunuyor:
TİYATRO VE SİNEMA PROGRAMI YAPIN
Bu etkinlikleri kendinize de uygun bir zamana denk getirerek birlikte zaman geçirebilirsiniz. Böylelikle çocuğunuza yıllar sonra bile gülümseyerek hatırlayabileceği keyifli zamanlar sunabildiğiniz gibi, aranızdaki bağın daha da güçlenmesini sağlayabilirsiniz.
SPORA YÖNLENDİRİN
Spor, fiziksel sağlığa olan önemli faydalarının yanı sıra çocukların yaratıcılığını geliştiriyor ve sorumluluk duygusu kazanmalarına katkı sağlıyor. Sömestr tatili, çocuğunuzun spora başlatması için güzel bir fırsat olabilir. Çocuğunuzun; yaşı, vücut gelişimi, en önemlisi de tercihlerini göz önünde bulundurarak kayak, paten gibi kış sporlara ya da bowling, basketbol veya yüzme gibi kapalı alanda yapabileceği spor dallarına yönlendirebilirsiniz.
EVDE OYNAYABİLECEĞİ BİR OYUN ALIN
Oyun, çocuklar için bir eğlence aracı değil, tamamen ihtiyaçtır. Bu nedenle oyun, tatilde onların başlıca etkinliği olur. Siz de çocuğunuza hem zihnini çalıştıracak, hem de zevk alacağı yeni bir oyun alıp, kendi başına ya da arkadaşlarıyla güzel zaman geçirmesini sağlayabilirsiniz. Unutmayın ki çocukların arkadaşlarıyla karşılıklı alışveriş ve iletişime geçtiği bu oyunlar, zihinsel ve fiziksel gelişimlerinin yanı sıra sosyalleşmeleri için de son derece önemlidir.
EĞLENCELİ ZİYARETLER YAPMASINI SAĞLAYIN
Ailece eğlenceli kış sporlarıyla tanışacağı ya da sürdüreceği tatil programı yapabilirsiniz. Ancak tatile çıkma fırsatınız yoksa ve büyük anne, teyzeler, halalar gibi ailenizden gelen ziyaret önerileri değerlendirmelisiniz. Hatta şartlarınız uyuyorsa, çocuğunuzun birkaç gün sizden uzak aile ziyaretleri yapması sosyal deneyim açısından oldukça önemlidir. Yine şartlarınız uyuyorsa aynı ziyaretleri, çocuğunuzun çok sevdiği bir arkadaşını davet etmek ya da çocuğunuzun ziyaret etmesini sağlamak şekline de dönüştürebilirsiniz.
MUTLAKA YAPMANIZ GEREKENLER
Birlikte kitap okuyun: Tatil, çocukların kendilerini geliştirmeleri için çok iyi fırsat aslında. Bu nedenle kitap okumak, iyi bir tatil programının olmazsa olmazlarından. Çocuğunuzla birlikte kitapçıları dolaşıp, keyif alacağı konularla ilgili kitaplar seçmek, okuma alışkanlığını destekler. Ancak bu etkinlikte onu desteklemek için aynı okuduğu kitabı anlatmasını istemeniz ya da o okurken yüksek sesle dinlemeniz, paylaşım duygusunun geliştirir.
Ödevlerini yapmasını sağlayın: Genellikle her çocuğa hafif de olsa, bir tatil ödevi verilir. Eğer çocuğunuzun böyle bir ödevi varsa, yapmasını desteklemelisiniz. Ancak sıkı bir program yerine, esnek çocuğunuza uygun bir ödev yapma programı oluşturmalısınız. Bu nedenle programı çocuğunuzla birlikte yapmanızda ve ödevini bitirip bitirmediğinizi günlük olarak kontrol etmenizde yarar var.
BU NOKTALARI GÖZARDI ETMEYİN!
Şiddet içeren oyunlara izin vermeyin: Pek çok çocuk için sömestr evde daha çok bilgisayar oyun oynama anlamına geliyor. Ama siz, bilgisayar karşısında geçirdikleri süreye ve oyunların içeriğine karşı son derece dikkatli olmalısınız. Bilgisayar oyunlarına tümüyle karşı çıkmak, ona ‘Bilgisayar oyunu oynama” demek doğru bir yaklaşım değil. Çünkü özelikle çocuklarda yasaklanan şeylere karşı merak gelişiyor. Ayrıca çocuğunuz bu durumda size olumsuz tepkiler verebilir. Bu nedenle bilgisayar oyunlarını yasaklamak yerine, birlikte karar verdiğiniz eğitici ve eğlendirici oyunları oynamasına izin verin. Çocuğunuzun bu yasağı anlayışla karşılaması için ona şiddet içeren oyunlara neden izin vermediğinizi sade bir dille anlatmayı da ihmal etmeyin.
Süreye dikkat edin: Günümüzde hemen her çocuk zamanının çoğunu bilgisayar ve televizyon karşısında geçiriyor. Uzun süre bilgisayar ve televizyon karşısında oturmak ise çocuklarda göz rahatsızlıkları, duruş problemleri ve radyasyona maruz kalma sonucu gelişen pek çok sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Karşılıklı bir iletişimi olmayan bilgisayar oyunu, televizyon aktiviteleri yerine, arkadaş etkileşimini artıran, sosyal ilişkileri şekillendiren, bir grubun parçası olduğunu hissettiren, iletişim kurma ve grupta var olabilme yetilerini geliştiren aktiviteleri tercih edin.
İnterneti denetleyin: Siz bilinçli bir anne babasınız, dolayısıyla çocuğunuzun internetteki zararlı sitelere girmesi için gerekli önlemleri almışsınızdır. Ancak eğer dikkatinizden kaçmışsa, sömestr tatilinde yapmanız gereken ilk şey, çocuğunuzu zararlı sitelerden koruyan programlardan yararlanmak olsun. Bu programlar sayesinde çocuğunuzun hangi web sitelerini görüntüleyebileceğini, hangi oyunları oynayabileceğini ve hangi programları kullanabileceğini düzenleyebilirsiniz.
24 Ocak 2010
ERZURUM'DA BUZ PATENİ 2011
2011 yılında yapılacak olan Erzurum Üniversiade Kış Olimpiyatları kapsamında yapılan buz hokeyi ve buz pateni pistinde Erzurumlular keyiflerince eğleniyor.Çok keyifli.Şimdi bir video izleyelim.
23 Ocak 2010
ATEİST'E GÜZEL CEVAP
Ateist bir adam bir gün ormanda geziyor ve etrafındaki güzelliklere bakıyormuş Evrim ne güzellikler yaratıyor! diye düşünüp mest oluyormuş. Birden arkasında kocaman bir ayı belirmiş ve onu kovalamaya başlamış Adam bütün gücüyle kaçıyormuş ama her arkasına bakışında ayının daha hızlı olduğunu fark ediyormuş. Dakikalarca süren bir kaçışın sonunda adamın ayağı yerdeki bir dala takılmış, ayı adamın üzerine atlamış, pençesini kaldırmış, tam vurmaya hazırlanırken adam
- 'Allahım! diye bağırmış.
Bir anda zaman durmuş, ayı donmuş, ormandaki nehir bile akmaz olmuş, bir anda orman kararmış ve gökyüzünden bir ışık huzmesi adamın üzerine parlamış. Çok derinden gelen ilahi bir ses adama;
- 'Yıllarca bana inanmadın, yaratılışı kozmik bir kazaya bağladın, sana bu durumda yardım etmemi mi istiyorsun? Seni sevgili bir kulum mu saymalıyım?' demiş.
Adam utanç içinde:
- 'Biliyorum bunca yıldan sonra dindar biri olmayı istemem haksızlık, ama hiç olmazsa ayıyı dindar yapabilir misin?' demiş.
- 'Peki' diye karşılık vermiş ve ışık kaybolmuş.
Nehir tekrar akmaya başlamış her şey eski haline dönmüş. Ayı pençesini indirmiş, iki pençesini de göğe doğru çevirmiş ve konuşmaya başlamış;
- 'Allahım, senin rızkınla orucumu açıyorum, hamdolsun bana verdiğin nimetlere.
- 'Allahım! diye bağırmış.
Bir anda zaman durmuş, ayı donmuş, ormandaki nehir bile akmaz olmuş, bir anda orman kararmış ve gökyüzünden bir ışık huzmesi adamın üzerine parlamış. Çok derinden gelen ilahi bir ses adama;
- 'Yıllarca bana inanmadın, yaratılışı kozmik bir kazaya bağladın, sana bu durumda yardım etmemi mi istiyorsun? Seni sevgili bir kulum mu saymalıyım?' demiş.
Adam utanç içinde:
- 'Biliyorum bunca yıldan sonra dindar biri olmayı istemem haksızlık, ama hiç olmazsa ayıyı dindar yapabilir misin?' demiş.
- 'Peki' diye karşılık vermiş ve ışık kaybolmuş.
Nehir tekrar akmaya başlamış her şey eski haline dönmüş. Ayı pençesini indirmiş, iki pençesini de göğe doğru çevirmiş ve konuşmaya başlamış;
- 'Allahım, senin rızkınla orucumu açıyorum, hamdolsun bana verdiğin nimetlere.
22 Ocak 2010
22 OCAK 2010 15 TATİL BAŞLADI
Bugün karneler dağıtıldı.08 Şubat 2010 Pazratesi günü okullar açılacak.Çocuklar tatilde bol bol oynayın, dinlenin, arkadaşlarınızla oynayın, internette değil.İkinci yarı yıla ciddi hazırlanın.Sbs'ye girecek öğrenciler sınava ciddi hazırlanın.
Karne ile ilgili fıkra için tıklayın.
Karne ile ilgili fıkra için tıklayın.
19 Ocak 2010
DÜNYAYA GELEN SON DEMİRCİLER KÖYLÜSÜ
Dursun TİRYAKİ'nin oğlu Ali TİRYAKİ'nin bir kızı dünyaya gelmiştir.TİRYAKİ ailesini tebrik ederiz.
Allah(cc) hayırlı evlat etsin.(Amin)
17 Ocak 2010
O ARTIK NİŞANLI
Köyümüz sakinlerinden Mustafa DEMİR'in oğlu Osman DEMİR nişanlanarak evlilik yolunda bir adım attı.Allah(cc) mesut etsin.
15 Ocak 2010
13 Ocak 2010
HALİL İBRAHİM BEREKETİYLE BEREKETLENDİR BİZİ
Vaktiyle birbirini çok seven iki kardeş varmış.
Büyüğü Halil, küçüğü ise İbrahim.
Halil, evli çocuklu, İbrahim ise bekârmış.
Ortak bir tarlaları varmış iki kardeşin.
Ne mahsul çıkarsa, iki pay ederlermiş,bununla geçinip giderlermiş.
Bir yıl, yine harman yapmışlar buğdayı,ikiye ayırmışlar.
İş kalmış taşımaya.
Halil, bir teklif yapmış :
"İbrahim kardeşim; Ben gidip çuvalları getireyim. Sen buğdayı bekle".
Peki, abi demiş İbrahim...
Ve Halil gitmiş çuval getirmeye... .
O gidince, düşünmüş İbrahim:
Abim evli, çocuklu. Daha çok buğday lazım onun evine
Böyle demiş ve
Kendi payından bir miktar atmış onunkine...
Az sonra Halil çıkagelmiş.
Haydi İbrahim. De miş, önce sen doldur da taşı ambara.
"Peki abi".
İbrahim, kendi yığınından bir çuval doldurup düşer yola.
O gidince, Halil düşünür bu defa:
Der ki: "Çok şükür, ben evliyim, kurulu bir düzenim de var.Ama kardeşim bekâr. O daha çalışıp, para biriktirecek. Ev kurup evlenecek".
Böyle düşünerek, kendi payından atar onunkine birkaç kürek.
Velhasıl, biri gittiğinde, öbürü, kendi payından atar onunkine.
Bu, böyle sürüp gider.
Ama birbirlerinden habersizdirler.
Nihayet akşam olur,karanlık basar.
Görürler ki, bitmiyor buğdaylar,hatta azalmıyor bile.
Hak Teala bu hali çok beğenir.
Buğdaylarına bir bereket verir, bir bereket verir ki...
Günlerce taşır iki kardeş, bitiremezler.
Şaşarlar bu işe...
Aksine çoğalır buğdayları,dolar taşar ambarları.
Bugün 'Bereket' denilince, bu kardeşler akla gelir.
Bu bereketin adı: Halil İbrahim bereketidir.
EVİNİZE VE HAYATINIZA, CENAB-I ALLAH'TAN HALİL İBRAHİM BEREKETİ DİLERİM.
Büyüğü Halil, küçüğü ise İbrahim.
Halil, evli çocuklu, İbrahim ise bekârmış.
Ortak bir tarlaları varmış iki kardeşin.
Ne mahsul çıkarsa, iki pay ederlermiş,bununla geçinip giderlermiş.
Bir yıl, yine harman yapmışlar buğdayı,ikiye ayırmışlar.
İş kalmış taşımaya.
Halil, bir teklif yapmış :
"İbrahim kardeşim; Ben gidip çuvalları getireyim. Sen buğdayı bekle".
Peki, abi demiş İbrahim...
Ve Halil gitmiş çuval getirmeye... .
O gidince, düşünmüş İbrahim:
Abim evli, çocuklu. Daha çok buğday lazım onun evine
Böyle demiş ve
Kendi payından bir miktar atmış onunkine...
Az sonra Halil çıkagelmiş.
Haydi İbrahim. De miş, önce sen doldur da taşı ambara.
"Peki abi".
İbrahim, kendi yığınından bir çuval doldurup düşer yola.
O gidince, Halil düşünür bu defa:
Der ki: "Çok şükür, ben evliyim, kurulu bir düzenim de var.Ama kardeşim bekâr. O daha çalışıp, para biriktirecek. Ev kurup evlenecek".
Böyle düşünerek, kendi payından atar onunkine birkaç kürek.
Velhasıl, biri gittiğinde, öbürü, kendi payından atar onunkine.
Bu, böyle sürüp gider.
Ama birbirlerinden habersizdirler.
Nihayet akşam olur,karanlık basar.
Görürler ki, bitmiyor buğdaylar,hatta azalmıyor bile.
Hak Teala bu hali çok beğenir.
Buğdaylarına bir bereket verir, bir bereket verir ki...
Günlerce taşır iki kardeş, bitiremezler.
Şaşarlar bu işe...
Aksine çoğalır buğdayları,dolar taşar ambarları.
Bugün 'Bereket' denilince, bu kardeşler akla gelir.
Bu bereketin adı: Halil İbrahim bereketidir.
EVİNİZE VE HAYATINIZA, CENAB-I ALLAH'TAN HALİL İBRAHİM BEREKETİ DİLERİM.
12 Ocak 2010
DEMİRCİLER KÖYÜNDEN DÜĞÜN VİDEOSU
Köylümüz Bilal YILLDIZ'ın düğününden bir görünüm.Kısır gecesi olarak Tortum'da tertiplenen düğüne az sonra videoda izleyeceğiniz-düğünlerin olmazsa olmazı köyümüzün medar-ı iftiharı,üstat Mustafa ağabeyi- ve köylülerimizi tulum eşliğinde izleyeceksiniz.
Allah (cc) mesut etsin.
Bilal YILDIZ'ın diğer videosunu izlemek için TIKLAYINIZ
Allah (cc) mesut etsin.
Bilal YILDIZ'ın diğer videosunu izlemek için TIKLAYINIZ
11 Ocak 2010
DERS ALINMIŞ BAŞARISIZLIK EN BÜYÜK BAŞARIDIR.
Bir gün, bir çiftçinin eşeği kuyuya düşer.
Adam ne yapacağını düşünürken, hayvan saatlerce anırır.
En sonunda çiftçi, hayvanın yaşlı olduğunu ve kuyunun da zaten
kapanması gerektiğini düşünür ve eşeği çıkartmaya değmeyeceğine karar
verir. Bütün komşularını yardıma çağırır. Herbiri birer kürek alarak kuyuya toprak atmaya başlarlar. Eşek ne olduğunu fark edince, önce daha beter bağırmaya başlar. Sonra, herkesin şaşkınlığına, sesini keser.
Birkaç kürek toprak daha attıktan sonra, çiftci kuyuya bakar. Gözlerine inanamaz. Eşek, sırtına düşen her kürek toprakla müthiş bir şey yapmakta, toprağı aşağıya silkeleyerek yukarı çıkmasına basamak hazırlamaktadır.
Bir süre sonra, komşular toprak atmaya devam edince, herkesin şaşkınlığı altında eşek, kuyunun kenarından dışarı bir adım atıp, koşarak uzaklaşır!
Hayat üzerinize hep toprak atacaktır; her türlü pislik ile.
Kuyudan çıkmanın sırrı, bu pisliği silkeleyip bir adım yükselmektir.
Sıkıntılarımızın her biri bir adımdır. En derin kuyulardan bile yılmayarak, usanmayarak çıkabiliriz.
Silkelenin ve biraz daha yukarı çıkın.
Mutlulugun 5 basit kuralını unutmayınız:
1. Kalbinizi nefretten arındırın - Affedin.
2. Düşüncelerinizi endişelerinizden arındırın - Çoğu zaten hiç gerçekleşmez.
3. Basit yaşayın ve elinizdekilerin kıymetini bilin.
4. Daha çok verin.
5. Daha az bekleyin.
Adam ne yapacağını düşünürken, hayvan saatlerce anırır.
En sonunda çiftçi, hayvanın yaşlı olduğunu ve kuyunun da zaten
kapanması gerektiğini düşünür ve eşeği çıkartmaya değmeyeceğine karar
verir. Bütün komşularını yardıma çağırır. Herbiri birer kürek alarak kuyuya toprak atmaya başlarlar. Eşek ne olduğunu fark edince, önce daha beter bağırmaya başlar. Sonra, herkesin şaşkınlığına, sesini keser.
Birkaç kürek toprak daha attıktan sonra, çiftci kuyuya bakar. Gözlerine inanamaz. Eşek, sırtına düşen her kürek toprakla müthiş bir şey yapmakta, toprağı aşağıya silkeleyerek yukarı çıkmasına basamak hazırlamaktadır.
Bir süre sonra, komşular toprak atmaya devam edince, herkesin şaşkınlığı altında eşek, kuyunun kenarından dışarı bir adım atıp, koşarak uzaklaşır!
Hayat üzerinize hep toprak atacaktır; her türlü pislik ile.
Kuyudan çıkmanın sırrı, bu pisliği silkeleyip bir adım yükselmektir.
Sıkıntılarımızın her biri bir adımdır. En derin kuyulardan bile yılmayarak, usanmayarak çıkabiliriz.
Silkelenin ve biraz daha yukarı çıkın.
Mutlulugun 5 basit kuralını unutmayınız:
1. Kalbinizi nefretten arındırın - Affedin.
2. Düşüncelerinizi endişelerinizden arındırın - Çoğu zaten hiç gerçekleşmez.
3. Basit yaşayın ve elinizdekilerin kıymetini bilin.
4. Daha çok verin.
5. Daha az bekleyin.
04 Ocak 2010
İŞE GİRİŞ MÜLAKATINDA ÇIKABİLECEK SORULAR
İşe giriş mülakatında çıkabilecek soruları mutlaka okumalısınız.
İşe giriş mülakatında yönetici adayları için hazırlanmış ve dünyanın her yerinde geçerli şu 30 olası (hatta kaçınılmaz) soruya hazırlıksız yakalanmamakta fayda var:
ÖSS geçirmiş gençler, ’eski sınavlarda çıkmış, yeniden çıkabilecek sorulara hazırlanmak’ konusunda zaten tecrübeli. İşe giriş mülakatında karşınıza çıkabilecek soruların tamamını tahmin hatta hayal etmek tabii ki mümkün değil. Ama en azından, Le Journal du Net’in hazırladığı, yönetici adayları için hazırlanmış ve dünyanın her yerinde geçerli şu 30 olası (hatta kaçınılmaz) soruya hazırlıksız yakalanmamakta fayda var:
1- Niçin bizimle çalışmak istiyorsunuz?
2- Kendi hakkınızda bize ne anlatabilirsiniz?
3- Şirketimiz hakkında ne biliyorsunuz?
4- Şirketimize pozitif katkınızın ortaya çıkması için sizce ne kadar bir süreye ihtiyacınız var?
5- Çalışma / yönetim şeklinizi bize biraz anlatabilir misiniz?
6- Şu anki (en son) işinizde, sizi en çok mutlu / mutsuz eden neydi?
7- Siz bize başkalarının veremeyeceği ne verebilirsiniz?
8- Yönetici pozisyonunun en zor yanı nedir sizce?
9- CV’nize bakınca bu görev için fazla nitelikli (kalifiye) görünüyorsunuz. Ne dersiniz?
10- Size, yapmakta olduğunuz görevin bütün avantajlarını terk ederek yeni bir görev önerilse, ne yapardınız?
11- İşe alımlarda yanıldığınız oldu mu?
12- Riski sever misiniz?
13- Stresli bir insan olduğunuzu söyleyebilir misiniz? Acil bir durum, ciddi bir sorun karşısında tutumunuz ne olur genelde?
14- Başvurduğunuz pozisyonu bize tarif eder misiniz.
15- Gereğinde otoriter olmayı bilir misiniz?
16- Uzun dönemli hedefleriniz neler?
17- Şirketimizde ne kadar süreyle çalışmayı hedefliyorsunuz?
18- İyi bir yönetici misiniz? Bir kaç örnek verebilir misiniz?
19- Önceki işinizi niye terk ettiğinizi (terk etmeyi düşündüğünüzü) söyler misiniz.
20- Tepe yönetici olacak potansiyele sahip olduğunuzu düşünüyor musunuz?
21- Bu görevin sizce ’artısı’ nedir? Ve ’eksisi’ nedir?
22- Sizi niye işe alalım sizce? (Siz olsanız sizi işe alır mıydınız? Niye?)
23- Birini işe alırken, neye bakarsınız, ne ararsınız?
24- Bir işte, bir görevde ne ararsınız? Beklentileriniz neler?
25- Sektörümüzde ileriye dönük hangi büyük eğilimleri gözlemliyorsunuz?
26- Başvurduğunuz iş / görev için doğru maaş ne kadardır sizce?
27- Şu anki (veya işe kabulünüz halinde çalışacağınız) üst yöneticiniz hakkında ne düşünüyorsunuz?
28- Bu yaşta gelirinizin daha yüksek olması gerekmez miydi?
29- Geçmişte personel çıkarmanız gerekti mi? Gerektiyse niçin ve bu süreci nasıl yönettiniz?
30- Küçükken, nasıl bir gelecek, nasıl bir çalışma hayatı hayal ederdiniz?
İşe giriş mülakatında yönetici adayları için hazırlanmış ve dünyanın her yerinde geçerli şu 30 olası (hatta kaçınılmaz) soruya hazırlıksız yakalanmamakta fayda var:
ÖSS geçirmiş gençler, ’eski sınavlarda çıkmış, yeniden çıkabilecek sorulara hazırlanmak’ konusunda zaten tecrübeli. İşe giriş mülakatında karşınıza çıkabilecek soruların tamamını tahmin hatta hayal etmek tabii ki mümkün değil. Ama en azından, Le Journal du Net’in hazırladığı, yönetici adayları için hazırlanmış ve dünyanın her yerinde geçerli şu 30 olası (hatta kaçınılmaz) soruya hazırlıksız yakalanmamakta fayda var:
1- Niçin bizimle çalışmak istiyorsunuz?
2- Kendi hakkınızda bize ne anlatabilirsiniz?
3- Şirketimiz hakkında ne biliyorsunuz?
4- Şirketimize pozitif katkınızın ortaya çıkması için sizce ne kadar bir süreye ihtiyacınız var?
5- Çalışma / yönetim şeklinizi bize biraz anlatabilir misiniz?
6- Şu anki (en son) işinizde, sizi en çok mutlu / mutsuz eden neydi?
7- Siz bize başkalarının veremeyeceği ne verebilirsiniz?
8- Yönetici pozisyonunun en zor yanı nedir sizce?
9- CV’nize bakınca bu görev için fazla nitelikli (kalifiye) görünüyorsunuz. Ne dersiniz?
10- Size, yapmakta olduğunuz görevin bütün avantajlarını terk ederek yeni bir görev önerilse, ne yapardınız?
11- İşe alımlarda yanıldığınız oldu mu?
12- Riski sever misiniz?
13- Stresli bir insan olduğunuzu söyleyebilir misiniz? Acil bir durum, ciddi bir sorun karşısında tutumunuz ne olur genelde?
14- Başvurduğunuz pozisyonu bize tarif eder misiniz.
15- Gereğinde otoriter olmayı bilir misiniz?
16- Uzun dönemli hedefleriniz neler?
17- Şirketimizde ne kadar süreyle çalışmayı hedefliyorsunuz?
18- İyi bir yönetici misiniz? Bir kaç örnek verebilir misiniz?
19- Önceki işinizi niye terk ettiğinizi (terk etmeyi düşündüğünüzü) söyler misiniz.
20- Tepe yönetici olacak potansiyele sahip olduğunuzu düşünüyor musunuz?
21- Bu görevin sizce ’artısı’ nedir? Ve ’eksisi’ nedir?
22- Sizi niye işe alalım sizce? (Siz olsanız sizi işe alır mıydınız? Niye?)
23- Birini işe alırken, neye bakarsınız, ne ararsınız?
24- Bir işte, bir görevde ne ararsınız? Beklentileriniz neler?
25- Sektörümüzde ileriye dönük hangi büyük eğilimleri gözlemliyorsunuz?
26- Başvurduğunuz iş / görev için doğru maaş ne kadardır sizce?
27- Şu anki (veya işe kabulünüz halinde çalışacağınız) üst yöneticiniz hakkında ne düşünüyorsunuz?
28- Bu yaşta gelirinizin daha yüksek olması gerekmez miydi?
29- Geçmişte personel çıkarmanız gerekti mi? Gerektiyse niçin ve bu süreci nasıl yönettiniz?
30- Küçükken, nasıl bir gelecek, nasıl bir çalışma hayatı hayal ederdiniz?
03 Ocak 2010
ŞÜKÜR ERZURUM'A KAR YAĞDI
Ocak ayının üçüncü gününde Allah(cc)'a şükür kar yağdı.Uzun zamandır kar yağmamıştı.Kar saflığı, temizliği, merhameti simgeler.Gündüz hava sıcaktı bir taraftan da erimeye başladı.Akşam, sürücülere biraz zor oldu.Buz üstünde araba sürüyorsun.Yani dans ediyorsun.Allah(cc)'ım yazımızı yaz ede, kışımızı kış ede.(Amin)Şimdi Erzurum'dan birkaç kış resmi seyredelim.
01 Ocak 2010
2010 YILI ÇOCUKLARI SEVME YILI OLSUN
Çocukları yetiştirmek anne ve babaların başta gelen görevlerindendir.Ama günümüzde bazı anne ve babalar çocuklarını maddi olarak doyurduklarında zannediyorlar ki çocuklarımızı iyi yetiştirdik.Malesef çocuklarımızı manevi olarak iyi yetiştirmek için gayret etmeliyiz.Çocukalrımıza Allah, peygamber, vatan, millet, devlet sevgisini vermeliyiz.Çocuklarınıza merhamet ediniz.Bu konuda bakın Peygamber Efendimiz Hz. Muhammet (SAV) bir bedevi arasında şöyle bir konuşma geçmiştir.
Adamın biri efendimize "benim on çocuğum var ama hiçbirini şimdiye kadar öpmedim" demiş Bunun üzerine efendimiz "Allah senin kalbinden merhameti çıkarmışsa ben ne yapabilirim" demiş .Umarım merhameti Allah(cc)bizden almamıştır.
ÇOCUKLARI,ÇOCUKLARINIZI SEVİN.
ŞİMDİ BİR ÇOCUK VİDEOSU İZLEYELİM
İzlediğiniz videodaki çocuk Hasan & Tuba YIDIZ'ın kızı Rümeysa Yıldız.
Adamın biri efendimize "benim on çocuğum var ama hiçbirini şimdiye kadar öpmedim" demiş Bunun üzerine efendimiz "Allah senin kalbinden merhameti çıkarmışsa ben ne yapabilirim" demiş .Umarım merhameti Allah(cc)bizden almamıştır.
ÇOCUKLARI,ÇOCUKLARINIZI SEVİN.
ŞİMDİ BİR ÇOCUK VİDEOSU İZLEYELİM
İzlediğiniz videodaki çocuk Hasan & Tuba YIDIZ'ın kızı Rümeysa Yıldız.
HER DERDE DEVA SALEP
Kışın sevilen içeceği salepin yararları saymakla bitmiyor...
Kış günlerinin geleneksel içeceği salepin nelere iyi geldiğini biliyor musunuz?
Bir kilogramı, 2 bin 500 yabani orkideden elde edilen salep, öksürüğe ve sindirim sistemine iyi geliyor, enerji veriyor, zihni açtığı biliniyor.
Yabani orkidelerin köklerinden elde edilen toz ile sütün muhteşem bileşimi... Üzerine tarçınla, kış mevsiminin sevilen içeceği haline geliyor.
Salepin yararlarını anlatan Beslenme ve Diyet Uzmanı Mehlika Öktem şu bilgileri veriyor: "Soğuk algınlığı ve solunum yolu enfeksiyonlarında almanız gereken içeceklerden bir tanesidir. Çünkü içindeki müsilaj, dokuların üzerinde katman oluşturarak öksürüğümüzün kesilmesinde görev alır."
Toz salep, aktarda kilosu 200 liradan alıcı buluyor. Bir kilogram süte, bir tatlı kaşığı kullanılarak evde hazırlanması da mümkün.
Türkiye, dünyanın sayılı salep üreticilerinden...
"Tüketimde Aşırıya Kaçmayın"
Beslenme uzmanları, Anadolu insanının bu avantajdan yararlanmasını öneriyor. Ancak"Tüketimde aşırıya kaçmayın, haftada bir kaç fincanı geçmeyin" uyarısında da bulunuyorlar.
Günümüzde kahve ve çaylar o kadar hayatımıza girdi ki, salebi unuttuk. Halbuki beslenme uzmanları; "Yazın dondurma kışın salep" diyor.
Kış günlerinin geleneksel içeceği salepin nelere iyi geldiğini biliyor musunuz?
Bir kilogramı, 2 bin 500 yabani orkideden elde edilen salep, öksürüğe ve sindirim sistemine iyi geliyor, enerji veriyor, zihni açtığı biliniyor.
Yabani orkidelerin köklerinden elde edilen toz ile sütün muhteşem bileşimi... Üzerine tarçınla, kış mevsiminin sevilen içeceği haline geliyor.
Salepin yararlarını anlatan Beslenme ve Diyet Uzmanı Mehlika Öktem şu bilgileri veriyor: "Soğuk algınlığı ve solunum yolu enfeksiyonlarında almanız gereken içeceklerden bir tanesidir. Çünkü içindeki müsilaj, dokuların üzerinde katman oluşturarak öksürüğümüzün kesilmesinde görev alır."
Toz salep, aktarda kilosu 200 liradan alıcı buluyor. Bir kilogram süte, bir tatlı kaşığı kullanılarak evde hazırlanması da mümkün.
Türkiye, dünyanın sayılı salep üreticilerinden...
"Tüketimde Aşırıya Kaçmayın"
Beslenme uzmanları, Anadolu insanının bu avantajdan yararlanmasını öneriyor. Ancak"Tüketimde aşırıya kaçmayın, haftada bir kaç fincanı geçmeyin" uyarısında da bulunuyorlar.
Günümüzde kahve ve çaylar o kadar hayatımıza girdi ki, salebi unuttuk. Halbuki beslenme uzmanları; "Yazın dondurma kışın salep" diyor.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
ERZURUM'DA HALI YIKAMA SİZE BİR TELEFON KADAR YAKIN
TOMURCUK HALI YIKAMA
0442 214 19 34
0533 371 19 33
IŞILTI HALI YIKAMA
0442 242 05 97
0530 175 3414
POLAT HALI YIKAMA
0534 334 59 08
0 507 046 83 47
BURSADAKİ TORTUM DEMİRCİLER KÖYLÜLERİNİ MİLLETÇE ALKIŞLIYORUZ
Bursa'da yaşayan köylülerimiz ayda bir 27 hane reisi olarak toplanıyor. Kuranı Kerim okuyor, dua ediyor, birbirlerinden haberdar oluyor.
FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYINIZ
FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYINIZ