BİR FATİHA DA SENDEN OLSUN

KİMLER GELDİ, KİMLER GEÇTİ? TIKLA DA GÖR

             Allah (cc), Kuran-ı Kerim’de Ankebut suresi   55. ayetinde:” Her canlı ölümü tadacaktır.”diyor. Bizler ve bu yazıyı siz...

13 Ekim 2015

HİCRET VE YENİ YILBAŞI

Bismillahirrahmanirrahim

HİCRET VE YENİ YILBAŞI
Hicri- 1- Muharrem- 1437 / 14 / Ekim Çarşamba- 2015
Bütün hamtlar ve övgüler Allahu Teâlâ’ya mahsustur. Kâinat’ın zerresi adedince, salât ve selam Âlemlerin Efendisi Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.) âline ashabına olsun.

Allahumme salli ala Muhammed’in ve ala ali Muhammed


Değerli okurlarım! Hicret, terk etmek, ayrılmak, bir yeri terk ederek başka bir yere göç etmek anlamına gelir.

Hicret, İslam inkılâbının bir dönüm noktasıdır.

Hicret’e kadar geçen dönem zulüm ve işkence altında yaşanan eşi görülmemiş bir sabır ve metanet devresidir.
 Hicret, bu sabır ve metanetin İslam’ın kutsal değerlerine olumsuz etkilerden başka bir şey getirmeyeceğinin anlaşılması ve Cenab-ı Hakk’ın izniyle gerçekleşmiştir.
Hicret basit bir göç hadisesi değil, İslami kurtarma taktiği ve onu daha geniş kitlelere yayma idealinden kaynaklanmaktadır..
Hicret, putlardan kaçmak, zulümden nura koşmak, Ayrıca hicret, Efendimizin (s.a.v.) Mekke’den Medine’ye göç etmesinin yılbaşıdır.
Hicret ikidir; biri kötülüklerden hicret, diğeri Allahu Teâlâ’ya hicret. Yüce İslam nizamının bütün dünyaya yeni bir hızla yayılmasıdır.
Bir kaya sarmaşığının kayayı delip ışığa çıkmasıdır.
 Hicret, dostluktur, fedakârlıktır, imanda samimiyettir.
Hicret, bir dönemin olanca mevcudunu canan yolunda yok etmektir.
Hicret, sınanmanın ateş kıvamını bulup hesapları yaktığı yerdir
İslam tarihinde, Âlemlerin Efendisi Hz. Muhammed  (s.a.v.)’ in Miladı,

622- senesinin Rebiyülevvel ayında Hz.Ebubekir (.r.a.) ile Mekke-i Mükerreme’den Medine-i Münevvere’ye göç etmesine hicret denilir.
 Allahu Teâlâ tarafından, bütün insanlığın gönlünü aydınlatmak, bozulan ahlakını düzeltmek, yıkılan düşüncesini yeniden inşa etmek üzere gönderilen Kâinatın en güzeli (s.a.v.) ; i ve O, nun Ashabını, hicret etmeye zorlayan zülüm ve işkencelerin bir örneğini, insanlık tarihinde görmek zordur.
 Kâbe-nin önünde Ebu Cehil-e tokadı çakan Hz. Hamza (r.a) belki bu din uğruna, ciğerlerinin sökülüp çiğneneceğini hissede hissede Hz. Hamza (r.a.) olmuştur.
Cehaletin verdiği kinle, Allah Resulü (s.a.v.) öldürmek için yola çıkan Ömer Hz. Ömer (r.a.) olarak, adaletiyle gönüllere taht kurmuştur.
Eli silahlı zalimlerin, Efendimiz (s.a.v.) in evini ablukaya aldıkları zaman, O, Nebiler Sultan’ının yatağına tereddüt etmeden yatan Hz. Ali, (.r.a.) ensesine inebilecek kılıçların keskinliğini aklına dahi getirmemiştir.
Körükle alevlendirilen alev üzerine sırt üstü yatırılıp vücudu dağlanan Hz. Süheyb (.r.a.) kalbindeki imandan zerre kadar taviz vermemiştir.
Herkes bu fazilete sahip olma arzusunu içinde taşımıştır.
Bunun içindir ki Efendimiz (s.a.v.) hicretin sadece Mekke-i Mükerreme’den Medine-yi Münevvere ‘ye göç eden müminlere bağlı bir fazilet olarak kalması, daha sonraki insanların da bundan nasiplenmesi için Hicret’i önemli bir İslami kavram olarak değerlendirmiş ve şöyle buyurmuştur:
“Gerçek muhacir, Allah’ın (c.c.) yasakladığı şeylerden kaçınan, onları terk eden kimsedir”.
Mekke’i Mükerreme’de müminlerin sayısı gün geçtikçe artıyordu.
Bunu fark eden Mekkeli kâfirlerin zulüm ve işkenceleri daha da artıyordu, işkenceler artık dayanılmaz bir hale gelmişti.
Bunun üzerine Müslümanlara, Efendimiz (s.a.v.)  de Medine-i Münevvere ’ye hicret etmelerini emretti.
İlk hicret eden Hz. Ebu Seleme (r.a.) idi. Hicretle ilgili ayeti kerime, de Mevla Teala şöyle buyuruyor.
 “İman edip de hicret edenler, Allah (c.c.) yolunda mallarıyla, canlarıyla cihat edenler ve muhacirleri barındırıp yardım edenler var ya, işte onların bir kısmı diğer bir kısmının dostlarıdır. İman edip de hicret etmeyenlere gelince, onlar hicret edinceye kadar size onların mirasından hiçbir pay yoktur. Eğer onlar din hususunda sizden yardım isterlerse, sizinle aralarında sözleşme bulunan biri aleyhine olmaksızın yardım etmek üzerinize borçtur. Allah yapacaklarınızı hakkıyla görmektedir.” (Enfal Suresi,72)
Diğer bir ayeti kerime, de
 “ Onlar ki hicret ettiler, yurtlarından çıkarıldılar, Benim yolumda eziyete uğradılar, çarpıştılar ve öldürüldüler, and olsun Ben de onların kötülüklerini örteceğim. Ve onları altlarından ırmaklar akan cennetlere koyacağım. Bu mükâfat Allah (c.c.) tarafındandır. Allah (c.c.) mükâfatın en güzeli kendi nezdinde olandır.” [1] (Ali İmran Suresi,195.)
Müslümanlar, Allahu Teâlâ için, O’nun dinini yaşayabilmek için, evlerini, mallarını, her şeylerini geride bırakarak doğup büyüdükleri. Çok sevdikleri kutsal beldeden hicret ediyorlardı.
Dav’a büyüktü. Dav’a İslam’ın Hâkim olma davasıydı.
Bu dava için can da canan da, mal da mülkte terk edilirdi.
Sahabeyi kiram (r.a.) efendilerimiz bunu en güzel şekilde yaptılar.
 Medine-i Münevvere’ ye Herkes hicret etmişti.
Mekke-i Mükerreme’den Medine-yi Münevvere’ ye hicret eden sahabelere (Muhacir, denir.) hicret edenler.
Medine-yi Münevvere ‘deki Müslümanlara’ da  (Ensar denilir) yardımcılar.
Medine-yi Münevvere ‘deki müminler, sabırsızlıkla Güzeller güzeli (s.a.v.) bekliyorlardı
 Nihayet Fahri Kâinat (s.a.v.) Hz. Ebubekir (r.a.) ile birlikte yorucu bir yolculuktan sonra Medine-i Münevvere’ye ulaştı.
Allahu Teâlâ’nın son şeriatı olan İslam, Medine-i Münevvere’de gelişecek, güçlenecek devlet olacak ve oradan da bütün cihana açılacaktır.
52’ maddelik İlk “İslam anayasası” hicretten sonra düzenlenmiştir.
Müslümanlar arasında, İslam kardeşliği hicretten sonra olmuştur.
“Kuba ve Mescid-i Nebevi” gibi cemaatleşmenin ruhu olan ilk İslam mabetleri hicretle kurulmuştur.
”Suffe” adı verilen ilk İslam mektebi hicretten sonra açılmıştır.
İslam’ın iktisadi, ticari, zirai, ve ekonomik esasları ile, ilk İslam çarşı ve pazarı, hicretten sonra faaliyete geçmiştir.
Bütün bunlarla İslam dini, devlet olmuştur..
Efendimiz (s.a.v.)’ in bu hicreti, Hz. Ömer (r.a.) Halifeliği devrinde, Hicri takvimin birinci senesi olarak alınmış ve sene başı olarak da, Muharrem ayı kabul edilmiştir.
Müslümanların yeni senesi Muharrem ayı ile başlamaktadır.
Müslümanlar yeni senelerine Muharrem ayı ile girerler.
1-Muharrem Hicri yılbaşı olduğunu eşimize dostumuza mesajla, telefonla bütün müslümanlara duyuralım.
Fesbuk ve Twitter sayfalarımızda,da paylaşalım.
Dükkânımızın, iş yerimizin vitrinine hicri yılbaşınız tebrik ederim anlamında insanlara hicri yılbaşının geldiğini duyuralım hissettirelim.
1- Muharrem Hicri yılbaşımız mübarek olsun.
Hicrî aylar şunlardır: 

1-Muharrem, ………………………1-Ocak
2-Safer, …………………………….2-Şubat
3-Rebiülevvel,……………. ……….3-Mart
4-Rebiülâhir,……………………….4-Nisan
5-Cemâziyelevvel,………………….5-Mayıs
6-Cemâziyelâhir, …………………..6-Haziran
7-Recep,……………………………7-Temmuz
8-Şaban, ……………………………8-Ağustos
9-Ramazan, ………………………...9-Eylül
10-Şevval, …………………………..10-Ekim
11-Zilkade, …………………………11-Kasım
12-Zilhicce,…………………………..12-Aralık
Allahumme salli ala Muhammed’in ve ala ali Muhammed.




Hiç yorum yok:

ERZURUM'DA HALI YIKAMA SİZE BİR TELEFON KADAR YAKIN

TOMURCUK HALI YIKAMA
0442 214 19 34
0533 371 19 33

IŞILTI HALI YIKAMA
0442 242 05 97
0530 175 3414

POLAT HALI YIKAMA
0534 334 59 08
0 507 046 83 47

BURSADAKİ TORTUM DEMİRCİLER KÖYLÜLERİNİ MİLLETÇE ALKIŞLIYORUZ

Bursa'da yaşayan köylülerimiz ayda bir 27 hane reisi olarak toplanıyor. Kuranı Kerim okuyor, dua ediyor, birbirlerinden haberdar oluyor.
HABER YENİ FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYINIZ