Ardımda bir fikir kalsın istiyorum. Zorla karşılaşınca ölüm korkusundan istikametini şaşıranlarla biz ölümden aynı şeyi anlamıyoruz. Bu bir imtihandı. Kolay olacağını söylemedi kimse. Sancısız olacağını, bedelsiz olacağını. Bu yola baş koymak, sonunda gerekirse bu uğurda o baştan vazgeçmek demekti. Bizim için karar aldıklarını zanneden ahmaklar var. Bu karar ancak göklerde alınmış olabilir. Siz kimsiniz ki..!
BİR FATİHA DA SENDEN OLSUN
KİMLER GELDİ, KİMLER GEÇTİ? TIKLA DA GÖR
Allah (cc), Kuran-ı Kerim’de Ankebut suresi 55. ayetinde:” Her canlı ölümü tadacaktır.”diyor. Bizler ve bu yazıyı siz...
27 Mayıs 2016
KÖYLÜMÜZ HASTA
Fihri abi (DÜRLÜ) geçirdiği rahatsızlık sonucu Bölge Eğt. Hast. Göğüs cerrahi servisi -2. kat 95 numaralı odada yatmaktadır. RABBIM cümle hastalara acil şifalar versin.
Kaynak: Mahmut Polat
Kaynak: Mahmut Polat
"Beni unutursanız rızıklarınızı kısarım"
Kur'ân-ı kerîmde (Beni unutursanız rızıklarınızı kısarım) buyuruldu. Bunun için, imân rızkı, sıhhat rızkı, gıda rızkı, insanlık ve merhamet rızkı ve daha nice rızıklar azaldı...
Küfürden, bozuk itikâddan sonra en büyük günah namaz kılmamaktır. Din büyükleri buyurdu ki: "Namaz hayattır. Namaz ve nefes aynı şeydir. İnsan nefes alıyorsa namaz kılar. Nefes almıyorsa kılmaz... Namazsız geçen ömür, büyük kayıptır... Namaz kılmayanın hiçbir şükrü kabul olmaz. Duanın kabul olması için de namaz kılmak şarttır..."
Bir Müslüman, farzlara önem verip, tembellikle yapmasa, mürted olmaz. İmânı gitmez. Ancak, bir farzı yapmayan Müslüman, iki büyük günâha girer.
Birincisi, o farzın vaktini ibâdetsiz geçirmek yani farzı geciktirmek günâhıdır. Bunun affolması için tövbe etmek, yani pişman olmak, üzülmek, bir daha geciktirmeyeceğine karar vermek lâzımdır.
İkincisi, bu farzı terk etmek, yapmamak günâhıdır. Bu büyük günâhın affolması için, bu farzı hemen kaza etmek, yani vaktinden sonra hemen yapmak lâzımdır. Kazayı geciktirmek de, ayrıca büyük günâh olur... Senelerce kılınmamış namazları kaza etmek, imkânsız gibi olmuştur. İnsanlar, dinin emirlerini terk ettikleri; Allahü teâlânın emirlerine ve yasaklarına uymadıkları için ve İslâm dîninin gösterdiği rahat ve huzur yolundan ayrıldıklarından dolayıdır ki, dünyada bereket kalmadı. Rızıklar azaldı. Tâhâ sûresinde yüzyirmidördüncü âyet-i kerîmesinde meâlen; (Beni unutursanız rızıklarınızı kısarım) buyuruldu. Bunun için, imân rızkı, sıhhat rızkı, gıda rızkı, insanlık ve merhamet rızkı ve daha nice rızıklar azaldı. (Hâşâ, zulmetmez kuluna hüdâsı, herkesin çektiği kendi cezâsı) sözü, Nahl sûresinin otuzüçüncü âyetinden alınmıştır.
Bugünkü küfür karanlıkları ve Allahü teâlâyı, Peygamberi, İslâmiyeti unutmanın bereketsizlikleri ve sıkıntıları içinde, insan, gece gündüz, kadınlı erkekli çalışıp, bir âilenin nafakasını, rahat yaşamasını temîn edemez hâle gelmiştir.
***
Bir gün, Eshâb-ı kiramdan bir zat, Resulullah Efendimize sorar:
- Ya Resulallah, kazancım bol olmasına rağmen geçim sıkıntısı çekiyorum.
- Evinizde namaz kılmayan var mı?
- Hayır, namaz kılmayan yoktur.
- Komşularınız arasında veya mahallenizde namaz kılmayan var mı?
- Hayır, ya Resulallah!
- Bir araştırın, namaz kılmayan birisi geçmiş mi?
- Efendim araştırdık, geçen olmamış.
- Bu bereketsizlik namaz kılmamaktandır. İyi düşünün!
- Ya Resulallah, araştırdık, namaz kılmayan birinin cenazesini götürürlerken, tabutu bizim evin duvarını çizmiş. Bu olabilir mi?
- İşte evdeki bereketsizlik bundandır. O duvarı hemen yıkıp yeniden yapın!
O zat, duvarı yıkıyor, besmeleyle tamir ediyor ve işleri yoluna giriyor...
24 Mayıs 2016
KALÜ BELA NE DEMEKTİR
Bismillahirrahmanirrahim
Bütün hamtlar ve övgüler Allahu
Teâlâ’ya mahsustur. Kâinat’ın zerresi adedince, Salât ve selam bütün insanlığın
Efendisi, Hz. Muhammed (s.a.v.) ‘e âline ve ashabına olsun.
Allahumme
salli ala Muhammed’in ve ala ali Muhammed
Değerli
okurlarım! islam: Teslim olmuş anlamına gelen Müslüman Hz. Muhammed (s.a.v.)
Allahü Teâlâ’dan getirdiği dine “İslam’a” kalple,
lisanla ve azalarla teslim olmuş kimsedir..
İslâm kelimesi
genel olarak Hz. Muhammed (s.a.v.) den önceki semavî tevhit dinleri ve
mensupları için de kullanılmıştır. Çünkü vahiy’in kaynağı bir olup, o da yüce
Allah'tır.
Ona ve
peygamberlerine "tabi ve teslim olma" niteliği
önceki dinlerde de vardır. Kur’an-ı Kerim’de bununla
ilgili pek çok ayet- i kerime vardır.
Cenâb-ı Hak Nûh (a.s)'a vah yettiği gibi
Hz. Muhammed(s.a.v.) de vah yettiğini bildirmiş (Nisâ suresi.163),
Hz İbrahim (a.s.)
ve ondan sonra gelen bazı peygamberleri ve mensuplarını"Müslüman" olarak nitelemiştir.
MÜSLÜMAN MISIN?
Elhamdülillah
müslümanım.
Ne zamandan beri Müslümansın?
“KALÜ BELA” dan beri.
“KALÜ BELA” ne demektir?
Mevla Teala ruhları yarattığı vakit onlara hitap ederek,
“ELESTÜ BİREBBİKÜM ?” yani
“Ben sizin Rabiniz değilmiğim?” diye sual buyurdu. Ruhlar da KALÜ BELA yani: Evet Ey Rabbimiz! Sen
bizim yaratıcımız ve Rabbimizsin” dediler. Buna ezeldeki, hak ile sözleşme
derler. İşte o zamandan beri müslümanım. Ve sonsuzluk boyunca da öyle olacağım.
İslam’ın şartı 5-tanedir.
21 Mayıs 2016
BERAT KANDİLİNDE BU DUAYI OKUYALIM
“Rabbiğfir li, ve’rhamnî, ve’cburnî, ve’rfa’nî, ve’rzuknî, ve’hdinî, ve âfinî” Ey Allah’ım! Beni bağışla. Bana merhamet et. Beni hidayete eriştir ve bana afiyet ihsan eyle. Beni kendi katında yüce mertebeye ulaştır. Eksiklerimi gider ve bana rızk ver. Hayırlı kandiller. İhsan AKPINAR
19 Mayıs 2016
KURAN OKUMADAN YATMAYIN
Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa, “Kur’an’ı öğreniniz ve sırasına göre okuyunuz” buyuruyor. Yani aşağıdan okumak yanlıştır. Önce Fatiha ardından Bakara gibi tadile göre okumak sünnettir. Sırasına göre okumamak namazı bozmaz ama usul budur. Peygamber Efendimiz, ayetler nazil oldukça her ayetin yerini bildirmiştir. Hazreti Nebi, “Şu ayeti şu surenin şurasına koyun” diyerek bütün tasnifi yapmıştır. Tabi bu sıralama vahiy ile gerçekleşmiştir. Onun için biz sıralamayı bozamayız. Kur’an’ın tertibi de vahye dayanır. İşte işin usulü budur. Yine hadisi şerifte, “Her gece yatmadan evvel Kur’an okuyunuz” buyuruluyor. Yani her gece uyumadan önce son işiniz Kur’an okumak olsun. Çünkü Kur’an Allah kelamıdır. İmanı kuvvetlendirir, yüreği ferahlatır. Gerçekten hakkını vererek ve manasını bilerek Kur’an okusa insanlar, kalpleri heyecana gelir. Kur’an’ a bakmak bile sevaptır. Hiç okumasanız bile sevap vardır. Dinlemeniz halinde daha fazla sevap alırsınız. Okursanız daha da sevap alırsınız. Hatta zorlanarak okuyan hepsinden daha fazla sevap kazanır. Çünkü zorlanmasına rağmen Kur’an’dan vazgeçmediği için… Uyumadan önce Kur’an okuma konusunda çok fazla hadis vardır. En azından yatmadan önce Fatiha Suresi okunmayı alışkanlık haline getirmek lazımdır. Fatiha, Kur’an’ın ilk suresidir. Kur’an’ın tüm manalarını içerir. Aynı zamanda şifa suresidir. Onun için Fatiha’yı çokça okumak lazımdır. Fatiha’dan sonra da en çok okuduğumuz sure ise Bakara Suresi’dir. Elif, Lam, Mim, diye başlayan ayetler çokça zikredilir. Onun dışında Bakara Suresinin ortasında Ayet-el Kürsi vardır. Kur’an’daki ayetlerin en muazzamıdır. Neden? Kur’an’da her ayet Allah kelamıdır. Fakat değişik ayetlerde şeytandan bahsedilir, melekten veya insandan bahsedilir. Ancak Ayet-el Kürsi’de doğrudan doğruya Allah-u Teâlâ’dan bahsediliyor. Onun için ayetlerin en mükemmeli kabul edilmiştir. Bu ayeti evinizde okursanız: Evinizden şeytan kovulur, şeytan o eve giremez. Eviniz yanmaz, yıkılmaz. Bakara Suresi’nin başında Elif, Lam, Mim; ortasında Ayet-el Kürsi; sonunda ise Amenerresulü var. Miraç’ta hediye edilen Amenerresulü ile bizlere büyük müjdeler verilmiştir. Mesela daha önceki ümmetlerin akıllarından geçirdikleri şeylerden dolayı günah yazılıyordu. Ancak Amenerresulü ile Ümmeti Muhammed bundan muaf tutulmuştur. Ayrıca şer bir işe niyet edilip yapılmadığı takdirde günah yazılmayacağı ve hayırların ise on misliyle yazılacağı müjdesi de Miraç’ta Amenerresulü ile verilmiştir. O yüzden Bakara Suresi’nde yer alan bu üç bölüm ayeti, sıkça okumak lazımdır.
ECDADIN FERASETİ…
Bizim atalarımız çok akıllı ve feraset sahibi insanlarmış. Bizlere büyük iyilik yapmışlar. Şimdi Türkiye’de bütün camilerde yatsı namazının ardından Amenerresulü okunuyor. Elhamdülillah… Namazlardan sonra tesbihattan önce Ayet-el Kürsi okunuyor. Biz hadisler de zikredilen tavsiyeleri adetleştirmişiz. Bu güzel davranışlar Suudi Arabistan’da yok, Mısır’da yok, İran’da yok. Allah bizleri bu güzel hasletlere alıştıran ecdadımızdan razı olsun. Ayrıca bunlar bidat falan da değil, hadislerde açıkça bahsedilen tavsiyelerdir...
SÜNNET HUZURDUR
Sahabe efendilerimizden birisi Hazreti Peygambere, “Ya Resulallah, şu arkadaşın evine sabaha kadar nur yağdığını gördüm” deyince, diğer sahabeler de, “biz de gördük” diyerek onaylayınca Efendimiz, o sahabeyi çağırtıp geceleyin ne yaptığını sormuş. Mübarek, “Efendim, Bakara Suresi’ni okudum” diye cevap vermiş. İşte Peygamberin sünnetine uyan böyle kazançlı çıkar. Eğer başımıza bir belanın gelmesini istemiyorsak, evimiz yıkılmasın, hırsız girmesin istiyorsak, Ayet-el Kürsi’yi her gece okumalıyız. Başka bir hadiste ise, “Amenerresulü’yü okuyup yattığınızda o gece ölürseniz, günahlarınızdan arınmış şekilde ruhunuzu teslim edersiniz” buyuruluyor. Yine gelenek haline getirdiğimiz bir başka sünnet de Hüvallahüllezi ayeti kerimesidir. Hadis-i Şerif’te “Hüvellahüllezi’yi akşam okuyan sabaha kadar, sabah okuyan akşama kadar vefat ederse affedilmiş olarak ölür” buyuruluyor. Elhamdülillah memleketin bütün camilerinde sabah ve akşam namazlarından sonra bu ayeti kerime devamlı okunur. Allah bizlere sünneti takip ederek huzuru gösteren ecdadımızdan razı olsun.
İLAHİ ŞİFADAN NASİBİNİZİ ALIN
Kâfurun Suresini her akşam okuyan kâfirlikten uzak olur, küfre düşmez, imanlı olarak ölür. Müminlerin anası Hazreti Aişe, “Üç ihlas okursanız Kur’an’ı hatmetmiş gibi sevap alırsınız” buyuruyor. Üçer defa Felak ve Nas Surelerini okursanız, dünyanın bütün sihirbazları toplansalar kılınıza zarar veremezler. Bir ton para döküyorsunuz büyücülere, falcılara, düzenbazlara yazık günahtır. Unutmayın: Sihirlerin kaynağı Yahudilerdir. Peygamber Efendimize de sihir yapmışlar ve Felak ve Nas Sureleri o olayın ardından inmiştir. Müslümanlar da bu sureleri okuyarak sihirden, büyüden emin olabilir. Derdi yaratan da dermanı yaratan da Hazreti Allah’tır. Biz Allah’ın izniyle Peygamberin yolunu takip ediyoruz. Onun için her sıkıntınız da ilahi şifadan nasibinizi almayı bilin. Allah bizlerin maddi manevi sıkıntılarına şifa versin. Âmin.
18 Mayıs 2016
Euzu ve besmelenin açılımı nedir?
Besmele (bismillahirrahmanirrahıım)'in anlamı "Rahman ve Rahim olan Allah'ın ismiyle " başlarım demektir."Kovulmuş olan şeytandan Allaha sığınırım" bu "Euzü billahimineşşeytanirracim "'in anlamıdır.
Bu ikisi birliktr okunmasına ("Euzü billahimineşşeytanirracim Bismillahirrahmanirrahiim") Euzü besmele denilir.
Sure veya âyet okumaya başlarken euzü okumak vaciptir. Surelere başlarken besmele okumak sünnettir.
Namaz içinde Fatiha'dan önce besmele çekmek sünnet, namaz dışında Fatiha okumaya başlarken besmele okumak vaciptir. Şafii mezhebinde ise her zaman Fatiha okurken besmele çekmek farzdır.
Ancak, ezbere bildiğiniz sure ve ayetleri dua niyetine okursanız, o zaman euzü besmele çekilmemesinin bir sakıncası olmaz.
Namazda Fatiha'dan sonra amin demek sünnettir. Dualardan önce besmele çekmek faziletli olsa da şart değildir.
Bu ikisi birliktr okunmasına ("Euzü billahimineşşeytanirracim Bismillahirrahmanirrahiim") Euzü besmele denilir.
Sure veya âyet okumaya başlarken euzü okumak vaciptir. Surelere başlarken besmele okumak sünnettir.
Namaz içinde Fatiha'dan önce besmele çekmek sünnet, namaz dışında Fatiha okumaya başlarken besmele okumak vaciptir. Şafii mezhebinde ise her zaman Fatiha okurken besmele çekmek farzdır.
Ancak, ezbere bildiğiniz sure ve ayetleri dua niyetine okursanız, o zaman euzü besmele çekilmemesinin bir sakıncası olmaz.
Namazda Fatiha'dan sonra amin demek sünnettir. Dualardan önce besmele çekmek faziletli olsa da şart değildir.
15 Mayıs 2016
Çalışan Kadın İlmihali
1- Dinimiz, evi geçindirme vazifesini erkeğe yüklemiştir. Evli kadının geçim masrafları kocasına, bekârın ki babasına, dul kadının ki baba, çocuk veya kardeşlerine aittir. Bunlardan herhangi biri bulunmazsa devlete aittir.
2- Müslüman kadın için ekonomik bağımsızlıktan önce Allah’a kulluk gelir. Müslüman kadın Allah’a kulluğunu hakkıyla yapamadığı ekonomik bağımsızlığın aslında bir kölelikten ibaret olduğunu bilir.
3- Koca, Müslüman kadını çalışmaya zorlayamaz, bu büyük bir zulüm olur. Müslüman kadın da kocasının rızası olmadan çalışamaz bu da büyük bir vebal olur.
4- İçinde yaşadığımız bozuk düzen ve çeşitli zaruretler dolayısıyla Müslüman kadın çalışmak zorunda kalırsa ilk dikkat edeceği prensip, çalışmak için kadınlık onurunu muhafaza edebileceği, yeterli derecede iffet güvenliği bulunan helal bir ortam ve helal bir kazanç yolu seçmektir.
5- Tesettür prensibimiz Müslüman kadının olmazsa olmazlarındandır. Çalışmak da dâhil hiçbir neden, Müslüman kadına tesettür kurallarını ihlal ettiremez.
6- Çalışan Müslüman kadın, işyerinde beraber çalıştığı erkeklerle kapalı kapılar ardında yalnız kalmamaya büyük özen gösterir. Efendimiz’in (s.a.s) “Bir kadınla bir erkek kapalı kapılar ardında baş başa kalırsa üçüncüleri şeytan olur” (Buhari, nikah) buyurduğunu bilir.
7- Çalışan Müslüman kadın, erkeklerle tokalaşmaz. İşyerine gidip gelirken, servis, toplu taşıma araçları gibi ortamlarda vakar, edep ve mahremiyet kurallarına büyük özen gösterir.
8- Çalışan Müslüman kadın, iş ortamındaki erkeklerin yanında küfürlü konuşmalarına, hayâsız espri ve şakalar yapmalarına asla müsaade etmez ve hemen tepkisini koyar.
9- Çalışan Müslüman kadın, uzun mesai saatleri ve beraber geçirilen çalışma yıllarının iş ortamındaki erkeklerle arasındaki mesafeleri kaldırmasına, ciddiyeti bozacak laubali bir ortamın oluşmasına asla müsaade etmez.
10- Çalışan Müslüman kadın, eşini ve çocuklarını ihmal etmez. Bunun büyük bir kul hakkı olacağını ve ahirette bu kul haklarının başına ciddi belalar açacağını bilir.
11- Çalışan Müslüman kadın, işyerindeki erkeklerin dikkatini çekecek giysiler giyinmemeye, takılar takınmamaya, kokular sürünmemeye özen gösterir.
12- Çalışan Müslüman kadın, parasıyla eşini ezmez. Sen sensin, bende benim demez. Para onu asla şımartmaz.
13- Çalışan Müslüman kadın, maaşının onu Allah’tan uzaklaştırmasına müsaade etmez. Aksine parası onu Allah’a daha çok yaklaştırır.
14- Çalışan Müslüman kadın, faiz belasına düşmeme, kazancına haram karıştırmama, kendisi ve ailesinin boğazından haram lokma geçirmeme konusunda son derece hassastır.
15- Çalışan Müslüman kadın, işyerindeki stresi evine taşımaz. İş yorgunluğunun eşiyle ve çocuklarıyla arasına girmesine asla müsaade etmez.
16- Çalışan Müslüman kadın, İslam fıkhının öngördüğü gerekli zenginlik miktarına ulaşınca ve mülkiyet haklarına sahip olunca zekâtını kendi verir, kurbanını da kendi kestirerek dinimizin yüklediği ekonomik görevlerini büyük bir titizlikle yerine getirir.
17- Çalışan Müslüman kadın, çalışacaksa zaruretler nedeniyle çalışır. Daha iyi bir ev, daha iyi bir araba, daha lüks ve konforlu bir hayat için çalışmaz. Zaruretler ortadan kalkınca ilk fırsatta evine döner.
18- Çalışan Müslüman kadın, kendisini çalışmaya mahkûm eden bu bozuk düzenin değişmesi, yerine adil ekonomik bir düzenin kurulması için de canla başla çalışır.
| Milli Gazete | Abdülaziz KIRANŞAL - Çalışan Kadın İlmihali
Çalışan Kadın İlmihali
- Dinimiz, evi geçindirme vazifesini erkeğe yüklemiştir. Evli kadının geçim masrafları kocasına, bekârın ki babasına, dul kadının ki baba, çocuk veya kardeşlerine aittir. Bunlardan herhangi biri bulunmazsa devlete aittir.
2- Müslüman kadın için ekonomik bağımsızlıktan önce Allah’a kulluk gelir. Müslüman kadın Allah’a kulluğunu hakkıyla yapamadığı ekonomik bağımsızlığın aslında bir kölelikten ibaret olduğunu bilir.
3- Koca, Müslüman kadını çalışmaya zorlayamaz, bu büyük bir zulüm olur. Müslüman kadın da kocasının rızası olmadan çalışamaz bu da büyük bir vebal olur.
4- İçinde yaşadığımız bozuk düzen ve çeşitli zaruretler dolayısıyla Müslüman kadın çalışmak zorunda kalırsa ilk dikkat edeceği prensip, çalışmak için kadınlık onurunu muhafaza edebileceği, yeterli derecede iffet güvenliği bulunan helal bir ortam ve helal bir kazanç yolu seçmektir.
5- Tesettür prensibimiz Müslüman kadının olmazsa olmazlarındandır. Çalışmak da dâhil hiçbir neden, Müslüman kadına tesettür kurallarını ihlal ettiremez.
6- Çalışan Müslüman kadın, işyerinde beraber çalıştığı erkeklerle kapalı kapılar ardında yalnız kalmamaya büyük özen gösterir. Efendimiz’in (s.a.s) “Bir kadınla bir erkek kapalı kapılar ardında baş başa kalırsa üçüncüleri şeytan olur” (Buhari, nikah) buyurduğunu bilir.
7- Çalışan Müslüman kadın, erkeklerle tokalaşmaz. İşyerine gidip gelirken, servis, toplu taşıma araçları gibi ortamlarda vakar, edep ve mahremiyet kurallarına büyük özen gösterir.
8- Çalışan Müslüman kadın, iş ortamındaki erkeklerin yanında küfürlü konuşmalarına, hayâsız espri ve şakalar yapmalarına asla müsaade etmez ve hemen tepkisini koyar.
9- Çalışan Müslüman kadın, uzun mesai saatleri ve beraber geçirilen çalışma yıllarının iş ortamındaki erkeklerle arasındaki mesafeleri kaldırmasına, ciddiyeti bozacak laubali bir ortamın oluşmasına asla müsaade etmez.
10- Çalışan Müslüman kadın, eşini ve çocuklarını ihmal etmez. Bunun büyük bir kul hakkı olacağını ve ahirette bu kul haklarının başına ciddi belalar açacağını bilir.
11- Çalışan Müslüman kadın, işyerindeki erkeklerin dikkatini çekecek giysiler giyinmemeye, takılar takınmamaya, kokular sürünmemeye özen gösterir.
12- Çalışan Müslüman kadın, parasıyla eşini ezmez. Sen sensin, bende benim demez. Para onu asla şımartmaz.
13- Çalışan Müslüman kadın, maaşının onu Allah’tan uzaklaştırmasına müsaade etmez. Aksine parası onu Allah’a daha çok yaklaştırır.
14- Çalışan Müslüman kadın, faiz belasına düşmeme, kazancına haram karıştırmama, kendisi ve ailesinin boğazından haram lokma geçirmeme konusunda son derece hassastır.
15- Çalışan Müslüman kadın, işyerindeki stresi evine taşımaz. İş yorgunluğunun eşiyle ve çocuklarıyla arasına girmesine asla müsaade etmez.
16- Çalışan Müslüman kadın, İslam fıkhının öngördüğü gerekli zenginlik miktarına ulaşınca ve mülkiyet haklarına sahip olunca zekâtını kendi verir, kurbanını da kendi kestirerek dinimizin yüklediği ekonomik görevlerini büyük bir titizlikle yerine getirir.
17- Çalışan Müslüman kadın, çalışacaksa zaruretler nedeniyle çalışır. Daha iyi bir ev, daha iyi bir araba, daha lüks ve konforlu bir hayat için çalışmaz. Zaruretler ortadan kalkınca ilk fırsatta evine döner.
18- Çalışan Müslüman kadın, kendisini çalışmaya mahkûm eden bu bozuk düzenin değişmesi, yerine adil ekonomik bir düzenin kurulması için de canla başla çalışır.
12 Mayıs 2016
ALLAH MAKAMINI CENNET EYLESİN
Dün gece idam edilen Cemaat-i İslami partisinin lideri Motiur Rahman Nizami, idama saatler kala bir mektup kaleme aldı. Nizami, "Cennet meyvesi pahalıdır. Kalp, asıl sahibine dönene kadar acır insan. Sonrası umman, kevser, Peygamber (s.a.v)" sözleriyle Hakk'a yürüdü..
İslam dünyasının gelen tepkilere rağmen dünyanın gözü önünde idam edilen Cemaat-i İslami partisi lideri Nizami kaleme, aldığı veda mektubunda"Müslümanlar etle tırnak gibi midir gerçekten? Sökülüyor tırnaklarımız. Etiniz acımıyor mu?" diye sordu.
BEN GİDİYORUM...
Doğduğumda nikâhlandığım ve son nefes diye zaman tayin ettiğim buluşmaya gidiyorum. Korkmuyorum. Ardımda pişmanlıklarım var ama üzgün değilim. Kırgınım. Sözünü unutanlara, kardeşinin elini tutmayanlara, düşeni kaldırmayanlara, Allah için gözyaşlarını sakınanlara, resimlerimizi "layk" için kullanıp gördüklerini yaşanmamış kabul edenlere, zalimin yanında durup mazluma timsah gözyaşları dökenlere, kıyama kalkmayı kolay zannedip elindekini muhafaza etmek için bahane satanlara, alanlara kırgınım. Bu kırgınlıkla kavuşacağım Rabbime. Söyleyeceğim bunları.
Vuslat bu. Nerede buluşacağı belli olmuyor insanın. Bazen 14 yaşındaki bir kızı Kudüs'te pazarda buluyor. Kafasına sıkılan bir kurşunla göçüyor. Elbisesine bulaşıyor kan. Huzura çıkmadan önce melekler yıkıyor onu.
"Senin kardeşin benim. Bu katillerle niye anlaşıyorsun?" diyemiyor.
Bazen vuslatına yürümen gerekiyor. Seni evinde bulsun istediğin buluşma için önce evinden ayrılman gerekebiliyor. Sonu görünmeyen bir yolu merakla yürümen gerekiyor. Yol bitip de deniz başlayınca acı acı yutkunmak serbest suya atlamadan önce. Bir kıyıya varıyor elbet denizin sonu. Kıyıya ya canlı varıyorsun ya da cansız vuruyorsun.
"Benim evim sizin hesaplarınızdan daha anlamlıydı. Hırsınızdan büyüktü odalarımız. Niye yaktınız çocuklarımızın gözlerimizin önünde büyüyecekleri resimleri? Mutlu musunuz şimdi?" diyemiyorsun…
Bazen evinde de buluyor seni. Dumanlar yükselmeye başlıyor birden. Zaten taş binada oturmasına izin verilmeyenlerin çabuk tutuşan evlerine ateş sıçrıyor. Bütün seslerin gökyüzünde toplandığını düşünürseniz günü her saati bir "ah" asılır Arakan'dan o gökyüzüne. Çocuklar ölür. Çıplak ayakları ve toza bulanmış yüzlerine bakmayın. Tertemiz gider onlar. Kadınlar ölür. Adamlar ölür. Yanarak ölür, kahırla ölürler. Cennet meyvesi pahalıdır. Kalp, asıl sahibine dönene kadar acır insan. Sonrası umman, kevser, Peygamber (s.a.v)!
"Müslümanlar etle tırnak gibi midir gerçekten? Sökülüyor tırnaklarımız. Etiniz acımıyor mu?" diyemezler…
Ahzab suresinde övülen adam ve kadınlardan çok anlatabilirim size. Sizin üzüldükleriniz için son diye yazılan haberlerin "son" olduğunu mu zannediyorsunuz? Acıyı onlar çekiyor da size pay düşmeyecek mi zannediyorsunuz? Daha ilkokulda öğretmene şikâyet edilmekten korkanlar! Sizi Allah'a şikâyet etmeye gidiyoruz. Her yaptığınızı, her yapmadığınızı, her söylediğinizi, her sustuğunuzu, her gördüğünüzü, her gözünüzü kapadığınızı, her oturuşunuzu, her kalkmayışınızı bir bir not aldım. Her şeyi anlatacağım.
Ben gidiyorum…
Ardımda bir fikir kalsın istiyorum. Zorla karşılaşınca ölüm korkusundan istikametini şaşıranlarla biz ölümden aynı şeyi anlamıyoruz. Bu bir imtihandı. Kolay olacağını söylemedi kimse. Sancısız olacağını, bedelsiz olacağını. Bu yola baş koymak, sonunda gerekirse bu uğurda o baştan vazgeçmek demekti. Bizim için karar aldıklarını zanneden ahmaklar var. Bu karar ancak göklerde alınmış olabilir. Siz kimsiniz ki..!
Ardımda bir fikir kalsın istiyorum. Zorla karşılaşınca ölüm korkusundan istikametini şaşıranlarla biz ölümden aynı şeyi anlamıyoruz. Bu bir imtihandı. Kolay olacağını söylemedi kimse. Sancısız olacağını, bedelsiz olacağını. Bu yola baş koymak, sonunda gerekirse bu uğurda o baştan vazgeçmek demekti. Bizim için karar aldıklarını zanneden ahmaklar var. Bu karar ancak göklerde alınmış olabilir. Siz kimsiniz ki..!
Kulunu razı etmek için Yaratıcıyı üzecek değiliz!
Ben gidiyorum…
Benden önce giden arkadaşlarımın yanına, Rasulullah'ın yanına. Siz kalacaksınız. Kimin doğru olduğu benim gittiğim yerde çıkacak ortaya…
Ben gidiyorum…
Çeki düzen verin kendinize. Sıranın size de geleceğini unutmayın. Şehadetin şehid gibi yaşayanlara nasip olacağını, Allah'tan başkasına kul olunmayacağını hatırlayın her daim.
Ben gidiyorum…
İbret alın bu yolculuktan. Bir araya geldiklerinde sadece aynı anda ayaklarını yere vursalar dünyayı sallayacak kalabalıktaki sizler, kardeşlerim. Sizin gözünüzün önünde yürüyeceğim ipe. Korku görmeyeceksiniz. Endişe sezmeyeceksiniz. Öfkemi de beraberimde götüreceğim.
Ben gidiyorum…
Dilerim bu gidiş size kim olduğunuzu hatırlatsın. Mazlumlar için ayağa kalkmanın bir yolunu bulmanızı sağlasın. İpler adedince baş istense, ama deseler ki bu bedel kıyam içindir, az kalır giden başlar! Boşuna terk etmez canımız bedenimizi. Mükâfatını O'ndan biliriz. Kalanlara ibret olmadığı üzer bizi…
Size son sözlerim şudur;
"Her zaman batılın, zulmün ve haksızlığın karşısında ilmi mücadeleye devam edeceksiniz. Bir mümin asla Allah'tan ümidini kesmez. Hayatınızın sonuna kadar Allah yolunda bir gaye ile görevinizi sürdüreceksiniz. Batılın tüm tuzaklarına ilim yoluyla cevap vereceksiniz. Kadınlarımızın yetiştirilmesine ve ahlâk yoluna önem vereceksiniz. Cemaat-i İslami'de asla bir lider problemi yaşanmayacaktır. Durum ne kadar kötü olursa, o kadar iyi ve kaliteli liderler yetişecektir. Ben yaşlandım. Rabbim her an canımı alabilir. Ben şehit olarak Allah'ın huzuruna gitmek istiyorum. Benim şehadetim ile beraber değişim başlayacaktır. Halkım ve dünya Müslümanlarından dua istiyorum. Eğer dünyada bir daha görüşemezsek, cennette görüşeceğimizi ümit ediyorum inşallah."
Motiur Rahman Nizami
03 Mayıs 2016
MİRAÇ KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN
Tadili erkana dikkat ederek namaz kılmayı, Allah(cc)a kul, Hz. Muhammed (sav)'e ümmet olmayı hepimize nasip eyle. Amin
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
ERZURUM'DA HALI YIKAMA SİZE BİR TELEFON KADAR YAKIN
TOMURCUK HALI YIKAMA
0442 214 19 34
0533 371 19 33
IŞILTI HALI YIKAMA
0442 242 05 97
0530 175 3414
POLAT HALI YIKAMA
0534 334 59 08
0 507 046 83 47
BURSADAKİ TORTUM DEMİRCİLER KÖYLÜLERİNİ MİLLETÇE ALKIŞLIYORUZ
Bursa'da yaşayan köylülerimiz ayda bir 27 hane reisi olarak toplanıyor. Kuranı Kerim okuyor, dua ediyor, birbirlerinden haberdar oluyor.
FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYINIZ
FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYINIZ