BİR FATİHA DA SENDEN OLSUN
KİMLER GELDİ, KİMLER GEÇTİ? TIKLA DA GÖR
Allah (cc), Kuran-ı Kerim’de Ankebut suresi 55. ayetinde:” Her canlı ölümü tadacaktır.”diyor. Bizler ve bu yazıyı siz...
25 Mart 2013
SİZ HALA SİGARA İÇİYOR MUSUNUZ?
Günümüz dünyasında bir milyara yakın kişi sigara içmektedir. Ülkemizin güzel insanları ise, sigara liginde altıncı sırada... Fakirliğin ve sefaletin kol gezdiği ülkelerde, sigara içme nispeti giderek artarken, gelişmiş kabul edilen ülkelerde sayı azalıyor. Son yıllarda kadınların da bu yarışta yerini alması, tehlikenin boyutlarının ne kadar büyüdüğünü gösteriyor. Artık lise çağındaki gençler bile, anneleri ile birlikte maalesef sigara içebilmekte...
Sigara içme nispetinin % 30 civarında olduğu ülkemizde, son sigara yasaklarının faydası olsa da, gençler ve kadınlar arasında bu zararlı alışkanlık hızla yayılmaktadır. Her yıl 120 bin kişi sigaraya bağlı hastalıklardan hayatını kaybetmektedir. H1N1 virüsü salgını sebebi ile gösterilen duyarlılık, her gün yaklaşık 400 kişinin ölümüne sebep olan sigara için gösterilmemektedir. Sigaranın sadece akciğerlere zarar verdiğini îma eden bazı yayınlar ise, son derece hatalıdır. Sigara içmeyle veya pasif içicilikle vücuda giren zararlı maddeler, vücuttaki bütün organlara zarar vermekte ve onlarca hastalığın meydana gelmesine sebep olmaktadır. Sigara, neredeyse bütün kanser türlerinin meydana gelme riskini kat kat artırmaktadır. Bütün bu hastalıklara doğrudan sebep olan sigarayla mücadele, dünyada sigara içen kimse kalmayıncaya kadar devam ettirilmelidir. Peki, bu kadar tehlikeli olmasına rağmen, insanlar neden kendi sonlarını hazırlamakta bu kadar istekli davranmaktadır? Neden sigaranın zararları görmezden gelinmektedir?
İçmek için sebep oluşturma
Sigara içenlerin, kendileri için geçerli mutlaka bir sebepleri vardır. Kimisi stres, kimisi alışkanlık, kimisi ise hiç akla gelmeyecek bahanelerle içmeye devam eder. Sigara içen kişiler, bu sebeplerin arkasına sığınarak bu sahte mutluluğu yaşamaya devam ederler. Sigara içtiği için koroner kalb hastası olmuş biri şunları söylemişti: "Sigara içmediğim zaman çok sinirleniyordum, içince rahatlıyordum." Bu kişi; "Sigara içmezsem sinirlenirim." gibi yanlış bir şartlanmaya girmişti. Hâlbuki bu kişi, sigaranın uyarıcı tesiriyle, daha da asabileşmekte; sağlık problemleri ve sigaraya harcadığı paralar sebebiyle daha geçimsiz olmaktaydı. Çevresindekiler için de; "Sigara içersem,
sinirlenmem ve sizi rahat bırakırım." gibi dolaylı bir tehdit oluşturmaktaydı. Yakınları ise, bu kişinin sinirlenmemesi için yıllarca sessiz kalmışlar, hattâ her sinirlendiğinde onun sigara içmesine yardımcı olmuşlardı. Kişinin mizaç özelliklerinden veya başka sebeplerden dolayı içinde bulunduğu menfî ruh hâlini düzelmek için sigaraya sığınması ne kadar da büyük bir hatadır.
Sigara tiryakileri, genelde stresli oldukları için sigara içtiklerini ifade eder. Hâlbuki sigara herhangi bir sıkıntıyı gidermediği gibi, yol açtığı sağlık problemleri sebebiyle stresi daha da artırmaktadır. Sigara içen bir kişi, hemen her gün maddî ve mânevî bir tükenişe doğru sürüklenir. Bu zararlı davranış aslında "terk edilemeyen bir alışkanlık" değil, bir tür "ölüm provası"dır.
Yanlış savunma mekanizmaları
Kişiler, içinde bulundukları herhangi yanlış bir davranışı iyi göstermek için, çeşitli savunma mekanizmaları geliştirirler. Savunma mekanizmaları ise, gerçeğin algılanmasını engeller. Kişi bu mekanizmalar ile farkında olmadan yanlış davranışı devam ettirir. Savunma mekanizmalarından bazıları şunlardır: inkâr, görmezden gelme, rasyonalizasyon, yüceleştirme. Sigara içen bir kişi, nefes darlığını, gribe; öksürmesini de, üşütmeye bağlayabilir. Sigaranın kötü taraflarını hiç aklına getirmez. İşte bu, görmezden gelme hâlidir. Savunma mekanizmaları gerçekleri algılamamızı bozabilir. Bizim hatalı davranışta devam etmemize sebep olur. "Bu doğru bir davranış değil! Ben kendime, sevdiklerime, ülkeme, aileme zarar veriyorum." diyerek bu alışkanlığı bırakmak en doğru adımdır.
İnsan hayatı bu kadar ucuz mu?
İnsan hayatı kutsaldır. İnsanın canına kıyması, kendine zarar vermesi, büyük günahlardan kabul edilir. İslâm’a göre, can bize emanet olarak verilmiştir. Aniden kendi canına kıyan biri ile her gün yavaş yavaş kendini ölüme sürükleyen biri arasında ne fark olabilir? Her ikisi de kendi hayatına son vermektedir. Yüce bir ideal uğruna bizim yaşadığımız hayattan ayrılan kişiler şehit olmaktadır. Geçici bir keyif ve tütün bitkisi uğruna canlarını feda edenler ise, bir hiç uğruna bu dünyayı terk etmektedir. İnsan hayatı bir bitki ve alışkanlık uğruna feda edilmeyecek kadar kutsaldır. Bize emanet olarak verilen canı korumak, insan olmanın gereklerinden biridir. Sigara içen kişilerin kendilerine değer vermeleri, kendilerine verilen emanetin kıymetini bilmeleri gerekir. Kampanyalar yeterli mi?
Sigaranın zararlarını anlatan kampanyalara baktığımızda, bazı yetersizlikler dikkat çekmektedir. Bu kadar tehlikeli bir alışkanlık için bu kadar cılız kampanyalar yapılması son derece enteresan bir durumdur. Sigarayı bıraktırma hususunda, sadece koruyucu sağlık açısından değil, çocukların öksüz ve yetim kalmaması, ülkemizin zenginliklerinin dışarıya çıkmaması için toplu bir seferberlik ilân edilmelidir. Bu seferberlikte her fert, kendini bir sağlık gönüllüsü olarak görüp sigara ile mücadele etmelidir. Sigara ile mücadele; alkol, uyuşturucu ve diğer zararlı alışkanlıklar için de mücadele demektir. Çünkü bu zararlı alışkanlık bir süre sonra diğer bazı zararlı alışkanlıklara da kapı aralayabilmektedir.
Hususen çocukların, daha ilkokul yıllarında, bu zararlı alışkanlık konusunda şuurlandırılması gerekir. Onlara, sigara, hayatları boyunca hiç yaklaşmamaları gereken bir tehlike olarak anlatılmalıdır. Çocuklarımıza tesir edebilmemiz için, onları sigara içilen çevrelerden uzak tutmamız ve bizlerin sigara içmemesi gerekir. Aksi takdirde söylenenler çocuklarda bir tesir meydana getirmez
Tezatlar
Sigara içen kişilerin hareketlerinde bazı tezatlar vardır ve bunlar hemen dikkat çeker. Bu kişiler, çocuklarını çok sevdiklerini söylerler; ama onların yanında sigara içerler. Ülkenin ekonomik durumundan şikâyet ederler; ama kendi davranışlarının ülke ekonomisine verdiği büyük zararı hiç dile getirmezler. Hayat pahalılığından şikâyet ederler; ama her gün düzenli olarak sigaraya para verirler. İnsanları sevmekten, doğruluktan bahsederler; ama açık havada bile yanlarındaki kişiyi rahatsız ettiklerini fark etmezler. Sigara içen kişiler zamanla bencilleşir. Onlar için aile bütçesinden sigaraya ayırdıkları para önemli değildir. Onlar insanların rahatsız olmasını abartılı tepkiler olarak değerlendirirler; hattâ bu tür tepkileri kendi hürriyetlerine müdahale olarak görürler.
Çocuğunu sevdiğini söyleyen bir kişinin, hem sağlık açısından, hem kötü örnek olma bakımından, hem de maddî olarak onu zarara uğratması neyle açıklanabilir? Sigara paketine verilenle beraber, sigaraya bağlı oluşan hastalıkların tedavisinde harcanan paraları da bu zararlı alışkanlığın maliyetine eklemek gerekir. Aslında sigara içenler, içmeyenlere göre iki kat daha fazla vergi vermelidir. Çünkü onların sebep olduğu zararlardan dolayı içmeyen kişilerin vergileri bir duman uğruna boşu boşuna gitmektedir.
Bırakmak zordur aldatmacası
Psikolojik bağımlılık yapan, buna karşılık fizyolojik bağımlılık derecesi düşük olan sigaranın bırakılması aslında kolaydır. Maalesef yıllarca, bırakmanın çok zor olduğunu telkin eden ifadelerle sigarayı bırakmanın zor olduğu algısı topluma empoze edilmiştir. Sigara paketini çöpe atmak, en etkili yoldur. Bağımlılık ve yoksunluk tedavisi gerektirmeyen bu alışkanlığın terkinden zarar edecek bazı kimseler, bırakmayı insanların gözünde büyütmektedir.
Bu süreçte, sigaranın zararlarından ziyade, insanların içinde bulundukları vahim durumu fark etmelerini sağlayacak yaklaşımlar öne çıkarılmalıdır. Paketlerin üzerinde "Sigara öldürür." yazısı önemlidir; ancak bundan daha önemlisi, sigara tiryakiliğinin kişide bugüne kadar hangi tahribatları meydana getirdiğidir. Eğer bu husus, kişiye ayrıntılı olarak anlatılabilirse, sigara içen kişi içinde bulunduğu durumu idrak edecektir. Bilginin idrak seviyesine yükselmesi bu süreçte çok önemli bir adımdır.
Ahsen-i takvim suretinde yaratılan insanın kendi yaratılış gayesini fark etmesi, buna uygun bir hayat yaşaması ve kendisine verilen emanete hıyanet etmemesi gerekir. Eğer hâlâ nefes alıyorsak, sigarayı bırakmak için vaktimiz var demektir.
Sızıntı dergisinden alıntıdır.
Sigara içme nispetinin % 30 civarında olduğu ülkemizde, son sigara yasaklarının faydası olsa da, gençler ve kadınlar arasında bu zararlı alışkanlık hızla yayılmaktadır. Her yıl 120 bin kişi sigaraya bağlı hastalıklardan hayatını kaybetmektedir. H1N1 virüsü salgını sebebi ile gösterilen duyarlılık, her gün yaklaşık 400 kişinin ölümüne sebep olan sigara için gösterilmemektedir. Sigaranın sadece akciğerlere zarar verdiğini îma eden bazı yayınlar ise, son derece hatalıdır. Sigara içmeyle veya pasif içicilikle vücuda giren zararlı maddeler, vücuttaki bütün organlara zarar vermekte ve onlarca hastalığın meydana gelmesine sebep olmaktadır. Sigara, neredeyse bütün kanser türlerinin meydana gelme riskini kat kat artırmaktadır. Bütün bu hastalıklara doğrudan sebep olan sigarayla mücadele, dünyada sigara içen kimse kalmayıncaya kadar devam ettirilmelidir. Peki, bu kadar tehlikeli olmasına rağmen, insanlar neden kendi sonlarını hazırlamakta bu kadar istekli davranmaktadır? Neden sigaranın zararları görmezden gelinmektedir?
İçmek için sebep oluşturma
Sigara içenlerin, kendileri için geçerli mutlaka bir sebepleri vardır. Kimisi stres, kimisi alışkanlık, kimisi ise hiç akla gelmeyecek bahanelerle içmeye devam eder. Sigara içen kişiler, bu sebeplerin arkasına sığınarak bu sahte mutluluğu yaşamaya devam ederler. Sigara içtiği için koroner kalb hastası olmuş biri şunları söylemişti: "Sigara içmediğim zaman çok sinirleniyordum, içince rahatlıyordum." Bu kişi; "Sigara içmezsem sinirlenirim." gibi yanlış bir şartlanmaya girmişti. Hâlbuki bu kişi, sigaranın uyarıcı tesiriyle, daha da asabileşmekte; sağlık problemleri ve sigaraya harcadığı paralar sebebiyle daha geçimsiz olmaktaydı. Çevresindekiler için de; "Sigara içersem,
sinirlenmem ve sizi rahat bırakırım." gibi dolaylı bir tehdit oluşturmaktaydı. Yakınları ise, bu kişinin sinirlenmemesi için yıllarca sessiz kalmışlar, hattâ her sinirlendiğinde onun sigara içmesine yardımcı olmuşlardı. Kişinin mizaç özelliklerinden veya başka sebeplerden dolayı içinde bulunduğu menfî ruh hâlini düzelmek için sigaraya sığınması ne kadar da büyük bir hatadır.
Sigara tiryakileri, genelde stresli oldukları için sigara içtiklerini ifade eder. Hâlbuki sigara herhangi bir sıkıntıyı gidermediği gibi, yol açtığı sağlık problemleri sebebiyle stresi daha da artırmaktadır. Sigara içen bir kişi, hemen her gün maddî ve mânevî bir tükenişe doğru sürüklenir. Bu zararlı davranış aslında "terk edilemeyen bir alışkanlık" değil, bir tür "ölüm provası"dır.
Yanlış savunma mekanizmaları
Kişiler, içinde bulundukları herhangi yanlış bir davranışı iyi göstermek için, çeşitli savunma mekanizmaları geliştirirler. Savunma mekanizmaları ise, gerçeğin algılanmasını engeller. Kişi bu mekanizmalar ile farkında olmadan yanlış davranışı devam ettirir. Savunma mekanizmalarından bazıları şunlardır: inkâr, görmezden gelme, rasyonalizasyon, yüceleştirme. Sigara içen bir kişi, nefes darlığını, gribe; öksürmesini de, üşütmeye bağlayabilir. Sigaranın kötü taraflarını hiç aklına getirmez. İşte bu, görmezden gelme hâlidir. Savunma mekanizmaları gerçekleri algılamamızı bozabilir. Bizim hatalı davranışta devam etmemize sebep olur. "Bu doğru bir davranış değil! Ben kendime, sevdiklerime, ülkeme, aileme zarar veriyorum." diyerek bu alışkanlığı bırakmak en doğru adımdır.
İnsan hayatı bu kadar ucuz mu?
İnsan hayatı kutsaldır. İnsanın canına kıyması, kendine zarar vermesi, büyük günahlardan kabul edilir. İslâm’a göre, can bize emanet olarak verilmiştir. Aniden kendi canına kıyan biri ile her gün yavaş yavaş kendini ölüme sürükleyen biri arasında ne fark olabilir? Her ikisi de kendi hayatına son vermektedir. Yüce bir ideal uğruna bizim yaşadığımız hayattan ayrılan kişiler şehit olmaktadır. Geçici bir keyif ve tütün bitkisi uğruna canlarını feda edenler ise, bir hiç uğruna bu dünyayı terk etmektedir. İnsan hayatı bir bitki ve alışkanlık uğruna feda edilmeyecek kadar kutsaldır. Bize emanet olarak verilen canı korumak, insan olmanın gereklerinden biridir. Sigara içen kişilerin kendilerine değer vermeleri, kendilerine verilen emanetin kıymetini bilmeleri gerekir. Kampanyalar yeterli mi?
Sigaranın zararlarını anlatan kampanyalara baktığımızda, bazı yetersizlikler dikkat çekmektedir. Bu kadar tehlikeli bir alışkanlık için bu kadar cılız kampanyalar yapılması son derece enteresan bir durumdur. Sigarayı bıraktırma hususunda, sadece koruyucu sağlık açısından değil, çocukların öksüz ve yetim kalmaması, ülkemizin zenginliklerinin dışarıya çıkmaması için toplu bir seferberlik ilân edilmelidir. Bu seferberlikte her fert, kendini bir sağlık gönüllüsü olarak görüp sigara ile mücadele etmelidir. Sigara ile mücadele; alkol, uyuşturucu ve diğer zararlı alışkanlıklar için de mücadele demektir. Çünkü bu zararlı alışkanlık bir süre sonra diğer bazı zararlı alışkanlıklara da kapı aralayabilmektedir.
Hususen çocukların, daha ilkokul yıllarında, bu zararlı alışkanlık konusunda şuurlandırılması gerekir. Onlara, sigara, hayatları boyunca hiç yaklaşmamaları gereken bir tehlike olarak anlatılmalıdır. Çocuklarımıza tesir edebilmemiz için, onları sigara içilen çevrelerden uzak tutmamız ve bizlerin sigara içmemesi gerekir. Aksi takdirde söylenenler çocuklarda bir tesir meydana getirmez
Tezatlar
Sigara içen kişilerin hareketlerinde bazı tezatlar vardır ve bunlar hemen dikkat çeker. Bu kişiler, çocuklarını çok sevdiklerini söylerler; ama onların yanında sigara içerler. Ülkenin ekonomik durumundan şikâyet ederler; ama kendi davranışlarının ülke ekonomisine verdiği büyük zararı hiç dile getirmezler. Hayat pahalılığından şikâyet ederler; ama her gün düzenli olarak sigaraya para verirler. İnsanları sevmekten, doğruluktan bahsederler; ama açık havada bile yanlarındaki kişiyi rahatsız ettiklerini fark etmezler. Sigara içen kişiler zamanla bencilleşir. Onlar için aile bütçesinden sigaraya ayırdıkları para önemli değildir. Onlar insanların rahatsız olmasını abartılı tepkiler olarak değerlendirirler; hattâ bu tür tepkileri kendi hürriyetlerine müdahale olarak görürler.
Çocuğunu sevdiğini söyleyen bir kişinin, hem sağlık açısından, hem kötü örnek olma bakımından, hem de maddî olarak onu zarara uğratması neyle açıklanabilir? Sigara paketine verilenle beraber, sigaraya bağlı oluşan hastalıkların tedavisinde harcanan paraları da bu zararlı alışkanlığın maliyetine eklemek gerekir. Aslında sigara içenler, içmeyenlere göre iki kat daha fazla vergi vermelidir. Çünkü onların sebep olduğu zararlardan dolayı içmeyen kişilerin vergileri bir duman uğruna boşu boşuna gitmektedir.
Bırakmak zordur aldatmacası
Psikolojik bağımlılık yapan, buna karşılık fizyolojik bağımlılık derecesi düşük olan sigaranın bırakılması aslında kolaydır. Maalesef yıllarca, bırakmanın çok zor olduğunu telkin eden ifadelerle sigarayı bırakmanın zor olduğu algısı topluma empoze edilmiştir. Sigara paketini çöpe atmak, en etkili yoldur. Bağımlılık ve yoksunluk tedavisi gerektirmeyen bu alışkanlığın terkinden zarar edecek bazı kimseler, bırakmayı insanların gözünde büyütmektedir.
Bu süreçte, sigaranın zararlarından ziyade, insanların içinde bulundukları vahim durumu fark etmelerini sağlayacak yaklaşımlar öne çıkarılmalıdır. Paketlerin üzerinde "Sigara öldürür." yazısı önemlidir; ancak bundan daha önemlisi, sigara tiryakiliğinin kişide bugüne kadar hangi tahribatları meydana getirdiğidir. Eğer bu husus, kişiye ayrıntılı olarak anlatılabilirse, sigara içen kişi içinde bulunduğu durumu idrak edecektir. Bilginin idrak seviyesine yükselmesi bu süreçte çok önemli bir adımdır.
Ahsen-i takvim suretinde yaratılan insanın kendi yaratılış gayesini fark etmesi, buna uygun bir hayat yaşaması ve kendisine verilen emanete hıyanet etmemesi gerekir. Eğer hâlâ nefes alıyorsak, sigarayı bırakmak için vaktimiz var demektir.
Sızıntı dergisinden alıntıdır.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
ERZURUM'DA HALI YIKAMA SİZE BİR TELEFON KADAR YAKIN
TOMURCUK HALI YIKAMA
0442 214 19 34
0533 371 19 33
IŞILTI HALI YIKAMA
0442 242 05 97
0530 175 3414
POLAT HALI YIKAMA
0534 334 59 08
0 507 046 83 47
BURSADAKİ TORTUM DEMİRCİLER KÖYLÜLERİNİ MİLLETÇE ALKIŞLIYORUZ
Bursa'da yaşayan köylülerimiz ayda bir 27 hane reisi olarak toplanıyor. Kuranı Kerim okuyor, dua ediyor, birbirlerinden haberdar oluyor.
FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYINIZ
FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYINIZ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder