BİR FATİHA DA SENDEN OLSUN

KİMLER GELDİ, KİMLER GEÇTİ? TIKLA DA GÖR

             Allah (cc), Kuran-ı Kerim’de Ankebut suresi   55. ayetinde:” Her canlı ölümü tadacaktır.”diyor. Bizler ve bu yazıyı siz...

18 Aralık 2022

Bunları Yapıyorsak Başka Günaha Gerek Yok

Tembellik ve nefse esir olmak:



Günahlarımızın çoğalmasına rağmen bir türlü tevbeyi hatırlayamıyorsak, uykuya, yemeğe ve tembelliğe aşırı bir düşkünlüğümüz varsa, sürekli mazeret üretip sızlanıyor ve hiçbir işin ucundan tutmuyorsak bütün hayatımızı kuşatabilecek bir tehlikenin içindeyiz demektir.

Çünkü Efendimiz (s.a.s) buyuruyor ki: “Kişinin hatalarının ve günahlarının çok olması, yumuşak huyluluğunun ve güzel ahlakının eksik, doğruluğunun da az olması, gece boyu leş gibi uyuması, gündüz de boş boş oturması, tembel olması, sürekli sızlanması ve şikâyet etmesi, cimri ve aç gözlü olması kişiye dindeki kötülü¬ğü bakımından yeter.”
(Camiu’s-Sağir)

***
Aileyi ihmal etmek:


Ailemizi ve çoluk çocuğumuzu ihmal ediyorsak, onlara gerekli vakti ayırmıyorsak, maddi ve manevi ihtiyaçlarını karşılamıyorsak dünyamızı da ahiretimizi de tehlikeye atıyoruz demektir.


Çünkü Efendimiz (s.a.s) buyuruyor ki: “Kişinin bakmakla yükümlü olduğu kimseleri ihmal etmesi, günah olarak kendi¬sine yeter.”
(Müslim)
***

Dedikoducu olmak ve laf taşımak:


Hiçbir sırrı saklayamıyorsak, her duyduğumuzun peşine takılıp onu başkalarına da duyuruyorsak, sosyal medya da her gördüğümüzü paylaşıyorsak, yanında bir şey konuşulamayacak insanlar haline gelmişsek kendimizi, kendi dilimizle tehlikeye atıyoruz demektir.


Çünkü Efendimiz (s.a.s) buyuruyor ki: “Her duyduğunu gidip başka birilerine söylemesi, kişiye günah olarak yeter.” (Ebu Davud)
***


Nimete nankörlük etmek:

Elimizdeki nimetlerin kıymetini bilmiyorsak, Allah’ın verdiği nimetlere nankörlük yapıyorsak, önümüze konan nimetlere burun kıvırıyorsak büyük bir nankörlük fırtınası bizi tehdit ediyor demektir.


Çünkü Efendimiz (s.a.s) buyuruyor ki: “Kendisine ikram edilen yemeğe burun kıvırması, kişiye kötülük olarak yeter.” (Camiu’s-Sağir)
***

Tartışmacı ve düşmanca bir karaktere sahip olmak:


Her girdiğimiz ortamdan kavga, tartışma, sürtüşme ve kırgınlıklarla ayrılıyorsak, dostlarımızı bile kendimize düşman ediyorsak, çevremizde kimse kalmadıysa bu kötü ahlakımız bizim için tehlike olarak yeter demektir.


Çünkü Efendimiz (s.a.s) buyuruyor ki “Devamlı düşmanlık yapan, sürekli sürtüşen ve tartışan bir karakterde olmak kişiye günah olarak yeter.”
(Tirmizi)

***
Gevezelik, cimrilik ve hayasızlık:


Bir türlü dilimize hâkim olamıyorsak, müstehcen ve küfürlü konuşmaların müptelası olmuşsak, utanma duygumuzu iyice yıpratmışsak, ne zamanımızdan ne de paramızdan fedakârlık yapamıyorsak tehlikeli bir uçurumdan düşmek üzereyiz demektir.


Çünkü Efendimiz (s.a.s) buyuruyor ki “Geveze, utanmaz ve cimri bir karaktere sahip olmak kişiye kötülük olarak yeter.” “Kişinin kötü davranışlı, dili bozuk ve korkak olması kötülük olarak ona yeter.” (Beyhaki)
***


Müslümanı hor görmek:


İnsanlara malına ve makamına göre değer veriyorsak, garipleri ve kimsesizleri hor görüyorsak, Müslüman kardeşlerimize hakaret edip onları küçük düşürüyorsak kendimizi büyük bir kul hakkı fırtınasının içine atıyoruz demektir.


Çünkü Efendimiz (s.a.s) buyuruyor ki “Din kardeşini hor ve hakir görmek kişiye kötülük olarak yeter. Müslümanın her şeyi, malı, namusu ve kanı da Müslümana haramdır.”
(Müslim)

***

Ayıp araştırmak:


Sürekli ayıp araştırıp duruyorsak, başkalarının kusurlarını konuşmaktan ve gizli hallerini araştırmaktan büyük bir zevk duyuyorsak, insanlar elimizden ve dilimizden emin değillerse bize bir ömür günah olarak yetecek işler yapıyoruz demektir.


Çünkü Efendimiz (s.a.s) buyuruyor ki “Şu üç şey kişiye ayıp olarak yeter. Kendi kusurunu görmeyip başkalarındaki aynı kusuru görmesi. Kendi utanç verici hâlini görmeyip başkalarının aynı durumundan utanç duyması. Oturup kalktığı kimselere sıkıntı vermesi.” (Camiu’s-Sağir)

Abdulaziz KIRANŞAL
Milli Gazete

KÖYLÜMÜZ RAHMETLİ OLDU

   O sabredenler, kendilerine bir belâ geldiği zaman: Biz Allah'ın kullarıyız ve biz O'na döneceğiz, derler (Ali imran 156)


 Köylümüz İbrahim KAPLAN 23 Eylül 2022  Cuma günü rahmetli oldu. Cenazesi 23 Eylül 2022 öğle namazına müteakkip köyden kaldırılacaktır. Allah(cc) rahmet eylesin.Yakınlarına da sabır versin.
Merhuma ve cümle geçmişlerimize bir fatiha okumayı unutmayalım. 

12 Eylül 2022

6 ÖĞÜT

105 yaşında hayata gözlerini yuman Japon bir doktorun, tüm insanlık için sıraladığı 6 öğüt de hayli ilgi görüyor. Söz konusu öğütler, sosyal medyada bir kez daha gündeme geldi.

 İşte Japon doktorun ölmeden önce uzun yaşam için verdiği 6 öğüt:

  1. Mümkün oldukça geç emekli ol
  2. Kilona dikkat et
  3. Mutlu olacağın şeyler yap
  4. Öğrendiklerini başkaları ile paylaş
  5. Mal ve mülk sahibi olacağım takıntısı yapma
  6.  Merdivenleri çık, kaslarını daima çalıştır

02 Eylül 2022

KÖYLÜMÜZ RAHMETLİ OLDU

  O sabredenler, kendilerine bir belâ geldiği zaman: Biz Allah'ın kullarıyız ve biz O'na döneceğiz, derler (Ali imran 156)


 Köylümüz Lokman Bektaş 29 Ağustos 2022  Pazartesi günü rahmetli oldu. Cenazesi 30 Ağustos 2022 öğle namazına müteakkip köyden kaldırılacaktır. Allah(cc) rahmet eylesin.Yakınlarına da sabır versin.
Merhuma ve cümle geçmişlerimize bir fatiha okumayı unutmayalım. 

22 Ağustos 2022

KÖYLÜMÜZ RAHMETLİ OLDU

 O sabredenler, kendilerine bir belâ geldiği zaman: Biz Allah'ın kullarıyız ve biz O'na döneceğiz, derler (Ali imran 156)


 Köylümüz Fevzi Dürlü 16 Ağustos 2022  Salı günü rahmetli oldu. Cenazesi ikindi namazına müteakkip köyden kaldırılacaktır. Allah(cc) rahmet eylesin.Yakınlarına da sabır versin.
Merhuma ve cümle geçmişlerimize bir fatiha okumayı unutmayalım. 

04 Ağustos 2022

TATİLDE MÜSLÜMAN OLDUĞUMUZU UNUTMAYALIM

 Tatilde de Müslüman Olduğumuzu Unutmayalım


Tatil bize değerlerimizi unutturmasın:

Müslüman şahsiyet, camide Allah’ın huzurunda hangi bilinçle duruyorsa tatilde de, sahilde de, otelde de, yaylada da, AVM’de de aynı bilinçle hareket eder. Ortamların, mekânların, şartların değişmesiyle asla değerlerinin tahrip olmasına, erimesine müsaade etmez.

***

Tatil Allah’a yakınlaşmak için bir fırsattır:

Müslüman şahsiyet, modern kültürün büyüsüne kapılıp, diniyle, kültürüyle ve değerleriyle uyuşmayan tatil planlarına asla prim vermez. Onun için tatil, kendisini yenilemek, Allah’a yakınlaşmak, tefekkürünü arttırmak, ailesine ve çocuklarına vakit ayırabilmek, bolca okuyabilmek, kendi iç muhasebesini yapabilmek, ihmal ettiği akraba ziyaretlerini gerçekleştirebilmek demektir. 

***

Tatilde arayacağımız ilk şart helal bir zemindir:

Müslüman şahsiyet, tatil için plan ve program yaparken fiyat, şartlar ve zamandan önce helal bir tatil planı için gayret eder. Tatil adı altında yapacağı yolculukların, ziyaretlerin ve konaklamaların sonunda kendisini, ailesini ve çoluk çocuğunu büyük haram ve günah yükleriyle karşı karşıya bırakacak tatil planlarından şiddetle kaçınır.

***

Tatil ailemiz için doğal bir eğitimdir:

Müslüman şahsiyet, tatil yolculuğu vesilesiyle namazlarını, İslami görev ve vazifelerini asla ihmal etmez. Yolculuğu doğal bir eğitim fırsatına çevirerek, yolculuk esnasında namazların nasıl kılınacağına, bir Müslüman olarak yolculukta, seferde nelere dikkat edileceğine dair eş ve çocuklarına doğal bir eğitim ortamı oluşturur. Yolculuk esnasından diğer haramlardan uzak durduğu gibi israf haramından da uzak durur.

***

Tatil çocuklarımıza ideallerimizi hatırlatma fırsatıdır:  

Müslüman şahsiyet, tatil planını yaparken yaz tatili boyunca İslami eğitim alması gereken çocuklarının, bu eğitimlerden mahrum kalmaması için büyük önem gösterir ve tüm tatil planlarının merkezine çocuklarının Kur’an eğitimi başta olmak üzere onlara yönelik İslami eğitim programını yerleştirir. Onlara islami hedef ve idealler konusunda özel nasihatler eder.

***

Tatil asla emperyalist kültüre teslimiyet değildir:

Müslüman şahsiyet, tatil planı yaparken modern kültüründe etkisiyle kendisini İslami tatil adı altında otellerin insafına terk etmemek için direnir. Öncelikle akraba ziyareti yapabileceği, çocuklarını kendi kültürleriyle, toprakla, doğayla, akrabalarıyla buluşturabileceği bir tatil programı için gayret eder.  

***

Tatil haremlik-selamlık ve mahremiyet prensiplerimizi yok etmesin:

Müslüman şahsiyet, Rahat bir tatil yapmak adına ailesini haremlik-selamlık ve mahremiyet prensiplerinin dikkate alınmadığı otellere ve mekânlara götürüp, kendi değerlerini kendi elleriyle mahvetmez. 

***

Tatil helal gıda hassasiyetimizi zayıflatmasın:

Müslüman şahsiyet, kalacağı otellerde ve tatil mekânlarında ailesinin boğazından tek bir lokma haram bile geçmemesi için sürekli teyakküz halindedir. Bu mekanlarda kendisine ve ailesine servis edilen yemeklerin helalliğini, sunulan etlerin helal kesim olup olmadığını, gıdaların içerisinde haram olan katkı maddelerin olup olmadığını güvenilir kaynaklardan öğrenmeye ve ona göre hareket etmeye gayret eder.

***

Tatil yüksek bir maneviyat biriktirme fırsatıdır:

Müslüman şahsiyet, tatil için ziyaret ettiği ve geçtiği yerlerdeki manevi şahsiyetleri ziyaret ederek onların sohbetlerinden ve dualarından da faydalanmaya gayret eder. Gittiği yerlerde kabirleri bulunan sahabileri,  manevi şahsiyetleri ve Allah dostlarının kabirlerini ziyaret edip, hiç olmazsa bir fatiha okumayı ihmal etmez.

***

Tatil okumak için büyük bir fırsattır:

Müslüman şahsiyet, planladığı tatil süresince başta kendisi olmak üzere eşinin ve çocuklarının da en az bir kitap okuyup, bitirebilmesi için büyük gayret sarfeder ve gittiği yerlerde camiyi, cemaatle namazı asla ihmal etmez. 

Abdulaziz KIRANŞAL

Milli Gazete

22 Temmuz 2022

KÖYLÜMÜZ RAHMETLİ OLDU

  O sabredenler, kendilerine bir belâ geldiği zaman: Biz Allah'ın kullarıyız ve biz O'na döneceğiz, derler (Ali imran 156)


 Köylümüz Esma KALMIŞ 9 Temmuz 2022  Cuma günü rahmetli oldu. Cenazesi ikindi namazına müteakkip köyden kaldırılacaktır. Allah(cc) rahmet eylesin.Yakınlarına da sabır versin.
Merhuma ve cümle geçmişlerimize bir fatiha okumayı unutmayalım. 

NEFSİNİ 3 ŞEYE ALIŞTIR

 Nefsini şu üç şeye alıştır :


✔ Bir iş yaptığında Allah’ın sana baktığını düşün.


✔ Bir şey konuştuğunda, 

Allah’ın seni dinlediğini hatırla.


✔ Sükut ettiğinde, Allah’ın senin içindekileri bildiğini aklından çıkarma.


Hatim-i Esam

06 Temmuz 2022

İŞİ ÖZENEREK YAPALIM

 Geçiştirilerek yapılan her iş tekrar yapılmaya mecburdur.


En iyisi en başta hiç geçiştirmeden işi hakkıyla yapmaktır.


Yoksa olay, en sonunda, herkes için uzun bir zaman kaybından öteye gitmez.

Her zaman hataları düzeltmek için katlanacağımız maliyet, işi baştan sağlam yaparak katlandığımız maliyetten yüksekltir.

02 Haziran 2022

Özlü Söz

 Ömrümüz boyunca birçok insan tanırız. Kimi üzer, kimi sevindirir. Aziz hatıralar ile derin pişmanlıklar aynı evde oturur. İbrahim TENEKECİ

23 Mayıs 2022

Aileyi korumada 5 S kuralı


Sofra vahdeti (Birlikte yemek)
Sayfa vahdeti (Birlikte okuma yapmak)
Sevgi vahdeti (Birbirini sevmek)
Seccade vahdeti (Cemaatle namaz)
Seyahat vahdeti (Birlikte yolculuk)
(M. Emin Yıldırım)

19 Mayıs 2022

KÖYLÜMÜZ RAHMETLİ OLDU

 O sabredenler, kendilerine bir belâ geldiği zaman: Biz Allah'ın kullarıyız ve biz O'na döneceğiz, derler (Ali imran 156)


 Köylümüz Zeki YILDIZ 19 Mayıs 2022 Perşembe rahmetli oldu. 20 Mayıs 2022 Cuma günü Cenazesi öğle namazını müteakkip köyden kaldırılacaktır. Allah(cc) rahmet eylesin.Yakınlarına da sabır versin.
Merhuma ve cümle geçmişlerimize bir fatiha okumayı unutmayalım. 

18 Mayıs 2022

Müslüman gencin kalitesi internet karşısında belli olur

 Namazlarına özen gösteren bir Müslüman genç olabilirsiniz, tesettürüne dikkat eden bir Müslüman hanımefendi de olabilirsiniz ancak unutmayın ki namazınıza ve tesettürünüze bakacak olan Rabbimiz, internetle baş başa kaldığınız andaki tavırlarınıza da bakacaktır.

Unutmayın! Modern dünyada teknoloji ve internet, sizi Allah’ın nazarında değersiz bir kul haline getirmek isteyen şeytan için bulunmaz bir fırsattır. Tarih boyunca insanoğlunu içki, kumar, zina, faiz, ırkçılık ve her türlü sapkınlıkla yoldan çıkaran şeytan, emin olunuz ki interneti de kendi hedefleri doğrultusunda kullanacaktır.

Sanal âlemde bazen bir arkadaşlık isteği, bazen bir video, bazen masum bir gülücük, bazen ilgi çekici bir paylaşım olarak karşınıza çıkacak olan şeytana karşı normal hayatta olduğunuzdan daha fazla teyakkuz halinde olmak zorundasınız. Hele hele İslam’ı yaşama derdinde bir genç iseniz, şeytan size internet ve sosyal medya
üzerinden en uzman ve profesyonel adamlarını yollayacaktır.

Şeytanın bu adamlarının sizin için kurduğu ilk plan ise internet aracılığı ile sizi gizli günahlara
müptela etmek olacaktır.

Sevbân (R.A.) anlatıyor: Rasûlullah (S.A.S.) buyurdular ki: “Ümmetimden bir kısım insanları bilirim ki, kıyamet günü Tihâme dağları emsalinde bembeyaz (tertemiz) hayırlarla, amellerle gelirler.

Aziz ve celil olan Allah, o sevapları saçılmış toz haline getirir (değersiz kılar, kabul etmez).” Sevban dedi ki : “Ey Allah’ın Rasûlü! Onları bize tavsif et, durumlarını açıkla da, bilmeyerek biz de onlardan olmayalım!” Efendimiz
(S.A.S) açıkladılar: “Onlar sizin din kardeşlerinizdir.

Sizin cinsinizden insanlardır. Sizin aldığınız gibi onlar da gece (ibadetinden) nasiplerini alırlar. Ancak
onlar, Allah’ın yasaklarıyla tenhada baş başa kalınca o yasakları ihlâl ederler, çiğnerler.” (İbn Mace)

Efendimizin (S.A.S.) haber verdiği gece ibadetinden bile nasiplenen fakat kıyamet günü amelleri toz gibi değersiz olan bu kimselerin en büyük özelliği gizli günahlara müptela olmalarıdır.

Tenhada günahlara karşı direnemeyen ve amellerini zayi eden bir genç olmamak için en büyük prensibiniz
“takva” prensibi olmak zorundadır. Çünkü içinde yaşadığınız şu ahir zamanda asıl takvanız, her türlü gizli günahın pervasızca işlenebildiği internet karşısında belli olur.

Takva, internetin nefsinize yolladığı azdırıcı ve yoldan saptırıcı “fücur” dalgalarına karşı korunmak ve her türlü
sapkınlığın adeta altın tepside sunulduğu sosyal medya platformlarında harama ve günaha düşmemek için sürekli ve bilinçli bir teyakkuz halidir.

Hz. Ömer, takva kelimesinin ne anlama geldiğini Übeyy b. Kâ’b’a sorunca Übeyy b. Kâ’b ona şu karşılığı vermiştir: “Ey Ömer sen hiç dikenli bir yolda yürümedin mi?” Hz. Ömer, “Evet yürüdüm.” Deyince, “O
zaman ne yaptın?”, “Paçalarımı sıvayıp dikenlere basmamaya gayret ettim.” Übeyy b. Kâ’b,
“İşte takva odur.”

Eğer internet ve sosyal medyadan ihtiyaç seviyesinde yararlanmak istiyorsanız günah dikenleriyle bezenmiş internet yolunda şehvet bataklığına ve haram çukurlarına düşmemek için dikenli bir yolda yürüyor gibi takva prensibine sıkıca sarılmak zorundasınız.

Unutmayın! Günümüzde Müslümanlık kalitesi namaz, oruç, hac gibi ibadetlerinizin yanında internetle baş başa
kaldığınız zaman gösterdiğiniz tavırlarla da yakından ilişkilidir. Asıl takvanız, yalnız başına internetin karşısına oturduğunuz zaman ortaya çıkar.

Kimsenin olmadığı bir yer ve zamanda bir tıkla nefsinizin bütün isteklerine cevap verebilecek durumdayken belli olur. Sizi yanlış yolara ve sapkınlığa çağıran internet dalgalarının karşısında, “Ben Allah’tan korkarım” diyebilmek büyük ve çetin bir iştir. Bu iş ancak çağın Yusuflarının ve Meryemlerinin harcıdır.

Eğer imtihan bekliyorsanız bilin ki en büyük imtihanlardan birini internet ve sosyal medya üzerinden yaşayacaksınız. Belki sabah namazına kalkarken yaşadığınız zorluktan daha büyük sınavı internetin karşısında vereceksiniz.

Ama unutmayın ki, sanal dünyanın haramlarına karşı elde ettiğiniz başarı hem normal hayatınızda hem de manevi hayatınızda cennete giden yolda en büyük adımlarınızdan biri olacaktır.

Kaynak: Milli Gazete


23 Nisan 2022

RAMAZAN AYININ SON 10 GÜNÜNDE DUA

 Ya Rabbim sen ne büyüksün; Oruç tutanların acıkmadığı, Oruç tutmayanların doymadığı bir Dünya yaratmışsın. Bizleri tüm azalarımızla oruç tutanlardan eyle Allah'ım, bizi bize bırakma, Emrettiğin gibi dosdoğru kul olup, Emir ve yasaklarına uyan kullarından eyle Allah'ım, 

Farzlarını inatla ve ısrarla terkedip bahaneler arasına gömülüp kalan kullarından eyleme bizi Allah'ım. Son On gününe girdiğimiz şu günlerde bizleri affedip, Cehennem berâtını alıp, Cennetlik olan kullarından eyle Allah'ım...

11 Nisan 2022

GÖNÜL DAĞI DİZİSİ KÜLTÜRÜMÜZLE UYUMLU

 

1- Başrol yanrol ayrımı yok herkes başrol

2- Bölümlerin başında ve sonunda karakterlerin kendi hayat hikayelerini anlattıkları tiratlar

3- Bölümlerin çoğunun sonunu "vesselam" sözüyle bitirmeleri

4- Zebilyon tane dizi müziğinin yanında neredeyse her karaktere özgü dizi müziğinin olması

5- Dizi için yazılmış şarkı, türkü ve ilahilerin olması (Bakınız Köprü Müzik kanalı)

6- Ciritçi Abdullah karakterinin ara ara okuduğu şiirler

7- Nadir de olsa karakterlerin kendi bölümleri olmadığı halde yapılan ara tiratlar (gülsüm öğretmen ve ramazan benim hatırladığım)

8- Ramazan ayına, kadir gecesine ve ramazan bayramına özel bölümlerin olması, kurban bayramına özel ücretsiz filmi olması

9- Bayrağımızın her bölümde görünmesi

10- Bölümlere konuyla alakalı isimler verilmesi

11- Neredeyse her bölüm yeşil deniz dizisine çakılan selamlar

 

12- Neşet Ertaşa, Yunus Emreye, âşık sümmaniye, muhyiddin abdala, pir sultan abdala, Karacaoğlana kısacası Anadolu'nun yetiştirdiği tüm değerlere  duyulan saygı hörmet

13- Dizide kullanılan metaforlar

 

14- Kamu spotlarına taş çıkaran sosyal mesajlar

Aklıma gelmeyen daha niceleri..

Vesselam..

11 Nisan 2022 Günün Duası

 Allah'ım bizleri:

-İhlası, parayı bulana kadar süren

-Kardeşliği, kalabalık olana kadar süren

-Takvası, nimetlere kavuşana kadar süren

-Adaleti, gücü eline geçirene kadar süren

-Ahlakı, menfaatine dokunulana kadar süren

-Eylemi ile söylemi birbirine uymayan Müslümanlardan eyleme

05 Mart 2022

KÖYLÜMÜZ RAHMETLİ OLDU

    O sabredenler, kendilerine bir belâ geldiği zaman: Biz Allah'ın kullarıyız ve biz O'na döneceğiz, derler (Ali imran 156)


 Köylümüz Yahya DÜRLÜ 05 Mart 2022 Cumartesi günü rahmetli oldu.  Cenazesi bugün ikindi namazını müteakkip köyden kaldırılacaktır. Allah(cc) rahmet eylesin.Yakınlarına da sabır versin.
Merhuma ve cümle geçmişlerimize bir fatiha okumayı unutmayalım. 

02 Mart 2022

Üzümü eksik tartan yusufun başına gelenler

                          Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla 

                        Bütün hamtlar ve övgüler Allahu Teâlâ'ya mahsustur. Salat ve selam Fahri Kâinat (sav) aline ve ashabına olsun.  


Allahümme salli ala seyyidina Muhammed'in ve ala ali seyyidina Muhammed 

Değerli okurlarım! Yaşadığımız bu fani hayat elbette bir gün son bulacak, ebedi hayat başlayacak ve herkes bu dünyada yaptığını ahi rette iyi veya kötü hesabını verecektir.  

Orada inceden inceye hesaba çekileceğimiz hususlardan birisi de kul haklarıdır. Allahu Teâlâ iki şeyi af etmiyor 1-Allah (c.c.) ortak koşanları.2-kul hakkını,, Bunların bir kısmını ana-baba hakkı, evlat hakkı, karı-koca hakkı, komşu hakkı, akraba hakkı, işçi-işveren hakkı şeklinde sıralamak mümkündür.  

Bugün sizlere üzümcü yusufun rüyasını anlatacağım. 

Yusuf rüya görür ve rüyasında can çekiştirir ölür, yıkarlar kefenleyip kabre koyarlar, üstünü örterler üzerine "Kur'an-ı Kerim” okurlar ve telkinini de vererek mezarın başından herkes dağılır gider. 

 
Adam kabrinin içinde tek başına kalır. Birde bakar ki kabrin sağ tarafından bir kapı açılır ve oradan sorgu melekleri “Münker ve Nekir”  gelir. Kabirden adamı alır karanlık bir yere götürürler, burada dur derler adam durur, birde bakar ki bir tane terazi getirilir terazinin bir köşesinde çok az bir üzüm koyulur ve adam şaşırır adamın karşısına karanlıkta ne olduğu belli olmayan kim olduğunu tanımadığı bir adam gelir.


O iki melek ”Nekir ve Münker” melekleri adama derler ki şimdi bu adama üzüm tart. 


Bu üzüm senin dünyadaki tarttığın terazideki eksik üzümlerin gel. Tart. Sonra beni alıp başka bir yere götürdüler kapkaranlık başka bir yer biraz ileri gittik karşımıza büyük kale kapısı gibi çok büyük kapı çıktı. O iki melek kapıya açıl dedi.  

Kapıda yavaş yavaş açıldı. Oradan acayip alevlerin içinde insanlar yanıyor yandıkça tekrar Allahu Teala tekrar dan diriltiyor etleri parçalanıyor alevler içinde simsiyah zift gibi akıyor tekrar hayata dönüyorlar yine aynı insan oluyorlar yeter yakmayın bizi diye feryat ediyorlar o insanların feryadı dünya acılarına ve feryatlarına hiç benzemiyordu.  


Hiç bir insanın yüreği dayanacak feryat değildi. Oranın feryadı yürekleri yerinden parçalayacak bir feryattı. O ateş dünya ateşinin çok değişiyiydi. Dünya ateşine benzemeyen bir ateşti. Dünyada hiç onun benzerini bile görmedim. Sonra o 2 melek bana dediler ki biz “Münker ve Nekir” melekleriyiz. Şimdi söyle bakalım senin cezanı buraya atarak mı verelim yoksa başka türlümü verelim.  


Ben öyle bir feryat ettim ki beni buraya atmayın cezamı başka türlü verin tamam dediler beni kapkaranlık boş bir alana götürdüler. Ayaklarımdan başlayarak benim üzerime acı bir sıcaklık çöktü dayanılmaz acılarla bir anda kaynar su gibi terler dökülüyordu.  


O dökülen kaynar ter bir anda dizlerime kadar çıktı görünürde ateş yoktu vücuduma gelen o sıcaklık dayanılmaz acı verip beni yakıyordu ben ise dayanılmaz acılar içinde beni yakmayın diye feryat ediyordum O 2 melek “Nekir ve Münker” yine terazide eksik üzüm koyacak mısın? Diye bana soruyordu.  

Baktım yine sağ tarafta yine terazi üzerinde az bir üzüm vardı. 
Bunu gel bu adama tart dediler. Baktım orda kim olduğunu tanıyamadığım adam terazinin sağ yanında içerisi karanlık adamın kim olduğu bilinmiyordu. Ben o vücudumu saran sıcaklığın acısına dayanamıyor acılar içerisinde feryat ediyordum.  

Ne olduğunu bilmediğim beni saran o sıcaklık acısı sanki o adamları yaktıkları cehennemin sıcağına benziyordu. Ne olduğunu anlamadığım sıcaklığına dayanamıyor yandım diye feryat ediyordum.


İşin bir tarafıda ben bunları rüyada yaşarken ben o acı feryadı yatağımda gerçekten yapıyor yatağımda çığlık koparıyormuşum. Hanım çığlığıma yataktan fırlamış beni uyandırmak istemiş ne yapmışsa uyandıramamış. 


Sonra çocuklar yataklarından kalkıp anne babamıza ne oldu diye korkup ağlamaya başlamışlar. Ben ise dayanılmaz acılar içinde acayip sesler çıkararak feryada devam ediyormuşum, hanım kocama ne oldu diye ağlamaya başlamış.  

Benim dayanılmaz çığlıklarımı duyan komşular eve akın etmeye başlamışlar, hemen doktora götürelim demişler, şaşkınlık içinde hanımı ve çocukları yatıştırmaya çalışıyormuşlar, bir yandan da beni uyandırmaya çalışıyormuşlar, 

Hanım bakmış ki ben yatağın içinde sıcaktan yanıyorum, komşulara kocamı kurtarın kocamı sıcak basmış yanıyor, ondan uyanamıyor diyormuş gelen herkesten yardım istiyormuş, komşular bu adama ne oldu ateşler içinde yanıyor uyandırıp kurtaralım diyormuşlar, bir yandan da üzerime su döküyormuşlar.  

Suyun bile benim yanmama hiçbir tesiri olmuyormuş, bütün çabaları boşa geçiyormuş, şaşkına dönmüşler. Komşular beni kurtarmak için yatağımdan kaldırmaya uğraşıyormuşlar bir türlü yatağımdan kaldıramıyormuşlar ne oldu bu adama bu adam ölüyor demişler. 
 

Sonra o 2 melek “Nekir ve Münker” O üzerimden o acısına dayanılmaz sıcaklığı yavaş yavaş alıp onu vücudumdan geri çektiler. Onlarda dayanılması imkânsız sıcaklıklardı buharı bütün vücudumu kaplıyor yakıyordu, o sıcaklığı benim vücudumdan aldıktan sonra bir daha “terazide az üzüm satacak mısın diye bana sordular” ben ise bunca acıdan sonra daha satmam dedim.  


Sonra bana haydi çık git dünyaya ben ise o çektiğim acıların feryadını vücudumdan aldıkları halde feryada devam ediyor dayanılmaz çığlık koparıyordum ve yavaş yavaş uyanmaya başladım. Birde ne göreyim yatağım sular içinde öyle bunalım içindeyim ki gözlerim yarım açılıyordu. 


Ölümden dönmüş gibi, yavaştan kendime gelir gibi oluyordum evde de çığlık sesleri başımda kalabalık insanlar ve hanımımın hıçkırıkları ne olur kocamı kurtarın kocama bir şeyler oluyor diye hanımımın sesini duyuyor bir türlü kendime gelip toparlanamıyordum sonra hanımım yanıma gelip sana ne oluyor evi kalabalık insan sardı, feryadını duyan eve geldi hanımımın sözlerini duyuyor cevap vermeye mecalim gelmiyordu. 


Kendimi ölmüş öbür dünyada görüyordum. Bir yandan da kalabalığı görürken bir anlam veremiyor kan ter içinde onların yüzüne bakıyor konuşamıyordum komşular toplanıp beni kendime getirmek için zorla yataktan dışarı çıkardılar.  

Sana ne oldu böyle ölmüş gibi duruyorsun onların yataktan kaldırmasıyla, birde ne görsünler başımdan aşağı ter su gibi boşanıyor benim halime şaşıran komşular senin vücudundaki siyahlıklar ne böyle sen genç bir adamdın nasıl oldu bir gecede birden ihtiyarladın. Yüzün kırışmış, saçların bembeyaz olmuş onların öyle demesiyle, biraz daha kendime geldim. 

 
Bana ayna verdiler aynaya baktım doğru çıktı. Ben saçları simsiyah olan 25 yaşında bir adamdım şimdi 90 yaşında görünüyorum bütün saçlarım bembeyaz olmuş siyah bir tüy bile kalmamıştı. Yüzüm kırışmış adeta çökmüşüm yaşlanmıştım evdeki insanları görünce ölmediğimi dünyaya geri gönderildiğimi anladım ve kendimi toparlayarak hanımıma ve çocuklarıma baktım.  

Hanımım çocuklar ve eve gelen o insanlarda şaşkındı. Bende onların şaşkınlıklarını gidermek için başımdan geçen olayları anlattım. 


Şu an ismimi vermiyorum kendimi gizliyor hüzünlü acı içinde hayatımı sürdürüyor her işimde kılı 40 yarıp ölçüde tartıda çok çok dikkat ediyorum beni görmek isteyenler gelsin görsünler. 


7 senedir yaşıyorum 7 senedir o acıları ben yine yaşıyorum. Ben üzüm satıcısıydım üzüm satarken eksik tartıyordum. Şu anda yüzümün ve vücudumun çoğu yerinde simsiyah yanıklar var.

 

Ben bu rüyamı sizlerle ibret olsun diye paylaşıyorum. 


Rabbim ravzai mutahharada, secde halinde ölmeyi nasip eylesin. 


Allahümme salli ala seyyidina Muhammed'in ve ala ali seyyidina Muhammed 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

  

ERZURUM'DA HALI YIKAMA SİZE BİR TELEFON KADAR YAKIN

TOMURCUK HALI YIKAMA
0442 214 19 34
0533 371 19 33

IŞILTI HALI YIKAMA
0442 242 05 97
0530 175 3414

POLAT HALI YIKAMA
0534 334 59 08
0 507 046 83 47

BURSADAKİ TORTUM DEMİRCİLER KÖYLÜLERİNİ MİLLETÇE ALKIŞLIYORUZ

Bursa'da yaşayan köylülerimiz ayda bir 27 hane reisi olarak toplanıyor. Kuranı Kerim okuyor, dua ediyor, birbirlerinden haberdar oluyor.
HABER YENİ FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYINIZ