Bu akşam 2012-2013 futbol sezonu başlıyor. Tüm Türkiye bayrama ulaşmanın mutluluğunu yaşarken, yine bayramın ilk günü futbol karşılaşması oynanacak. Yani bayram günü futbolcular meşin yuvarlağın peşinde koşacak, insanlar onları seyredecek! Türkiye'de Noel döneminde yabancı futbolculara ülkelerine gitmeleri için bütün kolaylıklar gösterilirken (hatta tatile gidebilmek için bir hafta önceden kasti olarak kırmızı kart görme sahtekârlıkları bile görmezden gelinirken) Ramazan ve Kurban bayramına maç programı konulması Müslüman futbolculara karşı saygısız ve çifte standartlı tavrı kanıtlıyor. En acı olanı ise kamuoyundan yeterince tepki gelmiyor oluşu.
Günler çuvala mı girdi!
Ramazan Bayramının ilk günü 3 karşılaşma, ikinci günü ise 2 karşılaşma oynanacak. Futbolcular bayramı sahalarda geçirirken, 'futbolsever'ler de bayramı ya statta ya da ekran başında geçirecek. Bayramda ailece birlikte bulunmanın ve aile ziyaretleri yapmanın ibadet olduğunu bilen toplumumuz, bugün Bayramları birer tatil ve eğlence vesilesi olarak gören bir topluma dönüşmüş durumda. Bayram günü İslâm dininin sosyal yönünü gerçekleştirip aile ziyaretleriyle ibadet etmek yerine maç seyretme kaygısı güden halk ile buna zemin hazırlayan spor camiası ve yetkilileri bu saygısızlığın baş sorumlusu. Çünkü aynı camia, oruç tutan futbolculara karşı tavır alan teknik direktörlerin ahlâksızlığını eleştirmekte son derece etkisiz ve tepkisiz kalıyor. Yetkililer bütün bu saygısızlıklara karşı kayıtsız, halk ise yeterince tepkili değil.
Sanki özellikle ayarlanıyor!
Transfer dönemlerinde son derece profesyonel davranarak istediklerinin hepsini elde eden yabancı uyruklu futbolcuların dini hassasiyetlerinin azami oranda gözetildiği ülkemizde maalesef kendi evlatlarımızın beklentileri görmezden geliniyor. Bu sessizliğe ise TFF'nin yanı sıra futbol adamları, oyuncular ve seyircilerden de yeterince tepki gelmiyor. Her yıl Noel dönemlerine göre ayar verilen ligler geçtiğimiz sezon şike süreci nedeniyle baştan aşağı yeniden dizayn edilmişti. Birçok karşılaşma hafta ortasına yayılmış, tehir edilen haftalar böylelikle telafi edilmişti. Bu sezon hem de ilk haftanın bazı karşılaşmaları bayramın ilk gününe denk getirildi. Daha önceki yıllara da bir dönüp bakarsak, her bayram mutlaka resmi bir maç yapılıyor. Bu kadar da tesadüf olmaz dedirten bu durum sanki özellikle ayarlanıyor hissi veriyor.
1 Mayıs ve zemin çimi düşünülüyor
Sadece Noel dönemlerinde değil 1 Mayıs gibi olay çıkması muhtemel olan günlerde İstanbul'da Süper Lig kapsamında futbol müsabakası oynanmıyor. Ayrıca yıllardır Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş aynı anda güvenlik gerekçesiyle İstanbul'da karşılaşma oynayamıyor. Hatta birçok stada zemin çiminin zarar görmemesi için aynı hafta sonu iki maç verilmiyor. Bu kadar sıradan meselelerde liglere gerekli ayarlamalar yapılırken yüzde 99'u Müslüman olan ülkemizde 2 büyük dini bayrama gerekli hassasiyet gösterilmiyor.
Gurbetçi futbolcular da şikâyetçi
Özellikle ailesi yurt dışında olan gurbetçi futbolcular da duruma tepki gösteriyor. Maçların bayramda oynatılması ile büyük sıkıntı yaşadıklarını belirten futbolcular, bayramda maç olmaması için artık gerekli düzenlemelerin yapılmasını istiyor. En son ne zaman aileleriyle bayram kutladıklarını hatırlamadıklarını söyleyen futbolcular, her bayramda ya kampta ya antrenmanda ya da maçta olduklarını dile getirerek tepki gösterdi.
TFF'nin umurunda değil
Kulüpler Birliği Vakfı'nın ligin Ramazan Bayramı'ndan sonra başlaması konusunda görüş bildirdiği, ancak federasyonun farklı bir karar aldığı da ortaya çıktı. Kulüpler Birliği Başkanvekili ve Medical Park Antalyaspor Başkanı Hasan Akıncıoğlu, lig takvimi konusunda Kulüpler Birliği Vakfı olarak bayram sonrasında ligin başlaması gerektiği yönünde görüş bildirdiklerini vurgulayarak, "Lig takvimi Kulüpler Birliği Vakfı'nda da gündeme geldi. Bizler de bayram sonunda başlaması konusunda görüş bildirdik. Federasyonumuz böyle bir karar aldı. Şu anda yapılacak bir şey yok" dedi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder