BİR FATİHA DA SENDEN OLSUN
KİMLER GELDİ, KİMLER GEÇTİ? TIKLA DA GÖR
Allah (cc), Kuran-ı Kerim’de Ankebut suresi 55. ayetinde:” Her canlı ölümü tadacaktır.”diyor. Bizler ve bu yazıyı siz...
18 Haziran 2015
RAHMET AYI HOŞ GELDİN
بِسْمِ اللهِ
الرَّحْمَنِ الرَّحِيم
RAHMET AYI HOŞ GELDİN
Bütün hamtlar ve övgüler Allahu Teâlâ’ya mahsustur. Kâinat’ın
zerresi adedince, Salât ve selam bütün insanlığın Efendisi, Hz. Muhammed
(s.a.v.) ‘e âline ve ashabına olsun.
“Allahumme salli ala Muhammed’in ve ala ali Muhammed"
Değerli okurlarım! Bizleri rahmet iklimine ulaştıran
Rabbimize sonsuz hamdü senalar olsun. İştiyakla bu huzur iklimini bekleyen,
fakat ömrü kifayet etmeyen bütün geçmişlerimize de Allah (c.c.) gani gani,
rahmeti eylesin.
Kötülüklere
kalkan, iyiliklere kapı olan bir ayın gölgesi üzerimize düşmüştür..
Kalplerdeki
niyazımız mübarek Ramazan ayı, manasızlık çöllerinde deva arayan şaşkın ve
bitkin gönüllere üflenen bir ruhtur;
Oruç: İslam’ın beş şartından biridir. Hicretten Bir buçuk yıl sonra,
Şaban ayında Medine-i Münveere’de ve bedir savaşından önce farz kılınmıştır.
Ramazan
orucunun farz ibadetlerden olduğu, kitap sünnet ve icma ile sabittir.
Orucun farz
olduğunu inkâr eden kişi dinden çıkmış olur.
Orucun farz
oluşu ile ilgili, Bakara suresinde, Mevla Teâlâ şöyle buyuruyor.
يَاأَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا كُتِبَ عَلَيْكُمْ الصِّيَامُ كَمَا كُتِبَ
عَلَى الَّذِينَ مِنْ قَبْلِكُمْ لَعَلَّكُمْ تَتَّقُونَ
“Ey iman
edenler! Sakınasınız diye sizden önceki (ümmetlere) lere farz kılındığı gibi oruç, size
de farz kılındı”(Bakara
Suresi.183)
Ayeti Kerime
gereğince oruç, erginlik çağına ermiş bulunan akıllı erkek ve kadın her
Müslüman’a farzdır.
Peygamberimiz
(s.a.v.)’in: “Kim yalan konuşmayı ve yalan dolanla iş yapmayı terk etmezse,
Allah o kimsenin yemesini içmesini bırakmasına kıymet vermez”(Buhari, Savm.)
Emriyle Müslümanları
günah olan söz ve fiillerden sakındırır.
Oruç iklimi
güzel ahlakı alışkanlık haline dönüştürür. Sadece bir ayı değil, bir ömrü ramazan
neşvesiyle geçirmeye vesile olur.
Peygamber
Efendimiz (s.a.v.) bir hadis-i şerifinde şöyle buyurmaktadır:
“Oruç bir
kalkandır. Oruçlu kimse kötü söz söylemesin! Kendisiyle tartışmak, kavga etmek
isteyene iki defa: ben oruçluyum desin! Hayatım elinde olan Allah’a yemin
ederim ki, oruçlunun ağız kokusu, Allah indinde misk kokusundan daha hoştur…”(Buhari, Savm)
Ramazan
orucunun ardı ardına tutulması ve bir ay sürmesinin bir hikmeti de bu olsa
gerektir. Güzeller güzeli (s.a.v.) şu duayı yapardı.
“Evinizde
hep oruçlular iftar etsin, yemeğinizi iyiler yesin, melekler de duacınız
olsun.”( Ebu, Davud,)
Hz.
Peygamber (sav) birçok hadislerinde orucun faziletlerini açıklarken, samimi bir
inançla Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak üzere ramazan ayını oruçla geçirenin
günahlarının bağışlanacağını ve oruçluların cennette yüksek derecelere nail
olacağını bizlere haber vermiştir. ( Buhari, İman,)
“Kim Allah’a
inanarak ve karşılığını Allah’tan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa geçmiş
günahları bağışlanır.” (Buhari)
Bizler, Farz
olan Ramazan orucunu tutunca, hem Allah’ın rızasını kazanıyor sevap elde
ediyoruz, hem de tutuğumuz bu oruçlar bizim günahlarımıza kefaret oluyor.
Bu hususta
Peygamber (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyuruyor:
“Kişi büyük
günahlardan kaçındığı takdirde, beş vakit namazlar, cumadan cumaya ve
Ramazan’dan Ramazan’a, aralarında işlenen günahlara kefarettir.”(Müslim)
“Oruç
sahibini koruyan bir kalkandır. Oruçlu kimse saygısızlık yapmasın, ahlaksızca
konuşmasın. Eğer birisi kendisiyle dövüşmeye veya sövüşmeye kalkışırsa, iki
defa, “Ben oruçluyum, ben oruçluyum” desin, Ona bulaşmasın.” (Buhari)
“Canım
elinde olan Allah’a yemin ederim ki, oruçlunun ağız kokusu Allah nezdinde misk
kokusundan çok daha hoştur.
Allahu Teala buyuruyor ki,
“Oruçlu
yemesini içmesini ve şehvetini sırf benim için terk ediyor.
Bu nedenle
onun mükâfatını ben vereceğim. İyiliğin karşılığı ise on misliyledir.” (Buhari)
Aynı konuda
Müslim’de şu rivayet vardır : “ Yüce Allah (cc) şöyle buyurmaktadır: “Âdemoğlunun
her ameli kendisinindir. Yalnız oruç müstesna, o benimdir. Onun mükâfatını
verecek olan da benim.”
Bundan daha
büyük garanti olur mu? Oruç, Yüce Allah’ın bize verdiği nimetlere karşı bir
teşekkürdür.
“Her şeyin
bir zekâtı vardır. Bedenin zekâtı da oruçtur. Oruç sabrın yarısıdır.”(Müslim)
Oruç,
bizlere sabretmesini öğretmektedir. Oruç sayesinde kazandığımız sabrımızı devam
ettirmeliyiz.
Yüce Allah,
Oruç tutan kulları için Cennette özel bir kapı tahsis etmiştir. Cennetin sekiz
kapısından bir tanesi, oruç tutan Müslümanlara için ayrılmıştır.
“ Cennette
Reyyân denilen bir kapı vardır. Kıyamet günü Oruç tutanlar o kapıdan
çağırılacaklardır. Kim oruç tutanlardan ise o kapıdan cennete girecektir. Kim
de o kapıdan girerse ebedi olarak susuzluk çekmeyecektir.” (Tirmizi)
Yine
Peygamber (sav) şöyle buyuruyor: “Kim Allah yolunda bir çift mal infak
ederse cennet kapılarından; “Ey Allah’ın kulu! Bu bir hayırlı iştir” diye nida
edilir. Namaz kılan Müslüman namaz kapısından çağırılır.
Allah yolunda cihat yapan kimse cihat kapısından çağırılır. Oruç tutan
kimse Reyyan adlı kapıdan çağrılır. Zekât veren kimse zekât kapısından
çağrılır”.
Bunun üzerine, Hz.Ebu Bekir (ra): “Anam babam sana feda olsun Ey Allah’ın
Resulü! Bu kapıların hepsinden çağırılan Müslüman olacak mıdır?” diye sorar.
Hz.
Peygamber (sav) Efendimiz: “Evet, senin onlardan biri olmanı umarım”
buyurdu. (Buhari)
Bu uzun ve
sıcak günlerde iftar vakti olunca seviniyor, yemeğe ve suya kavuşunca
rahatlıyoruz. Oysa asıl ferahlık ve rahatlığı oruçlular Allah’a kavuşunca
yaşayacaklar:
“Oruçlu için
biri iftar ettiğinde, diğeri ise Rabbiyle karşılaştığında olmak üzere iki
sevinç zamanı vardır”
İmkânlarımız
nispetince, oruç tutan kimselere iftar soframızda yer ayıralım.
İftar
soframızı dostlarımıza, komşularımıza ve özellikle fakir ve muhtaçlara açalım.
Ecir ve sevap kazanalım.
“Her kim bir
oruçluya iftar ettirirse, kendisine onun sevabı kadar sevap verilir. Oruçlunun
ecrinden de hiçbir şey eksilmez.” (Tirmizi)
“Hz. Peygamber (s.a.v.) insanlarla birlikte iftar ettiğinde şöyle derdi:
“Yanınızda oruçlular iftar etsin, yemeğinizi iyiler yesin ve üzerinize melekler
insin.”(Darimi
savm.)]
“Peygamber
(s.a.v.) Efendimiz, iftar açtığı zaman şöyle buyururdu: “ Susuzluk gitti,
damarlar suya kavuştu. İnşallah orucun ecri de hasıl olmuştur.”(Ebu
Davud.)
Oruç tutan
kişinin cennete girebilmesi için diğer dini görevlerinin (farzlar) dışında
büyük günahlardan da sakınması gerekir.
Şu Hadis-i
Şerif bu hususu ifade eder: “Beş
vakit namazını kılan, Ramazan orucunu tutan, zekâtını veren, yedi büyük
günahlardan sakınan hiçbir Müslüman yoktur ki, cennetin kapıları onun için
açılmış olmasın. Ona “güven içinde Cennete gir” denilir.”(Buhari)
Ecri ve
sevabı bu kadar çok olan Ramazan orucunu mazeretsiz terk etmeyelim. Nefsimize
ve yanlış telkinlere uymayalım. Farz olan Orucumuzu zamanında tutalım.
Mazeretsiz
oruç tutmamak büyük günahtır. Dinde geçerli bir mazereti olmadığı halde orucunu
tutmayan Müslüman Allah (c.c.) isyan etmiş, pek çok sevaptan ve manevi nimetten
yoksun kalmış olur.
Büyük günah
işlemiş olur. Peygamberimiz (s.a.v.), bu konuda:
“ Kim
hastalığı ve dinde geçerli bir ruhsatı olmaksızın Ramazan ayından bir gün oruç
tutmazsa, senenin bütün günlerini oruç tutsa yine bu Ramazan orucunun yerine
geçmez,” (Ebu Davud) buyurmaktadır..
Allahu Teâlâ tuttuğumuz ve tutacağımız oruçlarımızı kabul eylesin.
Ramazan- ı Şerifi en iyi şekilde değerlendiren ve af edilen bahtiyar
kullarından eylesin.
Bizleri Kadir Gecesine ve Ramazan Bayramına, sağlık sıhhat ve afiyetle
ve sevdiklerimizle kavuştursun. Ramazanı şerif ayımız mübarek olsun.. Selam ve dua ile.
Allahumme salli ala
Muhammed’in ve ala ali Muhammed
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
ERZURUM'DA HALI YIKAMA SİZE BİR TELEFON KADAR YAKIN
TOMURCUK HALI YIKAMA
0442 214 19 34
0533 371 19 33
IŞILTI HALI YIKAMA
0442 242 05 97
0530 175 3414
POLAT HALI YIKAMA
0534 334 59 08
0 507 046 83 47
BURSADAKİ TORTUM DEMİRCİLER KÖYLÜLERİNİ MİLLETÇE ALKIŞLIYORUZ
Bursa'da yaşayan köylülerimiz ayda bir 27 hane reisi olarak toplanıyor. Kuranı Kerim okuyor, dua ediyor, birbirlerinden haberdar oluyor.
FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYINIZ
FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYINIZ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder