BİR FATİHA DA SENDEN OLSUN
KİMLER GELDİ, KİMLER GEÇTİ? TIKLA DA GÖR
Allah (cc), Kuran-ı Kerim’de Ankebut suresi 55. ayetinde:” Her canlı ölümü tadacaktır.”diyor. Bizler ve bu yazıyı siz...
31 Aralık 2008
YILBAŞI OYUNU
Çocuklar evin bacasından ipe bağlı çepiki(sepet) aşağı sarkıtıp:
"Yılbaşıdır,yılbaşı
Kara yılanın kalın başı
Verenin bir koç oğlu olsun
Vermeyenin kör kızı,
Get geri gitsin.
Tandıra düşsün.
Gıcır gıcır yansın."derlermiş.
Ardından ev sahibi imkanlrı ölçüsünde mısır,yumurta,pestil,dut ve para verirmiş.
29 Aralık 2008
HİCRİ YILBAŞI
Medine'de İslam devletinin kurulmasından Hz. Ömer (r.a.) devrine kadar müslümanlar bazı önemli olayları tarih başlangıcı kabul edip buna göre zamanlarını tayin etmekteydiler. Mesela; Fil olayı, ficar savaşı, zelzele yılı, veda haccı yılı ve bazı önemli zatların ölümü gibi olaylar tarih başlangıcı olarak kabul edilmekteydi. Ancak bu, zaman zaman karışık bir durum arzediyordu. Hz. Ömer (r.a) bu karışıklığı gidermek amacıyla konuyu diğer sahabelerle istişare etti. Bu sırada meydana gelen olay bunun gerekliliğini bir kat daha arttırdı. Yemen Valisi Ya'la b. Ümeyye Hz. Ömer (r.a)'a gün, ay ve yılı belli olmayan bir mektup gönderir. Aynı şekilde yılı belli olmayan vadesi Şaban ayı, diye kaydedilen bir senet Basra Valisi Ebu Musa el-Eşari'ye getirilir. Sözkonusu senette geçen şaban kelimesinin, bu yıla mı, geçen yıla mı, yoksa gelecek yıla mı ait olduğu meselesi kesin olarak anlaşılmayınca bu tarih ve sened ihtilafa sebeb oldu ve konunun önemini ortaya çıkardı. Sahabiler meseleyi görüşerek tarih başlangıcı konusunda İran, Yunan vb. gibi ülkelerin takvimlerini benimseme tekliflerini ileri sürdüler. Ancak bu teklifler kabul görmeyince Hz. Ali (r.a) takvimin hicretin başlangıç olması gerektiğini ileri sürdü. Onun bu görüşü derhal benimsendi. Hz. Peygamber (s.a.s), rebiülevvel ayında hicret etmişti. Ancak kameri yıl muharrem ayı ile başladığından tarih iki ay sekiz gün geri alınıp Hicri takvimin başlangıcı 23 Temmuz 622 olarak tesbit edildi. Miladi ve Rumi tarihler gibi on iki ay esasına dayanan hicri yıl muharrem ayı ile başlar ve zilhicce ile sona erer. Hicri (kameri) aylar şunlardır: Muharrem, safer, rebiülevvel, rebiülâhir, cemâzielevvel, cemâzielâhir, recep, şaban, ramazan, şevvâl, zilkade, zilhicce
Hicri takvim hicreti esas alır. Günümüzde kullanılan miladi takvim ise Hz. İsa'nın doğumunu 'tarih başlangıcı olarak esas almaktadır.
Bu vesileyle tüm mü'minlerin hicreti kutlu,yeni yılı mutlu,huzurlu ve hayırlı olsun inşallah.
Güzel bir dua: "Ya Rabbi, bu yeni senede beni mağfiret-i ilahine, rıza-i ilahine ve hidayet-i ilahine mazhar eyle.Yeni açılan amel defterime rıza-i ilahine muvafık amel ile doldurmayı bana nasip eyle.Beni gadab-ı ilahine duçar edecek amellerden muhafaza buyur"(AMİN)
28 Aralık 2008
İSRAİLİ KINIYORUZ
"Sizden kim bir kötülük görürse onu eliyle düzeltsin. Buna gücü yetmezse diliyle düzeltsin. Ona da gücü yetmezse içten içe karşı çıksın. Bu imanın en zayıf olanıdır.(1)
İsrail'in yapmış olduğu saldırıyı kınıyoruz.Hiçbir şey yapamıyorsak dahi Allah(cc)'a dua edlim.
İmkanlarımız ölçüsünde Filistin için yapılacak yardım kampanyalarına katılmalıyız:
VİDEO İÇİN TIKLAYINIZ
[1]- Müslim, İman 78 (49).
25 Aralık 2008
SABAH NAMAZINA BU KADAR KOLAY KALKILIR.
Kitap'tan sana vahyedileni oku! Namazı/duayı yerine getir! Çünkü namaz/dua, çirkinliklerden ve kötülüklerden alıkoyar. Elbette ki, Allah'ın zikri/Kur'an'ı daha büyüktür! Allah, neler yaptığınızı biliyor.(Ankebut 45)
Beş vakit namaz içinde insanların en çok şeytan yatsı namazında ve sabah namazında gafil avlar.Kolay kandırır.Şeytanın seni kandırmamasını istiyorsan şunu yapmalısın:Ezan okunur okunmaz hemen hangi vakitse o namazı kılmalısın.Yatsı namazının uzun vakti var. Sonra kılarım deme!Çünkü ilerleyen vakitte uykun gelir,erinirsin namazını kılamzsın.
Sabah namazına kalkılmamasının sebepleri şunlardır:
-Akşam geç yatılması.
-Dizilerimiz geç saatte bitiyor.
-Akşam oturmalarımız fazla oluyor.
-Saat 24'te , 01.00'da yatan kişi illaki sabah namazına kalkamaz.
Sabah namazına kolay kalkmak için ne yapılmalı:
-Akşam erken yatılmalı.
-Erzurumlu Eşref Hoca'nın da dediği gibi"Saat on yatağına kon, saat üç yatağından uç."
-Gerekli tedbirler alınmalı.Çalar saatler ezan vaktine ayarlanmalı ,Cep telefonlarının alarmları iş saatine nasıl ayarlanılıyorsa sabah ezanı saatine de ayarlanmalı.
-Akşam yatarken Kevser suresi üç kez okunmalı.Sonra samimi bir şekilde "Allah(cc)'ım benim sabah namazına kalkmamı nasip eyle" diye dua edilmeli.Tam ezan okunurken kalkacağınızı söyleyebiliriz.
Şimdi aşağıda cep telefonlarına uygun Mp3 sabah namazı ezan sesi var.Alarm olarak kullanabilirsiniz.İndirmek ücretsizdir.İndirirken sabah namazı ezanı alarm olarak yapan kardeşinize bir Allah razı olsun demeyi unutmayınız.
Nokia,Samsung,LG,Simens,Sony Ericson,Çift hatlı Çin telefonları,Philips,Myphone ve Mp3 uyumlu tüm telefonlarda kullanabilirsiniz.
Sabah ezanı alarm olarak indir.
22 Aralık 2008
ERZURUMLU HALK OZANI AŞIK REYHANİ
1932 - 10 Aralık 2006. Hasankale’nin Alvar köyünde doğdu. Asıl adı Yaşar Yılmaz’dır. İran’dan göçen babası önce Kars’a daha sonra Erzurum’a yerleşti. Aşık Reyhani’nin çocukluğu köyünde geçti. Zaman zaman komşu köylere gitme olanağı bulduysa da daha başka yerlere gidemedi. Okuma yazmayı okula gitmeden öğrendi. Sonraki yıllarda ise dışarıdan sınava girerek diploma aldı.
Küçük yaşlarda köyüne gelen aşıklardan etkilendi. Hem aşıklardan dinleyerek hem de eline geçen kitapları okuyarak birçok halk hikayesini öğrendi. Kendi aşıklığı ve şiir yazmaya başlaması 18 yaşından sonradır.
Reyhani, rüyasında gördüğü bir kıza aşık oldu. Kısa bir süre sonra da kızı kaçırdı. Birkaç ay geçmeden evliliği geçimsizliğe ve huzursuzluğa dönüştü. Bunun üzerine karısının ailesi kızlarını alarak başka biriyle evlendirdiler. Aşık Reyhani, bu dönemden sonra Dertli mahlasıyla şiirler yazmaya, türkü söylemeye başladı. Ancak bu mahlası uzun süre kullanmadan, Bayburtlu Hicrani tarafından Reyhani mahlası verildi.
Konya Aşıklar Bayramına aralıksız katılan 7 aşıktan biridir. Eski aşıkların dışında, yetiştiği Huzuri Baba, Nihani, Cevlani, Efkari ve Gülistan Çobanoğlu gibi aşıklardan gelenek ve usul öğrendi.
İran’dan Avrupa’ya birçok ülkede türkü söyleyen Aşık Reyhani, katıldığı yarışmalarda da birçoğu birincilik olmak üzere çeşitli ödüller aldı. 1980’li yılların başında Erzurum’da bulunan Doğu Ozanları Derneğinin başkanlığına getirildi.
Aşık Reyhani birçok ülkeye konser ve konferanslara katılmak üzere çağrıldı. Ayrıca ABD’nin Michigan Üniversitesinde katıldığı bir konferanstan sonra kendisine fahri öğretmenlik unvanı verildi.
Şiirleri birçok gazete, dergi ve araştırmada yaralan, çeşitli radyo ve televizyon programlarına katılan Aşık Reyhani’nin, şiirlerinin bir bölümünü topladığı »Alvarlı Reyhani« (1962), »Böyle Bağlar« (1966), »Kervan« (1988) ve bazı düşünce ve şiirlerinden oluşan »Şu Tepenin Arkasında« adlı kitapları, Dilaver Düzgün tarafından hazırlanan »Aşık Yaşar Reyhani«, (1997) ve Ozan Yusuf Polatoğlu tarafından hazırlanan »Mızrabın Istırabı, Aşık Reyhani-Hayatı ve Şiirleri«, (2003) adlı kitaplar bulunmaktadır.
Bursa'da öldü ve orada toprağa verildi.
AŞIK REYHANİ'DEN DÜNYA BİR ATAŞTIR ADLI ESERİ DİNLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ.
Köylümüz Lokman BİLEN'e katkılarından dolayı teşekkür ederim.
Aman Gazeteci Gel Bizim Köye
Aman gazeteci gel bizim köye
Bizden olan türlü halleri de yaz
Yalnız saçlıyı başlıyı değil,
Uyuzu, koturu, kelleri de yaz.
Tütmez oldu köyümüzün bacası
Ne gündüzü belli ne de gecesi
Dokuz yıldır Alamanya'da kocası
Çoluklu çocuklu dulları da yaz.
Zannetme ki bütün millet bütündür
Bilmez misin bir tarafı yetimdir
Senin için şark hizmeti çetindir
Uzaktan görünen illeri de yaz.
Vallahi doğuda yaşamak hata
Bir köyde bir ağa biniyor ata
Bir baş kırar on bin verir avukata
İfadeden aciz dilleri de yaz.
Benim neme lazım koskoca ırmak
Çünkü taksimimde var susuz durmak
Senin bahsettiğin ojeli parmak
İçi nasırlanmış elleri de yaz.
Bir de tennezzül et bizim köyde yat
Gel sor soruştur, derdimiz kat kat
Taş koyulmamış Kars'a bir göz at
Ardahan'a gitmez yolları da yaz.
Reyhani'yim ne karalı yazım var.
Ben insanım bir çok şeyde arzum var.
Ne yazık ki kırılmış bir sazım var
Üstünde yaşlanmış telleri de yaz.
Aşık Yaşar Reyhani (Şiiri gönderen Yalçın ÜRKER'e teşekkür ederim.)
ERZURUM'UN, TORTUM'UN TORTUM'UN KÖYLERİNİN NUFUSU (2008)
KÖY | TOPLAM | ERKEK | KADIN |
Akbaba | 213 | 105 | 108 |
Aksu | 298 | 133 | 165 |
Aktaş | 121 | 58 | 63 |
Alapınar | 95 | 49 | 46 |
Arılı | 203 | 107 | 96 |
Ballı | 39 | 22 | 17 |
Çakıllı | 52 | 26 | 26 |
Çardaklı | 98 | 46 | 52 |
Çaylıca | 132 | 56 | 76 |
Çiftlikköy | 104 | 49 | 55 |
Çivilikaya | 71 | 33 | 38 |
Demirciler | 341 | 163 | 178 |
Doruklu | 71 | 37 | 34 |
Esendurak | 150 | 70 | 80 |
Hamidiye | 26 | 12 | 14 |
İncedere | 349 | 184 | 165 |
Kapıkaya | 104 | 51 | 53 |
Karlı | 177 | 78 | 99 |
Kazandere | 331 | 158 | 173 |
Kemerkaya | 40 | 20 | 20 |
Kırmalı | 75 | 35 | 40 |
Kireçli | 166 | 76 | 90 |
Meydanlar | 167 | 86 | 81 |
Peynirli | 150 | 77 | 73 |
Taşbaşı | 120 | 60 | 60 |
Taşoluk | 101 | 58 | 43 |
Tatlısu | 19 | 8 | 11 |
Tipili | 169 | 79 | 90 |
Tortumkale | 159 | 82 | 77 |
Vişneli | 201 | 97 | 104 |
Yağcılar | 117 | 55 | 62 |
Yamankaya | 147 | 69 | 78 |
Yellitepe | 126 | 66 | 60 |
Yukarısivri | 554 | 280 | 274 |
Yumaklı | 263 | 139 | 124 |
Ziyaret | 236 | 113 | 123 |
Çataldere | 41 | 22 | 19 |
Derekapı | 339 | 160 | 179 |
Derinpınar | 445 | 224 | 221 |
Dikmen | 570 | 279 | 291 |
Gökdere | 208 | 118 | 90 |
Kaleboynu | 262 | 120 | 142 |
Suyatağı | 188 | 95 | 93 |
Uzunkavak | 475 | 235 | 240 |
Yazyurdu | 64 | 39 | 25 |
Cihanlı | 645 | 324 | 321 |
TORTUM | 22.372 | 11.129 | 11.243 |
784941 | 393.589 | 391.352 | |
ERZURUM |
06 Aralık 2008
KURBAN BAYRAMINIZ MÜBAREK OLSUN 2008
04 Aralık 2008
TEMİZLİK İMANDANDIR
İnsanlar beden temizliğine ve çevre temizliğine yeterince önem vermiyor.Bu kanıya nerden vardım?
Umumi tuvaletlerin kullanımı ve çevreye dökülen çöplerden.Türkiyede birçok şehir gezdim,gözlemledim.Eğitimci olmam sebebbiyle de başta okul, cami, askeriye, hastahane tuvaletlerinin ortak kullanılmasına umumi tuvalet denir.Bu tuvaletlerin hepsinde aynı şeyi gözlemledim:
TUVALETLER PİSLİKTEN KULLANILAMAZ DURUMDALAR
İnsan evindeki tuvaleti nasıl kullanıyorsa umumi tuvaletleri de öyle kullanmalı.Tuvalet adabını da bilmediğimizi ifade edebilirim.Kısaca tuvalet adabından bahsedelim.
Tuvalete girmeden önce elbisemize dikkat etmeliyiz.
Gerekli önlemi aldıktan sonra tuvalet taşına oturmalıyız.
İhtiyacımızı giderdikten sonra temizlik(taharet)yapmalıyız.İlk önce tuvalet kağıdı sonra sol elimizin işaret ve baş parmağı hariç kalan üç parmağımızla temizliği yapmalıyız. Ardından tekrar tuvalet kağıdı kullanmalıyız.
Sonra hedefi on ikiden vuramamışsak tuvalet fırçasıyla tuvalet taşını temizlemeliyiz.
Bol bol su dökmeliyiz.
Tuvaletten çıktıktan sonra ellerimizi mutlaka sabun ya da sıvı sabunla yıkamalıyız
Tuvalette bir şey yememmeliyiz,içmemeliyiz ve çiğnememeliyiz.
Tuvaletin kapılarına "şafak 135, seni seviyorum aşkım, gecelerin kralı25,boya badana yapılır 0535 123 45 67 ,bu yazıyı buraya yazmayın,aşk bir sudur onu iç kudur yazıları ile ünlü ressam edasıyla resim" çizmeyin.Tuvaleti kulananlara sorsan ben yapmadım cevabını verirler.Kimse kabul etmez.Çünkü kapıya yazılanları ve çizilenleri cinler ve periler yapar. :):):)
Ayakta idrar yapılmamalıdır.
En büyük yanlışlığı da şurada yapıyoruz:Kendi evimizde ve toplum içinde yapmadıklarımızı tek başımızayken yapıyoruz.
Evimizdeki tuvaleti itinayla kullanıyoruz,evimizin odasına, mutfağına ve salonuna çöp atmıyoruz.Ama umumi tuvaletleri kullanırken dikkat etmiyoruz.Halbuki evdeki tuvaleti 4-5 kişi kullanırken umumi tuvaleti herkes kullandığı için daha çok dikkat etmeliyiz.Evdeki çöpleri evden uzaklaştırmakla temizlik olmaz.Eğer mutfakta yumurta kırıp kabuğunu camdan sallarsan,pet yağ şişesini atarsan, limon kabuğunu fırlatırsan,demlikteki çay otunu serpersen ve çöp bidonuna yaklaştığında elindeki çöpleri basket atmaya çalışırken atamayıp çöpleri yere savurup hiçbir şey olmamış gibi gidersen sonra da temizlikten,müslümanlıktan dem vurursan bu sana yakışmaz. Temizliğe insan ilk önce kendinden başlamalıdır.
Başta anne babaya,öğretmenlere ve din görevlerine büyük görev düşüyor.Geleceğimizin teminatı olan sevgili gençleri iyi bir şekilde yetiştirmezseniz büyük vebal altındasınız haberiniz olsun.
Bu arada başta köyümüz muhtarı Ömer Kaya 'ya, Ehreklilere ve öldükten sonra amel defterim kapanmasın diyen Ehrekli hayırsevere de iletişim adresimize gelen bir maili(elektronik mektubu)sansürsüz yayınladıktan sonra bir önerim olacak.İşte mail:
CAMİNİN TUVALETLERİNE GÖTÜRMEK ZORUNDA KALDIM.İNANIN ÇOK UTANDIM. BÖYLE BAKIMSIZ BİR TUVALETLE HİÇ KARŞILAŞMAMIŞTIM.
- SAÇ KAPILARI YARIYA KADAR ÇÜRÜMÜŞ DÖKÜLMÜŞ
- SULARI KESİK AKMIYOR
- TUVALETİN HER TARAFI PİSLİK İÇİNDE
SELAMLAR
Bu maili aldıktan sonra iki hafta sonra köyümüzde kanalizasyon boruları değişiyor.Köy muhtarımız Ömer Kaya'ya ve yapılamasında emeği geçen herkese teşekkür ederim.Hane başına 13 metre kanal kazmak için gittim.Bu maili yazan kişiye hak vermek durumunda kaldım.
ÖNERİ:Geliniz.Birlik olalım. İlkbahar ayında köyümüzün umumi tuvaleti olan camimizin tuvaletini yaptıralım.Ehreklilere önemle duyurulur.Hane başı 20 YTL verilirse lüks tuvalet yapılır.
Köyümüzden çıkan esnaflardan destek bekliyoruz.
Esnaflarımızı görmek için tıklayınız
27 Kasım 2008
DERSİMİZ SEVGİ (SEVGİYE BİR DEBÖYLE BAKIN)
Küçük oğlan annesine geldi ve ona elindeki kağıdı verdi.Annesi elini kuruladıktan sonra kağıdı okumaya başladı:
Çimleri biçtiğim için: 5 milyon
Bu hafta odamı temizlediğim için : 1 milyon
Alışverişe gittiğim için: 500 bin
Küçük kardeşime baktığım için : 250 bin
Çöpü döktüğüm için : 1 milyon
İyi bir karne getirdiğim için : 5 milyon
Bahçeyi temizlediğim için : 2 milyon
Toplam borç: 14milyon 750 bin lira…
Annesi umutla kendisini süzen oğluna baktı.eline bir kalem aldı,kağıdın arka yüzünü çevirdi ve şunları yazdı:
Seni 9 ay karnımda taşıdım : Bedava
Hasta olduğunda başında bekledim : Bedava
Senin için dua ettim : Bedeva
Bazen değişik nedenlerle senin için gözyaşı döktüm : Bedava
Geceler boyu senin içi kaygı duyupu ykusuz kaldım : Bedava
Oyuncaklarını topladım,yemeğini hazırladım giysilerini yıkayıp ütüledim:Bedava
Ve oğlum şunların hepsini topladığın zaman gerçek sevginin bedelinin olmadığını görürsün.Bedavadır çünkü.
Oğlu annesinin yazdıklarını okuyunca gözleri doldu.Annesine baktı ve “anneciğim, seni seviyorum.”dedi.
Sonra annesinin elinden kalemi aldı ve kağıda büyük harflerle şunları yazdı:
“HEPSİ ÖDENMİŞTİR”
25 Kasım 2008
1001 HATİM ERZURUM'DA BAŞLIYOR
Erzurum milli va manevi değerlerine bağlı şehirdir.Erzurumlular dadaştır.Dadaş merttir, yiğittir,gözüpektir,sağlamdır,adam gibi adamdır.
Erzurumlu Alvarlı Efe’nin gözüyle Erzurum, İslâm âleminin kilididir. Asırlardır İslâm topraklarında gözü olan, sıcak denizlere inmek isteyen Moskof’un önünde en büyük engeldir. Müslümanların ve iman sahiplerinin sağlam kalesidir:
Erzurum kilidi mülki İslam'ın
Mevla'ya emanet olsun Erzurum
Erzurum derbendi ehli imanın
Mevla'ya emanet olsun Erzurum
Geçmişte Erzurum’da son derece çalışkan, kahraman ve yiğit insanlar vardır. Kadınları erkekleri haya sahibi insanlardır. Erzurum edepli, erkânlı bir yerdir:
Gayet şecaatli erler var idi
Nisası, ricali hayadâr idi.
Edepli erkânlı bir diyar idi,
Mevla’ya emanet olsun Erzurum.
Bugün bu insanlar yok mu? Efe bundan ümidini kesmemiştir. Yine öyle çalışkan insanlar vardır. Çünkü, Erzurum iyi insanların, çalışkan insanların, dürüst insanların, yiğitlerin bol olduğu, harman olduğu bir yer gibidir, bir göldür orası. Göl yerinde sular çekilse de, azalsa da oralarda yine su bulmak mümkündür. Bu bakımdan çorak yerlerden daha kıymetlidir. Efe, duygularını şöyle dile getirir:
Göl yerinde elbet sular bulunur,
Yine vardır deyu ümid olunur,
Yine bu gün bin bahaya alınur,
Mevla’ya emanet olsun Erzurum.
Erzurum’da çok sağlam, samimî Müslümanlar vardır. Fakirlere, zayıf ve kimsesizlere iyilik ve yardımı eksik etmezler. Onların kalpleri imanla doludur. Bundan dolayı Efe Hazretleri, Yüce Allah’a hamdeder:
Hamdülillah metin İslamları var.
Fakire zaife ihsanları var
Külbe–i gönülde imanları var
Mevla’ya emanet olsun Erzurum
Erzurum’da hayır hasenat sahibi insanlar çoktur. Esasen Erzurum’un bizzat kendisi hayırlı ve bereketli bir ülke, bir vatan toprağıdır. Eğer dünyadaki diğer ülkelere de bakılıp, bir karşılaştırılması yapılırsa Erzurum’un bu özelliği açıkça görülecektir. Şöyle der Efe:
Hayrat hasenatlı erleri vardır,
Hayr u bereketli güzel diyardır.
Seyretsen âlemi bu âşikârdır,
Mevla’ya emanet olsun Erzurum.
Erzurum’un bir diğer özelliği de âlimlerinin, bilginlerinin çokluğudur. Bu âlimler, ilim bakımından yeterli kişilerdir. Kendilerine getirilen problemleri çözebilecek kapasiteye sahiptirler. Diğer taraftan yine Erzurum’da sohbetleriyle, varlıklarıyla gönüllere huzur veren, değerli, herkes tarafından bilinen, sevilen, sayılan, şöhret sahibi büyük zatlar da mevcuttur. Bunu Efe Hazretleri şöyle dile getirir:
Müşkil halleyleyen ulemâsı var,
Safa bahşeyleyen fuzalâsı var,
Şöhret şiar yine küberâsı var,
Mevla’ya emanet olsun Erzurum.
Bir başkadır Erzurum’da dinî hayat... Hele o birbirine yakın camilerden okunan ezan sesleri, özellikle de seher vakti o güzel sesli müezzinlerin kâinatı ezan sesleriyle uykudan uyandırması, diğer taraftan, Allah dostlarının Hak aşıklarının tevhit halkalarında zikretmeleri, o esnada coşan aşıkların, gönül ehli insanların Allah Allah seda ve naraları, bu manevî havaya ayrı bir özellik katar, ayrı bir güzellik ve zevk verir. Gönül ehli insanlar için bu ne güzel bir duygudur! Bu güzel duygu Efe Hazretleri’nin mısralarında şöyle terennüm edilir:
Seherlerde müezzinler nidası,
Halkalarda muvahhidler sadası,
Ne güzeldir zikrullahın edası;
Mevlâ’ya emanet olsun Erzurum.
Camilerde sürekli vaazlar verilmekte, kürsüler vaizlerle süslenmektedir. Bu vaiz efendiler canları pahasına da olsa Allah’ın emirlerini hiç kimseden korkmadan, çekinmeden, dobra dobra söyleyen insanlardır. Çünkü onlar bu sohbetleri Allah için yapmaktadırlar.
Vaizleri kürsüleri bezetmiş,
Candan geçmiş emrullah’ı gözetmiş,
Allah içün sohbetini uzatmış,
Mevlâ’ya emanet olsun Erzurum.
Erzurum’un en önemli özelliklerinden birisi de Ramazan ayına gösterilen hürmet ve saygıdır. Bir başkadır Erzurum’da Ramazan! Bu ayda bütün Erzurumlular oruç tutarlar, oruç tutmak Erzurumluluğun bir simgesi hâline gelmiştir.
Erzurumlular, ibadetleriyle iftarlarıyla, teravihleriyle ve Ramazan’a mahsus, çeşitli etkinlikleriyle şenlendirirler bu ayı. Bütün Erzurumlular bu şenlikten nasibini alırlar. Özellikle fakirlerin gönlü bu ayda daha çok alınmaya çalışılır, yapılan maddî yardımlarla, verilen iftar yemekleriyle, onlar da sevindirilir ve mutlu edilirler. Yaşlılara daha çok saygı ve hürmet edilir, bu mübarek ayda onların dualarının alınmasına çalışılır. Ramazan ayına son derece hürmet edilir. Erzurum’un bu özelliği, Efe’nin mısralarında şöyle dile getirilir
Ramazanda bir âlî- şân ederler
O şehr-i sıyâmı zî–şân ederler
Fukara gönlünü Gülşen ederler
Mevla'ya emanet olsun Erzurum
Civanlar pîrlere hürmet ederler,
Duasın almaya gayret ederler,
Ramazan’a güzel hürmet ederler.
Mevlâ’ya emanet olsun Erzurum.
Erzurum topraklarında milyonlarca evliya yatmaktadır. Asırlardır Müslüman canı ve kanıyla yoğrulmuş bu şehrin her tarafında ulu kişilerin türbelerini görmek mümkündür. Bilinen ve bilinmeyen pek çok Hak dostu bu toprakları şereflendirmekte, bu büyük insanların varlığı, Erzurum’a feyiz ve bereket getirmektedir. Erzurum’un manevî havasını artırmaktadır. Evliyalar yatağıdır Erzurum:
Binlerce bin meftun evliyası var
Zahir batın nice asfiyasi var
Feyzü bereketi kibriyası var
Mevla’ya emanet olsun Erzurum
Erzurum’un dünyada benzeri bulunmayan bir özelliği de binbir hatim geleneğidir. Genellikle ayında Erzurum’da çeşitli merkezî camilerde Erzurumlular, binbir tane hatim okumakta, Kur’an ı Kerim’i binbir defa baştan sona kadar tekrarlamaktadırlar. Başta din görevlileri, hafızlar ve Kur’ânı Kerim’i yüzünden güzel okuyanlar olmak üzere Erzurumluların çoğu, sabah ve yatsı namazlarında hatim okunan camilere gider, bu hatim cemiyetine katılırlar. Kur’ân cüzleri dağıtılır, okuma bilenler, alıp okur, okuyamayanlar ise, huşu içersinde orada oturup hatmin duasına iştirak ederler. Okunan hatmi şerifler, görevliler tarafından yazılarak, binbir tane olunca, bütün Erzurumlulara hatmin bittiği bildirilip, bu umumî duanın yapılacağı yer ve gün duyurulur. O gün çevre köy ve kasabalardan de gelen, hattâ son yıllarda olduğu gibi, diğer illerden de gelen müftülerin iştirakiyle Cuma namazından sonra, büyük bir törenle binbir hatmin duası yapılır. Bu gelenek ülkemizde, başka bir ilde olmadığı gibi, diğer İslâm ülkelerinde de yoktur. Bazı illerimiz, bunu yapmayı denemişler, ama başarılı olamamışlardır. Tarihte defalarca düşman istilasına uğrayan Erzurum, her defasında bu işgallerden kurtulmuştur. Binbir hatimlerin bu kurtuluşta ve çeşitli afet ve belaların def’inde büyük tesiri olduğuna inanır Erzurumlular. Alvarlı Efe de şiirinde; Erzurum’un bu en bariz özelliğini şöyle dile getirmektedir:
Binbir hatim nuru arşı doldurmuş,
Bela musibeti yerden kaldırmış,
Düşmanları kahreylemiş, öldürmüş,
Mevlâ’ya emanet olsun Erzurum.
Alvarlı Efe’nin sadece Erzurum’la, Erzurum’un tarihî, kültürel ve sosyal durumlarına değindiği mısralarını buraya aldığımız Erzurum Destanı’nın diğer kıtalarında da O, Erzurum’a ve Erzurumlular’a dualar etmekte ve Destanı’na şu mısralarıyla son vermektedir:
Kalplerine dolsun feyz–i Rabbani
Ahalisi bulsun rahm–ı Rahmani
Lütfu Erzurum’dan gördü ihsanı
Mevla’ya emanet olsun Erzurum
NOT:Alvar imamı Muhammet Lütfü Efe'de Allah(CC) razı olsun.
22 Kasım 2008
MUTLU OLMANIN 30 YOLU
2) Gülmek için, size eşlik edecek birilerinin olmasını beklemeyin.
3) Bahçenizde, balkonunuzun uygun bir köşesinde domates, biber, maydanoz yetiştirin. Az bile olsa tohumunu elinizle ektiğiniz bir sebzeyi yemek çok tatlı gelecektir.
4) Sabredin, istediklerinizin gerçekleşmesi için belirlenmiş doğru bir zamanı vardır.
5) Bir şeyler üretin. Resim yapın, yazı yazın, atkı ya da kazak örün.
6) Yavaşlayın ve anın keyfini çıkartın.
7) Uzun zamandır kin beslediğiniz birisini affedin.
8) Bir çocuğu veya bebeği sevin. Onlardan pozitif bir enerjinin size geçtiğini görecektir.
9) Çocukları üzecek ve incitecek bir şey yapmaktan sakının.
10) Çocukluğunuzda okuduğunuz masal kitapları sakladığınız yerden çıkarın ve tekrar okuyun.
11) Bir işi bitirmek için kendinize yeterli süre tanıyın.
12) Başarılarınızı ve başarısızlıklarınızı şansa bağlamayın.
13) Bir hayvanı sevin ya da yapabiliyorsanız ona sarılın.
14) Gün doğumu ve gün batımının ihtişamını hissedin.
15) Geçmişin geride kaldığını ve geleceğin hiçbir şekilde gelmeyeceğini hatırlayın.
16) Kusurlu yanlarınızı sevmek zorunda değilsiniz ama en azından onları kabul edebilirsiniz.
17) Karıncaların evlerini inşa edişlerini ve kendi ağırlıklarının 10 katı yiyecek taşıyışlarını izleyin.
18) Ara sıra içinizdeki çocuğun yaramazlık yapmasına izin verin.
19) Başarı bir süreçtir, bir varış noktası değildir. Bunu hep hatırlayın.
20) Evinizde çiçek yetiştirin.
21) Cebinizde veya çantanızda şeker taşıyın. Arkadaşlarınıza veya karşılaştığınız çocuklara bunlardan verebilirsiniz.
22)İşlerinizi ertelemeyin. Böylece geriye dönüp hataları düzeltmek için yeterli zamanınız olur.
23) Uzun zamandır aramadığınız bir arkadaşınız varsa hemen şimdi onu arayın.
24) Uzun zamandır rafta okunmayı bekleyen kitabınızı alın ve okumaya başlayın.
25) Ara sıra nostaljik takılın. Çocuk parkına gidip salıncağa binin, elma şekeri veya pamuk şekeri yiyin. İp atlayın, ya da misket oynayın.
26) Yeni bir dil öğrenin.
27) Rutinlerinizin dışında çıkın. Her zaman kullandığınız yoldan farklı bir yol keşfedin, mobilyalarınızın yerini değiştirin. Farklı bir yerden alış-veriş yapın. Yani bir şeyi farklı yapın.
28) Birisine yardım elini uzatın.
29) Hayatınızda değiştirebileceklerinizi değiştirin ve geri kalanları kendi haline bırakın.
30) Ve bugün sahip olduğunuz bir şey için şükredin.
21 Kasım 2008
HAYATA BİR DE BÖYLE BAK
Elif gibi dosdoğru olunmalı hayatta…
Be gibi tek nokta üzerinde durabilecek kadar dengeli olunmalı…
Te gibi olmalı, veda hutbesinde emanet bırakılan iki şeyi (kuran ve sünnet) sürekli başının üzerinde taşımalı insan…
Se gibi az konuşup 3 dinlemeli toplumda…
Cim gibi çocukça bakmalı hayata, ama cim kadarda çok iş yapmalı…
Ha gibi gönlü geniş dostlar edinmeli insan,
Hı kadar ağlamaklı olduğunda yardımcı olabilecek…
Dal gibi boynunu bükse de hayat,
Zel gibi şapkasını takmayı bilmeli zorluklara karşı…
Rı kadar rahat olsa da insan bu dünyada,
Ze’nin noktası gibi başında dolanan bir sineğin olduğunu mutlaka bilmeli…
Sin midir sanki bu dünyada noktasız pulsuz tek garip…
Şın gibi pulları vermeli getirip…
Sad kadar şişse de karnın,
Dat gibi hayata bir göz kırp…
Tı gibi bir yelkenlidir hayat,
Zı kadar yükü olan…
Ayn gibi göğe çevir yüzünü…
Ğayn’ın noktası kadar şüphe olmasın kalbinde…
Fe eyne tezhebuun… (kaçış nereye)
Gaf gibi iki gözünü aç…
Kef kadar karizmatik ol…
Lam gibi tutunacak bir dal ol gariplere…
Mim’lenmiş olsan da yılma yıkılma…
Nun kadar susukun…
Vav kadar edepli ol…
He gibi haykır içinden geçenleri…
Lamelif gibi ellerini O (c.c)’na aç…
Ya Rabbi rahmet ve mağfiret kapılarını bize aç…
17 Kasım 2008
EHREKLİLER! MÜJDE ARTIK SULAR 24 SAAT AKACAK
17.11.2008'de Tortum Kaymakamı Fatih ÜRKMEZER'in katılımı ve Köy Muhtarı Ömer KAYA ve köylülerin de hazır bulunduğu bir merasimle hizmete sunuldu.Küresel ısınmayla beraber su kıtlığının yaşandığı bu dönemde suyun önemi iyice artmıştır.Yaz aylarında sıkıntı yaşamamak için suyu ihtiyacımızı karşılayacak kadar kullanmalıyız.Şunuda unutmayalım ki Allah(cc) "yiyiniz,içiniz fakat israf etmeyiniz."diyor bizlerde israftan kaçınmalıyız.
Köy muhtarımız Ömer KAYA'ya bir önerimiz var.Köyümüzde içme suyu şebekesi için her eve bir su sayacı konulması zorunlu olmalıdır.Bu yapılmazsa Ehrek'i Tortum Gölünü de bağlasanız su problemi yine olur.Suyu gereksiz yere kullananlara da caydırıcı cezalar verilmelidir.
Köyümüzde kanalizasyon şebekesi de yenilenmeye başlanmıştır.Kanalizasyon boruları eski ve dar olması sebebiyle sıkça problem oluşturuyordu.Yenilenen şebekeden sonra inşallah bu problem ortadan kalkacaktır.
İçme suyu şebekesi ve kanalizasyon borularının değiştirilmesinde katkısı olan başta devletimize,Tortum Kaymakamı Fatih ÜRKMEZER'e ve Köy Muhtarı Ömer KAYA'ya,katkıda bulanan Ehreklilere teşekkür ederiz.
TÜM EHREKLİLER ADINA SİTE YÖNETİCİSİ
NOT:Sol tarafta bulunan ankete oy vermeyi unutmayınız!
13 Kasım 2008
EHREKLİLER! RESİMDEKİ EHREKLİLERİ TANIYOR MUSUNUZ? 2
07 Kasım 2008
KAMU PERSONEL SEÇME SINAVI (2008 KPSS,ÖN LİSANS,ORTA ÖĞRETİM) SONUCU
KPSS sonuçları için tıklayınız
2008-KPSS Ortaöğretim/Önlisans: Sonuçlara İlişkin Sayısal Bilgiler
NOT:Sınav sonuçlarını ilk önce açıklamıştım.Ancak bazı arkadaşlarımız sitede bulamadıklarını ifade ettiler.Dikkat bu sayfalar güncellendi.bölümünü takip etmenizi öneririm.01 Kasım 2008
DÜĞÜNÜMÜZ VAR DAVETLİSİNİZ
29 Ekim 2008
KÜLTÜRÜMÜZÜ KAYBETMEYELİM!
UYANIN! KÜLTÜRÜMÜZ ELİMİZDEN GİDİYOR
Kültürümüze sahip çıklaım .Aşağıda yazılanları günlük hayatta kullamya özen gösterelim.Biz ne idik ne olduk! En güzel örneklik ve önderlik vasfı bizim ecdadımızın üstündeydi. Rasûlüllah (s.a.v.)’ı en iyi taklid eden bir millettik. Kültürümüzde O’nun sünneti sınırsızdı. Millet olarak bizi yücelten de bu hasletimizdi.
Kültürümüzün geçmişteki özelliğini arşivlerimizdeki belgelerde görüyoruz.
Arşiv belgelerimizi biraz irdeleyelim göreceksiniz neler çıkacak.
Meselâ:
*Bir belgede bir hanım ismi geçtiğinde hemen ardından, çoğu zaman “Allah iffetini artırsın.”
*Bir âlimin ismi geçtiği zaman “Allah ilmini artırsın” şeklinde bir duâ cümlesi gelirdi. (M. Emmioğlu. Osmanlı Vesikalarına Giriş. Konya-1989)
*Yenilen, içilen, kullanılan, fırsat olarak verilen her nimet için “Allah’a şükür”;
*Yapılan yardım/iyilik için “Allah râzı olsun”;
*Bir bardak bile olsa su verene “Ömrün uzun olsun.”;
*Esnaf, müşteriye “Allah bereket versin”;
*Müşteri, satıcıya “Bereketini gör”;
*“Nasılsın iyi misin?” diyene “hamd olsun”;
*Yolculuğa çıkana “Güle güle yolun açık olsun”, “Hayırlı yolculuklar Allah kazadan belâdan korusun”;
*Yemek yedirene “Allah kesene/kazancına bereket versin”;
*Yemek yediren yedirdiğine “Allah, yediğini şifa eylesin”;
*Yeni elbise giyene “Güle güle giy cennette daha hâlisini giyesin”;
*Bebekleri doğanlara “Güle güle büyüt”, “Mürüvvetini göresin.”, “Ömrü uzun ve bereketli olsun.” Allah acısını göstermesin”;
*Ev yapana/alana “Güle güle otur, Allah kazadan belâdan esirgesin. İçinde acı yaşamayasın”;
*Dışarıdan gelenlere “Hoş geldin, safa getirdin”;
*Yeni birşey alanlara “Güle güle kullan, Allah nazardan saklasın”;
*Hacc’tan gelenlere “Allah, hacc’ını mebrur/tam kabül olunan hacc eylesin”;
*Binek alanlara “Allah nazardan korusun...”, “Allah korusun”;
*Nasihat edenlere “Allah te’sirini lütfeylesin”;
*Hizmette bulunanlara “Allah, berhudar etsin”;
*Haber getirenlere “Getiren-götüren sağ olsun, dert görmesin”;
*Kabir ziyaretlerinde, ölenlere: “Allah, kabirlerinizi geniş ve nurlu eylesin”;
*Çocuklarını sünnet ettirenlere “Allah, dâim mürüvvetlerini göstersin”;
*Cenazesi vuku bulanlara “Allah, rahmet eylesin”, “Allah, taksiratlarını afveylesin”;
*Günah işleyenlere “Allah, hidayet eylesin”.. şeklinde bir dua cümlesi gelirdi.
Ya şimdi öyle mi?
*Biri birşey soruyor. Cevaplandırıyorsunuz. Adam: “Oldu” diyor. “Allah razı olsun” demiyor.
*Bir bardak su içiyorsunuz. Yanınızdaki “Yarasın” diyor; “Afiyet olsun” dese ne zararı olacak?
*Adama “Nasılsınız?”diyorsunuz. Verdiği cevap: “Yuvarlanıp gidiyoruz” veya “Düşe kalka yaşamaya çalışıyoruz” ya da “Buna yaşamak denirse, yaşıyoruz” gibi laflar ediyor.
Kültür emperyalizmi insanımızı ne kadar zibidileştirmiş.
Allah (c.c.) encamımızı hayreylesin... (Mevlüt Özcan hocamızdan Allah(cc)razı olsun.
18 Ekim 2008
DİKKAT! TORTUM DEMİRCİLER(EHREK) KÖYLÜLERİ
Sizlerden bir istirhamım olacak.Sitemizde sizlerin de fotoğraflarını yayınlamak istiyorum.
Fotoğraflarınızı demircilerkoyu25@gmail.com iletişim adresinize gönderiri misiniz?
Önceden yapmış olduğum
EHREKLİLER! RESİMDEKİ EHREKLİLERİ TANIYOR MUSUNUZ?
tıklyarak örneğine bakabilirsiniz.17 Ekim 2008
13 Ekim 2008
TRT 2'DA YAYINLALAN SON DEĞİRMENLER PROGRAMINDA EHREK 2008
08 Ekim 2008
ÇEYİZ
05 Ekim 2008
KÖYLÜMÜZ(EHREKLİ)RAHMETLİ OLDU.
29 Eylül 2008
RAMAZAN BAYRAMINIZI TEBRİK EDERİM
Evlerimize gelen çocuklarımızı zili çaldığı için azarlamayınız.
Onlara güleryüz gösteriniz.
İkramda bulununuz.
Fındık,fıstık,şeker,halley olarak ne veiryorsanız kalitelisini vermeye dikkat ediniz.
Kendinizin yemeği yiyecekleri çocuklara vermeyin.Onları sevindiriniz.
Bazı site yönetimleri kapıcıyı görevlendirip çocukalrın zil çalmasını istemiyormuş.Evsahipleri rahatsız oluyormuş.Lütfen bunu yapmayalım.
Hiç tanımadığınız çocuklar sizin evinizin zilini niye başka zaman çalmadıklarını düşünün.Bayram olduğu için gelmişler.Yılda birkaç kez geliyorlar.Rahatınıza biraz kıyın.Dağıtmanın keyfini doyasıya yaşayın.
Çocuklarınızı da Arefe ve bayram günü eş dost,komşu ve akrabalarını ziyaret etmeleri için teşvik ediniz.Bu güzel örfümüzü adetimizi unutturmayalım.Arefe ve bayram günlerinde çocuklarınızı ve kendinizi televizyon ve internetten uzak tutmak için azami gayret gösterin.Bayram coşkusunu doya doya yaşamak için komşularımızı, eş ve dostlarımızı ve akrabalarımızı mümkünse yüz yüze ziyaret edelim.Olmazsa telefonla bayramlarını tebrik edlim.Ömrümüz varsa bir dahaki Ramazan ayını büyük bir iştiyakla bekleyelim.
Bayramınızı tebrik eder size,ailenize,memleketimize ,tüm islam alemine ve tüm insanlığa mutluluk,huzur getirmesini diliyorum.
28 Eylül 2008
KÖYÜMÜZDEN ÜNİVERSİTEYİ KAZANANLAR
2008/ 2009 EĞİTİM ÖĞRETİM YILINDA EHREK'TEN ÜNİVERSİTEYİ KAZANAN GENÇLERİMİZİ TEBRİK EDERİZ.
TÜM EHREKLİLER ADINA SİTE YÖNETİCİSİ
KÖYÜMÜZDEN YASEMİN MUTİ ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ FİZİK ÖĞRETMENLİĞİNİ KAZANMIŞTIR. TEBRİK EDERİZ.
KÖYÜMÜZDEN ABDUSSAMET KÜÇÜK ANKARA ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİNİ KAZANMIŞTIR. TEBRİK EDERİZ.
KÖYÜMÜZDEN SELİM MUTİ ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ BEDEN EĞİTİMİ ÖĞRETMENLİĞİNİ KAZANMIŞTIR. TEBRİK EDERİZ.
KÖYÜMÜZDEN KADİR BAĞBANCI ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ İLKÖĞRETİM MATEMATİK ÖĞRETMENLİĞİNİ KAZANMIŞTIR.TEBRİK EDERİZ.
KÖYÜMÜZDEN ARİF BİLMİŞ ANADOLU ÜNİVERSİTEDİ KAMU YÖNETİMİ BÖLÜMÜNÜ KAZANMIŞTIR.TEBRİK EDERİZ.
KÖYÜMÜZDEN YUSUF AKPINAR ANADOLU ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT MESLEK YÜKSEK OKULUNU KAZANMIŞTIR. TEBRİK EDERİZ.
KÖYÜMÜZDEN EMRAH POLAT SAKARYA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETMENLİĞİNİ KAZANMIŞTIR.TEBRİK EDERİZ.
KÖYÜMÜZDEN HÜSEYİN KILINÇ SELÇUK ÜNİVERSİTESİ ULUSLARARASI İLİŞKİLER BÖLÜMÜNÜ KAZANMIŞTIR.TEBRİK EDERİZ.
ERZURUM'DA HALI YIKAMA SİZE BİR TELEFON KADAR YAKIN
BURSADAKİ TORTUM DEMİRCİLER KÖYLÜLERİNİ MİLLETÇE ALKIŞLIYORUZ
FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYINIZ