Bütün evliliklerde eşler ne kadar birbirini sevse ve uyum içinde olsa da ilk yıllardan itibaren çeşitli nedenlere bağlı olarak bazı anlaşmazlıklar ve buna bağlı sarsıcı olaylar yaşanır. Bunun nedeni aileyi oluşturan bireylerin uyum sürecinde oluşu ve kişiliklerine bağlı olarak yaşanan çeşitli olaylar karşısındaki tepki ve davranışlardaki farklılıkların ortaya çıkışıdır. Bu uyum döneminde her iki tarafın ailesi de önemli rol oynar. Evliliğin ilk günlerinden itibaren eşler kendi aileleriyle yeni kurdukları yuva arasında ne kadar uyumlu bir denge kurmuşlarsa evlilik müessesesi de o kadar sağlam temeller üzerinde demektir. Bu dengenin sağlanmasında şu hususlara dikkat edilmelidir: YUVA KURMA SORUMLULUĞUNUZ OLMALI Eşler kendi ailelerine bağımlı değil; bağlı olmalı ve acil durumlar dışında kendine yetebilmelidir. Özellikle evlenecek gençlerin bir aile kurmanın ve yürütmenin sorumluluğunu yerine getirecek kadar donanımlı ve yeterli maddi imkâna sahip olması ailelerinin de sorumluluğundadır. FARKLILIKLARA SAYGIYLA BAKILMALI Evliliğin ilk yıllarındaki sorunların çoğu kişisel farklılıklara bağlı yaşanır ve büyüklüğüne ve şiddetine göre bütün evlilik hayatında etkili olur. Çatışma hayatın bir parçası olsa da seviyeli olması önemli. Ailelerin birbirine gösterdiği saygı kadar eşlerin birbirine ve birbirinin ailesine karşı gösterdiği saygı da etkilidir. Yaşananlar eşe objektİf olarak anlatIlmalI Eşler birbirinin ailesine ne kadar iyi olur, birbirlerine sevgi ve ilgi gösterirse o kadar mutlu olur. Kişinin ailesiyle arasında geçenleri anlatması gerekiyorsa objektif olarak anlatması problemleri en aza indirir. Eleştiride ölçüsüzlük ve önyargı ile suçlama savunmaya yol açar. AİLELER MADDİ BEKLENTİ İÇİNDE OLMAMALI Bazı gençler kendi yeni kurdukları yuvada ekonomik ihtiyaçlarını karşılamaya çalışırken bir de ailelerinin onlardan maddi destek beklemesi sıkıntılara yol açıyor. Bazı anne-babalar maddi ihtiyaçlarını karşılama konusunda verici olmak yerine kendileri onlardan beklenti içinde olurlar. Anne, babaların evlatlarından fazla beklenti içinde olmaması, bunun yanında gençlerin de vefalı ve her iki tarafın ailesini ihtiyaç zamanlarında koruyup gözetmesi uyumu artırır ve sorunları azaltır. EŞLER BİRBİRİNE UYUMLU OLMALI; KİŞİLİK SINIRLARI KORUNMALI Eşler uyumlu olmaya özen göstermeli, değişikliklere açık davranmalıdır. Her konuda olduğu gibi değişim ve uyum konusunda da ölçülü davranılmalı, kişi kendi sınırlarını iyi belirlemeli, ihtiyaçlarını ve prensiplerini en güzel şekilde ifade etmelidir. ÇEVRENİN ÖLÇÜLERİNİ DEĞİL KENDİ DEĞERLERİNİZİ BAZ ALIN Evlilik hazırlığında ve daha sonra ailenin devamında maddi konularda çevrenin ne diyeceğine göre değil ihtiyaçlara göre hareket edilmelidir. Kİşİ, eşİnİn haksIzlIğI önleyeceğİnden emİn olmalI Aile üyelerinden haksız bir muameleye maruz kalan kişi, eşinden yardım bekler. Bu noktada haksızlığı önleyecek kişi olarak eşinden destek görmek ister. Arkadan konuşarak güven sarsIlmamalI Eşinin hoşlanmadığı davranışları kendi ailesine anlatmayı veya şikâyet etmeyi normal bir davranış olarak görmek yanlıştır. Karı-koca yaşadıklarını unutur; ama diğer aile bireyleri anlatılanları kolay kolay unutmaz. Ve bu da aile ilişkilerinin zedelenmesine sebep olur. Aleyhinde konuşulduğunu fark eden eş ise kendini aile içinde yalnız hisseder. ŞİDDETİN ÜSTÜ ÖRTÜLMEMELİ Eş veya ailesi tarafından görülen haksız muamele, psikolojik veya fiziksel istismarı yardım almak için anlatmalıdır. Zira biriken ve doğru şekilde ifade edilemeyen öfke ve haksızlığa boyun eğmek sorunların katlanarak büyümesine yol açar. EŞLER AİLELERDEN BEKLENTİ İÇİNDE OLMAMALI Gençler de evliliğin gerektirdiği sorumlulukları yerine getirmek, maddi ihtiyaçları karşılamak için ailelerinden beklenti içinde olmak yerine kendileri de maddi imkanları sağlama konusunda gayret etmelidir. Arkadan konuşmaları aktarmamalı Hiç kimse arkasından konuşulup eleştirilmek istemez. Bu tür hatalar evliliğin ilk yıllarında ciddi sorunlara ve sevgi eksikliğine sebep olur. * Uzman Psikolog |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder