BİR FATİHA DA SENDEN OLSUN

KİMLER GELDİ, KİMLER GEÇTİ? TIKLA DA GÖR

             Allah (cc), Kuran-ı Kerim’de Ankebut suresi   55. ayetinde:” Her canlı ölümü tadacaktır.”diyor. Bizler ve bu yazıyı siz...

30 Eylül 2009

Edepsizleri TE’DİB etmeli

Eline, diline beline sahip ol" demiş atalarımız ve el, dil, bel kelimelerinin baş harflerini bir araya getirerek Arapça asıllı "Edeb" kelimesini hem edebine hem edebiyatına nakşetmiş.

Haksız yere yeryüzünde hiçbir varlığa karşı elinden, dilinden zarar vermediği gibi hiçbir insanın namusuyla oynamamanın adına "Edeb" demişler.

Sevmek, saygıyı gerektirir. Saygı da edebi gerektirir.

Edepsiz, dünyayı ateşe verir de yüzü kızarmaz. Çünkü kimseye sevgisi yoktur.

Edepsiz, Allah'ın sofrası olan dünya sofrasındaki nimetler belki biter diye bütün insanların elindekini de ele geçirmeye yönelir ve yetimin elinden malını zorla çekip alırken eli titremez.

Bakara suresinin 61'nci ayetinde bildirildiği gibi Rabbimiz, İsrailoğullarını çölde bıldırcın eti ve kudret helvasıyla beslerken sarımsak istemesi gibi bir şeydir edepsizlik.

"Seni sevmek benim dinim imanım

İlahi, dini imandan ayırma" diyor Eşref oğlu Rumi.

Biz, ilk başta Rabbimizi severiz ve onun önüne hiçbir kimseyi veya hiçbir şeyi geçirmeyiz.

Rabbimizden sonra Rabbimizin bize gönderdiği peygamberleri severiz ve son peygamber sevgili peygamberimizi severiz ve o peygamberlerin önüne hiçbir kimseyi veya hiçbir şeyi geçirmeyiz.

Rabbimiz, Hucurat suresinde buyurur:

Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adı ile.

1- Ey iman edenler, Allah ve Rasülü'nün önüne geçmeyin ve Allah'tan sakının, şüphesiz Allah her şeyi işiten, her şeyi bilendir.

Rabbimizin Kur'an-ı Kerimi'nde, Rasülünün Sünneti seniyyesinde bize bildirilen emir, yasak, tavsiye, haberlere karşı, ona zıt bir emir, yasak, tavsiye veya haber verseler, bunu yapan kim olursa olsun, nasıl yaparsa yapsın, onun sözünü veya eylemini Allah ve Rasülünün önüne geçirmez bir Müslüman.

Kur'an-ı Kerim bizim hayat bilgisi kitabımız. Görgü kuralları kitabımız. Yol kılavuzumuz.

Sesimizin tonunun ayarından yürüyüşümüze, jest ve mimiklerimizden devlet yönetimine kadar her konuda bizi eğiten Rabbimiz, evlere girmenin izne tabi olduğunu 1400 yıl önce bildirivermiş:

Nur suresi 27- Ey iman edenler, kendi evinizden başka evlere izin almadan ve ev halkına selam vermeden girmeyin. Bu sizin için daha hayırlıdır. Umulur ki öğüt alırsınız."

Kıyamete kadar gelecek insanlara konuşurken ses tonlarını ayarlamaları için ölçü olarak sevgili peygamberimizi vermiş:

Hucurat 2- Ey iman edenler, seslerinizi peygamberin sesinin üstüne yükseltmeyin. Farkında olmadan amellerinizin boşa gitmemesi için, birbirinizle bağırarak konuştuğunuz gibi peygambere de bağırarak konuşmayın."

İsra suresinde ayet 17-23'de anne ve babamıza "Öfff" bile demeyi yasaklayan Rabbimiz, Rasülünün huzurunda onun ses tonunun üstünde konuşmamayı istemekle peygamber varisi olan ilim adamlarının yanında iken de onun sesinin üstünde yüksek sesle konuşmamayı edepten saymışlar.

Ayet ve sahih hadisin olduğu yerde "Bana göre" demeyen ve kendisini Kur'an ve Sünnetin önüne çıkarmayan değerli hocalarımızla konuşurken de sesimizi yükseltmemeye dikkat edelim çünkü "Alimler, Peygamberlerin varisleridir" buyurmuş sevgili peygamberimiz. (Ebu Davud, Sünen, K. İlim, bab 1, hadis 3641, Tirmizi, Sünen, K. İlim, hadis 2683, İbni Mace, Sünen, Mukaddime hadis no: 223,)

Bulunduğunuz yer, ev, dükkan, salon, fabrika, atölye, sınıf gibi durumlarda karşımızdaki insan kim olursa olsun konuşurken edep sınırlarını aşmadan konuşmaya dikkat edeceğiz.

Cahiliye dönemi kültürüyle dopdolu insanlar bir hacetleri için Peygamberimize geldiklerinde duvarın dibine gelip "Muhammet, dışarı çık" diyecek kadar kaba saba insanlardı. Böyle edepsizce bağıranları akılsızlıkla niteliyor Rabbimiz.

Hucurat 4- Odaların arkasından, sana bağıranların çoğunluğu aklı ermeyenlerdir."

Halbuki bu adamların evleri var, çocukları var, ticaret yapıyorlar ama edep yok.

Edepsizlikle akılsızlık arasında bir ilişki kuruyor ayeti kerime.

Aklımızı iyi kullanmak için edepli olmaya bakalım.

Edepli olmak için de Kur'an'ı okuyalım ve okuduğumuz Kur'an'ın uygulaması için sevgili peygamberimizi örnek alalım.

MİLLİ GAZETE YAZARI MAHMUT TOPTAŞ'TAN ALINTIDIR

27 Eylül 2009

2009 RAMAZAN BAYRAMI GÖRÜNTÜLERİ

Yıllar sonra ilk defa bir bayramı Demirciler Köyü'nde geçirdim.2009 Ramazan Bayramı.Bayramda havanın yağışlı olması gezmemizi engellese de iyiydi.Gruplar halinde insanlar geziyor,bayramlaşıyor.Ben de bayramda bir elimde fotoğraf makinesi 7'den 70'e bayramlaşma görüntüleri çektim.Aynı zamanda Bayramda camide de bir video çektim.
ŞİMDİ ViDEOYU SEYREDELİM

ŞİMDİ DE 7'DEN 70'E TORTUM DEMİRCİLER KÖYLÜLERİ

19 Eylül 2009

BAYRAMDA SAĞLIĞINIZI BOZMAYIN

BSK Aydın Anka Hastanesi Beslenme ve Diyetetik Uzmanı Özlem Özden, oruçtan yeni çıkan kişilerin Ramazan Bayramında sağlıklı beslenme dikkat etmesi gerektiğini belirtti.
Ramazan süresince tutulan oruçtan sonra insan psikolojisinin daha fazla yemek yeme eğilimi gösterdiğine işaret eden Özlem Özden, “Şeker bayramında birden bire aşırı yemek yemek, şeker, çikolata, ağır hamur işleri ve diğer tatlıları aşırı tüketmek, sindirim sisteminde çeşitli rahatsızlıklara yol açar. Bu nedenle sağlıklı beslenmeye özen gösterilmelidir. Ramazanda bir ay dinlenmeye çekilen mide, bayramla birlikte ağır tatlılar ve hamur işi yiyeceklerle yorulmamalı, bu tür yiyeceklerin fazla tüketilmesi halinde, obezite, kalp-damar hastalıkları, hipertansiyon ve diyabet gibi hastalıklara zemin hazırladığı unutulmamalıdır” dedi.
Bayramda ve sonraki günlerde aşırı yemek yeme ile birlikte bazı problemlerin ortaya çıkmasının kaçınılmaz hale geldiğine değinen Özden, “Bunların en önemlisi hazımsızlık ve mide problemleridir. Bu tür problemleri önlemek için az az sık sık beslenilmelidir. Hafif bir kahvaltı ile öğüne başlanmalı ve gün boyu öğün atlanmamalıdır. Ramazan aylarında su tüketiminin azalmasından dolayı vücutta oluşabilen su kaybının yerine konulabilmesi için su ve sulu gıdaların tüketimine önem verilmelidir. Ramazan bayramı boyunca tatlı, çikolata tüketimine dikkat edilmesi gerekir. Bayramda çevrenin ısrarcı tutumlarından ve aşırı yeme eğiliminden uzak kalıp bu tür hem kalorisi hem de glisemik indeksi yüksek olan besinlerden mümkün olduğunca uzak kalınmalıdır. Eğer tatlı tüketmek çok isteniyorsa hamurlu, şerbetli tatlılar yerine sütlü tatlılar tercih edilmelidir. Bayram süresince ve bayramdan sonra da sıvı alımı arttırılmalı öğünlere ayran, komposto gibi sıvı gıdalar eklenmelidir” diye konuştu.
Ramazandan sonra öğün sayısının yeniden üçe çıktığını ve beslenme zamanlarının geceden gündüze dönmekte olduğuna işaret eden Özden, “Bayram süresince aşırı yemenin, şeker, çikolata, ağır hamur işleri ve diğer tatlıları fazla tüketmenin hazımsızlık, mide bulantısı, bağırsak sistemi rahatsızlıkları, tansiyon, kolesterol ve kan şekeri yükselmesi gibi ciddi hastalık problemlerine, kilo alımına yol açabilinir. Bu nedenle bayram günü beslenmeye çok dikkat edilmesi gerekmektedir” şeklinde konuştu.

18 Eylül 2009

DOĞU ANADOLU BÖLGESİNDE YETİŞTİRİLEN ÜRÜNLER

Doğu Anadolu Bölgesinde yetiştirilen ürünler denildi mi akla Erzurum, Erzurum denilince de akla Tortum, Tortum denilince de akla DemircilerKöyü gelir.
Köyümüzde turunçgiller hariç her şey yetiştirilmektedir.
Elma, armut, şeftali, erik,kayısı, dut, kiraz, vişne, kavun, karpuz,üzüm vb; kartol(patetes),löbiye(mısır),soğan, mısır, buğday, arpa, biber, patlıcan, domates,kabak,havuç, şalgam,pancar, maydanoz,marul,salatalık vb.
Ürünlerimiz tamamen natureldir.Hiçbir katkı maddesi yoktur.
Hormonsuzdur.
Ama ne var ki meyvelerde bir yıl olur, bir yıl olmaz.:)
Modern tarım uygulanmamaktadır.Bu da verimi düşürüyor.
Yer kıtlığından dolayı ağaç altında ağaç var bu da verimi düşürüyor.Bir fıkra anlatılır."Tortum'un köylerinden birine tabu kadastro gelmiş.Arazilere tapu verilecek.Adamın birisi de tarlasını görevli memura gösterecek.Biraz ilerlemişler.Tarla yok.Görevli memur dayanamamış sormuş:
-Tarla nerede?
-Az ileride.
Derken köyden epeyce uzaklaşmışlar.Tarla Marla kalmamış.Memur tekrar sormuş.
-Bey amca tarla nerede?
-Az ileride gördüğün Yatan öküzün altı benim tarlam. ):):
Şimdi klibi seyredelim.

şimdi olsa da yesem. dediğinizi duyar gibi oldum.Hepinizi Demirciler Köyü'ne bekliyoruz

16 Eylül 2009

STAR HALI YIKAMA İZMİRLİLERİN HİZMETİNDE


STAR HALI YIKAMA Ramazan Bayramı ve bahar temizliğinin yapılmaya başlandığı bu günlerde profesyonel çalışan,işi sadece halı yıkama olan, fabrikasında kendi yıkayan,fason çalışmayan,uzman kadrosuyla İzmirlilere hizmet vermeye devam ediyor.
Star Halı Yıkama sizden biri.
Star Halı Yıkama'nın İlkesi:"Müşterinin Güvenini kaybetmektense para kaybetmeyi tercih ederim."
İşi uzmanına yanı Star Halı Yıkama'ya bırakın.Rahat edin.
Sözümüz Söz
Ne dediysek o.
İzmirliler Size çok yakınız.
TELEFONLARIMIZ:
0 232 254 75 12SERVİS:0 555 984 20 56
ADRES:620.SOKAK NO:5/B ŞİRİNYER/İZMİR

15 Eylül 2009

KADİR GECENİZ MÜBAREK OLSUN

15 Eylül 2009 Salı gecesini Çarşambaya bağlayan gece 1000 aydan daha hayırlı olan kadir gecesidir.Kadir gecesini gaflet içinde geçirmeyelim.Tüm İslam aleminin ve DEMİRCİLER KÖYLÜLERİNİN Kadir Gecesi'ni tebrik eder başta tüm islam alemine ve vatanımıza, milletimize hayırlar getirmesini temenni ederim.

"Biz onu (Kur'an'ı) Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin? Kadir gecesi, bin aydan hayırlıdır.. O gecede, Rablerinin izniyle melekler ve Ruh (Cebrail), her iş için iner dururlar. O gece, esenlik doludur. Tâ fecrin doğuşuna kadar."
(Kadir Suresi
)

Resul-i Ekrem (s.a.v) Efendimiz buyuruyor:

"Kim Kadir Gecesi'nde inanarak, ihlas ile o geceyi ibadetle geçirirse, geçmiş günahları bağışlanır."

"Kadir Gecesi yatsı namazında cemaatte hazır bulunan, ondan nasibini almıştır."

Müminlerin annesi Hz.Aişe (r.a.) şöyle diyor :

-Dedim ki: Ya Resullullah, Kadir Gecesi'ni bilirsem onda ne şekilde dua edeyim? Şöyle buyurdu:

- Allahümme inneke afüvvün kerîmün tuhibbül afve fa'fü anni. (Allah'ım sen affedicisin, affı seversin, beni affeyle.)
devamı için tıkla

11 Eylül 2009

2009 AĞUSTOS'TA PİRİNÇGÖLLERİNDEN KÖYE İÇME SUYU KOŞMA

DEMİRCİLER KÖYÜN'DE Ramazan ayı bir farklı olur.Köy merkezine uzaklığı 8.5 km olan Pirinçgöllerinden su koşmaya gittik.Caminin hoparlöründen yapılan anosun ardından Susuz'da toplanan delikanlılar Şeref Ağabeyi'nin traktorüne binip çaya yukarı gitmeye başladık.Garcek,Toppuzli,Kızıltaş, Çerme, Kırtarla,Dölgah, Görgi, Sudökülen, Sütlünün meşe, Ağyar, Harmanlar, Açıklar'dan Pirinçgöllerine binbir güçlükle ulaştık.İlk defa oraya gitmiştim.Klipte de göreceğiniz resimlerde o tarlalar bundan 40- 50 yıl önce ekilip biçiliyormuş.(tarla demeye şahit lazım)Traktörle gitmemize rağmenbayağı yorulduk.Ya GOGARA ile gidenler ne yapmışlar?Eski insanların mesai saatleri bugünkü gibi 8'de başlayıp 5'te bitmiyormuş.Gün ağarmadan GOGARA ile ile orada olduklarını düşünürsek en azından mesai saat gece yarısı saat 01.00'da başlayıp akşam ezanına kadar devam edermiş.Ha unutmadan ayaklarında düzgün çarık yok, en önemlisi yiyecek doğru düzgün bir şey de yok.Şimdiki gençlere bu anlattıklarım hikaye gibi gelebilir.Ama bunlar hikaye değil.Aslında ibret alınacak olaylar. Yapılan çalışmada heyelanlı bölgeden borular taşındı.Ağyardan ilave su verildi.Daha sonra Su Deposu temizlendi.Çalışmada başta Köy Muhtarı Ömer KAYA'ya ve çalışmaya katılan gençlere ve birkaç tane ağabeyimize teşekkür ederim.Ama şunu da ifade edyim.Birlikten kuvvet doğar.Köy için yapılan çalışmalara iki elimiz kanda da olsa maddi ve manevi katkıda bulunmalıyız. Bunu da yapamıyorsak gölge etmeyelim, başka ihsan istesinler.NE DERSİNİZ? Şimdi klibi seyredelim:


10 Eylül 2009

AFET EVLERİNİN SON HALİ



Sarıbayır'ın kayması nedeniyle Şebli'de Ortatepe'de yapılan afet evleri neredeyse tamamlandı.Afet evlerinde hak sahibi olamayan bazı kişiler için keşif yapıldı.Sonucu merakla bekleniyor.

08 Eylül 2009

MUTLAKA 12 BARDAK İÇİLMELİ

Ramazan’da az sıvı alımı özellikle sindirim ve boşaltım sisteminde sorunlara neden oluyor.
Prof. Dr. Faruk Memik, insanın yemek yemeden, bitkin de olsa 25-30 güne kadar açlığa dayanabildiğini, ancak susuz sadece 4-6 gün hayatta kalabildiğini belirtti. Kalp, dolaşım ve sindirim sisteminin susuz olarak normal çalışmasının mümkün olmayacağını dile getiren Memik, şunları kaydetti: ''Ramazan’da, oruç nedeniyle su dengesinin bozulması kaçınılmazdır.

Günlük olarak idrarla bin 500, bağırsaklarla 200-250, akciğerlerle de 300 mililitre kadar su kaybederiz. Normalde içmemiz gereken 2 litre suyu, Ramazan’da daha da artırmak ve 10-12 bardağa çıkarmak gerekir. Ramazanda, vücut sıvı dönüşümü bozulduğundan kabızlık sorunu sık görülür ve birçok insanı hekimin önüne kadar taşır. Çare ilaçlar değil, yenilen gıdaların düzenlenmesi ve yeterli su içilmesidir. Tuzlu ve ağır yemekler yerine, sebze ve meyveden zengin, sulu yemekler seçilmelidir. Yoğurt ve ayran bol alınmalıdır .'

06 Eylül 2009

2009'DA KÖYÜMÜZDEN ÜNİVERSİTEYİ KAZANANLAR

Eflatun AVCI'nın oğlu Orhan AVCI CERRAHPAŞA TIP FAKÜLTESİ

Mustafa BİLMİŞ'in oğlu Ahmet BİLMİŞ İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ
Abdullah BÜYÜK KAYA ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ TÜRK DİLİ VE EDEBİYAT FAKÜLTESİ
TEBRİK EDERİZ.
BAŞARILARININ DEVAMINI DİLERİZ.

01 Eylül 2009

TORTUM'DA BU RAMAZAN TERAVİH NAMAZI KILMALISINIZ

Tortum'da Kuran Kursunun yanındaki camide Emekli Müftü Aşur KÜÇÜK teravih namazı kıldırıyor.Namazdan 10 dakika önce sohbet ediyor.Namazı da çok iyi kıldırıyor.Yolu Tortum'a düşenler mutlaka orada namaz kılmalısınnız.

ERZURUM'DA HALI YIKAMA SİZE BİR TELEFON KADAR YAKIN

TOMURCUK HALI YIKAMA
0442 214 19 34
0533 371 19 33

IŞILTI HALI YIKAMA
0442 242 05 97
0530 175 3414

POLAT HALI YIKAMA
0534 334 59 08
0 507 046 83 47

BURSADAKİ TORTUM DEMİRCİLER KÖYLÜLERİNİ MİLLETÇE ALKIŞLIYORUZ

Bursa'da yaşayan köylülerimiz ayda bir 27 hane reisi olarak toplanıyor. Kuranı Kerim okuyor, dua ediyor, birbirlerinden haberdar oluyor.
HABER YENİ FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYINIZ