BİR FATİHA DA SENDEN OLSUN

KİMLER GELDİ, KİMLER GEÇTİ? TIKLA DA GÖR

             Allah (cc), Kuran-ı Kerim’de Ankebut suresi   55. ayetinde:” Her canlı ölümü tadacaktır.”diyor. Bizler ve bu yazıyı siz...

04 Mart 2011

Küsmek sorunları çözmez!

Her evlilikte iletişim kazası olur. Eşlerin anlaşamadığı, birbirini üzdüğü durumlar yaşanabilir. Böyle durumlarda küskünlükler de ortaya çıkabilir. İlk anda bazı sorunları çözdüğü, kavgaları azalttığı zannedilse bile küsmek, eşler arasındaki sevgi birliğini yıpra-tır. Çoğu zaman, sorunlar azalacağına giderek daha da çoğalır.

Aile içi iletişim sorunlarından en önemlilerinden biri eşlerden birinin veya her ikisinin birbirine küsmesidir. Bu durum sık tekrarlandığında veya uzun süre devam ettiğinde evde gergin bir hava esmesine neden oluyor. İletişimin kesilmesi duygusal ortamı bozarken çocukların da anne-babayla iletişimini ve gelişimini olumsuz etkiler.

Sağlıklı iletişim, bir ailenin huzur içinde devam etmesi için temel şartlardan biridir. Eşlerin bazı nedenlere bağlı olarak zaman zaman birbirine kırılıp kısa bir süre konuşmak istememesi de doğal iletişimin bir parçasıdır. İletişim kazaları mutlu bir evlilikte de bazen kaçınılmazdır. Evdeki gergin anlarda kısa bir süre az konuşmak eşleri maksadını aşan söz ve davranışlardan korur. Eşlerin birbirini anlayıp gönlünü almasıyla yanlış anlamalar da unutulup gider. İletişimi tamamen kesmek, sık sık küsmek ve küskünlüklerin uzun sürmesi ise eşler arası soğukluğa, çözülmeden biriken sorunların gittikçe büyümesine yol açar.

KÜSMEK SEVGİLERİ YIPRATIR

Küsmek bazı kişilerin kişilik özelliklerindendir. Bilhassa içe dönük ve kaygılı kişiler çabuk alınıp kırgınlıklarını da beden dili ile ifade etme eğilimindedir. Bu davranış çocuk ve gençlik yıllarından kalma bir alışkanlık da olabilir. Bazı kişilerin ise küskünlüğe hiç tahammülü yoktur. Eşin az konuşması ve küsmesi halinde durumu düzeltmek için aşırı özveride bulunur. Bu şekilde davranışı küsme davranışını besleyip iletişimde kısır döngülerin başlamasına neden olur. Sorun büyümesin diye sürekli eşinin gönlünü almaya çalışan kişi zamanla kendisine değer verilmediği, konuşulmayarak yok sayıldığı ve haksızlığa uğradığı duygusuna kapılmaya başlar. Tekrarlayan küsme ve gönül alma davranışları tek taraflı olduğu takdirde birikimlere ve bardağı taşıran son damlalarla birlikte büyük tartışmalara yol açar.

Eşinin sevgisini beklediği şekilde ifade etmemesinden kırılan eş de tepkisini küserek ortaya koymaya çalışır. Bu, ilk başta işe yarasa da uygun bir çözüm şekli değildir. Kaybetme korkusuyla daha ilgili davranan eş farkında olmadan küsme davranışlarının artmasına neden olur. Ortak sevgi dili kullanılmayınca bir zaman sonra küskünlüklerin süresinin artmasıyla eşler gittikçe birbirinden uzaklaşır. Eşler konuşmaya çalışsalar da bir süre sonra yanlış anlama sonucu karşılıklı kırıcı söz ve davranışlarda bulunmaya başlarlar. Biri veya her ikisi bir türlü anlaşılamamaktan şikâyetçidir. Halbuki birbirini uygun şekilde dinlememe ve karşılıklı olarak bir anlamama vardır. Sürekli tartışmaktan usanınca da küserek kavgalardan kurtulmaya çalışırlar.

Bazı eşler şiddetli geçimsizlik durumunda evliliği çocukları için devam ettirmeyi ve kronikleşen problemlerin çözümü yerine tartışmamak için küsmeyi tercih eder. Başlangıçta bunun uygun bir çözüm olduğunu zannetseler de ilerleyen zamanlarda bu durum giderek daha farklı sıkıntılara yol açar. Paylaşılmayan sorumluluklar, giderek daha ağır gelmeye ve soğuk gergin ortamın derin etkiler bırakmasına neden olur. Ruh ve beden sağlığı da olumsuz etkilenir.

Problemler nasıl aşılabilir?

Eşinizle iletişimi kesmeyin. Bir geceyi bile konuşmadan geçirmeyin. Zira uzaklık, uzaklığı getirir.

Eşinizle konuşmama, değer vermeme ve yok sayma olarak algılanabilir. Bu da öfkeye ve gerginliğin artmasına yol açar.

Eşinizi yorumsuz dinleyerek anlamaya çalışın. Uygun zemin ve zamanlarda eşinizin güzel özelliklerini takdir edin.

Özeleştiri yapın, anlaşmazlığa yol açan hatalarınızı kabul edin. Muhabbeti ve aile birlikteliğini yeniden sağlamak için gönül alıcı sözler kullanın.

Vazgeçemediğiniz beklentilerinizi ve karşılanmayan ihtiyaçlarınızı dile getirin. Ama küçük sorunları büyüterek devleştirmeyin.

Sorunların hepsini sıralamak yerine en önemlisini ifade edin.

Bazı sorunların çözümünü zamana bırakmak doğru olabilir. Ama devam eden problemler için yeni çözüm yolları araştırın ve bir çözüm planı yapın.

Uygun çözüm yolu bulunamadığında tarafsız davranabileceğine inandığınız ve güvendiğiniz tecrübeli bir kişiden görüş alın.

Sorunlar karşısında eşlerin zaman zaman fedakarlık yapması gerekebilir. Ama bu fedakarlık hep tek taraflı olmamalıdır.

03 Mart 2011

Gençlerin sorularına İbrahim Ethem'den Cevap

Gençlerin biriken sorularına, Belh'in gönül sultanı İbrahim Ethem gibi cevap vermek istiyorum bugün ben de.

Bu vesile ile hem birazcık dinlenir hem de düşünme fırsatı yakalamış oluruz diye de düşünüyorum.

Hatırlanacağı üzere büyük veli İbrahim Ethem'e gelen bir genç, halinden şikâyette bulunarak:

-Efendim, der nefsimden şikâyetçiyim, istemediğim halde beni günaha zorluyor, nasihatte bulunsanız da günaha yönelme duygusundan uzaklaştırsanız beni!.

Genci düşündürmek isteyen İbrahim Ethem der ki:

- Günaha girme şartlarını öğrenmen gerekir senin.. Genç adam şaşırır:

-Ne demek günaha girme şartlarını öğrenmek? Günaha girmenin şartları da mı var? Şartları yerine getirilince günaha girilir mi? İbrahim Ethem :

- Elbette der, yeter ki sen günaha girme şartlarını yerine getir!.. Genç iyice heyecanlanır:

-Neymiş şartları? Öğrenelim da o şartları yerine getirince girelim günaha öyleyse, der.

İbrahim Ethem de sayar günaha girmenin üç şartını. Der ki:

- İçinde günaha yönelme duygusu başlayınca önce iyi bir düşün; kendisine karşı günah işleyeceğin Zat'ın sana verdiği rızkı da yememeye karar ver! Ondan sonra günaha niyetlen!. Genç düşünmeye başlar:

-'Bu mümkün mü?' der. Ben Allah'ın bana ihsan ettiği rızkı yemeden nasıl yaşayacağım? Açlıktan ölürüm!

-Öyleyse, der İbrahim Ethem, hem verdiği rızkı yiyeceksin hem de rızkını yediğin Zat'a karşı günah işlemekten utanmayacaksın, buna akıl ve insaf razı olur mu?

Genç başını sallayarak söylenir:

- Ben aç kalarak yaşayamam, bu şartı yerine getirmek mümkün değil. Sen öteki şartı söyle. İbrahim Ethem de öteki şartı söyler:

- İşleyeceğin günahı O'nun mülkünden dışarıya çık da orada işle!.. Genç adam:

-Bu da mümkün değil, der. Her yer O'nun mülküdür. Dışarısı yoktur ki, oraya gideyim de günah işledikten sonra dönüp geleyim...

İbrahim Ethem de:

-Öyle ise der, hem verdiği rızkı yiyeceksin, hem mülkünde oturacaksın, hem de O'na karşı isyan etmekten çekinmeyeceksin, utanma duygusunu yitirmeyen gence yakışır mı bu?

Genç sabırsızlanır:

-Sen der, üçüncü şartı söyle de, bir de ona bakalım. O da söyler:

- İçinde günah arzusu kıpırdayınca hemen O'nun görmediği bir yere gitmeyi düşün, günahı görmediği bir yerde işlemeye karar ver. Genç adam omuzlarını silker:

-Bu der, öteki şartlardan daha imkânsız .O'nun görmediği bir yer var mı ki gidip günahı orada işleyeyim de sonra dönüp geleyim.

Büyük veli sözlerini şöyle bağlar:

- Öyle ise der benim civanmert evladım, hem verdiği rızkı yemeden yaşayamayacaksın, hem mülkünden dışarıya çıkamayacaksın, hem de görmediği bir yer bulamayacaksın, bütün bunlara rağmen yine de O'na karşı gelerek günah işleyip isyan etmek cesaretini kendinde bulacaksın, akıllı ve insaflı bir gence yakışır mı böylesine sadakatsizlik, vefasızlık?

Genç adam daha fazla dayanamaz, iki elini birden yukarı kaldırarak bağırmaya başlar:

-'Teslim oldum Efendim teslim!' der. Ben bu günah işleme şartlarının hiçbirini yerine getiremem. Öyle ise en doğrusu, günaha hiç yönelmemeli, böyle bir nankörlüğe hiç girmemeli, aklıma günah düşüncesi gelince içimden feryat etmeli ve demeliyim ki:

-Ey nankör nefis, utanmıyor musun, verdiği rızkı yediğin, mülkünde oturduğun, görmediği yeri bulamadığın bir Zat'a karşı isyan bayrağı çekip de günaha yönelmeye?

Genç sözünü şöyle bağlar:

-Vazgeçiyorum nefsimin pompaladığı günah niyetinden, isyan ve itaatsizlik duygusundan, tövbe ediyorum tüm günahlarıma, tövbe estağfirullah, hem de binlerce defa estağfirullah!.

-Ne dersiniz? Bu şartlar bizim için de geçerli mi? Biz de O'nun verdiği rızkı yiyor, mülkünde oturuyor, görmediği yer bulamıyor muyuz? Öyle ise biz de bu genç gibi içimizden gelen bir istekle aynı şeyi söyleyelim mi?: Tövbe estağfirullah, bilerek bilmeyerek yaptığımız tüm yanlışlarımıza tövbe estağfirullah!..

Ahmet ŞAHİN

02 Mart 2011

Namaz Günahları Siler

Kılınan her namaz temizliktir, aydınlıktır. Kalpteki ışıktır. Karanlığı yakıp yok eden bir nurdur. Yaprak-ları döken güz rüzgârı gibi günahları döken bir mübarek esintidir. Sahabilerden biri iki büklüm vaziyette Allah Resûlü'nün (s.a.v) huzuruna gelmişti. İşlediği günahın utancıyla sanki eriyip bitmişti. "Yâ Resûlallah, mahvoldum. Gözüm bir kadına ilişti" veya "ona dokundum" diyordu.

Onun bu kırık gönlü sanki arşı titretmiş ve Cebrail aleyhisselamı şu âyetle imdadına yetiştirmişti: "Gündüzün iki tarafında (sabah, öğle ve

 

ikindi), gecenin de yakın saatlerin¬de (akşam ve yatsı) namaz kıl. Çünkü iyilikler kötülükleri (günahları) giderir" (Hûd 11/114). Hadis-i şerifte açıklandığı üzere beş vakit namaz arada işlenen günahları, cuma namazları da kendi aralarındaki günahları temizler. Tıpkı bir nehirde günde beş defa yıkanmış gibi manevi temizlik verir.

 

ERZURUM'DA HALI YIKAMA SİZE BİR TELEFON KADAR YAKIN

TOMURCUK HALI YIKAMA
0442 214 19 34
0533 371 19 33

IŞILTI HALI YIKAMA
0442 242 05 97
0530 175 3414

POLAT HALI YIKAMA
0534 334 59 08
0 507 046 83 47

BURSADAKİ TORTUM DEMİRCİLER KÖYLÜLERİNİ MİLLETÇE ALKIŞLIYORUZ

Bursa'da yaşayan köylülerimiz ayda bir 27 hane reisi olarak toplanıyor. Kuranı Kerim okuyor, dua ediyor, birbirlerinden haberdar oluyor.
HABER YENİ FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYINIZ