Allah’ın emrine icabet edip mübarek Cuma
gününde camilerimizde omuz omuza saf tutan aziz
kardeşlerim! Cumamız mübarek olsun. Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi
üzerimize olsun.
Muhterem Müslümanlar!
Bugün Cuma. Güneşin üzerine doğduğu en hayırlı gün.[1]
Bugün, Rabbimizin huzuruna durduğumuz, hep birlikte Allah’a el açıp
yalvardığımız, günahlarımıza af ve mağfiret dilediğimiz mübarek bir gündür. Bugün,
birlik ve beraberliğimizi pekiştirdiğimiz; acı ve hüzünlerimizi, sevinç ve
mutluluklarımızı paylaştığımız haftalık bayram günümüzdür. Gönlümüzü dünyevî
kaygılardan arındırıp huzur ve sükûnete erdirdiğimiz diriliş günümüzdür.
Aziz Müminler!
Cuma günü Müslümanların yerine
getirmesi gereken sorumluluklar vardır. Bunlardan birisi de, Cuma namazını eda
etmektir. Cuma namazı, Yüce Rabbimizin Kur’an-ı Kerim’de kendisine özel bir yer
ayırdığı müstesna bir ibadettir. Cuma günü; vaaz, hutbe ve namazıyla bizleri hata
ve günahlardan arındırır, iyiye ve hayra yönlendirir; ilim, irfan ve hikmetle
donatır, toplumsal hayatımızı ayakta tutan değerlerle buluşturur. Bu kutlu
vakitten istifade etmek isteyen her bir mümin, dünyevî meşgalelerini bırakıp Cenâb-ı
Hakk’ın davetine icabet etmelidir. Abdestini güzelce almalı, temiz ve namaz
kılmaya uygun kıyafetlerini giymeli, üzerine güzel kokular sürerek erkenden
camiye gelmelidir. Camiye vardığında ise Allah’ın misafiri olarak cami âdâbına
riayet etmeli; okunan ayetleri, verilen vaazları ve yapılan nasihatleri huşû içinde
dinlemelidir.
Kıymetli Müslümanlar!
Cuma günü Müslümanların yerine
getirmesi gereken diğer bir sorumluluk ise Cuma hutbesini dinlemektir. Hutbe, ümmet-i
Muhammed’e nebevî bir sesleniştir, Yüce Rabbimizin emir ve yasaklarını
hatırlatmadır. İnsanlığı Allah’ın yoluna, İslam’ın aydınlığına ve Sevgili
Peygamberimiz (s.a.s)’in güzel ahlakına davettir. Hutbe, Cuma namazının
şartıdır. Hutbe okunmadan Cuma namazı olmaz. Hutbeyi namazdaymış gibi
dinlemek gerekir. Dolayısıyla hutbe esnasında konuşulmaz. Selam alınıp
verilmez. Cep telefonuyla meşgul olunmaz. Nitekim Allah Resûlü (s.a.s), Cuma namazında imam hutbe okurken konuşan birisine
‘sus!’ bile demeyecek kadar hassasiyetle hutbeyi dinlemeyi bizlere tavsiye
etmektedir.[2]
Değerli Müminler!
Hutbeme başlarken okuduğum ayet-i kerimede
Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: “Ey iman edenler! Cuma günü namaza
çağrıldığınızda Allah’ı zikretmeye koşun ve alışverişi bırakın. Eğer
bilirseniz, bu sizin için daha hayırlıdır.”[3]
Öyleyse
dinen meşru bir gerekçe olmadıkça Allah’a teslimiyetimizin göstergesi, birlik
ve beraberliğimizin nişanesi olan Cuma namazını asla ihmal etmeyelim. Güzel söz
ve tatlı dille çocuklarımızı, gençlerimizi namaza ve camiye alıştıralım. Onlara
sevgi ve şefkatle muamele edelim. İş, çalışma, ders ve sınav saatlerini Cuma
namazına göre planlayalım. Unutmayalım ki, Cuma namazı Allah’ın farz kıldığı
bir ibadettir. Hangi gerekçeyle olursa olsun inananları bu müstesna ibadetten
mahrum bırakmak, inançlarının gereğiyle işleri arasında tercihe zorlamak, büyük
bir günah, ağır bir vebaldir.
Hutbemi
Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in şu uyarısıyla bitiriyorum: “Kim,
önemsemediğinden dolayı Cuma namazını üç defa terk ederse kalbi mühürlenir.”[4]
[1] Müslim, Cum’a, 18.
[2] Müslim, Cum’a, 11.
[3] Cuma, 62/9.
[4] İbn Mâce, İkâmet, 93.
Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü