BİR FATİHA DA SENDEN OLSUN
KİMLER GELDİ, KİMLER GEÇTİ? TIKLA DA GÖR
Allah (cc), Kuran-ı Kerim’de Ankebut suresi 55. ayetinde:” Her canlı ölümü tadacaktır.”diyor. Bizler ve bu yazıyı siz...
30 Mayıs 2012
Kaliteli Yaşam İçin Ayaklara Dikkat
Hayatın yükünü aslında biz değil onlar taşıyor.
Günboyu adeta kapalı bir kutuda kalan ayakların sağlığı için ayakkabı seçimi çok önemli.
Uzmanlar, ayaklarda oluşabilecek rahatsızlıkların tüm vücudu olumsuz etkileyebileceği konusunda uyarıyor.
Hacettepe Üniversitesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölüm Başkanı Prof.Dr. Yavuz Yakut, ayak sağlığının önemine dikkat çekti.
Yakut; "Ayak sadece kendini içeren bir organ değil. Etkisi tüm vücudu içine alıyor. Dolayısıyla kişinin dik durabilmesi, daha etkili hareket etmesi, daha kaliteli yürüyebilmesi, günlük yaşamını daha iyi yerine getirebilmesi için çok iyi bir ayak bakımı ve sağlığının, düzgün bir ayağın olması gerekiyor" dedi.
Ayak sağlığı için ayakkabı seçimine dikkat etmek gerekiyor.
Yavuz Yakut; "Altı sert kösele ayakkabıları artık önermiyoruz ama bileceğimiz esas bir iki kritik nokta var. Bunlardan bir tanesi bağcıklı olması, ayağı çok iyi sarması ve aşırı bol veya dar olmaması ve ağır olmaması. Örneğin deri ve teri emebilen malzemeden olması, havalanmayı sağlayacak malzemeler artık günümüzde çok önemli" diye konuştu.
Yapılan araştırmalar vatandaşların ayakkabı seçimine dikkat etmediğini ortaya koyuyor.
Dolaşım problemi ve diyabeti olan hastaların da ayak bileğini sıkan çorapları giymemesi gerekiyor.
Günboyu adeta kapalı bir kutuda kalan ayakların sağlığı için ayakkabı seçimi çok önemli.
Uzmanlar, ayaklarda oluşabilecek rahatsızlıkların tüm vücudu olumsuz etkileyebileceği konusunda uyarıyor.
Hacettepe Üniversitesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölüm Başkanı Prof.Dr. Yavuz Yakut, ayak sağlığının önemine dikkat çekti.
Yakut; "Ayak sadece kendini içeren bir organ değil. Etkisi tüm vücudu içine alıyor. Dolayısıyla kişinin dik durabilmesi, daha etkili hareket etmesi, daha kaliteli yürüyebilmesi, günlük yaşamını daha iyi yerine getirebilmesi için çok iyi bir ayak bakımı ve sağlığının, düzgün bir ayağın olması gerekiyor" dedi.
Ayak sağlığı için ayakkabı seçimine dikkat etmek gerekiyor.
Yavuz Yakut; "Altı sert kösele ayakkabıları artık önermiyoruz ama bileceğimiz esas bir iki kritik nokta var. Bunlardan bir tanesi bağcıklı olması, ayağı çok iyi sarması ve aşırı bol veya dar olmaması ve ağır olmaması. Örneğin deri ve teri emebilen malzemeden olması, havalanmayı sağlayacak malzemeler artık günümüzde çok önemli" diye konuştu.
Yapılan araştırmalar vatandaşların ayakkabı seçimine dikkat etmediğini ortaya koyuyor.
Dolaşım problemi ve diyabeti olan hastaların da ayak bileğini sıkan çorapları giymemesi gerekiyor.
2012 8.SINIF SBS TÜRKÇE DENEME SINAVI 6
TÜRKÇE TESTİ
1-B 2-C 3-D 4-B 5-A 6-A 7-B 8-D 9-A 10-B 11-C 12-A 13-B 14-D 15-C
16-B 17-D 18-C 19-D 20-C 21-A 22-D 23-B
--
akpinar25
29 Mayıs 2012
ÇOCUKLAR, GENÇLER,BAYLAR BAYANLAR KULAĞIMIZA KÜPE OLSUN
Helal dairesi geniştir,keyfe kafi gelir.Harama girmeye lüzum yoktur. Bediuzzaman
2012 Yılı Haccı Kur'aları Sorgulama
2012 Yılı Haccı Kur'aları 29 Mayıs 2012 Salı günü Saat 10:00 'dan itibaren Başkanlığımız Konferans Salonunda Basına ve Halka açık bir şekilde çekilecektir.
Kura Sonuçlarını 29 Mayıs 2012 Salı günü Saat 21:00 'dan itibaren bu sayfadan BURAYI TIKLAYARAK öğrenebilirsiniz.
akpinar25
Güçlü hafıza için elma suyu
Prof. Dr. İnanç, elma ve elma suyunun güçlü bir hafıza için en önemli
besinlerden biri olduğunu söyledi.
Erciyes Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik
Bölüm Başkanı Prof. Dr. Neriman İnanç, yaptığı yazılı açıklamada, anti
oksidan özelliği bulunan elmanın, kalp damar hastalıkları, prostat
kanseri, felç riskini azaltmanın yanı sıra Alzheimer ve Demans gibi
beyin fonksiyonlarını etkileyen hastalıkları da büyük oranda
önlediğini belirtti.
Elma ve elma suyunda bol miktarda demir ve fosfor bulunduğunu kaydeden
İnanç, ''Demir, beyin fonksiyonlarının faaliyetlerinde kullanılırken,
fosfor ise zihinsel faaliyetlerin etkinliği için enzim yapısına
katılıyor'' ifadelerini kullandı.
İnanç, elma ve elma suyunda bol miktarda bulunan ve beyin
faaliyetlerinde kullanılan en önemli minerallerden demirin beyinde
pıhtılaşmayı önleyici özellik taşıdığını kaydederek, ''Elma veya elma
suyu beyin hücrelerindeki toksik maddelerin sebep olduğu stres ve
yaşlanmanın etkilerini azaltıyor'' görüşünü savundu.
C ve E vitaminlerinin yaşlanma ve yaşlanma sonucu ortaya çıkan birçok
kronik hastalıkla mücadele ettiğini ifade eden İnanç, elma ve elma
suyunun güçlü bir hafıza için en önemli besinlerden biri olduğunu
vurguladı.
Prof. Dr. İnanç, elma suyu tüketen 21 Alzheimer hastası ile yapılan
bir araştırmaya değinerek, elma suyu tüketen hastalarda, Alzheimer
hastalarında sıklıkla karşılaşılan duygusal kaygı, ajitasyon ve
kuruntunun yüzde 27 oranında azaldığına da dikkati çekti.
akpinar25
besinlerden biri olduğunu söyledi.
Erciyes Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik
Bölüm Başkanı Prof. Dr. Neriman İnanç, yaptığı yazılı açıklamada, anti
oksidan özelliği bulunan elmanın, kalp damar hastalıkları, prostat
kanseri, felç riskini azaltmanın yanı sıra Alzheimer ve Demans gibi
beyin fonksiyonlarını etkileyen hastalıkları da büyük oranda
önlediğini belirtti.
Elma ve elma suyunda bol miktarda demir ve fosfor bulunduğunu kaydeden
İnanç, ''Demir, beyin fonksiyonlarının faaliyetlerinde kullanılırken,
fosfor ise zihinsel faaliyetlerin etkinliği için enzim yapısına
katılıyor'' ifadelerini kullandı.
İnanç, elma ve elma suyunda bol miktarda bulunan ve beyin
faaliyetlerinde kullanılan en önemli minerallerden demirin beyinde
pıhtılaşmayı önleyici özellik taşıdığını kaydederek, ''Elma veya elma
suyu beyin hücrelerindeki toksik maddelerin sebep olduğu stres ve
yaşlanmanın etkilerini azaltıyor'' görüşünü savundu.
C ve E vitaminlerinin yaşlanma ve yaşlanma sonucu ortaya çıkan birçok
kronik hastalıkla mücadele ettiğini ifade eden İnanç, elma ve elma
suyunun güçlü bir hafıza için en önemli besinlerden biri olduğunu
vurguladı.
Prof. Dr. İnanç, elma suyu tüketen 21 Alzheimer hastası ile yapılan
bir araştırmaya değinerek, elma suyu tüketen hastalarda, Alzheimer
hastalarında sıklıkla karşılaşılan duygusal kaygı, ajitasyon ve
kuruntunun yüzde 27 oranında azaldığına da dikkati çekti.
akpinar25
27 Mayıs 2012
EUROVİSİON DA İLK ÜÇ Ve SONUÇLAR
VE OYLAMA BİTTİ – İSVEÇ KAZANDI
57. Eurovision Şarkı Yarışması’nda, İsveç’i temsil eden Loreen, şarkısı ‘Euphoria’ ile 372 puan t
"Ateş Çiçeği" logosu ve "Ateşini Yak" sloganıyla Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de 57.si düzenlenen yarışmada 42 ülke temsilcisi yarıştı. Aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 20 ülke iki yarı final serisinden sonra finale hak kazanmıştı. Crystal Hall'da yapılan büyük finalde yarışan 26 ülke temsilcisi arasından Loreen birinciliği elde etti.
Can Bonomo Final Performansı İzlemek İçin Tıklayın!
Eurovision 2012 Birincisi İsveç Loreen Euphoria Şarkısı İzle
Eurovision 2012 Birincisi İsveç Loreen Euphoria Resimleri / Fotoları
Eurovision 2012 Birincisi İsveç Loreen Euphoria Türkçe Şarkı Sözleri
Eurovision Şarkı Yarışması'nın büyük finali saat 22.00'da başladı. Ülkemizi temsil eden Can Bonomo ise 18'inci sırada sahneye çıktı. Müthiş bir performans sergileyen Can Bonomo, salonu coşturdu. Yarışmaya katılan tüm ülke sanatçılarının şarkılarını seslendirmesinin ardından SMS oylamasına geçildi. Oylama bitiminde yarışmaya katılan her ülkeye canlı bağlantı yapılarak ülkelerin puanlamaları alındı. Puanlama sonucunda 57. Eurovision Şarkı Yarışması'nda 372 puan alan İsveç'i temsil eden sanatçı Loreen birinci olurken ikinci Rusya, üçüncü ise Sırbistan oldu. Türkiye yarışmayı 7'nci olarak tamamladı.
Yarışmanın galibi Loreen, yeşil odada kendini boşlukta gibi hissettiğini ve zamanın durduğunu söyledi.
Yarışma bitiminin ardından basın merkezinde gazetecilerin sorularını yanıtlayan İsveç temsilcisi Loreen, ona inandıkları ve bu performansı sergilemeye fırsat verdikleri için İsveç halkına teşekkürünü iletti.
Yarışmaya çok uyuyarak ve çok yemek yiyerek sadece performansına odaklanarak hazırlandığını söyleyen İsveçli sanatçı, şarkısı Euphoria'nın olabildiğince uzun süre dillerden düşmeyeceğini umut ettiğini söyledi.
Dansının ne anlama geldiğinin sorulması üzerine Loreen, dansının özgürlüğü tanımladığını belirterek "Hiçbir kural yoktur, ne hissettiğinizi gösterir, ne olmak istersen ol' diye konuştu.
Loreen, İsveç'i düşündüğünde doğayı, temiz havayı ve suyu düşündüğünü belirterek, herkesi gelecek yıl yapılacak Eurovision-2013'e davet etti.
Ninelerle yarışmaya katılan Rusya 259 puanla ikinci, favori ülkelerden Sırbistan ise 214 puanla 3. oldu.
CAN BONOMO'DAN İLK YORUM
7 de olur olmaz mı? Teşekkür ederiz. Çok keyifliydi. Sağolun. Konserlerde orada burada görüşmek üzere. Rock'n Rolla'lar için Rock vakti.
(cnn)oplayarak birinci oldu. Can Bonomo 112 puanla kendine 7’nci sırada yer buldu.
57. Eurovision Şarkı Yarışması’nda, İsveç’i temsil eden Loreen, şarkısı ‘Euphoria’ ile 372 puan t
"Ateş Çiçeği" logosu ve "Ateşini Yak" sloganıyla Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de 57.si düzenlenen yarışmada 42 ülke temsilcisi yarıştı. Aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 20 ülke iki yarı final serisinden sonra finale hak kazanmıştı. Crystal Hall'da yapılan büyük finalde yarışan 26 ülke temsilcisi arasından Loreen birinciliği elde etti.
Can Bonomo Final Performansı İzlemek İçin Tıklayın!
Eurovision 2012 Birincisi İsveç Loreen Euphoria Şarkısı İzle
Eurovision 2012 Birincisi İsveç Loreen Euphoria Resimleri / Fotoları
Eurovision 2012 Birincisi İsveç Loreen Euphoria Türkçe Şarkı Sözleri
Eurovision Şarkı Yarışması'nın büyük finali saat 22.00'da başladı. Ülkemizi temsil eden Can Bonomo ise 18'inci sırada sahneye çıktı. Müthiş bir performans sergileyen Can Bonomo, salonu coşturdu. Yarışmaya katılan tüm ülke sanatçılarının şarkılarını seslendirmesinin ardından SMS oylamasına geçildi. Oylama bitiminde yarışmaya katılan her ülkeye canlı bağlantı yapılarak ülkelerin puanlamaları alındı. Puanlama sonucunda 57. Eurovision Şarkı Yarışması'nda 372 puan alan İsveç'i temsil eden sanatçı Loreen birinci olurken ikinci Rusya, üçüncü ise Sırbistan oldu. Türkiye yarışmayı 7'nci olarak tamamladı.
Yarışmanın galibi Loreen, yeşil odada kendini boşlukta gibi hissettiğini ve zamanın durduğunu söyledi.
Yarışma bitiminin ardından basın merkezinde gazetecilerin sorularını yanıtlayan İsveç temsilcisi Loreen, ona inandıkları ve bu performansı sergilemeye fırsat verdikleri için İsveç halkına teşekkürünü iletti.
Yarışmaya çok uyuyarak ve çok yemek yiyerek sadece performansına odaklanarak hazırlandığını söyleyen İsveçli sanatçı, şarkısı Euphoria'nın olabildiğince uzun süre dillerden düşmeyeceğini umut ettiğini söyledi.
Dansının ne anlama geldiğinin sorulması üzerine Loreen, dansının özgürlüğü tanımladığını belirterek "Hiçbir kural yoktur, ne hissettiğinizi gösterir, ne olmak istersen ol' diye konuştu.
Loreen, İsveç'i düşündüğünde doğayı, temiz havayı ve suyu düşündüğünü belirterek, herkesi gelecek yıl yapılacak Eurovision-2013'e davet etti.
Ninelerle yarışmaya katılan Rusya 259 puanla ikinci, favori ülkelerden Sırbistan ise 214 puanla 3. oldu.
CAN BONOMO'DAN İLK YORUM
7 de olur olmaz mı? Teşekkür ederiz. Çok keyifliydi. Sağolun. Konserlerde orada burada görüşmek üzere. Rock'n Rolla'lar için Rock vakti.
(cnn)oplayarak birinci oldu. Can Bonomo 112 puanla kendine 7’nci sırada yer buldu.
25 Mayıs 2012
ERDOĞAN ÖĞRETMENLERİ KIZDIRACAK.
Erdoğan öğretmenlerin de greve katılması konusunda "Bir öğretmenin en düşük olanı 1624 lira alıyor. Haftada 15 saat karşılığı alıyor. Peki, düz bir memur ne kadar çalışıyor? 40 saat. Bir de tatili var. Yılda iki ay. Düz memurun tatili 20 gün. haksızlık değil mi?" dedi.
Kazakistan gezisinin son gününde, Astana’da gazetecilerin sorularını yanıtlayan Başbakan Erdoğan, memurlara toplu sözleşme hakkını kendilerinin verdiğini hatırlattı. Erdoğan'ın hedefinde ise greve katılan öğretmenler vardı.
Erdoğan şunları kaydetti:
Memurlara toplu sözleşme hakkı veren parti biziz. Yıllar yılı bu ülkede toplu sözleşme hakkı verilmemiş, toplu görüşmede kalmış. Daha ilk toplu sözleşmede memur sendikalarının bu yaklaşımı bizi üzmüştür. Biz, millet adına hareket ediyoruz, kendi adımıza değil. Bu sendikalar sadece kendi menfaatleri adına hareket ediyorlar. Bu ne kazandırır ne kaybettirir. Biz enflasyona işçimizi, memurumuzu ezdirmeyeceğiz. Enflasyon üzerinde bir zam yaptıysak onu geri almayacağız.
Burada 3,5+4 denilmiştir. Nihai neticesi bu demek değildir. Yılsonu itibarıyla, enflasyon tek haneliye, 7.5’in altına düşmezse örneğin 1 puan kaldıysa biz farkını ödeyeceğiz. Enflasyona ezdirmeyeceğiz. Bakıyorsunuz 7,5+7,5; 10+10 istiyorlar. Nereye gidiyorsun kardeşim? Bizi siz Yunanistan mı yapmak istiyorsunuz? İspanya’nın durumuna mı düşürmek istiyorsunuz?
“Bu haksızlık değil mi?”
Öğretmenlerle ilgili bir teklif var. Bu camia benim en çok saygı duyduğum kesimdir. Onlara ek ödenek olarak resen 100 lira daha verelim. Bir öğretmenin en düşük olanı 1624 lira alıyor. Ne karşılığı alıyor? Haftada 15 saat karşılığı alıyor. Peki, düz bir memur ne kadar çalışıyor? 40 saat. 40 saat için bu rakamın altında alanlar da var. Öğretmen ek ders verirse, bunun üstünde alıyor. Bir de tatili var. Yılda iki ay. Düz memurun tatili ise 20 gün. Şimdi soruyorum; bu haksızlık değil mi? Bundan sonraki süreç hakem heyetine gidiyor. Nihai kararı verecek.
HÜKÜMETİN ÖĞRETMENE BAKIŞ AÇISI BU OLMAMALIYDI
KİM DEMİŞ ERZURUM'A YAZ GELDİ 25 MAYIS 2012 CUMA LAPA LAPA KAR YAĞIYOR
Erzurum'a yaz geldiğini düşünen vatandaşlar bugün saat 17.00 de Erzurum'a yaz gelmediğini anladı.Çünkü Lapa lapa kar yağıyor.Arabanın lastiklerini değiştiren vatandaşlar arabalarına tekrar kışlık lastiklerini taktırmak için lastikçilerin önünde uzun kuyruklar oluşturacak gibi.:):)
--
akpinar25
--
akpinar25
Regaib, Ramazan'ı müjdeleyen ilk haberci
Yüce Rabb'imizin (cc) katında zamanların değerleri birbirine eşittir.
Ancak öyle zamanlar vardır ki o zamanlarda öyle hadiseler olur ki, o vakit diğer zaman dilimlerinden daha üstün bir değer kazandırır. Recep ayının ilk cuma gecesine isabet eden Regaib Gecesi de bu müstesna zamanlardan biridir. Cuma geceleri zaten böylesine kıymetli vakitler arasında yer alır. Cuma ve Regaib gibi iki mübarek zaman dilimi bir araya gelince, bu gece daha da bir kıymet kazanıyor. Bu gece, yalvarış ve yakarışların Yüce Mevla'ya sunulduğu ve O'nun rahmetinden af istenildiği umut, huzur ve müjde gecesidir.
Allah Teâla'nın kullarına lütfunun çokluğu, kereminin bolluğu ve pek çok günahkârı bağışlaması sebebiyle bu geceye "Regaib Gecesi" adı verilmiştir. Bu gecenin bu değeri nereden kazandığı hususunda değişik rivayetler bulunmaktadır. Bunlardan biri; Hz. Amine validemizin böyle bir gecede Resulullah'a (sas) hamile olduğunu anladığıdır.
Sevgili Peygamberimiz (sas) Regaib Gecesi'nin içinde bulunduğu Recep ayında çok dua eder, namaz kılar, oruç tutar, iyiliklerin her çeşidini yapar, sadaka vermeye özen gösterirdi. Resulullah'ın (sas) Recep'in ilk perşembe gününü oruçla geçirdiği ve cuma gecesinde, bu geceye mahsus olmak üzere on iki rekât namaz kıldığı rivayet edilir. Regaib gecelerinde dua etmek, tevbe ve istiğfarda bulunmak, bu geceyi mübarek kabul etmek suretiyle çeşitli ibâdetlerle geçirmek, genel olarak alimler arasında kabul görmüştür.
Bu aylara "Çok sevaplı ibadet ayları." diyen Bedüzzaman şu müjdelerde bulunuyor: "Her hasenenin sevabı başka vakitte on ise, Receb-i Şerif'te yüzden geçer, Şaban-ı Muazzama'da üç yüzden ziyade ve Ramazan-ı Mübarek'te bine çıkar ve cuma gecelerinde binlere ve Leyle-i Kadir'de otuz bine çıkar." (Şualar)
Bu geceyi fırsat bilerek gönlümüzü kasvetle boğan duygu ve düşünceleri kalplerimizden atalım. Nefsin kötü arzularını frenleyip, huzur-u kalple ibadetin lezzetini almaya, o hal üzere Rabb'imize yönelmeye çalışalım. Gıybet, haset, riya, ucb, kin, nefret ve kanaatsizlik gibi kötü duygulardan temizlenelim.
Nasıl ihya edebiliriz?
Mübarek kandillerin gecesini ibadetle, gündüzünü de oruçla geçirmek tavsiye edilmiştir. Mümkünse oruçlu olarak karşılanmalıdır.
Namaz borcu olanların bu gecelerde hiç değilse bir günlük kazâ namazı kılması, iyi olur.
Kur'an-ı Kerim okunmalı, tövbe, istiğfar edilip tefekkür hali üzere olunmalıdır.
En azından yatsı ve sabah namazları camide cemaatle kılınmalıdır. Bu bütün geceyi ihya etmiş gibi sevap kazandırır.
"Lâ ilâhe illallah", "Allahümme salli alâ seyyidinâ muhammedin ve alâ âli seyyidinâ muhammed", "Estağfirullah", "Sübhânallah", "Elhamdülillah",
"Allahu Ekber", "Lâ havle velâ kuvvete illâ billâhil aliyyil azîm" tekrar edilebilir.
--
akpinar25
Allah Teâla'nın kullarına lütfunun çokluğu, kereminin bolluğu ve pek çok günahkârı bağışlaması sebebiyle bu geceye "Regaib Gecesi" adı verilmiştir. Bu gecenin bu değeri nereden kazandığı hususunda değişik rivayetler bulunmaktadır. Bunlardan biri; Hz. Amine validemizin böyle bir gecede Resulullah'a (sas) hamile olduğunu anladığıdır.
Sevgili Peygamberimiz (sas) Regaib Gecesi'nin içinde bulunduğu Recep ayında çok dua eder, namaz kılar, oruç tutar, iyiliklerin her çeşidini yapar, sadaka vermeye özen gösterirdi. Resulullah'ın (sas) Recep'in ilk perşembe gününü oruçla geçirdiği ve cuma gecesinde, bu geceye mahsus olmak üzere on iki rekât namaz kıldığı rivayet edilir. Regaib gecelerinde dua etmek, tevbe ve istiğfarda bulunmak, bu geceyi mübarek kabul etmek suretiyle çeşitli ibâdetlerle geçirmek, genel olarak alimler arasında kabul görmüştür.
Bu aylara "Çok sevaplı ibadet ayları." diyen Bedüzzaman şu müjdelerde bulunuyor: "Her hasenenin sevabı başka vakitte on ise, Receb-i Şerif'te yüzden geçer, Şaban-ı Muazzama'da üç yüzden ziyade ve Ramazan-ı Mübarek'te bine çıkar ve cuma gecelerinde binlere ve Leyle-i Kadir'de otuz bine çıkar." (Şualar)
Bu geceyi fırsat bilerek gönlümüzü kasvetle boğan duygu ve düşünceleri kalplerimizden atalım. Nefsin kötü arzularını frenleyip, huzur-u kalple ibadetin lezzetini almaya, o hal üzere Rabb'imize yönelmeye çalışalım. Gıybet, haset, riya, ucb, kin, nefret ve kanaatsizlik gibi kötü duygulardan temizlenelim.
Nasıl ihya edebiliriz?
Mübarek kandillerin gecesini ibadetle, gündüzünü de oruçla geçirmek tavsiye edilmiştir. Mümkünse oruçlu olarak karşılanmalıdır.
Namaz borcu olanların bu gecelerde hiç değilse bir günlük kazâ namazı kılması, iyi olur.
Kur'an-ı Kerim okunmalı, tövbe, istiğfar edilip tefekkür hali üzere olunmalıdır.
En azından yatsı ve sabah namazları camide cemaatle kılınmalıdır. Bu bütün geceyi ihya etmiş gibi sevap kazandırır.
"Lâ ilâhe illallah", "Allahümme salli alâ seyyidinâ muhammedin ve alâ âli seyyidinâ muhammed", "Estağfirullah", "Sübhânallah", "Elhamdülillah",
"Allahu Ekber", "Lâ havle velâ kuvvete illâ billâhil aliyyil azîm" tekrar edilebilir.
--
akpinar25
22 Mayıs 2012
ÜÇ AYLAR VE FAZİLETLERİ
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
ÜÇ AYLAR VE FAZİLETLERİ
Alla hu Teala’ya Kâinat’ın zerresi adedince hamt, yüz binlerce salât ve selam bütün insanlığın efendisi Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.) e olsun.
Değerli okurlarım. Allahu Teala Mümin kullarına çok mübarek ve çok faziletli gün ve geceler ihsan etmiştir. Bu mübarek ve faziletli gün ve gecelerin bir kısmı, üç aylar adı verilen Recep, Şaban ve Ramazan ayları içindedir. Regaip, Mirac, Berat ve Kadir geceleri, bu aylar içindeki eşsiz gecelerdir.
21 Mayıs 2012
TORTUM DEMİRCİLER KÖYÜ'NDE RAHMETLİ OLDU
Köyümüzün en yaşıa adamı yüz dört yaşında ahkkın rahmetine kavuştu:
Köyümüz sakinlerinden RASİM USTA bugün rahmetli oldu.Allah(cc) rahmet eylesin.Yakınlarına da sabır versin.
Merhuma ve cümle geçmişlerimize bir fatiha okuyalım
Köyümüz sakinlerinden RASİM USTA bugün rahmetli oldu.Allah(cc) rahmet eylesin.Yakınlarına da sabır versin.
Merhuma ve cümle geçmişlerimize bir fatiha okuyalım
17 Mayıs 2012
16 Mayıs 2012
NUR YÜZLÜ HOCA PROF.DR CEVAT AKŞİT HOCAEFENDİNİN ERZURUMDAKİ SOHBETİNE DAVETLİSİNİZ
16 Mayıs 2012 Çarşamba günü saat 19.30 'da Erzurum Büyükşehir Belediyesi Kültür Merkezi'nde.Yenişehir Solakzade Cami yanı.
--
akpinar25
--
akpinar25
2012 8.SINIF SBS TÜRKÇE DENEME SINAVI 4
TÜRKÇE TESTİ
1-C 2-C 3-D 4-C 5-C 6-A 7-D 8-B 9-A 10-B 11-A 12-B 13-D 14-C 15-B
16-A 17-C 18-D 19-A 20-D 21-B 22-D 23-C
15 Mayıs 2012
Kadrolu-2012-I Açıktan Atama Aday Sözlü Yer ve Tarih Bilgileri Duyurusu
11 Mart 2012 Tarihli Diyanet İşleri Başkanlığı Yeterlilik Sınavını kazananlar ne zaman sözlü sınava müracaat edecek? merakla beklenen bu soruya bugün Diyanet İşleri Başkanlığından cevap geldi. Açıklama şöyle:
Sorgu Ekranı
Taban puan
Sorgu Ekranı
Taban puan
14 Mayıs 2012
TORTUM KAYMAKAMLIĞNIN DÜZENLEDİĞİ FUTBOL TURNUVASI BAŞLADI
Tortum Kaymakamlığının düzenlediği Futbol Turnuvaları Başladı.İlk Maç Tortum Demirciler Köyü Spor ile Aksuspor arasında yapıldı..Kıran kırana bir mücadele sonucunda skor tabelası 3-3 gösterdi.Tortum Demirciler Köyü Spor 'un gollerini Ahmet Dürlü,Halil Küçük,Osman Rüzgar attı.Takımımıza başarılar diliyoruz.
Kupayı bu yıl da istiyoruz.
Kupayı bu yıl da istiyoruz.
ANNE SÖZÜ PEYGAMBER HIRKASI GİYDİRİR
Hz. Veysel Karani’nin 555-560 yılları arasında doğduğu tahmin edilmektedir. Doğum yeri Yemen’in Karen Köyü’dür. Soyu Yemen Kabilelerinden Muradoğulları’ndan gelmektedir. Babasının ismi Amir’dir. Kendisinin asıl ismi Üveys Bin Amir-i Karenî’dir. Karen Köyü’nün bir mutlu seherinde dünyaya gelen küçük Üveys, Muradoğulları’ndan Amir’in mütevazı evini mutlulukla doldurur. Dört yaşında iken babası vefat eder. O, annesinin başka kimsesi bulunmadığından bin bir güçlükle herhangi bir tahsil görmeden, semavi dinlere ve kitaplara ait herhangi bir bilgisi olmadan büyür.
Üveys büyüdükçe kendisinde doğuştan mevcut olan “Tek Tanrı’ya İnanç” hissi de gelişir. O’nu kimse anlamaz, söylediklerine güler, alay ederler. Kendisini anlayan, dinleyen, derdine ortak olan tek insan annesi idi.
Gönlü ulvi hislerle kaynaşan ve artık çalışıp annesine bakabilecek çağa gelen genç Üveys, bir iş aramaya koyulur. Sonunda kendisine en uygun işi seçer. Kendisiyle alay eden, kendisini anlamayan insanlardan uzaklaşmak ve endi iç dünyasıyla başbaşa kalabilmek için deve çobanlığı yapmaya başlar.
Hz. Veysel Karani deve çobanlığı yapmaya başlayınca ihtiyar ve hasta annesi olmasa deve otlattığı sakin vadilerden Karen’e inmeyi hiç istememektedir. Kendi uzletgahında Allah ile başbaşa kalmaktan bir an olsun ayrılmak istememektedir. Artık Hz. Veysel Karani’nin ufku öyle geniş, aydınlık, gönlü öyle duyarlıdır ki, her an bir kurtarıcının haberini beklemektedir.
Ve beklediği kutlu haber çok geçmeden kendisine ulaşır. Bu haber Allah’ın son Peygamberi Hz. Muhammed’in zuhur ettiği ve insanları “Hak Din’e” davet ettiği haberidir. Hz. Veysel Karani bf haberi duyunca hiç kimsenin irşad ve teşviki olmadan Müslüman olur, İslam’a ve Hz. Muhammed’e gönülden bağlanır. Annesine de Kelime-i Tevhid’i bizzat kendisi öğretir.
Hz. Veysel Karani Müslüman olunca yüce peygamberin nurlu yüzünü görebilmek aşkıyla yanar tutuşur. Hz. Veysel Karani, Allah Resulü’nü görme arzusunu birkaç defa pek sevdiği annesine açarsa da, çok ihtiyar ve âmâ (kör) olan annesi, kendisine bakacak kimse olmadığından izin vermez. Hz. Veysel Karani’nin yaşı kırk’ın üzerine gelir. Oğlunun gönlünde patlayan yanardağları çok iyi hisseden anne, çaresiz “Ancak Medine’ye gidip hemen gelmek, Hz. Peygamber’i orada bulamayacak olursa teşriflerini beklemeden dönmek.” Şartıyla kendisine izin verir.
Gönlü Allah aşkıyla, Peygamber muhabbetiyle dolu olan Hz. Veysel Karani, izin alınca durmaz ve Medine yollarına koyulur. Issız vadiler, dağlar, tepeler, kızgın çölleri aşar ve Peygamber beldesi Medine’ye ulaşır. Hz. Peygamber’in evine giden Hz. Veysel Karani, Peygamberimizi evde bulamaz. Peygamber Efendimiz o sırada Tebük Seferi’ndedir. Peygamberimizi bulamayınca çok üzülür. Hz. Veysel Karani, annesine verdiği sözü hatırlar. Hz. Aişe (R.A.)’ye “- Kainatın efendisine selamımı söyleyiniz. Cennet sabahlarını andıran mübarek yüzlerini doya doya görmek isterdim. Lütfen, içimin aşk-ı Muhammed’i (S.A.V.) ile yandığını, gönlümün bitmez niyazını bildiriniz.” Diyerek ayrılır ve tekrar Yemen yolunu tutar.
Peygamber Efendimiz seferden dönünce Hz. Aişe’ye şöyle hitap ettiler:
“- Ya Aişe, evimize hangi ulu kişi geldi? Bu Rahmani kokular, bu İlahi lezzet nedir?
Ey Allah’ın Resulü; Yemen Oymağı’ndan Karen Köyü’nden Üveys adında bir zat sizi ziyarete geldi. Mukaddes Cemâlinizin bağrı yanık aşıklarındanmış. Zat-ı âlinizi bulamayınca çok üzgün bir halde ayrıldı. İşte o adam gittikten sonra evin içinde bu ulvi kokuları hissettim.
Üveys büyüdükçe kendisinde doğuştan mevcut olan “Tek Tanrı’ya İnanç” hissi de gelişir. O’nu kimse anlamaz, söylediklerine güler, alay ederler. Kendisini anlayan, dinleyen, derdine ortak olan tek insan annesi idi.
Gönlü ulvi hislerle kaynaşan ve artık çalışıp annesine bakabilecek çağa gelen genç Üveys, bir iş aramaya koyulur. Sonunda kendisine en uygun işi seçer. Kendisiyle alay eden, kendisini anlamayan insanlardan uzaklaşmak ve endi iç dünyasıyla başbaşa kalabilmek için deve çobanlığı yapmaya başlar.
Hz. Veysel Karani deve çobanlığı yapmaya başlayınca ihtiyar ve hasta annesi olmasa deve otlattığı sakin vadilerden Karen’e inmeyi hiç istememektedir. Kendi uzletgahında Allah ile başbaşa kalmaktan bir an olsun ayrılmak istememektedir. Artık Hz. Veysel Karani’nin ufku öyle geniş, aydınlık, gönlü öyle duyarlıdır ki, her an bir kurtarıcının haberini beklemektedir.
Ve beklediği kutlu haber çok geçmeden kendisine ulaşır. Bu haber Allah’ın son Peygamberi Hz. Muhammed’in zuhur ettiği ve insanları “Hak Din’e” davet ettiği haberidir. Hz. Veysel Karani bf haberi duyunca hiç kimsenin irşad ve teşviki olmadan Müslüman olur, İslam’a ve Hz. Muhammed’e gönülden bağlanır. Annesine de Kelime-i Tevhid’i bizzat kendisi öğretir.
Hz. Veysel Karani Müslüman olunca yüce peygamberin nurlu yüzünü görebilmek aşkıyla yanar tutuşur. Hz. Veysel Karani, Allah Resulü’nü görme arzusunu birkaç defa pek sevdiği annesine açarsa da, çok ihtiyar ve âmâ (kör) olan annesi, kendisine bakacak kimse olmadığından izin vermez. Hz. Veysel Karani’nin yaşı kırk’ın üzerine gelir. Oğlunun gönlünde patlayan yanardağları çok iyi hisseden anne, çaresiz “Ancak Medine’ye gidip hemen gelmek, Hz. Peygamber’i orada bulamayacak olursa teşriflerini beklemeden dönmek.” Şartıyla kendisine izin verir.
Gönlü Allah aşkıyla, Peygamber muhabbetiyle dolu olan Hz. Veysel Karani, izin alınca durmaz ve Medine yollarına koyulur. Issız vadiler, dağlar, tepeler, kızgın çölleri aşar ve Peygamber beldesi Medine’ye ulaşır. Hz. Peygamber’in evine giden Hz. Veysel Karani, Peygamberimizi evde bulamaz. Peygamber Efendimiz o sırada Tebük Seferi’ndedir. Peygamberimizi bulamayınca çok üzülür. Hz. Veysel Karani, annesine verdiği sözü hatırlar. Hz. Aişe (R.A.)’ye “- Kainatın efendisine selamımı söyleyiniz. Cennet sabahlarını andıran mübarek yüzlerini doya doya görmek isterdim. Lütfen, içimin aşk-ı Muhammed’i (S.A.V.) ile yandığını, gönlümün bitmez niyazını bildiriniz.” Diyerek ayrılır ve tekrar Yemen yolunu tutar.
Peygamber Efendimiz seferden dönünce Hz. Aişe’ye şöyle hitap ettiler:
“- Ya Aişe, evimize hangi ulu kişi geldi? Bu Rahmani kokular, bu İlahi lezzet nedir?
Ey Allah’ın Resulü; Yemen Oymağı’ndan Karen Köyü’nden Üveys adında bir zat sizi ziyarete geldi. Mukaddes Cemâlinizin bağrı yanık aşıklarındanmış. Zat-ı âlinizi bulamayınca çok üzgün bir halde ayrıldı. İşte o adam gittikten sonra evin içinde bu ulvi kokuları hissettim.
- Ya Aişe, sen o zatı gördün mü?
- Evet ey Allah’ın Resulü. Sağ gözümün ucu ile baktım.
- Öyleyse o gözünü bende ziyaret edeyim. Görüşün ve gördüğün mübarek olsun.”
Bir müddet sonra Mescid-i Nebevi’ye geçen Resulullah, Sahabelerine seslendiler;
“ – Müjdeler olsun, Üveys’i gören gözü ziyaret ettim, gelin siz de benim gözümü ziyaret edin.
Ve buyurdular; “Bana Yemen tarafından rahmani kokular geliyor. Şüphesiz tabii’nin en hayırlısı Üveys’tir.”
Resulullah son hastalıklarında Hz. Ömer, Hz. Ali ve Hz. Aişe’ye vasiyet buyurdular :
“ Benden sonra arkamdaki hırkamı, Üveys’e veriniz.”
Yine Resulullah buyurdular :“Benim ümmetimde Üveys adında bir kişi vardır. Kıyamet gününde Rebia ve Mudar Kabileleri’nin koyunları tüyü sayısınca günahlı kişilere şefaat edecektir.”
Resulullah’ı göremeden tekrar Karen’e dönen Hz. Veysel Karani yine deve çobanlığı yapmaya devam eder. Yine Karen halkı ona divane gözüyle bakar ve O’nunla alay ederlerdi. O yine herkesten uzak kendi uzletgah’ında ibadetleriyle meşgul olur, gönlü Allah aşkı, Peygamber sevgisiyle dolar taşardı.“ – Müjdeler olsun, Üveys’i gören gözü ziyaret ettim, gelin siz de benim gözümü ziyaret edin.
Ve buyurdular; “Bana Yemen tarafından rahmani kokular geliyor. Şüphesiz tabii’nin en hayırlısı Üveys’tir.”
Resulullah son hastalıklarında Hz. Ömer, Hz. Ali ve Hz. Aişe’ye vasiyet buyurdular :
“ Benden sonra arkamdaki hırkamı, Üveys’e veriniz.”
Yine Resulullah buyurdular :“Benim ümmetimde Üveys adında bir kişi vardır. Kıyamet gününde Rebia ve Mudar Kabileleri’nin koyunları tüyü sayısınca günahlı kişilere şefaat edecektir.”
Peygamberimizin vefatından sonra Hz. Ali ve Hz. Ömen Üzeys Hz.’ni bulur ve Peygamberimizin vasiyeti üzerine Hırka-i Şerifi Hz. Veysel Kanani’ye verirler. Peygamberimizin hırkasının Hz. Veysel Karani’ye verilmesinden sonra ve Peygamberimizin O’nun hakkındaki övgülerinin duyulmasından sonra Hz. Veysel Karani’nin gözünde değeri artar, herkes ona hürmet eder.
Annesi vefat etmiş bulunan Hz. Veysel Karani’nin yüceliği bu hadiseden sonra Karen’de bilindiği ve kendilerine olan hürmet arttığı için köyden ayrılırlar. Kûye’ye giderler.
Hz. Veysel Karani’nin Kûye ve Basra taraflarındaki hayatı da eskisi gibi yine ıssız vadilerde, tabiatın kucağında ve kendi uzletgahında Hakk’a niyazla geçmektedir.
Hz. ali’nin halifeliği sırasında iki Müslüman grup arasında çıkan Sıffin Savaşı’nın hazırlıkları esnasında Hz. Ali tarafında, safında savaşa katılması ricasıyla Medine’ye davet edilirler. Memnuniyetle bu davete icap eden Hz. Veysel Karani hemen Medine’ye hareket ederler, daha sonra da Hz. Ali’nin yanında Sıffin Savaşı’na katılırlar.
Sıffin Savaşı esnasında Veysel Karani’de yaralanarak, Hicret’in 37. Senesinde (Miladi 657) Şevval ayının 18. günü Fırat Nehri kenarında savaş meydanında şehit olur.
Yunus Emre’nin Dilinden
VEYSEL KARANİ
Rum’da, Acem’de aşık oldum
Yemen İllerinde Veysel Karani
Enbiya sevdi ve dostum dedi
Yemen illerinde Veysel Karani
Yemen İllerinde Veysel Karani
Enbiya sevdi ve dostum dedi
Yemen illerinde Veysel Karani
Anasından doğdu dünyaya geldi
Melekler altına kanadın yaydı
Resulün hırkasın, tacını giydi
Yemen illerinde Veysel Karani
Melekler altına kanadın yaydı
Resulün hırkasın, tacını giydi
Yemen illerinde Veysel Karani
Erenler önünde kemer belinde
Aknurdan beni var o sağ elinde
Üveys sultan derler Hak divanında
Yemen illerinde Veysel Karani
Aknurdan beni var o sağ elinde
Üveys sultan derler Hak divanında
Yemen illerinde Veysel Karani
Sabah ibadetin yapar giderdi
Gizlice Rabbine niyaz ederdi
Anın işi gücü deve güderdi
Yemen illerinde Veysel Karani
Gizlice Rabbine niyaz ederdi
Anın işi gücü deve güderdi
Yemen illerinde Veysel Karani
Bin deveyi bir akçeyi güderdi
Anın da nısfını zekat ederdi
Develer bilesine tevhid ederdi
Yemen illerinde Veysel Karani
Anın da nısfını zekat ederdi
Develer bilesine tevhid ederdi
Yemen illerinde Veysel Karani
Türbesi: Siirt ilinin Baykan İlçesi’nin en önemli özelliği, büyük zatlardan olan Hz. Veysel Karani’nin türbesinin İlçe’nin 8 Km. güneybatısında bulunan Ziyaret Beldesi’nde bulunmasıdır. Türbenin burada olması nedeniyle binlerce insan İlçe’ye akın etmektedir
12 Mayıs 2012
ERZURUM BİR HAFTA ÖNCE BÖYLEYDİ BİR HAFTA SONRA BÖYLE
Bir hafta önce Erzurum'a sanki bahar gelmişti.Ağaçlar çiçek açmıştı.Tortum Aksukapı'da.
12 Mayıs 2012 Cumartesi günü saat 14.40'ta başlayan dolu yağışı Erzurum'un kara kış memleteki olduğunu unutturmadı.
Tortum Demirciler Köyü'nde patates ekimi bitti.Sıra ufak tohumlara geldi.Ardından kehan(çapalama) başladı.Elinize kuvvet.Kolay gelsin.
12 Mayıs 2012 Cumartesi günü saat 14.40'ta başlayan dolu yağışı Erzurum'un kara kış memleteki olduğunu unutturmadı.
Tortum Demirciler Köyü'nde patates ekimi bitti.Sıra ufak tohumlara geldi.Ardından kehan(çapalama) başladı.Elinize kuvvet.Kolay gelsin.
2012 Özürlü Memur Seçme Sınavı (2012-ÖMSS)
BASIN DUYURUSU
(7 Mayıs 2012)
(7 Mayıs 2012)
2012 Özürlü Memur Seçme Sınavı (2012-ÖMSS):Soru Kitapçıkları ve Cevap Anahtarları
29 Nisan 2012 tarihinde yapılan 2012 Özürlü Memur Seçme Sınavının (2012-ÖMSS) temel soru kitapçıkları ve cevap anahtarlarına aşağıdaki bağlantıdan erişilebilir.
Adaylara duyurulur.
ÖSYM BAŞKANLIĞI
2012-ÖMSS Soru Kitapçıkları ve Cevap Anahtarları
Telif Hakkı: ÖSYM'nin internet sayfasında yer alan sınav soru kitapçıklarının telif hakkı ile koruma altındadır. ÖSYM’nin yazılı izni olmadan Hangi amaçla olursa olsun, tamamının veya bir kısmının kopya edilmesi, fotoğraflarının çekilmesi, herhangi bir yolla çoğaltılması ya da kullanılması yasaktır.
2012 Askeri Liseler İle Bando Astsubay Hazırlama Seçme Sınavı 2012 ALS
BASIN DUYURUSU(8 Mayıs 2012)
2012 Askeri Liseler İle Bando Astsubay Hazırlama Okulunda Öğrenim Görecek Öğrencileri Seçme Sınavı (2012-ALS): Soru Kitapçığı ve Cevap Anahtarı
29 Nisan 2012 tarihinde yapılan 2012-ALS temel soru kitapçığı ve cevap anahtarına aşağıdaki bağlantıdan erişilebilir.
Adaylara duyurulur.
ÖSYM BAŞKANLIĞI
- Telif Hakkı: ÖSYM'nin internet sayfasında yer alan sınav soru kitapçıklarının telif hakkı ile koruma altındadır. ÖSYM’nin yazılı izni olmadan Hangi amaçla olursa olsun, tamamının veya bir kısmının kopya edilmesi, fotoğraflarının çekilmesi, herhangi bir yolla çoğaltılması ya da kullanılması yasaktır.
09 Mayıs 2012
8. SINIF SBS TÜRKÇE DENEME SINAVI 3
NOT TAM OKUMAK İÇİN RESMİ TIKLAYIN BÜYÜLTÜN VE OKUYUN. KOLAY GELSİN.
TÜRKÇE TESTİ1-B 2-B 3-D 4-C 5-B 6-C 7-A 8-D 9-C 10-C 11-D 12-A 13-B 14-B 15-B
16-A 17-D 18-D 19-D 20-A 21-C 22-A 23-A
08 Mayıs 2012
HER HAFTA BİR HADİS EZBERLİYORUM
اَلإِسْلاَمُ حُسْنُ الْخُلُقِ
2.İslâm, güzel ahlâktır.Kenzü’l-Ummâl, 3/17, HadisNo: 5225.
2.İslâm, güzel ahlâktır.Kenzü’l-Ummâl, 3/17, HadisNo: 5225.
SULARIN EFENDİSİ ZEMZEM
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
SULARIN EFENDİSİ ZEMZEM
Alla hu Teala’ya Kâinat’ın zerresi adedince hamt, yüz binlerce salât ve selam Kâinat’ın en güzeli Hazreti. Muhammed Mustafa (Sallallahü Aleyhi ve Selem)’ e olsun
Zemzem: Kâbe-i Muazzama’nın doğusunda, bulunan kuyu ve bu kuyunun mubarek suyunun adı. Yeryüzünde suların efdalıdır. Bol bol içildiği gibi abdeste’de kullanılır. Ancak, istincada, necasetlerin temizlenmesinde kullanılması mekruh görülmüştür.
İslam dinine göre suyu ayakta içmek mekruhtur, oturarak içmek sünnettir. Fakat İbni Abbas’tan nakledildiğine göre, Hazreti. Muhammed (s.a.v.) Zemzem suyunu ayakta içmiştir.
06 Mayıs 2012
Bursa Emniyet Müdürü Feryat Ediyor
Haber yenidir... Bursa Emniyet Müdürü Ali Osman Kaya bey, Muhtarlar Toplantısında feryat etmiş. Neler demiş neler... Dediklerinden birkaç cümle:
"Dolaşmak için evimden dışarı çıkınca, Kültürpark'ta her ağacın altında bir çift görülüyor...
Her çalının dibi yatak odası gibi...
Her şey meydanda...
Bunlar benim de kanıma dokunuyor...
İki taraf gönüllü olarak razı olunca yapacağımız bir şey yok...
Yasalar buna izin vermiyor...
Biz kolluk kuvveti olarak sadece uyarabiliyoruz..."
Bu sözleri söyleyen herhangi bir vatandaş değildir. Osmanlı'nın birinci başkenti, büyük kültür ve medeniyet şehri, evliyalar yurdu, yakın zamana kadar imanın, İslam'ın, tasavvufun belli başlı merkezlerinden olan anlı şanlı Bursa şehrinin Emniyet müdürüdür.
Bakınız Bursa ne hale gelmiş, ne hallere düşmüş.
Acaba bu talihsiz durum sadece Bursa'ya mı mahsustur?
Maalesef ülkemizin büyük bir kısmı açık ve serbet fuhuşhaneye dönüşmüştür.
Avrupa Birliğine uyum sağlamak için çıkartılan yeni liberal kanunlar, -polisin ve yargının elini bağlamaktadır.
Yapılanlar, sadece zinayı Ceza kanunundan çıkartmakla sınırlı kalmamıştır.
İslam dininin, millî kültür ve ahlakın kabul etmediği ve fuhşiyat (azgınlık) olarak gördüğü nice kötülük serbest bırakılmıştır.
Havalar iyileşti, sıcaklar geldi ya, bir gün öğle namazı sıralarında Sultanahmet Camii'nin bahçesini, çevresini, avlusunu, merdivenlerini geziniz. O mukaddes İslam mabedini çıplak kadınların istila etmiş olduğunu göreceksiniz.
Mini etekli, şortlu, memelerinin büyük kısmı görünen, laubali kadınlar...
Merdivenlere oturan bazı kadınların en mahrem yerleri görünüyor.
Yılışıklık son haddinde. Kahkahalar, haykırışlar, hellolar mellolar...
Cami mi, kadınlar hamamı mı?
Bundan on sene kadar önce yaz ayında bir pazar günü Bursa Ulu Cami'ye gitmiştim. O mukaddes mekanın içi çıplak, dekolte kadınlarla doluydu.
İstanbul'da birtakım çağdaşlar otobüslerde, tramvaylarda, sokakta, parkta herkesin arasında öpüşüyor, cilveleşiyor.
Böyle şeyler bizim dinî ve millî terbiyemizle uyuşmaz.
Fuhuş, modern ve kalkınan Türkiye'nin büyük sektörlerinden biri haline gelmiştir.
Acaba uyuşturucu mu önde, fuhuş mu?...
Devletin koruması ve güvencesi altında yapılan TC vesikalı yasal ve resmî fuhuş, yarı gizli öteki fuhşun yanında devede kulak kalır.
MİLLİGAZETE / MEHMET ŞEVKET EYGİ
"Dolaşmak için evimden dışarı çıkınca, Kültürpark'ta her ağacın altında bir çift görülüyor...
Her çalının dibi yatak odası gibi...
Her şey meydanda...
Bunlar benim de kanıma dokunuyor...
İki taraf gönüllü olarak razı olunca yapacağımız bir şey yok...
Yasalar buna izin vermiyor...
Biz kolluk kuvveti olarak sadece uyarabiliyoruz..."
Bu sözleri söyleyen herhangi bir vatandaş değildir. Osmanlı'nın birinci başkenti, büyük kültür ve medeniyet şehri, evliyalar yurdu, yakın zamana kadar imanın, İslam'ın, tasavvufun belli başlı merkezlerinden olan anlı şanlı Bursa şehrinin Emniyet müdürüdür.
Bakınız Bursa ne hale gelmiş, ne hallere düşmüş.
Acaba bu talihsiz durum sadece Bursa'ya mı mahsustur?
Maalesef ülkemizin büyük bir kısmı açık ve serbet fuhuşhaneye dönüşmüştür.
Avrupa Birliğine uyum sağlamak için çıkartılan yeni liberal kanunlar, -polisin ve yargının elini bağlamaktadır.
Yapılanlar, sadece zinayı Ceza kanunundan çıkartmakla sınırlı kalmamıştır.
İslam dininin, millî kültür ve ahlakın kabul etmediği ve fuhşiyat (azgınlık) olarak gördüğü nice kötülük serbest bırakılmıştır.
Havalar iyileşti, sıcaklar geldi ya, bir gün öğle namazı sıralarında Sultanahmet Camii'nin bahçesini, çevresini, avlusunu, merdivenlerini geziniz. O mukaddes İslam mabedini çıplak kadınların istila etmiş olduğunu göreceksiniz.
Mini etekli, şortlu, memelerinin büyük kısmı görünen, laubali kadınlar...
Merdivenlere oturan bazı kadınların en mahrem yerleri görünüyor.
Yılışıklık son haddinde. Kahkahalar, haykırışlar, hellolar mellolar...
Cami mi, kadınlar hamamı mı?
Bundan on sene kadar önce yaz ayında bir pazar günü Bursa Ulu Cami'ye gitmiştim. O mukaddes mekanın içi çıplak, dekolte kadınlarla doluydu.
İstanbul'da birtakım çağdaşlar otobüslerde, tramvaylarda, sokakta, parkta herkesin arasında öpüşüyor, cilveleşiyor.
Böyle şeyler bizim dinî ve millî terbiyemizle uyuşmaz.
Fuhuş, modern ve kalkınan Türkiye'nin büyük sektörlerinden biri haline gelmiştir.
Acaba uyuşturucu mu önde, fuhuş mu?...
Devletin koruması ve güvencesi altında yapılan TC vesikalı yasal ve resmî fuhuş, yarı gizli öteki fuhşun yanında devede kulak kalır.
MİLLİGAZETE / MEHMET ŞEVKET EYGİ
05 Mayıs 2012
02 Mayıs 2012
01 Mayıs 2012
Kızılderili'nin Perspektifi
Bir gün New York'ta bir grup iş arkadaşı, yemek molasında dışarıya çıkar. Grupta...n biri, Kızılderili'dir. Yolda yürürken insan kalabalığı, siren sesleri, yoldaki iş makinelerinin çıkardığı gürültü ve korna sesleri arasında ilerlerken, Kızılderili, kulağına çırçır böceği sesinin geldiğini söyleyerek çırçır böceği aramaya baslar. Arkadaşları, bu kadar gürültünün arasında bu sesi duyamayacağını, kendisinin öyle zannettiğini söyleyip yollarına devam eder. Aralarından bir tanesi inanmasa da, onunla aramaya devam eder. Kızılderili , yolun karşı tarafına doğru yürür, arkadaşı da onu takip eder. Binaların arasındaki bir tutam yeşilliğin arasında gerçekten bir çırçır böceği bulurlar. Arkadaşı, Kızılderiliye: “Senin insanüstü güçlerin var. Bu sesi nasıl duydun?” diye sorar. Kızılderili ise; bu sesi duymak için insanüstü güçlere sahip olmaya gerek olmadığını söyleyerek, arkadaşına kendisini takip etmesini söyler. Kaldırıma geçerler ve Kızılderili cebinden çıkardığı bozuk parayı kaldırımda yuvarlar. Birçok insan, bozuk para sesini duyunca sesin geldiği tarafa bakarak, onun ceplerinden düşüp düşmediğini kontrol eder. Kızılderili, arkadaşına dönerek:
*Önemli olan, nelere değer verdiğin ve neleri önemsediğindir.
Her şeyi ona göre duyar, görür ve hissedersin.” der.
*Önemli olan, nelere değer verdiğin ve neleri önemsediğindir.
Her şeyi ona göre duyar, görür ve hissedersin.” der.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
ERZURUM'DA HALI YIKAMA SİZE BİR TELEFON KADAR YAKIN
TOMURCUK HALI YIKAMA
0442 214 19 34
0533 371 19 33
IŞILTI HALI YIKAMA
0442 242 05 97
0530 175 3414
POLAT HALI YIKAMA
0534 334 59 08
0 507 046 83 47
BURSADAKİ TORTUM DEMİRCİLER KÖYLÜLERİNİ MİLLETÇE ALKIŞLIYORUZ
Bursa'da yaşayan köylülerimiz ayda bir 27 hane reisi olarak toplanıyor. Kuranı Kerim okuyor, dua ediyor, birbirlerinden haberdar oluyor.
FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYINIZ
FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYINIZ