Bismillahirrahmanirrahim
HİCRET VE YENİ YILBAŞI
Hicri- 1-
Muharrem- 1437 / 14 / Ekim Çarşamba- 2015
Bütün hamtlar ve övgüler Allahu Teâlâ’ya
mahsustur. Kâinat’ın zerresi adedince, salât ve selam Âlemlerin Efendisi Hz.
Muhammed Mustafa (s.a.v.) âline ashabına olsun.
Allahumme salli ala Muhammed’in ve ala ali Muhammed
Değerli okurlarım! Hicret, terk etmek, ayrılmak, bir yeri terk ederek başka bir yere göç etmek
anlamına gelir.
Hicret, İslam inkılâbının bir dönüm noktasıdır.
Hicret’e
kadar geçen dönem zulüm ve işkence altında yaşanan eşi görülmemiş bir sabır ve
metanet devresidir.
Hicret,
bu sabır ve metanetin İslam’ın kutsal değerlerine olumsuz etkilerden başka bir
şey getirmeyeceğinin anlaşılması ve Cenab-ı Hakk’ın izniyle gerçekleşmiştir.
Hicret basit bir göç hadisesi değil, İslami kurtarma taktiği
ve onu daha geniş kitlelere yayma idealinden kaynaklanmaktadır..
Hicret, putlardan kaçmak, zulümden nura koşmak, Ayrıca hicret, Efendimizin
(s.a.v.) Mekke’den Medine’ye göç etmesinin yılbaşıdır.
Hicret ikidir; biri
kötülüklerden hicret, diğeri Allahu Teâlâ’ya
hicret. Yüce İslam nizamının bütün dünyaya yeni bir hızla yayılmasıdır.
Bir
kaya sarmaşığının kayayı delip ışığa çıkmasıdır.
Hicret,
dostluktur, fedakârlıktır, imanda samimiyettir.
Hicret,
bir dönemin olanca mevcudunu canan yolunda yok etmektir.
Hicret,
sınanmanın ateş kıvamını bulup hesapları yaktığı yerdir
İslam tarihinde, Âlemlerin Efendisi Hz.
Muhammed (s.a.v.)’ in Miladı,
622-
senesinin Rebiyülevvel ayında Hz.Ebubekir (.r.a.) ile Mekke-i Mükerreme’den Medine-i Münevvere’ye göç
etmesine hicret denilir.
Allahu Teâlâ tarafından, bütün insanlığın
gönlünü aydınlatmak, bozulan ahlakını düzeltmek, yıkılan düşüncesini yeniden
inşa etmek üzere gönderilen Kâinatın en
güzeli (s.a.v.) ; i ve O, nun Ashabını, hicret etmeye zorlayan zülüm ve
işkencelerin bir örneğini, insanlık tarihinde görmek zordur.
Kâbe-nin
önünde Ebu Cehil-e tokadı çakan Hz. Hamza (r.a) belki bu din uğruna,
ciğerlerinin sökülüp çiğneneceğini hissede hissede Hz. Hamza (r.a.) olmuştur.
Cehaletin
verdiği kinle, Allah Resulü (s.a.v.) öldürmek için yola çıkan Ömer Hz. Ömer (r.a.) olarak, adaletiyle
gönüllere taht kurmuştur.
Eli silahlı zalimlerin, Efendimiz (s.a.v.) in evini ablukaya aldıkları zaman,
O, Nebiler Sultan’ının yatağına tereddüt etmeden yatan Hz. Ali, (.r.a.) ensesine inebilecek kılıçların keskinliğini aklına
dahi getirmemiştir.
Körükle
alevlendirilen alev üzerine sırt üstü yatırılıp vücudu dağlanan Hz. Süheyb (.r.a.) kalbindeki imandan zerre
kadar taviz vermemiştir.
Herkes
bu fazilete sahip olma arzusunu içinde taşımıştır.
Bunun
içindir ki Efendimiz (s.a.v.) hicretin sadece Mekke-i Mükerreme’den Medine-yi Münevvere ‘ye göç eden müminlere
bağlı bir fazilet olarak kalması, daha sonraki insanların da bundan nasiplenmesi
için Hicret’i önemli bir İslami kavram olarak değerlendirmiş ve şöyle
buyurmuştur:
“Gerçek
muhacir, Allah’ın (c.c.) yasakladığı şeylerden kaçınan, onları terk eden
kimsedir”.
Mekke’i
Mükerreme’de müminlerin sayısı gün geçtikçe artıyordu.
Bunu
fark eden Mekkeli kâfirlerin zulüm ve işkenceleri daha da artıyordu, işkenceler
artık dayanılmaz bir hale gelmişti.
Bunun
üzerine Müslümanlara, Efendimiz (s.a.v.)
de Medine-i Münevvere ’ye
hicret etmelerini emretti.
İlk
hicret eden Hz. Ebu Seleme (r.a.)
idi. Hicretle ilgili ayeti kerime, de Mevla Teala şöyle buyuruyor.
“İman edip de hicret edenler, Allah (c.c.) yolunda mallarıyla, canlarıyla cihat
edenler ve muhacirleri barındırıp yardım edenler var ya, işte onların bir kısmı
diğer bir kısmının dostlarıdır. İman edip de hicret etmeyenlere gelince, onlar
hicret edinceye kadar size onların mirasından hiçbir pay yoktur. Eğer onlar din
hususunda sizden yardım isterlerse, sizinle aralarında sözleşme bulunan biri
aleyhine olmaksızın yardım etmek üzerinize borçtur. Allah yapacaklarınızı
hakkıyla görmektedir.” (Enfal Suresi,72)
Diğer
bir ayeti kerime, de
“
Onlar ki hicret ettiler, yurtlarından çıkarıldılar, Benim yolumda eziyete
uğradılar, çarpıştılar ve öldürüldüler, and olsun Ben de onların kötülüklerini
örteceğim. Ve onları altlarından ırmaklar akan cennetlere koyacağım. Bu mükâfat
Allah (c.c.) tarafındandır. Allah (c.c.)
mükâfatın en güzeli kendi nezdinde olandır.” (Ali İmran Suresi,195.)
Müslümanlar,
Allahu Teâlâ için, O’nun dinini yaşayabilmek için, evlerini, mallarını, her
şeylerini geride bırakarak doğup büyüdükleri. Çok sevdikleri kutsal beldeden hicret
ediyorlardı.
Dav’a büyüktü. Dav’a İslam’ın Hâkim olma
davasıydı.
Bu
dava için can da canan da, mal da mülkte terk edilirdi.
Sahabeyi
kiram (r.a.) efendilerimiz bunu en güzel şekilde yaptılar.
Medine-i
Münevvere’ ye Herkes hicret etmişti.
Mekke-i
Mükerreme’den Medine-yi Münevvere’ ye hicret eden sahabelere (Muhacir, denir.) hicret edenler.
Medine-yi Münevvere ‘deki Müslümanlara’ da
(Ensar denilir) yardımcılar.
Medine-yi
Münevvere ‘deki müminler, sabırsızlıkla Güzeller güzeli (s.a.v.) bekliyorlardı
Nihayet Fahri Kâinat (s.a.v.) Hz. Ebubekir
(r.a.) ile birlikte yorucu bir yolculuktan sonra Medine-i Münevvere’ye ulaştı.
Allahu
Teâlâ’nın son şeriatı olan İslam, Medine-i
Münevvere’de gelişecek, güçlenecek devlet olacak ve oradan da bütün cihana
açılacaktır.
52’ maddelik İlk “İslam anayasası” hicretten sonra düzenlenmiştir.
Müslümanlar
arasında, İslam kardeşliği hicretten sonra olmuştur.
“Kuba ve Mescid-i Nebevi” gibi cemaatleşmenin ruhu olan ilk İslam mabetleri
hicretle kurulmuştur.
”Suffe” adı verilen ilk İslam mektebi hicretten sonra açılmıştır.
İslam’ın
iktisadi, ticari, zirai, ve ekonomik esasları ile, ilk İslam çarşı ve pazarı,
hicretten sonra faaliyete geçmiştir.
Bütün
bunlarla İslam dini, devlet olmuştur..
Efendimiz
(s.a.v.)’ in bu hicreti, Hz. Ömer (r.a.) Halifeliği devrinde, Hicri takvimin birinci senesi olarak
alınmış ve sene başı olarak da, Muharrem ayı kabul edilmiştir.
Müslümanların
yeni senesi Muharrem ayı ile başlamaktadır.
Müslümanlar
yeni senelerine Muharrem ayı ile girerler.
1-Muharrem Hicri yılbaşı olduğunu
eşimize dostumuza mesajla, telefonla bütün müslümanlara duyuralım.
Fesbuk
ve Twitter sayfalarımızda,da paylaşalım.
Dükkânımızın,
iş yerimizin vitrinine hicri yılbaşınız tebrik ederim anlamında insanlara hicri
yılbaşının geldiğini duyuralım hissettirelim.
1- Muharrem Hicri yılbaşımız mübarek
olsun.
Hicrî aylar şunlardır:
1-Muharrem, ………………………1-Ocak
2-Safer, …………………………….2-Şubat
3-Rebiülevvel,……………. ……….3-Mart
4-Rebiülâhir,……………………….4-Nisan
5-Cemâziyelevvel,………………….5-Mayıs
6-Cemâziyelâhir, …………………..6-Haziran
7-Recep,……………………………7-Temmuz
8-Şaban, ……………………………8-Ağustos
9-Ramazan, ………………………...9-Eylül
10-Şevval, …………………………..10-Ekim
11-Zilkade, …………………………11-Kasım
12-Zilhicce,…………………………..12-Aralık
Allahumme salli ala Muhammed’in ve ala ali Muhammed.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder