Sabredenleri müjdele. Onlara bir musibet dokunduğu zaman "Mutlaka biz Allah içiniz ve mutlaka O'na döndürüleceğiz" derler, (Bakara, 155-156).
BİR FATİHA DA SENDEN OLSUN
KİMLER GELDİ, KİMLER GEÇTİ? TIKLA DA GÖR
Allah (cc), Kuran-ı Kerim’de Ankebut suresi 55. ayetinde:” Her canlı ölümü tadacaktır.”diyor. Bizler ve bu yazıyı siz...
18 Mart 2020
Musibetle İmtihan
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla
Hamt
Alla hu Teâlâ’ya mahsustur, yüzbinlerce salat ve selam, iki cihanın efendisi
Hz. Ahmet (sav)’ aline ve ashabına kıyamete kadar onun nurlu yolundan gidenlere
olsun.
Allahumme salli ala Muhammed’in ve ala ali Muhammed.
Değerli
okurlarım! Başa gelen felâket,
belâ, afet, sıkıntı, ceza gibi olaylar için kullanılan bir terim. Bir musibete
uğrayan kimse, ya Allahu Teala tarafından imtihan edilmekte veya işlediği bir
kötülüğe karşı cezalandırılmaktadır.
Musibet kelimesi Kur'an-ı Kerim'de bu iki anlamda da kullanılmıştır.
Kur'an-ı Kerim'de Allah Teâlâ sevdiği mümin kullarına değişik şekiller altında
musibetler göndererek onları imtihan ettiğini ve bu musibetlere karşı
gösterdikleri sabır ve tevekkül neticesinde de büyük mükâfatlarla
mükâfatlandırılacaklarını bildirmektedir.
İnananlar zümresi içerisinde peygamberlerin Allah Teâlâ'ya en yakın kitle
oldukları halde, musibetlerin en büyüklerine uğradıkları görülmektedir.
Hz. Nuh (a.s),Hz. İbrahim (a.s), Hz. Musa (a.s) ve Hz. İsa’nın kıssaları
bunun örnekleriyle doludur. Ulu'l-azm peygamberlerin sonuncusu Hz. Muhammed
(sav) de Mekke döneminde büyük musibetlere maruz kalmıştır.
O, kavmi tarafından yalanlanmış, işkence görmüş, ölümle tehdit edilmiş,
hatta taşa tutulmuştur. Taife gidip halkı Allahu Teâlâ’nın dinine davet ettiği
zaman, onlar bir peygambere uymayı reddettikleri gibi köle ve çocuklara onu
taşlatmışlardı.
İnsanlığa rahmet olarak gönderilmiş o büyük peygamber, Taiflilerin
saldırısından kurtulduktan sonra, ellerini kaldırıp Rabbine şöyle seslenmişti:
Ya Rabbi! Gerçekte benim üzerime çöken bu musibet ve eziyet, şayet senin
bana karşı bir gazap ve öfkenden ileri gelmiyorsa, ben buna aldırış etmem ve
gönülden tahammül ederim. "
Allah Teâlâ da ona; "Ey Muhammed! Sen de, "azim ve
sebat" sahibi peygamberlerin sabrettiği gibi sabret" (Ahkaf
Suresi, 35) şeklinde vah yetmiştir.
Allah Teâlâ, hidayet ihsan edip rahmet nuruyla kuşattığı mümin kullarım,
bir takım dünyevî zorluklarla imtihan ederek bunu onlar için bir rahmet
vesilesi kılmıştır. Kur'an-ı Kerîm'de şöyle buyurulmaktadır:
"Ant olsun ki sizi biraz korku, biraz açlık, biraz da mallardan,
canlardan ve mahsullerden yana eksiklikle imtihan edeceğiz.
Sabredenleri müjdele. Onlara bir musibet dokunduğu zaman "Mutlaka biz Allah içiniz ve mutlaka O'na döndürüleceğiz" derler, (Bakara, 155-156).
Sabredenleri müjdele. Onlara bir musibet dokunduğu zaman "Mutlaka biz Allah içiniz ve mutlaka O'na döndürüleceğiz" derler, (Bakara, 155-156).
Bu ayetler, her ne şekilde olursa olsun, karşılaşılan bir belâ ve musibet
karşısında inanan kimselerin göstermesi gereken tavrı ortaya koymaktadır.
Musibete karşı takınılan tavır, aynı zamanda iman ile nifakın arasını ayıran ve
münafık tiplerin kalplerindeki nifakı açığa çıkaran bir imtihan aracıdır. Yani
imanların musibetle sınanmasıdır.
Münafıklar, Müslümanlar savaşta bir başarısızlığa (musibete) uğradığı zaman
onlarla birlik olmadıkları için sevinirler ve bunu kendileri için bir nimet
sayarlar. Allah Teâlâ gerçek anlamda nim etlendirenin musibetlere uğrayıp
bunlara sabreden kimselerden başkaları olmadığını ve farklı düşünenlerin ise
kalplerinde hastalık bulunan tipler olduğunu bildirmektedir:
"Şüphesiz ki içinizden (savaşa çıkmak için) pek ağır davrananlar
vardır. Size bir musibet geldiği zaman (onlar) "Allah bana nimet ihsan etti de onlarla beraber olmadım"
der" (Nisa Suresi, 72).
Diğer bir musibet de, insanların işledikleri kötü amelleri ve kalplerindeki
nifak ve küfürlerinden dolayı muhatap oldukları musibettir. Kur'an-ı
Kerîm'de bu anlamda kullanılan musibet kelimesi ile bu kötülüklere
karşı bir cezalandırma kastedilmektedir:
"Başınıza gelen bir musibet kendi ellerinizle kazandığınız günahlar
yüzündendir. O, işlenenlerin birçoğunu da affeder" (Şûra,30).
Münafıkların hallerinden söz edilen başka bir ayette de şöyle
buyurulmaktadır: "Kendi yaptıklarından dolayı başlarına bir musibet
geldiğinde nice olur halleri..." (Nisa,, 62).
İşlen ilen kötü amellere karşılık ahirette elim Cehennem azabına
uğrayanların durumları da musibet olarak nitelendirilmektedir:
"Eğer onlar (Yahudiler) işledikleri
günahlar yüzünden başlarına bir musibet geldiği zaman; "Rabbimiz bize
Peygamber gönderseydin de biz de senin ayetlerine uyup müminlerden olsaydık
ya" diyecek olmasalardı ”seni göndermezdik” (Kasas 47).
İnsanların başına gelen bütün musibetler Allah Teâlâ'nın izni ve takdiri
dâhilinde ortaya çıkmaktadır: "Yeryüzüne ve kendinize inen hiç bir
musibet yoktur ki biz onu yapmadan önce Levh-i Mahfuz’da yazılmış olmasın.
Şüphesiz ki bu, Allah için çok kolaydır" (Hadîd,,22);
"Allah'ın izni olmadan kulun başına hiç bir musibet gelmez."
(Teğâbun, 11).Bu anlamda, ölüm olayı da bir musibet olarak
zikredilmektedir: " Veya yolculukta iseniz ve başınıza ölüm
musibeti gelmişse." (Maide Suresi,106).
Tövbe ile istiğfar ile affedilmeyen nice günahlar vardı ki, bir musibet ile
silinir gider. Günahlardan arındıran musibet bile tatlıdır.
”Mümin olan kimseye ağrı yorgunluk, hastalık, keder, iç sıkıntısı, hatta
kendisine batan bir diken bile, isabet etmez ki buna karşılık kendi
günahlarından bir kısmı af olunmasın.” (Müslim,)
Hz. Aişe annemiz anlatıyor. Allah Resulü (sav) şöyle buyurdu” Kendisine
hastalık ve daha başka neviden bir eza isabet eden hiçbir Müslüman yoktur ki Alla
hu Teâla bu eza sebebiyle onun günahlarını ağacın kendi yapraklarını dökmesi
gibi döker olmasın” (Müslim,)
Bir de, toplum boyutunda kavimlerin helak edilişi musibeti vardır ki bu,
azgın bir kavmin kendi elleriyle işledikleri günahları ve aşırı sapıklıkları
yüzünden peygamberlerine karşı direnmeleri neticesinde ortaya çıkmaktadır.
Allah Teâlâ, aynı zamanda bu musibetleri diğer toplumlar için birer ibret
vesilesi de kılmıştır. Kur'an-ı Kerîm'de helâk edilişleri ve buna sebep olan
durumları tafsilatlı bir şekilde gözler önüne serilen, Nuh, Ad, Semûd,
Lût kavimlerinin başlarına gelenler bu tür musibetlerdendir.
Rabbim Ümmet-i Muhammedi her türlü musibet ve felaketlerden muhafaza eylesin.
Amiiin. Selam ve dua ile.
Allahumme salli ala Muhammed’in ve ala ali Muhammed.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
ERZURUM'DA HALI YIKAMA SİZE BİR TELEFON KADAR YAKIN
TOMURCUK HALI YIKAMA
0442 214 19 34
0533 371 19 33
IŞILTI HALI YIKAMA
0442 242 05 97
0530 175 3414
POLAT HALI YIKAMA
0534 334 59 08
0 507 046 83 47
BURSADAKİ TORTUM DEMİRCİLER KÖYLÜLERİNİ MİLLETÇE ALKIŞLIYORUZ
Bursa'da yaşayan köylülerimiz ayda bir 27 hane reisi olarak toplanıyor. Kuranı Kerim okuyor, dua ediyor, birbirlerinden haberdar oluyor.
FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYINIZ
FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYINIZ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder