Evlilikleri bitiren karşılıklı ilgisizlik, çiftlerin boşanma sebeplerinin başında geliyor. Zira iş dönüşü sıcak bir tebessüm bekleyen erkek yahut kadın asık suratla karşılaşınca evde huzur da bulamıyor. Bunun dışında çiftleri yuvadan uzaklaştıran; bakımsızlık, iletişim ve istişare eksikliği gibi başka sebepler de var.
14 yıllık evli ve 3 çocuk babası Hakan Ş., uzaktan akrabası olan eşi Feryal Hanım’la evliliklerini kurtarmak için uzman yardımı alıyor. Kendisine yöneltilen “Karınızın yerinde olsanız, kocanıza nasıl davranmanız gerekirdi?” sorusuna verdiği cevap, birçok erkeğin belki de kimseye söyleyemediği bir sıkıntıyı özetliyor: “Evde kocamla baş başayken lahana gibi giyinmezdim. Lahana bile tek renk. Benim gördüğüm ise yıllardır renk renk.” Bakımsızlık evliliği bitiren ana sebep olmasa da birçok ilişkiyi fark etmeden çıkmaza da sokabiliyor. Ev hanımı Feryal Ş. ise başlarda evliliklerinin herkese örnek gösterildiğini ve şimdi eşinin kendisini aldatmasına anlam veremediğini dile getiriyor. Çift, Aile Yaşamını Koruma Derneği Başkanı, ayrıca evlilik ve iletişim uzmanı olan İnci Yeşilyurt’tan yardım alıyor. Yıllardır hem iletişim hem de Feryal Hanım’ın aile içi davranış eksikliği, Hakan Bey’i önce sanal âleme, ardından da aldatmaya sürüklemiş. Yeşilyurt, seansın ilerleyen kısımlarında ise evlendikleri ilk günden sonra Feryal Hanım’ın ev içinde önce utangaçlık, daha sonra da yorgunluk, ev işleri ve çocuk gibi sorumluluklarla dış görünüşüne dikkat etmediğini fark etmiş. Eşinin genelde eve misafir geldiğinde veya düğüne gittiklerinde güzel ve bakımlı giyindiğini kaydeden Hakan Ş., “Eşim benim için değil başkaları için süslenip, güzel giyiniyor. Sabah yolcu edilmiyorum. Akşam güler yüzle karşılanmak bir yana, yemek yemenin, ihtiyaçları konuşmanın dışında ortak bir hayatımız yok. Benim isteklerimin, beklentilerimin bu evde önemi kalmamış.” sözleriyle problemin kaynağına işaret ediyor. Moralinin bozuk olduğu böyle bir günde girdiği internette, önce arkadaşlıklar, akıcı sohbetler ve yıllardır karşılaşmadığı güler yüzü bulan Hakan Ş., bir süre sonra sanal âlemde geri dönüşü zor olan aldatma yoluna ilk adımını atıyor. Zira evde hissedilemeyen değeri, hanımında aradığı davranışları dışarıda yakalıyor.
Hakan Ş. ve eşi Feryal Hanım ile toplam 8 seans görüşüldüğünü kaydeden İnci Yeşilyurt, çiftin yeniden bir araya geldiğini söylüyor. Yeşilyurt, “İlk bakışta son derece mütevazı yaşantıları olan bu çiftin yaşadığı aldatma ve sonrasında oluşan güven problemi, aslında buzdağının görünen kısmı. Tabii bu örneğin tam tersi durumlar da var. Çünkü duygusal anlamda boşanmış ama aynı evde yaşayan çiftler, patlamaya hazır volkan gibi. Patlama çoğu zaman aldatma olarak duyulur. Ama volkanın dibine indiğimizde bambaşka ateşler yuvaları tehdit ediyor.” ifadelerini kullanıyor.
Erkeklerin, problemlerini daha çok içinde yaşadığını vurgulayan Yeşilyurt, şunları belirtiyor: “Bir süre sonra kendini kullanılmış, üstünde ağır yükler olan, bekârlık hayatının sorumsuz günlerine özlem duyan ve annesinin şefkatini arayan bir kişiliğe dönüşürler. Bu durumda kimi erkek, kendini dış dünyaya kapatırken kimisi de daha dışa dönük yaşamaya çalışır. Bazen iş yoğunluğu bazen de arkadaşın problemini çözme gibi gerekçelerle eve daha geç giderek, aslında kaçmanın yollarını arar. Problemlerin kaynağı tespit edilip, zamanında çözüldüğünde, sadakatsizlik de ortadan kalkar.”
‘Biz sizi eşlerinizle imtihan ederiz’ sırrı unutulmamalı
Uzman Psikolog Cihad Kaya ise evlenmeden önce kadının sevilmesine neden olan şeylerin terk edilmesinin, ilişkilerde erkek tarafının soğumasına yol açtığını belirtiyor. Kılık-kıyafet ve öz bakıma gösterilen itinanın azalmasının, erkeği eşinden ve ailesinden soğuttuğunu söyleyen uzman Kaya, “Evlilikte kadının kibar konuşmaması, kibar davranmaması, eğer ev bakım sorumluluğu kendisinde ve gündelik işlerle normalden çok daha fazla ilgilenip, kendisine ve eşine ayıracak zaman bırakmıyorsa, erkek, evinden ve ailesinden uzaklaşabiliyor. ‘Hep böyle yapıyorsun’, ‘Sen zaten böylesin’, ‘İlgisizsin’ gibi yargı cümleleri kullanan ve aile hayatı ve sosyal ortamlarda farklı davranışlar gösteren, eşinin derdine ve mutluluğuna ortak olmayan ve yalan söyleyen, her iki cins için de geçerli olmak üzere mahrem talepleri yanıtsız bırakan eşler birbirine karşı saygısını da kaybedebiliyor.” uyarısında bulunuyor. ‘Biz sizi eşlerinizle, annelerinizle, babalarınızla, çocuklarınızla, mallarınızla, canlarınızla imtihan ederiz.’ ayet-i kerimesini hatırlatan Kaya, “Tüm bunları gerçekleştirmesine ve ideal bir eş olmasına rağmen yüzlerce hanımın aldatıldığı gerçeğini de göz ardı etmemek gerek.” diyor.
Çiftlerin bu davranışları, evliliğe zarar veriyor!
Israrcı olma: Arada bir talepleri karşılanmazsa bile sürekli o talebi dillendirmek, az ama öz konuşamamak.
İlgisizlik: Çalışmayan kadınların, eşinin alışkanlığını ve talebini bildiği halde hastalık, gece çocuk bakmak gibi gerekçeler dışında kahvaltı hazırlamamak, eşini kapıdan uğurlamamak.
Bitmeyen sorular: Erkeği iş saatleri içinde zorunlu nedenler dışında sık sık arayarak ‘Neredesin?’, ‘Ne yapıyorsun?’, ‘Yanında kim var?’ sorularını yöneltmek.
Güvensizlik: Erkeğin cep telefonunu sık sık kontrol etmek ve erkeğe özgürlük alanı tanımak istememek, trafik gibi nedenlerle eve geç kaldığında surat asmak ve sorgulamak.
Aile mahremiyeti: Tartışmalarda aile büyüklerini arayarak, ağlamak ve eşini şikâyet etmek.
Sosyal çevreye müdahale: Şununla görüş, bununla görüşme gibi talimatlar vermek.
Aile: Erkeği annesinden kıskanmak, eşine annesini (kayın validesini) şikâyet etmek, tartışmalarda erkeğin ailesini kötülemek.
Kıyaslama: Başkalarının eşlerine aldıklarından söz etmek, ‘Leyla’ya kocası yeni televizyon almış, bilezik almış’ gibi imalı sözlerle kıyaslama yapmak.
Sorumluluklar: Erkek kapıdan girer girmez, çocuklarla ilgilenmesini istemek, ‘Al şu çocukları, bütün gün beni yedi bitirdiler’ gibi cümlelerle karşılamak.
Kötüyü unutmama: Sürekli geçmişi gündem yapmaya çalışmak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder