BİR FATİHA DA SENDEN OLSUN

KİMLER GELDİ, KİMLER GEÇTİ? TIKLA DA GÖR

             Allah (cc), Kuran-ı Kerim’de Ankebut suresi   55. ayetinde:” Her canlı ölümü tadacaktır.”diyor. Bizler ve bu yazıyı siz...

18 Eylül 2024

SADAKANIN FAYDALARI NELERDİR?

Sadaka ile ilgili olarak;

 Sadaka veren kişi, bağışladığı paranın önce Allah'a sonra da fakire ulaşacağını bilirse, gerçekten vermekten çok daha büyük bir haz duyacaktır.


 *Sadakanın* faydalarını biliyor musunuz?

 17,18,19'a özellikle dikkat edelim...


 1. *Sadaka* Cennet kapılarından biridir.


 2. *Sadaka* bütün iyilikler içinde en faziletli ameldir ve sadakanın en güzel şekli başkalarını doyurmaktır.


 3. *Sadaka* kıyamet gününde gölge olacak ve insanı ateşten kurtaracaktır.


 4. *Sadaka* Allah'ın gazabını serinletir ve kabir sıcağını da soğutur.


 5. Ölen kişiye verilecek en güzel ve en faydalı hediye *Sadaka*dır ve Allah *Sadaka*'nın sevabını artırmaya devam eder.


 6. *Sadaka*, nefsi arındırmanın ve iyi amelleri artırmanın bir yoludur.


 7. *Sadaka*, hesap gününde verenin yüzünde bir saadet sebebi olur.


 8. *Sadaka* kıyametin tehlikelerinden bir huzur kaynağıdır ve geçmişe üzülmenize izin vermez.


 9. *Sadaka* günahların bağışlanmasına vesile olduğu gibi geçmiş günahlara da kefarettir.


 10. *Sadaka* hem ölümün müjdecisidir, hem de meleklerin duasına vesiledir.


 11. *Sadaka* veren, insanların en hayırlılarındandır ve onunla amel edenler de mükâfatını alacaktır.


 12. *Sadaka* verene büyük ecir vaat edilir.


 13. Sadakada harcayan, takva sahiplerinden sayılır ve insanlar da onu sevmeye başlar.


 14. *Sadaka* vermek, iyilik ve zarafet işaretidir


 15. *Sadaka*, duaların kabul edilmesine ve sıkıntıların giderilmesine vesiledir.


 16. *Sadaka* dünyadaki zorlukları ortadan kaldırır ve 70 bela kapısını kapatır


 17. *Sadaka*, yaş ve servetin artması, başarı ve rızık vesilesidir.


 18. *Sadaka* bir şifa ve ilaçtır


 19. *Sadaka* hırsızlığı, kötü ölümü, ateşten yanmayı ve boğulmayı önler.


 20. *Sadaka* hayvanlarda ve kuşlarda da olsa sevaptır.                                                                                

Sadaka vermek her müslümanın görevidir.


Ebû Mûsâ (el-Eş’arî) radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Nebi sallallahu aleyhi ve sellem (bir keresinde):


- “Sadaka vermek her müslümanın görevidir” buyurdu.


- Sadaka verecek bir şey bulamazsa? dediler.


- “Amelelik yapar, hem kendisine faydalı olur, hem de tasadduk eder” buyurdu.


- Buna gücü yetmez (veya iş bulamaz) ise? dediler.


- “Darda kalana, ihtiyaç sahibine yardım eder” buyurdu.


- Buna da gücü yetmezse? dediler.


- “İyilik yapmayı tavsiye eder” buyurdu.


- Bunu da yapamazsa? dediler.


- “Kötülük yapmaktan uzak durur. Bu da onun için sadakadır” buyurdu.b.                                                    Sadaka Malı Eksiltmez


Resûlullah (Sallallâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:


“Gizli sadaka Allah’ın gazap ateşini söndürür.” (Mekarim’ul Ahlak, 1/296/925)


İmam Muhammed Bakır (Rahmetullâhi aleyh), İmam Zeyne’l-Abidin (Rahmetullâhi aleyh) hakkında şöyle demiştir:


“Şüphesiz o; gecenin karanlığında dışarı çıkıyor, sırtına bir çuval alıyor, tek tek evlerin kapısına varıyor, kapıları çalıyor ve kapıyı açan herkese bir şeyler veriyordu. Bir fakire bir şey verdiğinde ise kendisini tanımaması için yüzünü örtüyordu.”


Peygamberimiz (Sallallâhu aleyhi ve sellem) buyurdu ki:


“Kim helal kazancından bir hurma tanesine denk gelecek kadar sadaka verirse, Allah, onu bereket ve hoşnutlukla kabul eder ve sizden biriniz tayını nasıl büyütüp çoğaltırsa o sadakayı öyle artırır da dağ gibi olur.”


“Sadaka malı eksiltmez. Allah (Celle Celâlühû) başkalarının kusurlarını bağışlayanların itibarını artırır. Allah’a karşı mütevazi olan kulu O, mutlaka yüceltir.”


Sadaka malda eksiltme meydana getirmez. Kulun sadaka vermek üzere uzanan elindeki metâı Allah’ın kudret eline düşer, isteyenin eline geçmeden önce Allah tarafından kabul ve hoşnutlukla karşılanır.


“Su ateşi nasıl söndürürse, sadaka da günahları öyle söndürür.”


“Allah, sadaka sayesinde yetmiş türlü fena ölümü kuldan uzaklaştırır.”


 (Buhârî, Zekât 30, Edeb 33; Müslim, Zekât 55)

 *Sonuncusu* şu anda sadakanın en iyi ve en kolay şekli, bu mesajı sadaka olma niyetiyle dostlarımıza duyurmaktır.


RABBİM'E EMANET OLUNUZ.

04 Eylül 2024

GENÇLİK NEREYE GİDİYOR DEĞİL YEŞKİNLER NEREDE DURUYOR?


Ben 21 yaşında bir üniversite öğrencisiyim. Yazılarınızı fırsat buldukça okuyorum.

Yazılarınızda sık sık “Gençlik nereye gidiyor?” türünden yakınmalarınız oluyor? Gençlik derken herhâlde lise ve üniversite öğrencilerini kastediyorsunuz. Bu durumda ben de nereye gittiğini çok merak ettiğiniz o grubun bir üyesiyim.

Madem bu ülkede yaşayan insanları gençler ve yetişkinler olarak ikiye ayırdınız, ben de siz yetişkinlere bazı sorular sormak istiyorum.

Bir köşe yazarı olarak gençlerin nereye gittiğinden çok, yetişkinlerin nerede durduğuyla ilgilenmeniz gerekmiyor mu?

Ülkenin başını belaya sokan olayların başaktörleri genelde gençler mi, yoksa yetişkinler mi?

Bu ülkede yüz binlerce öğrenci tek bir soru fazla yapabilmek için dirsek çürütürken, birileri sınav sorularını ve sorularla birlikte gençlerin hayallerini çaldı ve geleceğimizi çürüttü. Bu soruları çalanlar lise öğrencileri miydi?

15 Temmuz’u planlayanlar kaçıncı sınıfa gidiyordu?

Milletin yüzüne baka baka yalan söyleyen siyasetçiler hangi üniversitede okuyor?

Sanatçı kimliğiyle her türlü ahlaksızlığı yapanlar ergen mi?

Din adamı sıfatıyla ekranlara çıkıp inancıma ve değerlerime küfredenler kaç yaşında?

Sinemada 7 yaş üstüne uygun olarak işaretlenmiş filmde bel üstüne çıkamayan yapımcılar kaç doğumlu?

Lütfen artık gençliğe laf söylemeyi bırakın da yetişkinlere bakın ve “Sizler bu ülkenin geleceğisiniz!” gibi klişe sloganlardan vazgeçin.

Çünkü sizler bu ülkenin bugünüsünüz. Siz yaşadığınız günü bile kurtaramazken, yarınları kurtarma işini niçin bize ihale ediyorsunuz?

Kimin elinin kimin cebinde belli olmadığı, çarpık ilişkilerle dolu dizilere reyting rekoru kırdıran sizlersiniz. Kan damlayan, şiddet kusan senaryoları siz yazdırıyorsunuz.

Evlilik gibi kutsal bir müesseseyi, evlilik programlarında virane bir gecekonduya dönüştüren yine sizsiniz.

Youtube fenomenlerini seyrediyoruz diye ağlaşıyorsunuz. Ama o fenomenlere film çektirip parayı götüren sizlersiniz.

Siz gece kulüplerinde kavga eden futbolcuları el üstünde tutarken, okul koridorlarında kavga eden öğrencileri disipline gönderemezsiniz.

Bir yandan her türlü rezilliği özgürlük olarak sunan, cinsiyetsiz bir toplum özlemiyle yanıp tutuşan yazarların kitaplarını okurken, bir yandan ailenin öneminden bahsedemezsiniz.

Yetişkinler para hırsıyla sürekli inşaat yaparak şehri betona boğarken, gençlerden geleceği inşa etmelerini bekleyemezsiniz.

Alttan bir sürü dersiniz var, bize üst perdeden ahlak dersi veriyorsunuz!

Size bir şey söyleyeyim mi? Yeni nesil pırıl pırıl. Hiçbir sıkıntı yok. Asıl sıkıntı, yeni nesle eski nesilleri unutturan yetişkinlerde.

Son iki yılda kaç tane Türk filmi çekilmiş ve geçmişimizi anlatıyor. Kitapçıların çok satanlar rafındaki kitaplardan kaç tanesi gençlere ecdadını sevdirmek için yazılmış acaba?

Siz dedelerinizin emanetine sahip çıksaydınız, biz de yarınları emanet olarak kabul ederdik belki. Ama şu durumda hiç emanet alacak durumumuz yok! Kusura bakmayın!

Geçmişini unutturduğunuz bir nesle, gelecekten ödev veremezsiniz!

Bu yüzden aranızda, “Yeni nesil şöyle, yeni nesil böyle!” diye konuşup durmayı bırakın!

“Senin yaşında Fatih İstanbul’u fethetmişti!” diyerek demagoji de yapmayın! Evet, 21 yaşındayım. Ama Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaşta değilim.

Çünkü benim babam II. Murad değil, hocam da Akşemseddin değil.

Zaten İstanbul da artık Fatih’in fethettiği İstanbul değil.

Kalın sağlıcakla...😢

03 Eylül 2024

İMAMLAR, İŞ SİZE KALDI

 

02/09/2024

Mahmut Toptaş

Alemlere rahmet, hazreti Muhammed aleyhisselamın doğum haftasında, üç günde, biri Büyük Şehirde, dördü dört ilçede olmak üzere beş konuşma yaptım.

İlçelerde yalnız imamlara konuştum.

Hafız olan ve  olmayanlara da “bir Ayet bir Hadis ezberleteceğim” dedim ve bir okuyuşta ezberleyenlerin parmak kaldırmasını istedim, ikinci okuyuşta ezberleyenlerin parmaklarını da gördüm, üçüncü okuyuşta ezberleyemeyenler” deyince parmak kalkmadı.

İmam arkadaşlara sahneden sordum, “Kur’an-i Kerimin bir sayfasını kaç defa okursanız ezberlersiniz?”

Cevap çeşitli olacağından kendim cevap verdim. 

Beş okumada, on okumada, elli okumada ezberleyenler olduğu gibi kafası almayanlar da yüz defa okuyunca ezberler mi? dediğimde “Ezberler” cevabını kafa sallamalarıyla desteklettikten sonra  sordum, 

“Cuma günü Hutbeyi tamamlarken en son okuduğunuz ayeti kerimeyi kaç tane cemaatiniz sizi dinleyerek ezberledi? 

62 yaşında bir Müslüman, elli yılda 50X52=2600 iki bin altı yüz defa bu Ayeti dinlediği halde neden ezberleyemez?

Kabahat kimde?

Siz, her okuyuşun önünde dikkat çekseniz ve ezberlemeleri için kelimeleri teker teker okusanız, cemaatin gözlerine baksanız, her okuyuşta buna dikkat etseniz, bir seneye kalmaz manasıyla beraber ezberlerler.

Bundan 40 yıl önce bir Cuma günü, Cuma namazına on dakika kala, herkesin bana kulak vermesini sağladım ve arkasından, “Pazartesi günü Kaymakam beyden başlayarak bu şehirde dükkanına, bürosuna, muayehanesine, atölyesine, meyhanesine… girmediğim insan kalmayacak ve ben bunu bir senede tamamlayacağım” dedim ve Pazartesi günü saat 10 da Kaymakam beyden başladım.

Bu ziyaretlerim esnasında bir banka müdürü bana dedi ki, “Bu şehirde elli bin liranın üzerinde parası olan herkesin-parası bizde olsun olmasın fark etmez-isim, adres ve telefonunu bilirim ve hepsini en az bir defa ziyaret etmişim” dedi. 

Ve ben kendimden utandım.

Bu ziyaretlerde başarılı olduğumu çevreden gelen iyi haberlerden ve yeni cemaatlerden anladım.

Değerli İmamlarımız, cemaatinizi çok iyi tanıyınız. 

Neyi ne kadar bildiğini öğreniniz ve eksiklerini tamamlayınız.

Öğle namazı ile ikindi namazı arasını cemaatinizi ziyarete ayırınız.

Size dükkan sahipleri hediye verdiklerinde onu alınız, kabul ediniz sonra “Benim bu malımı fakir birine siz veriniz” diyerek yine dükkan sahibine bırakınız.

Sporla, Türk Sanat müziğiyle.... siz cemaat çekmeye çalışmayınız.

Onu kiliseler denedi ve kaybetti.

Kendinizi, papazla, camiyi kiliseyle kıyaslamayınız.

Bu İslam dini, kişinin iki dünyasını da güzelleştirmek için Rabbimiz tarafından bize indirilmiş.

Kişinin nasıl temizleneceğinden, neyi nasıl yapacağına kadar boşluk bırakmadan bildirmiş.

Sporu sizden iyi bilen Spor öğretmenleri olduğu gibi, müziği sizden daha iyi öğreten müzik öğretmenleri var bulunduğunuz yerde.

Cemaat sizden Allah’ın kitabını, Rasülünün sünnetini, mezhebinin fıkhını öğretmenizi ve örnek olmanızı bekliyor.

Ev fiyatları ile araba markalarını, cemaat sizden çok iyi biliyor, siz o konularda vakit öldürmeyin.

İşinin bozulması veya işinin çok iyi gitmesi nedeniyle cemaati terk edenleri takip ediniz.

Telefonla gelmediği vakitleri kendilerine bildiriniz.

Yerinin boş kaldığını, beklediğinizi söyleyiniz.

Cemaatin yanlışlarını yüzüne vurmayınız.

Yanlışın doğrusunu o kadar çok söyleyiniz ki, doğru, o yanlışı yapanın içine işlesin.

Ders ve vaazlarınızın saati belli olsun.

Resmi görevimin dışında olarak, 250 kişilik çok güzel bir salonda başlattığım Şifa Tefsiri Derslerimi 1989 dan 2012 yılının sonuna kadar aralıksız devam ettirdim.

Resmi emekliliğimden sonra hiç ara vermeden devam ediyorum.

Hocanın emeklisi olmaz, rahmetlisi olur.

Derse gelmediğim bir gün olmadığı gibi, İstanbul trafiğinde bu derslerden birine, bir dakika geç kaldığım da olmadı.

Akşam namazı ile yatsı namazı arasında her türden öğrencilere yönelik 365 gün camide derse devam ediniz.

İzinli olacağınız günleri bir ay öncesinden öğrencilere ve cemaate bildiriniz.

Cemaate bahane bulanlardan olmayınız.

Kendinizi onlardan üstün de görmeyiniz, kendinizi aşağılamayınız da.

Ezana icabet eden, Allaha kulluk yapmak için camiye gelen bu cemaatin her biri, dünyanın en ünlü kafir devlet başkanlarından milyonlarca kat daha değerlidirler.

Cemaatimiz, dünyanın en değerli cümlesi olan Kelime-i Şehadeti biliyor.

Ama eceline ve yaşlanmasına hükmedemediği halde, dünyaya hükmetmeye kalkan herifler, bu Kelime-i Şehadeti bilmiyorlar

Bu cemaatin ayaklarının altına ipek halı sersek az gelir.

Akşam televizyondan dinledikleri yanlış bilgileri size aktardıklarında onu konuşanın aleyhinde söz söylemeyin ama sorulanın doğrusunu söyleyin ve kaynak da gösterin.

Bütün bunları yaparken tatlı dil güler yüz ve bal gibi sözden ayrılmayın.

İş, size kaldı.

Kendinizi hafife almayınız. Sizin sahip olduğunuz imkanlara hiç bir kurum veya kuruluş sahip değildir.

Şehrin meydan yerindeki en mükemmel bina, Ulu Cami 24 saat, sizin yönetiminizde olduğu gibi en uzak mahalle veya köydeki en güzel cami/bina da size hizmet etmektedir.

Bunun kıymetini bilelim ve hakkını verelim ki, ahirette hesabımız kolay olsun.

       13/10/2022 de yayınlanan bu makalem, dün Mekke’den telefon eden bir müftümüzün bu makaleyi fotokopi, WhatsApp, Facebook, aracılığıyla, din görevlilerine, cemaate ve çevredeki müftülere ulaştırıldığını haber verince, önemine binaen yeniden yayınlandı.

01 Eylül 2024

KÖYLÜMÜZ RAHMETLİ OLDU

 O sabredenler, kendilerine bir belâ geldiği zaman: Biz Allah'ın kullarıyız ve biz O'na döneceğiz, derler (Ali imran 156)


 Köylümüz  Abdullah Bilen 31 AĞUSTOS 2024 Cumartesi günü rahmetli oldu. 1 Eylül 2024 Pazar günü köyümüz camisinden İkindi namazına müteakip cenaze namazı kılınıp köyümüzde defnedilecek. Allah(cc) rahmet eylesin. Yakınlarına da sabır versin.
Merhuma ve cümle geçmişlerimize bir fatiha okumayı unutmayalım. 

ERZURUM'DA HALI YIKAMA SİZE BİR TELEFON KADAR YAKIN

TOMURCUK HALI YIKAMA
0442 214 19 34
0533 371 19 33

IŞILTI HALI YIKAMA
0442 242 05 97
0530 175 3414

POLAT HALI YIKAMA
0534 334 59 08
0 507 046 83 47

BURSADAKİ TORTUM DEMİRCİLER KÖYLÜLERİNİ MİLLETÇE ALKIŞLIYORUZ

Bursa'da yaşayan köylülerimiz ayda bir 27 hane reisi olarak toplanıyor. Kuranı Kerim okuyor, dua ediyor, birbirlerinden haberdar oluyor.
HABER YENİ FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYINIZ