Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla
Bizleri
Müslüman olarak yaratan, peygamber ve sahabe sevgisiyle donatan, Mevla Teâlâ’ya
sonsuz hamt olsun. Âşıkların gözyaşları adedince, denizlerin damlaları
adedinde, Salât ve selam Hz. Muhammed (s.a.v.) ‘e âline ve ashabına olsun.
Allahumme salli ala Muhammed’in ve ala
ali Muhammed
Kıymetli okurlarım! Yıl 1990- İstanbul Güngören
ilçesi, Söğütlü Cami inde görev yaparken, “Beyazıt camii imam hatibi merhum
kurra hafız İsmail Biçer hocamdan öğrendiğim maharici huruf “ ilmini
sizlerle paylaşıyorum.
Kutsal kitabımız Kur’an’ı Kerim Arapça
bir kitaptır. Arap alfabesine göre yazılmıştır. Kur’an-ı Kerim’in yazıldığı
Arap alfabesinde, yer alan 28-harf vardır.
Beş azadan çıkmaktadır.
1-Genizden, 2-Dudaktan, 3-Boğazdan, 4-Dilden,
5-Ağız boşluğundan çıkmaktadır.
*Genizden
iki tane harf çıkar: Mim ve nun harfleri.
*Dudaktan
üç tane harf çıkar: Be-mim-vav-harfleri.
*Dilimizin
üstünden üç tane harf çıkar: Cim-şin-ye harfleri.
*Dilimizin
sağından veya solundan “ض “ harfi,
çıkar. Bu harfi çıkarırken her zaman aynı tarafı kullanmamız lazım.
*Boğazdan,
Ha,-Hı.-Ayın,-Ğayın,-
*Küçük dilin sonundan, gaf.-kaf, harfleri çıkar.
*Göğüsten.-He.-Hemze,-
Diğer harflerin bir bölümüde ağız
boşluğundan çıkar.
Her harfin
manası farklı, yapısı farklı, olduğu gibi, ağızdan çıkış yerleri ’de farklıdır.
Rahmetli hocam kendisinden meharici huruf dersi almaya gelen her
öğrencisine Hafız mısın diye sorardı. Hafız değilse, hafız olmasını tavsiye
ederdi.
Öğrencilerin ekseriyeti hafızdı. Bu
derslere diğer illerden gelen arkadaşlarda vardı.
Öğrencilerin bir kısmı, cami görevlisi,
bir kısmı kuran kursu öğrencisi, bir kısmı orta, lise ve yüksek tahsil yapan
okul öğrencileriydi. İlk gelen öğrencisine İhlâs suresini okur musun derdi, öğrencisi
’de okurdu, Bu fakire de ihlâs suresini okutmuştu.
Bir arkadaş yine okumak için gelmişti
onada ihlâs suresini okutmuştu ve arkadaşa şöyle deşmişti, bu okuduğun ihlas
suresini muhafaza et bir gün size lazım olur. Biz bir mana verememiştik daha
sonra anladık ki öğrenci işin orijinalini hocamdan öğrenince kendi seviyesini
anlayacaktı.
Okumaya gelen her öğrencisine teyip
getirmesini söylerdi, öğrenci ikinci gelişinde tayiple beraber gelirdi, hocamda
öğrencinin tayibine harfleri “Şöyle okurdu. Bu birinci
aşama, Allahu Ekber, diyerek bütün hafileri elif harfinden
başlayarak “üsrün “esre “ötreyle, e- i- ü- diye bütün harfleri okurdu.
Bunu tekrar tekrar dinlemesini söylerdi.
( o tarihte hiçbir arkadaşta cep telefonu yoktu çünkü telefon piyasada
yoktu ) Öğrencide hocamın okuduğu dersi teypten tekrar tekrar
dinleyerek öğrenirdi.
Öğrenci derse ikinci gelişinde, tayibinde
boş bir kasetle gelirdi. Ders halkasında Sırası gelen öğrenci dersine
başlamadan önce kendi tayibini açar ona okurdu bu okumayı da hocam dinlerdi
hataları hemen uygun bir şekilde söyler.
Öğrencide hocamın ikaz ettiği harflere
ağırlıkta çalışırdı. Ders öğle ve ikindi namazından sonra başlardı, ders
Mihrabın sağ tarafında hocamın hocası “Kurra” Hafız Abdurrahman gürses” kürsüsü
var, bu kürsünün yanındaki kapıdan içeri büyük medrese var, ders namazdan sonra
burada başlardı.
Medreseye giren öğrenciler hemen büyük
bir ders hal akası yapardık, her öğrencinin teyibi yanında, kemali edeple diz
üstü otururduk,
Hocam medreseye girer tebessümle selam
verirdi, bizde selamına mukabelede yapardık. Rahmetli hocam çok mütevazı, alçak
gönüllüydü, kendisine mahsus masa ve sandalyesinde oturmaz yerde otururdu.
Arkadaşlara kısa bir hal hatır sorar,
hemen ilk sırada kim varsa, başlayın derdi her bir öğrenciyle teker teker
ilgilenirdi, yeni derse başlayan arkadaşlar çok heyecanlanırdılar. Hocam
sıkılan öğrencisine tebessüm ederek ha gayret heyecanlanmana gerek yok diyerek
heyecanını yatıştırırdı.
Ders dinlerken hiçbir öğrencinin yüzüne
bakmazdı, öğrenci tekrar derse gelişinde boş bir kasetle gelir, teyibini sesini
açar hocama dersini okur hocam, hangi harflerde hata yapmışsa o harflerin
tekrar çalışmasını söylerdi.
Bu ses kasette kalır öğrenci eve
gittiğinde ağırlıkta hocamın uyardığı harflere çalışır. Hocamın onayından
geçene kadar her bir öğrenci aynı derse devam ederdi.
“Bu birinci aşama” hocamın
onayından geçtikten sonra ikinci aşama başlar. Hocam öğrenci Kur’an-ı
Kerime çıkana kadar her dersini kasete okurdu.
İkinci aşama: Allahu
Ekber: diyerek, Yine elif den başlayarak bu sefer cezimli olarak, elif harfini
be harfinden başlayarak, eb-İb-üb-et-it üt-..diye bütün harfleri bu şekilde
öğrencinin tayibine okurdu.
Öğrenci yine birinci şıktaki gibi, dersi
aynen kasetten hocamın dersini dinleyerek tekrar ederek öğrenir. Bu ikinci
derste hocamın onayından geçtikten sonra. Hocam-Üçüncü aşamayı yine kasete
okurdu. Allahu Ekber: diyerek, şeddeli olarak elif harfinden
başlayarak. Ebbe-İbbe-Übbe- diye yine bütün harfleri okur, bunuda öğrenci
öncekiler gibi kasetten dinler.
Hocam bunada onay verdikten sonra Subhaneke
duasından başlayarak devam eder. Dualarda bittimi Eüzü besmele çekilerek Fatiha
Suresi okunur.
Arakasından İhlâs Suresinden başlayarak
her bir öğrenci ister hafız olsun ister olmasın 30. cüzün
hepsini hacımızın önünde ders olarak okurdu.
Mülk Suresi, kıyame suresi, Fetih
surei,,Yasin surei, haşır haşır suresinin son ayetleri, Bakara suresinin son iki
ayeti (yani amenerresülü.) Ayetelkürsi-den sonra, hocamız bu aşamaya gelen
öğrenciye ayın duraklarından başlayabilirsin derdi.
“Kuran-ı Kerimde duraklar vardır.
Bunlardan
birtaneside ayın "ع”
harfi durağıdır. Ayın durakları Kur'n-ı Kerimde mevzu başıdır ayın durağından başlanır yine
ayın durağında bitirilir,”
Öğrencide ayın durağından ayın durağına
başlayarak dersini ona göre yapardı. Bu fakirde ayın durağına kadar gelmiştim,
gün görende görev yapıyordum” yıllarca iki dolmuşla Beyazıt camiine gittim, Güngören’den
bir dolmuşla top kapıya kadar giderdim, top kapıdan belediye otobüsüne biner
Beyazıt giderdim.
Bazen zamanım olursa teyp elimde
yürüyerek de giderdim, yolda yürürken harflerinde kendi kendime okurdum. (Hey
gidi günler hey)
Hayatımın en mutlu anlarıydı bu zaman
dilimleri.
Çünkü aşkla ve şevkle gidiyordum Kıraat
okumaya, Kutsal kitabımı düzgün okumaya, hemde Kurra Hafız
İsmail biçerden bu fakir için en büyük nimeti Rabbimin bana ihsanıydı.
Güzeller güzeli “Sizin en hayırlılarınız
Kuran-ı Kerimi öğrenen ve onu öğretendir. ”buyuruyor. Bu uzun vadeli sabırla
kazanılan bir ilim. Bu iş tamamen farklı gönül işi, aşk olmadan meşk olmaz.
Kur’an-ı Kerime âşık olmak, Hz. Cebrail
(a.s.) Kur’an-ı Kerim’i Efendimiz (sav) tecvitli ve maharîci huruflu bir
şekilde kureyş lehçesine göre getirdi.
Rahmetli hocamız Öğle ikindi namazında
sonra aşır şerif okurdu. Bizde hemen teyplerimize kayıt yapardık o hocamın
güzel sesinden Kuranı Kerim tilavetini eve gittiğimizde aşkla
dinlerdik
Yıllar böylece ilim irfan yolunda ömür su gibi
akıp gitti. Allahu Tealaya sonsuz şükürler olsun.
Emekli oldum Sakarya merkezde
oturuyorum.
Rabbim Kur’an’ı Kerimin nurlu yolundan
ayırmasın.
Allahumme salli ala Muhammed’in ve ala
ali Muhammed
Ahmet Yıldız
Emekli İmam Hatip
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder