BİR FATİHA DA SENDEN OLSUN

KİMLER GELDİ, KİMLER GEÇTİ? TIKLA DA GÖR

             Allah (cc), Kuran-ı Kerim’de Ankebut suresi   55. ayetinde:” Her canlı ölümü tadacaktır.”diyor. Bizler ve bu yazıyı siz...

08 Mart 2018

Kul Hakkı

Bismillahirrahmanirrahim.

Bizleri Müslüman olarak yaratan, peygamber ve sahabe sevgisiyle donatan, Mevla Tealaya sonsuz hamd olsun. Âşıkların gözyaşları adedince, denizlerin damlaları adedinde, Salât ve selam Hz. Muhammed (s.a.v.) ‘e âline olsun.

 Allahumme salli ala Muhammed’in ve ala ali Muhammed.


Değerli okurlarım! Sosyal bir varlık olan insan, toplum içinde yaşar ve ihtiyacı olan birçok şeyi başkalarıyla paylaşmak zorundadır.

Toplu halde yaşamanın temel amacı; insanın mutluluğu, refahı ve güvenliği olup, birbirimize karşı ilişkilerimizde de uymamız gereken ahlakî ve kanunî kuralları içerir.

Bu kurallardan birisi olan Kul hakkı; insanın can, mal ve namus gibi dokunulmazlıklarını korumaya yönelik ortaya çıkan bir haktır. Cana kıymak, hırsızlık, gıybet, yalan, borç, iftira, küfürlü söz, kul hakkını doğurur. Bu kuralların ihlali kul hakkına riayet etmemektir.

Dünyada ve ahirette bunları yapmanın cezaları vardır. 

Müslüman, kul haklarına son derece titizlik göstermelidir. Bilerek veya bilmeyerek başkalarının hakkını üzerine geçiren kimse o hakkı dünyada ödemek ve helalleşmek suretiyle kendisini kurtarmaya çalışmalıdır.

Bu fani hayatın son bulacağını, gerçek hayat dediğimiz ahiret hayatının başlayacağını ve herkesin dünyadaki hayatından hesaba çekileceğini hatırımızdan çıkarmamamız gerekir.

Nitekim Kur’ân-ı Kerîm’inde“Kim zerre miktarı hayır yapmışsa onu görür. Kim de zerre miktarı kötülük işlerse, onu görür” [ Zilzal suresi. 7, 8. )


Buyuran Allah Teâla, insanların mutlaka yaptıklarının karşılıgını göreceğini bizlere bildirmiştir.

Sevgili Peygamberimiz (sav) de; “Bir kimsenin diğer bir kimsenin haysiyetine yahut malına tecavüzden dolayı üzerinde bir hak bulunursa, altın ve gümüşün geçmediği hesap günü gelmeden helalleşsin. Aksi takdirde, yaptığı haksızlık ölçüsünde, iyi amellerinden alınıp hak sahibine verilir, İyiliği yoksa hak sahibinin günahından alınıp haksızlık eden kimseye yüklenir“ [Buhari.) şeklindeki hadîsi ile kul hakkının önemine işaret etmiştir.

Güzeller güzeli  (s.a.v.) hayatının son günlerinde hastalığı esnasında mescitte minbere çıkarak “Ey insanlar! Belki yakında aranızdan ayrılacağım. Allah’ın huzuruna kul hakkı ile gitmekten daha ağır bir şey yoktur. Kimin bende bir alacağı varsa işte malım gelsin alsın. Kime yanlışlıkla veya kasten vurmuşsam işte sırtım gelsin vursun. Bu konuda asla çekinmeyin. Şunu bilin ki, içinizde bana en sevimli olan bende olan hakkını alan veya bana hakkını helal eden kişidir” [ İbn Sa’d, Tabakât,)


Buyurmuş, bu davranışıyla bizlere ayrıca toplum huzurunda kul hakkından helalleşmenin örnekliğini göstermiştir.

Kul hakkı

konusunda dikkatli olmamız gereken konulardan biri de kamu hakkının oluşmasıdır. Kamu hakkı kul hakkından daha kapsamlıdır. Çünkü kul hakkı ihlalinde bir veya birkaç kişiye karşı sorumlu iken kamu hakkında o toplumda yaşayan bütün insanlara karşı sorumluluk doğmaktadır.

Belki hakkını ihlal ettiğimiz şahsı bulup ondan helallik alma ihtimalimiz vardır. Ancak kamu hakkını ihlal ettiğimizde kimden nasıl helallik alabiliriz? Bu sebeple kamu hakkını gözetmemiz, bu hususta titiz davranmamız gerekmektedir. kamu hakkını tüyü bitmemiş yetimin hakkı olarak özetleyebiliriz.

Müslüman, elinden ve dilinden Müslümanların emin olduğu, zarar görmediği kimsedir.“ [Müslim.)

Netice itibariyle iyi bir Müslüman olmak istiyorsak, bütün insanların hakkına saygı göstermeli, kimsenin hakkını yememeliyiz. Kimsenin malına el uzatmamalı, kimseye zulmetmemeliyiz.

Haksızlığın ağır vebalini düşünmeli, ahi retteki hesabın şiddetini ve zorluğunu aklımızdan çıkarmamalıyız. 

Sağlık ve hastalıklarında, üzüntü ve sevinçli anlarında, düğün ve bayramlarda kendilerini ziyaret etmek, onlardan biri vefat etmek, onlardan biri vefat ederse yakınlarına başsağlığı dilemek, kendilerine destek olmak, cenazenin kaldırılmasında yardımcı olmak, davetlerini kabul etmek, çocuklarını kendi çocuklarımız gibi sevmek, koruyup gözetmek de komşuluk görevlerindendir.
Maddi kötülük, evine, bahçesine, malına, mülküne tecavüz etmek; onları bozmak, yıkmak, kirletmek, zorla ele geçirmek, kendisini dövmek ve hırpalamaktır.

Manevî kötülük ırz ve namusuna tecavüz etmek, âile sırlarını çevreye yaymaktır. Özellikle komşunun namusuna göz dikmek günahın katlanmasına sebep olur.

Abdullah b. Ömer'in anlattığına göre, Hz. Peygamber (s.a.v.) bir savaşa çıkmıştı. Yolda: "Bu gün, komşusuna eziyet eden kimse bize katılmasın," buyurdu.

Adamın biri: "Ben komşumun duvarının dibine abdest bozmuştum" deyince, Allah Rasülü (s.a.v.) "Bugün bize katılma" buyurdu.
Hafta sonlarında mahallemizde müzik sesini sonuna kadar açarak, bütün mahalleye yüksek perdeden gece yarısına kadar müzik dinletenlere ne demeli.?

Günün Duası:

Ey nefis! Bir ezanla geldin bir selayla gidersin.

Ölüm senin peşinde. Ya sen neyin peşindesin.

Ahiret yüzünü çevirmiş bize doğru geliyor.

Dünya ise sırtına bize dönmüş gidiyor.

Unutmayalım! Bugün amel var hesap yok,

Yarında hesap var amel yok.

Allahumme salli ala Muhammed’in ve ala ali Muhammed




Hiç yorum yok:

ERZURUM'DA HALI YIKAMA SİZE BİR TELEFON KADAR YAKIN

TOMURCUK HALI YIKAMA
0442 214 19 34
0533 371 19 33

IŞILTI HALI YIKAMA
0442 242 05 97
0530 175 3414

POLAT HALI YIKAMA
0534 334 59 08
0 507 046 83 47

BURSADAKİ TORTUM DEMİRCİLER KÖYLÜLERİNİ MİLLETÇE ALKIŞLIYORUZ

Bursa'da yaşayan köylülerimiz ayda bir 27 hane reisi olarak toplanıyor. Kuranı Kerim okuyor, dua ediyor, birbirlerinden haberdar oluyor.
HABER YENİ FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYINIZ