“Yayla Türküsü”
Damarında akan Türkün kanıdır.
“Zulmün kara güllesiyle, topu önünde,
İmandan fukara olan eğilir.
Bir karış toprağın öz kıymetini
Toprağa kanını döken bilir” diyerek kurtuluşa ulaştığı gün.Bugün burada Erzurum'un Kurtuluşu ve İstiklal Marşı'mızın TBMM tarafından kabul edilmesinin yıl dönümünü kutlamak üzere toplanmış bulunuyoruz.
Sivas’ta “gardaş” neyse,
Elazığ’da “gakkoş” neyse,
Erzurum’da “dadaş” odur.
Yiğit, demektir, delikanlı demektir, kardeş demektir.Burada bugün sizlere tarihten biraz bahsedeceğim.
Sevgili gençler,şunu unutmayın:
Tarihini bilmeyenlerin coğrafyasını başkaları çizer.Bugün sizlere ,bizlere, tarihimiz unuttturulmaya çalışılıyor.Melleketimizi, devletimizi bölüp parçalayıp yutmak isteyenler dün olduğu gibi bugün de var,yarın da var olacaklar. Uyanık olun.Devletimizi sonsuza kadar koruyup savunacağını bildiğim geleceğimizin sigortası olan siz gençlere inancım sonsuzdur.
12 Mart yalnız Erzurumlular için değil, insanlık için de oldukça önemli bir gündü. Çünkü akla gelebilecek insanlık dışı her türlü işkence ve katliamı gerçekleştiren Ermeniler, geldikleri yere gönderilmişlerdi.O Erzurum ki, bir süre sonra, Kurtuluş Savaşımızın, Cumhuriyet’e giden yolun en önemli kilometre taşı olacaktı. Mustafa Kemal Atatürk, 23 Temmuz 1919’da Erzurum Kongresi’ni gerçekleştirecekti. Erzurum hemşehrisi, Erzurum Mebusu olacaktı. Kurtuluş’a giden yol, 12 Mart 1918’de kurtarılan Erzurum’dan geçmişti. Ne güzel tesadüf. Erzurum’un kurutuluşundan üç yıl sonra, 12 Mart 1921’de, Mehmet Akif Ersoy’un Milletimize armağan ettiği şiiri, İstiklâl Marşı olarak kabul edilmişti:
Bir milletin varlığını ve istiklalini gösteren mili sembollerden biri de Milli Marşı’dır. Milli marşlar temsil ettikleri milletlerin özelliklerini övücü bir dile sahiptirler. Milletlerin özel günlerinde, resmi törenlerde, milletler arası spor karşılaşmalarında çalınıp söylenirler. Milli Mücadele ile ilgili hazırlıklardan biri de moral gücümüzün yükselmesi idi. İstiklal Marşımız, yurdumuzun düşman işgaline uğradığı felaket günlerinde hazırlandı. Saldırgan düşmana karşı Anadolu’da tutuşan heyecanı alevlendirecek; vatan sevgisini ve inancı canlı tutacak bir marşın hazırlanması düşüncesi, Genel Kurmay Başkanı İsmet İnönü’den geldi. Büyük şair Mehmet Akif Ersoy’un yazdığı İstiklal Marşı, Türk Ulusu’nun bağımsızlık ve özgürlük savaşını ölümsüzleştiren, Türk Milletini ortak düşünce ve değerler düzleminde buluşturan eşsiz bir yapıttır. Akif tarafından yazılıp milletimize armağan edilen İstiklal Marşı 12 Mart 1921 tarihinde TBMM tarafından kabul edilmiştir.
Yüce bir millet ve onun şanlı mensupları olarak, bayrağımızı dimdik ayakta tutmak ve onu ebediyen dalgalandırmak için, her zaman olduğu gibi bugün de birlik ve beraberlik içerisinde olmamız, vatan toprağı üzerinde oynanan oyunlara karşı son derece uyanık olmamız gerekmektedir. İstiklal Marşı’nda ortaya konan inanç ve güven, bugün de ihtiyacımız olan manevi atmosferi yansıtmaktadır. İstiklal Marşımızda en veciz şekliyle ifade edilen mesajlar, günümüzde de sadece manevi dünyamızı aydınlatmakla kalmamakta aynı zamanda geleceğimize de ışık tutmaktadır. O zor günlerde yaşadığımız sıkıntıları unutmamalı şu rahat günlerimizin kıymetini bilip devletimizi muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarmalıyız. İstiklal Marşı'mızın her kıtası,her mısrası, her kelimesi anlam doludur.Şimdi sizlere bir kıtasını okuyacağım.
“Bastığın yerleri ‘toprak’ diyerek geçme tanı:
Konuşmamı Mehmet Akif Ersoy'un dileğine milletçe canı gönülden katıldığımız bir cümlesiyle son vermek istiyorum.
Türkçe Öğretmeni
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder