Bismillahirrahmanirrahim
Nebiler ser veri, “Kim imkânı olduğu halde kurban kesmezse, bizim
mescidimize yaklaşmasın”(Müsned, Ahmed bin Hanbel,
Hamt Âlemlerin Rabbi olan Alla hu Teâlâ’ya mahsus, salat ve selam iki
cihanın efendisi Hz. Ahmet (sav) aline ashabına kıyamete kadar onun
yolunda gidenlere olsun
Allahumme salli ala seyyidina Muhammed’in ve ala ali seyyidina Muhammed
Değerli okurlarım! Kurban, lügat itibarîyle yakın olmak, yaklaşmak
manasınadır. Şer-i şerîf ıstılâhında ise; Rab’ımızın rızâsına yakınlık
kazanmak için, muayyen hayvanların kesilmesi ile îfâ olunan malî bir
ibadettir.
Kurban kesmek, akıl sağlığı yerinde, buluğa ermiş (ergen olmuş), dinen
zengin sayılacak kadar mal varlığına sahip ve mukim olan her
Müslümanın yerine getireceği malî bir ibadettir (Merğînânî,
el-Hidâye,)
Temel ihtiyaçlarından ve borcundan başka 80.18 gr altın veya değerinde
para ya da eşyaya sahip olan kimselerin kurban kesmesi gerekir..
Ayrıca kurban mükellefiyeti için aranan nisabın üzerinden, zekâtın
aksine bir yıl geçmesi şart değildir.
Kurban, Alla hu Teâlâ’ya yakınlaşma için, ibadet niyeti ile hayvan
kesmektir. Kesilen kurbanın etinden, kanından ziyade, kesme işi
önemlidir. “Mal canın yongası olması” hesabiyle bu şükranın duygusunu
sergileyebilmek, Allahu Teâlâ’nın rızası için O’nun adına malın
iyisini kesebilmek.
Mevla’mız şöyle buyurur. “Onların (kurbanların) ne etleri ne de
kanları Allah’a ulaşır, sadece sizin takvanız, Allah’a olan derin
takvanız O’na ulaşır. Size olan hidayetine karşı Allah’ı büyük
tanımanız içindir ki, O’bunları böylece size ram etmiştir. (Habibim)
iyi hareket edenleri müjdele. (Hac suresi.22)
Kurbanda gaye ihlas imiş..Takva imiş.Hakka yakınlık ve ve rızasına
ulaşma.. Kur’an-ı Kerimde, Kevser süresinin ikinci âyetinde “Rabbın
için namaz kıl, kurban kes” buyurmaktadır..
Her ne kadar hitap peygamberimize (sav) isede ayetin işaretinde bütün
müminlerde sorumludur.
Kurban kesmek Hanifi mezhebinde vacip, diğer mezheplere göre sünnet-i
müekkededir. Kurbanın kesilme zamanı, bayramın birinci ikinci ve
üçüncü günleridir. Fakat birinci günde kesilmesi daha faziletlidir.
Güzeller güzeli (sav) Kim gönül hoşluğu ile, Allahu Teâlâ’dan sevap
umarak, kurban keserse, o kurban o kimse için, ateşten (koruyan) bir
perde olur. Buyurmaktadırlar.
Hz Ali (r.a ) dan şöyle rivayet olunmuştur ki: “Bir kimse evinden
kurbanlık almak için çıksa, o kimsenin her adımı için on sevap
yazılır, on günahı silinir ve o kimseye o on derece verilir. Almak
için konuştuğu zaman o kimsenin sözleri tesbih olur. O kurbanın
parasını verdiğinde, her bir dirhem için 700 hasene yazılır. Kurban
yatırılıp kesilince, kesildiği yerden yedi kat yere varıncaya kadar ne
varsa hepsi o kimse için istiğfar ederler.”
Kanı aktığı zaman Rabbülâlemin her damlasından on melek halk eder. O
melekler kıyamete kadar o kimse için istiğfar eder. Verdiği etin her
lokması için Hak Teâlâ İsmail (as)’ın evlatlarından bir köle azad
etmiş sevabını verir..
Fahri Kâinat (sav) buyuruyor ki, Ya Fatma kalk kurbanının başında
bulun, onun yere düşen ilk damla kanı ile Alla hu Teâlâ günahlarını
bağışlar. Hz. Fatma (ra) Ey sevgili babacığım, bu lütuf sadece
peygamber ailesine mi mahsustur. Efendimiz (sav) hayır, bu lütuf,
bizide bütün Müslümanları da içine alır.
Kurbanlar kıbleye karşı yatırılarak ”Bismillah Allahu Ekber” diye
kesilir. Kurbanı, elinden geliyorsa sahibi kesmeli gelmiyorsa, uygun
gördüğü bir müslümana kestirmeli ve kendisi de başında bulunmalı, Şu
ayeti Kerimeyi de okumalıdır.
“Benim namazım, ibadetlerim, yaşayışım ve ölümüm âlemlerin Rabbi olan
Allah içindir ki, O’nun ortağı yoktur. (Enam Suresi 162.)
Kurban ibadeti, insanlık tarihi ile başlamış ve bütün ilahi dinlerde
uygulamada bazı farklılıklar olmakla birlikte var ola gelmiştir.
Efendimiz (sav) Hicretin 2. yılından itibaren her sene kurban kesmiştir.(Buhari)
“Ayrıca vefatından sonra da kendisi için kurban kesmesini Hz. Ali’ye
vasiyet etmiştir.” (Ebu Davud, Edahi)
Kulluk bilincinin kazanılmasına vesile olan kurban, bencillik ve
cimrilik duygularını ıslah eder, cömertlik duygusunun gelişmesine
vesile olur.
Kurban, kardeşlik ve yardımlaşma ruhunu diriltir ve devam ettirir.
Kişinin Rabbine yaklaşması, günahlarının bağışlanması gibi uhrevi
faydalarının yanında, sosyal ve ekonomik birçok yararları vardır.
Nebiler ser veri, “Kim imkânı olduğu halde kurban kesmezse, bizim
mescidimize yaklaşmasın”(Müsned, Ahmed bin Hanbel,) buyurarak, gücü
yettiği halde kurban kesmeyenleri ikaz etmiş ve kurban kesmeyi teşvik
etmiştir.
Bir hadis-i şerifte de “Âdemoğlu, kurban bayramı gününde kurban
kesmekten daha sevimli bir iş ile Allah’a yaklaşabilmiş değildir”
buyurmuş ve kestiğimiz kurbanların kıyamet gününde kurtuluşumuza
vesile olacağını bildirerek “Kurbanlarınızı gönül hoşluğuyla kesiniz”
(Malik,Muvatta,) buyurmuştur.
Hz. Aişe validemiz anlatıyor: "Allah Resulü (sav) buyurdular ki: "Hiç
bir kul, kurban günü, Allah (c.c) indinde kan akıtmaktan daha sevimli
bir iş yapamaz. Kesilen hayvan, kıyamet günü boynuzlarıyla,
kıl1arıyla, tırnaklarıyla gelecektir. Hayvanın kanı yere düşmezden
önce Allah indinde yüce bir mevkie ulaşır. Öyle ise, onu gönül hoşluğu
ile ifa edin."
Bu bakımdan imkânımız varsa kurban kesmeyi ihmal etmeyelim. Dünyevi
zevklerimiz için rahatça harcama yaparken, kurban ibadetine gelince
cimrileşmek, bir takım bahanelere sığınmak doğru değildir.
Rabbimiz kestiğimiz kurbanlarımızı en güzel şekliyle kabul eylesin…
Bir hadisi şerif!
Mümin koku satan kimse gibidir. Yanında Otursan için açılır.
Onunla gezsen veya ortak iş yapsan faydasını görürsün.
Onun her işi faydalıdır..
Allahumme salli ala seyyidina Muhammed’in ve ala ali seyyidina Muhammed