Hele dadaş bir dinle size bir destanım var
Kışları uzun mi uzun,baharı dar
Ondört Kasımda koç katımı var
İşte kış bu tarihten sonra başlar
Harman kaldırıp toylar yapılır
Otlar,samanlar mereklere atılır
Gavurmalıklar kesilir,peynirler basılır
Kartol,şalgam,pürçikli kuyulara atılır
Yedi haftalarda ne ararsan bulunur
Rabbim sana binlerce şükürler olsun
Oğlanın boyi uzandi,gelin gızında bir naz
Ülüzgar esmeye başladı havalar ayaz
Gapı önünde durir çifte gara zağar
Gar,Goç gatımından ya ongün önce ya sora yağar
Gapılari bacalari her yeri gaplar
Yerde ne his galır ne de kir,hepsini paklar
Aralığın dördü bizde dan agovandır
Bundan sonra yenilen peynir ile soğandır
Bıldır bele oldi bu yılda böyle olacak
İgirmi gün sonra nahır govan gelecek
Bundan sonra çıkılmaz artık dışarı
Mallara alaf su ver gez aşağı yukarı
Gafada enni şapga belde uzun guşaklar
Gelirse pastırmacı yazı yaşşadı uşaklar
Aralık ocak aylarına gelir zemheri
İki çeşidi vardır,biri erkek öbürü dişi
Erkek zemheriye güvenilir olmaz ondan zarar
Dişi zemheride pek çok kötülükler var
Çoğu zenginin olmaz bundan haberi
Zemheride su akacağına gan aksın daha iyi
Mahsulden olmaz hayır gider bin bereket
Zemheride su akarsa bu ili hemen terk et
Ocak ayının son cumasına hıdırellez dediler
Şubatın ilk cumasına gadar sürsün istediler
Bu sürede çok yağış olur muhtaçları Hızır bulur
Ona rastlanmak istenir,ondan yardım umulur
Şubatın ikinci cuması ulu camiye gitmeli
O gün gelecek Hızır’ı umutla beklemeli
Kılar namazını bu camide yöreye veda eder
Hızır ilimizden ayrılır giderde gider
Hıdırellezin birinci günü bolca tuzlu yiyip yatmalı
Rüyada su veren güzele iyice bir bakmalı
Gılik yapıp sevdiğin bacasına goyulacak
Gargalar guşlar hangi bacada yedi o bulunacak
Pisiklerin yattığı yerlerdir küllük
Dar uzunca biçimsiz şeylerde düllük
Analar eledi bebeye höllük
Erzurum’da şubat’ın adıdır cücük
Cücügün son dört günü mardın üç günü beldelegüz
Çok soğuk olur bu gün insanı eder dümdüz
Bu günde,yola çıkıp ölene iyi gözle bakılmaz
Bile bile çıktı yola arkasından ağıt yakılmaz
Zorlana zorlana geldik mi marda
Bitti alaf yakacak yakacak kaldıkmı darda
Zaten kış boyunca gavrulduk donduk
Gün geldi tıssik yakdık dumanına boğulduk
Guzzigimiz çıkdi baca gar’i dökmekten
İmanımız gevredi velehevle çekmekten
Ferik,bılik,culluk galmadi hepisin yedik
Ahan bahar gelir hep yollari gözledik
Atın,eşşegin,kurigin alafı bitti
Tıllik Üzeyir yokluktan gurbete gitti
Godik,gudik,enikler hep darda galdi
Sayılı günler durir,umutlar bahara galdi
Bilirsiz mardın sekizine gelmez dokuzuna galmaz
Fazla dırlayan gızi heç kimse almaz
Haca giden leylekler bu gece geldiler
Öyle bir gar yağdı ki onnara peşman oldiler
Mardın onunci güni ezelbahar veya kese yaz
Onyedinci günü haftamahal veya orta yaz
Bu günlerde yağmurun bolca yağması istenir
Arazinin gardan temizlenmesi beklenir
Dadaş beldesi Türbede yatar büyük Gaziler
Bu zamanda gelir Erzurum’a caziler
Ana,eze,bibi galdi bunlardan naçar
Damlardan girer içeri yağın bereketi gaçar
Aras,Murat,Garasu bu mevsimde coşarlar
Nice ocaklar söner sağa sola taşarlar
Haftamahalda sütler yayıklara yayılır
Yapılan yağın üstüne at mıhi goyulur
Her insana bir taş bacalara düzerler
Hangisinden böcük çıkdi ona bakar gezerler
Böcük çıkan taş sahibi en şanslı kişi
Bütün yıl boyunca onun adına görürler işi
Nisan’a abrel derler günler bir ile başlar
Goca garı soğukları çoluk çocuği haşlar
Beş nisanda camış gıran bulunur
Bu günün soğuğundan çok kötülük umulur
Sabah bulutu gızardı Biplo şimdi ötecek
Bahar yaklaşir artık bacalarda tütecek
Mıhmındırik yapılır yağmur duasına çıkılacak
İkindiden sonra başlar mayıs şırşırları
Bırakmaz ki çıka dışarı insanlari
Kırkikindilerde fazla yağmur istenmez
İmani olan yürekler yokluktan hiç paslanmaz
Fazla yağarsa yağmur kırk kel adı bulunur
İsimleri sayılır ipliğe dualar okunur
Fazla kurak olunca düğümleri bozarlar
Sıcağı gören yürekler gudururlar azarlar
Gar Ağustosun onunda bile Palandökende durur
Şavki parlar allı pullu şehere vurur
Bu kadar gün yaşadık dalımız ıssınmadi
Sayılı günlere yazacak başka bir şey galmadi
Bu destan için bir makaleden faydalandım
Devamsızlık benimki çok sevdim,çok sevdalandım
Eski heybetli Dadaşlar Türbe deresini aştıda gitti
Sanmayın Erzurum’un sayılı günleri burada bitti
Dadaş Hüseyin Kotan Şiiri