Enes Bin Malik’ten rivayete göre, “Kâinat’ın Sultanı (s.a.v.) İsra gecesi namaz 50 vakit olarak farz kılındı. Sonra azaltıldı ve beş vakite düşürüldü. Sonra şöyle seslenildi. Ey Muhammed şüphesiz bizim nezdimizdeki söz bir değişikliğe uğramaz. Senin için bu beş vakit namaz, 50 vakit namazın karşılığıdır” (Buhari Salât,)
Her güzel amele on katı ecir verileceği şu ayetle sabittir. ”Kim bir iyilik yaparsa, ona bunun on katı ecir vardır” Enam Suresi,160) Beş vakit namaz farz kılınmadan önce, Efendimiz (s.a.v.) in ibadet şekli Allahu Teâlâ’nın yaratıklarını düşünmek ve onun yüceliğini tefekkür etmek şekline idi. Sabah ve akşam ikişer rekât namaz kıldığı da nakledilir. Daha önceki ümmetlerinde namaz ibadeti vardır.
“Güzeller güzeli (s.a.v.)’in gözünün nuru, müminin miracıdır.” (Nesai,) “Namaz, dinin direği, her hayrın anahtarıdır.” ( Teber ani.)
Namaz Allah (c.c.) yalvarıştır. Namaz, kulun Allah (c.c.) yaklaşmasıdır. Namaz, bir müslümanın günde 5 defa Allah (c.c.) büyüklüğünü idrak etmesidir. Mevla Teâlâ Kur’an-ı Kerim’de namazlarını huşu ile kılan müminlerin kurtuluşa ereceğini haber vermiştir.
”Muhakkak müminler felah bulmuştur. O müminler ki, namazlarında huşu sahibidirler. (El Mümin ün Suresi.1-2)
Sad bin Muaz (r.a.) diyor ki, “hiçbir namaz kılmadım ki, o anda dünya işinden bir şey aklımdan geçti ise, hemen ondan vazgeçip, o namazı yeniden kıldım”.
Dindar olmanın ve dinde olgunlaşmanın en açık ölçüsüde yine namazdır. Namaz kılmadan, dindar olmak ve dinde olgunlaşmak mümkün değildir. Namaz, baki olan Mevla Teâlâ ile fani olan insan arasında ilahi bir bağdır. Müslüman için, bu bağı koparmak kadar korkunç bir tehlike düşünülemez.
Namaz, Allah’a yöneliştir. Namaz, kulun Allah’a yaklaşmasıdır.”Kulun Allah’a en yakın olduğu an, secde halidir”( Müslim )
Güzeller güzeli (s.a.v.) hadisi şeriflerinde şöyle buyurur.”Kulun, kıyamet gününde, hesaba ilk önce sorulacak olan ameli namazdır. Eğer namazı dürüst çıkarsa, felah bulmuş ve kazanmıştır. Eğer, namazı düzgün çıkmazsa kaybetmiştir. Farz namazları eksik çıktığında Allahu Teâlâ bakınız, kulumun nafile namazı varmıdır? Der. Farz namazından eksik olanlar, nafile namazlarla tamamlanır. Diğer amelleri bu şekilde muhasebe edilir.” (Tirmizi)
Namaz her bakımdan insanın temizlenmesine vesiledir. Çünkü namaz kılacak kişinin bedeni, elbisesi ve namaz kılacağı yer tertemiz olacaktır.
Namaz kılmak demek, kulun Allah (c.c.) huzuruna çıkması ve O’na dua ve niyazda bulunması demektir. Namaz, insanın kalbini aydınlatır ve yüksek duygularla duygulandırır. Aynı zamanda her çeşit kötülüklerden alı koyar.
Konumuzla ilgili Kur’an-ı Kerim’de Yüce Rabbimiz şöyle buyurur. “Sana vahyolunan kitabı oku, namazı dosdoğru kıl. Gerçekten namaz hayâsızlıktan ve fenalıktan alı kor” (Ankebut Suresi, 45) buyrulmuştur.
İki namaz arasında kirlenen ruhlar, ancak namaz ile tertemiz olur. Gönüller, ancak Allah (c.c.) anmakla sükûn bulur.
Namazın, yirmi dört saatte ve değişik vakitlerde kılınması, bu vakitlerde işlenen günahlara kefaret olması içindir. Bir hadisi şerifte Âlemlerin efendisi (s.a.v.) şöyle buyurmuştur.
”Herhangi birinizin kapısı önünde bir nehir bulunup ta o nehirde günde beş defa yıkansa, kendinde kirden hiçbir şey kalırmı? Oradakiler: Hiçbir şey kalmaz diye cevap verdiler. Bunun üzerine Kâinat’ın Sultanı (s.a.v.) işte beş vakit namaz da buna benzer. Allahu Teâlâ namaz sayesinde günahları siler buyurdu.” (Buhari, Müslim)
Namaz insanın gafletten uyanmasını, yaşayışına düzen vermesini, geleceğinin muhasebesinin yapmasını ve içtimai terbiyesinin olgunlaşmasını sağlar.
Namaz, insanın sabır ve metanetini artır. Namaz insanı huzura kavuşturur ve kalbin kararmasını önler. Namaz, fakir ile zengini, amir ile memuru her seviyede ki insanı bir araya getirir.
Güzeller güzeli (s.a.v.)’e en faziletli amel hangisidir diye sorulunca? “vaktinde kılınan namaz” buyurdular. Yine buyurdular ki, “Allahu Teâlâ kullarına şahadet kelimesinden sonra namazdan daha sevgili bir ibadet farz kılmamıştır.”
Eğer namazdan daha sevgili, bir ibadet olsaydı, onu meleklere yaptırırdı. Hâlbuki melekler daima namazdadır Bir kısmı, rükû’da bir kısmı secdede, bir kısmı ayakta ve bir kısmıda oturmaktadır.
Namaz, müminin kalbinde parlayan bir nurdur. Bu nur sayesinde mümin gaflette uyanarak hidayete ulaşır. Namazın şartlarına uygun doğru ve dürüst olarak ihlâs ve samimiyet kılınan namaz, kulun günahlarının bağışlanmasına sebep olur. Bir hadisi şerifte Güzeller güzeli (s.a.v.) şöyle buyurur.
“Allahu Teâlâ’nın farz kıldığı beş vakit namazı herkim, abdestini güzel alır, rükü ve huşuunu güzel tamamlayarak onları vaktinde kılarsa, Allah (c.c.) o kimseyi bağışlayacağına söz verir. Böyle yapmayınca, Allah (c.c.) vadi yoktur. İsterse af eder isterse azap eder.” ( Sünen-i Ebi Davud,)
NAMAZLA İLGİLİ BİR RÜYA:
Namazı geciktirerek kılan bir insan, rüyasında kıyamet kopar mahşer kurulur, hesaplar görülür. Sıra kendisine gelir terazi kurulur. Bu adamın günahları ağır gelir.
Cehennem görevlileri bu adamı cehenneme doğru sürüklemeye başlarlar, adam yapmayın etmeyin ben dünyada namazımı kılıyordum desede dinletemez.
Tam cehenneme atacakları yerde karşılarına nurani birisi çıkar ve durun atmayın der.
Bu adam namazını kılıyordu adam sen kimsin der görevli, nurani zat derki sen dünyada namazlarını savsaklayarak kılıyordun bende onun için seni savsakladım geç kaldım der ve adamı cehennemden kurtarır. Namaz konusunu haftaya devam edeceğiz inşallah. Rabbime emanet olunuz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder