BİR FATİHA DA SENDEN OLSUN

KİMLER GELDİ, KİMLER GEÇTİ? TIKLA DA GÖR

             Allah (cc), Kuran-ı Kerim’de Ankebut suresi   55. ayetinde:” Her canlı ölümü tadacaktır.”diyor. Bizler ve bu yazıyı siz...

06 Kasım 2019

En büyük doğum



Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla


Hamt Âlemlerin Rabbi olan Alla hu Teâlâ’ya mahsus, salat ve selam, Âlemlerin efendisi Hz. Ahmet (sav)’e aline ve ashabına olsun.
Allahumme salli ala Muhammed’in ve ala ali Muhammed
Değerli okurlarım! Bundan on dört asır önce; insanlık bir karanlığa saplanmış kız çocuklarını diri diri toprağa gömüyor, kendi elleriyle yaptığı putlara tapıyor, töre ve gelenek adı altında her türlü vahşet sergileniyordu. İnsanlar bir eşya gibi alınıp satılıyor, mazlum ezildikçe eziliyor gidecek bir kapı arıyordu.

İşte böyle bir zamanda insanlığın kararan dünyasının üzerine bir güneş doğuyordu. Öyle bir güneş ki insanların hem içini ısıtacak hem gönül dünyasını aydınlatacak hem de onlara rahmet olacaktı. 

“Kameri aylardan Rebiu'l-evvel” ayının on ikinci gecesi, sabaha doğru “Kâinatın en güzeli” dünyayı şereflendirmiştir.

Pazartesi günü sabahleyin hep putlar yüzüstü düşmüş bulundu. Görenler hayrette kaldı.
Hz. Abdullah’tan Hz. Emine’nin alnına geçmiş olan yüce nur O’nun alnına geçti. Hz Âdem (as) devrinden beri evlattan evlada geçe gelen son peygamberlik nuru sahibini buldu. Artık onda karar kıldı.
Hz. Âmine şöyle dermiş: “Ben diğer kadınlar gibi hamilelik zahmeti çekmedim.” Hamilelerde meydana gelen ağırlıkları görmedim. 
Fakat gece rüyada gördüm ki bir kimse gelip, ‘Ey Âmine! Muhakkak bilmelisin ki, sen âlemlerin en hayırlısına hamilesin. Doğduğu vakit adını Muhammed (sav) koyasın’ dedi.
Doğum zamanı geldiğinde kulağıma bir büyük ses geldi. Ürktüm. Hemen bir akkuş geldi, kanadı ile arkamı sıvazladı. Benden korkma ve ürkme halleri geçti. Bir yanıma baktım, bir beyaz kâse ile şerbet sundular. Alıp içtiğimde her tarafımı nur kapladı. O anda Hz. Ahmet  (sav) dünyaya teşrif ettiler.
Etrafıma baktım, gördüm ki, Abdi Menaf kızlarına benzer, fakat gayet uzun boylu birçok kızlar beni tavaf ediyorlardı. Hayret ettim. Ya Rabbi! Bunlar kimler acaba dedim?”
Hz. Emine’nin gözünden perde kaldırılıp o şekilde cennet hurilerini ve melekleri görmüş daha olağanüstü haller seyretmiş olduğu nakledilir.
Fahri Âlem Efendimiz (sav) sünnetli ve göbeği kesilmiş olduğu halde dünyaya gelmişti. Arkasında iki kürek kemiği arasında kalbinin hizasında bir nişanesi vardı ki O’na nübüvvet mührü denilir.
Güllerin efendisi, (sav) doğduğu sırada her tarafı bir nur kapladı. Doğar doğmaz secde etti. Mübarek başını kaldırıp açık bir dil ile  “lâ ilâhe illallâh innî Rasûlullâh” dedi.
O’nu yıkamak istediğimde “biz onu yıkanmış olarak gönderdik” denildi. Göbeği kesilmiş ve sünnet edilmiş olarak görüldü.
O’nu kundağa sarmak istediğimde sırtında bir mühür gördüm. Mührün üzerine “lâ ilâhe illallâh Muhammedür rasûlullâh” yazılı idi. Doğar doğmaz secde ettiği sırada hafif sesle bir şeyler söylüyordu. Kulağımı mübarek ağzına yaklaştırdım; “ümmetî, ümmetî” diyordu.
Nebiler ser veri  (sav) dünyaya teşrif ettiği zaman o günün geleneğine uyularak üzerine büyük bir çanak konulmuştu. Çanağın yarılarak ikiye ayrıldığı ve gözlerini göğe dikip başparmağını emdiği hayretle görüldü.
Cahiliye devrinde geceleyin doğan çocuğa bir çanağın altına koymak, ortalık aydınlanmadıkça ona bakmamak adetti.
Hz Emine’nin yanında bulunan kadınlardan Fatıma’nın o gece evin nurla dolduğunu ve yıldızların üzerlerine dökülecekmiş gibi sarktıklarını gördüğünü söylediği rivayet edilir.
Rasulullah (sav) dünyaya geldiği zaman Hz. Âmine, dedesine haber gönderdi. Kendisi Kâbe’nin yanında Ebu Talip ve bazı kimselerle oturuyordu. Âmine Hatun bir erkek çocuğu olduğu müjdesini verdi. Bunu duyan dedesi çok sevindi. Yanındakilerle beraber eve geldi.
Hz. Âmine olup bitenleri anlattı. Üç gün kimsenin göremeyeceğini söyleyince, dedesi ısrar etti. Âmine validemiz falan yerdedir dedi.
Dedesi gitti, fakat evin önünde yalın kılıç bekleyen bir zat gördü. İçeri girmek isteyince Abdulmuttalib’in üzerine yürüdü ve  geri dön, hiçbir kimse üç günden önce göremez.  Bütün melekler onu ziyaret edecek. Bu ise üç gün sürer” dedi.
Ziyafet sırasında çocuğa hangi ismi koydun diyenlere,  “Muhammet”  ismini verdim dedi. Neden atalarından birinin ismini vermedin diyenlere Allah’ın ve insanların onu methetmelerini, övmelerini istediğim için cevabını verdi.
Annesi Amine Hatun da ona 

ERZURUM'DA HALI YIKAMA SİZE BİR TELEFON KADAR YAKIN

TOMURCUK HALI YIKAMA
0442 214 19 34
0533 371 19 33

IŞILTI HALI YIKAMA
0442 242 05 97
0530 175 3414

POLAT HALI YIKAMA
0534 334 59 08
0 507 046 83 47

BURSADAKİ TORTUM DEMİRCİLER KÖYLÜLERİNİ MİLLETÇE ALKIŞLIYORUZ

Bursa'da yaşayan köylülerimiz ayda bir 27 hane reisi olarak toplanıyor. Kuranı Kerim okuyor, dua ediyor, birbirlerinden haberdar oluyor.
HABER YENİ FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYINIZ