BİR FATİHA DA SENDEN OLSUN

KİMLER GELDİ, KİMLER GEÇTİ? TIKLA DA GÖR

             Allah (cc), Kuran-ı Kerim’de Ankebut suresi   55. ayetinde:” Her canlı ölümü tadacaktır.”diyor. Bizler ve bu yazıyı siz...

28 Şubat 2009

DEMİRCİLERDE (EHREK'TE)28 ŞUBAT 2009 'DA RAHMETLİ OLDU

KÖYÜMÜZ SAKİNLERİNDEN FADİME ŞİMŞEK(HALİL ÇAVUŞ'UN EŞİ) ALLAH(cc)IN RAHMETİNE KAVUŞMUŞTUR.
MERHUMEYE ALLAH(cc) RAHMET EYLESİN.YAKINLARINA DA SABIR VERSİN.
MERHUMEYE VE CÜMLE GEÇMİŞLERİMİZİN RUHUNA BİR FATİHA OKUMAYI UNUTMAYALIM.

TAZİYE EVİ TELEFON: 778 21 89

26 Şubat 2009

EHREK'TEN ASKERE GİDENLER

Rıdvan BAYRAK(İbrahim BAYRAK'ın oğlu) askere gideli 1 ay oldu.
Bu hafta ise:
İbrahim BİLMİŞ ,(Nafiz BİLMİŞ'in oğlu)
Burak UZUN,(Necip UZUN'un oğlu)
Hepsine hayırlı teskereler dilerim. Sağ gidip selamtle dönsünler.
Mehmetçikler vatan size minettar.

25 Şubat 2009

2009-1 Öğretmen Atama Sonuçları Açıklandı

Milli Eğitim Bakanlığı, 2009-1 öğretmen atamalarında 7 bin 81'i kadrolu olmak üzere, toplam 8 bin 141 öğretmen atadı. Hüseyin Çelik'in katılımıyla gerçekleştirilen atama töreninde, 8 bin 141 öğretmenin ataması yapıldı. Bilgisayar ortamında yapılan atamaların 834'ü açıktan atama, 48'i milli sporcu, 86'sı kurumlar arası atama, 492'si kurayla atama, 7 bin 81'si ise kadrolu olarak yapıldı.
ATAMA SONUÇLARI İÇİN TIKLAYINIZ

21 Şubat 2009

EHREK DERESİNDEN GELİYORUM BEN

memleketim erzen ilçemde nihah
ehrek deresinden geliyorum ben
iki dağ bir dere evvelim bir bak
dünyanın gözdesi biliyorum ben

hunut diye gözlerim yaş doluyor
küpündere hayalimi yalıyor
gogolozda gıdiklerim kalıyor
gurbette herşeyden yılıyorum ben

görgü gördüm korkanstan ters inerken
isbandikte öküzlere binerken
hamtarladan ellerim boş dönerken
ikindiyi tumpta kılıyorum ben

gercek böygânamın tarlası sanki
düzüngötü köyün altı şu anki
nerede bulunur rızvanın dengi
hayalden yayale dalıyorum ben

sarıbayırda ben söktüm geveni
pungarıngözeler çekiyor beni
ebeyinen dede görür güleni
şaşkınlıktan donakalıyorum ben

ortaharkta yıkanılan çamaşır
şeblide kuşlukta gözüm kamaşır
yıkığın üstünden davarı aşır
kendime eğlence buluyorum ben

öküzyatağında körpe otlasın
ziyarette karpuz kavun çatlasın
kızlar ak pungarda etek katlasın
az soğuk almışım soluyorum ben

ciydekerde orak vuran kadınlar
kırtarla tumbunda ağaran tanlar
karabaşla yeriş insanı anlar
ilerleyin sizler geliyorum ben

hiç yattın mı anşa nene taşında
bir azamet vardır elbet kışında
tüylerim ürperir sel akışında
yağmuru yüzümden siliyorum ben

menühlide az yamadik mısırı
biz yedikçe o azdırdı basuru
osman dedem köye yapmış hasırı
olur olmaz şeye gülüyorum ben

meherrem ustanın çifti çubuğu
soyup yedik katırbaşı kabuğu
süstipanın ardındaki o dağı
defne vardır diye deliyorum ben

fizâhî dilinden düşürmez seni
merekler önünde gel geçir günü
karşıki mezarlık bekliyor beni
günleri gözerde eliyorum ben

10 Şubat 09 Nilüfer
Osman Aktaş
Meslektaşım Osman AKTAŞ'a teşekkür ederim.Köyümüzü Ehrek'i (Demirciler'i)çok güzel dile getirmiş.Köylümüz Osman AKTAŞ Bursa Nilüfer'de öğretmendir.

Zamanı doğru kullanabiliyor musunuz?

Ders çalışmak için yeterli zamanı bulamıyorum", "Ders çalışmak için zamanımı bir türlü ayarlayamıyorum, zaman bazen çok, bazen de az geliyor" "Ders çalışmaktan sosyal etkinliklere zaman ayıramıyorum" "Sınav zamanı eksiklerimin çok olduğunu hissediyorum" gibi yakınmalar genelde öğrencilerin yaşadığı en önemli sorunların başında gelmektedir.

Şunu unutmayın ki "En uzun fakat en kısa; en hızlı fakat en yavaş; hepimizin ihmal ettiği ve sonra pişman olduğu şey zamandır. Onsuz hiçbir şey yapılamaz, küçük olan her şeyi yutar, büyük olan her şeyi daha da büyütür". Zaman başlangıçta hepimizin eşit olarak sahip olduğu tek şeydir. Fakat asıl belirleyici olan, ne kadar zamanımız olduğu değil, bu zamanı ne şekilde kullandığımızdır.ÖSS ve SBS hazırlık döneminde yeterince zaman olmasına rağmen, problem bu zamanın verimli kullanılmamasıyla ortaya çıkmaktadır. Yapılması gereken başlangıç aşamasından itibaren düzenli, programlı bir tempo yakalamaktır. Bunun için de yapılacak işlerin önem sırasına göre belirlenmesi gerekir.
Başarılı insanlar, zamanının en önemli ve biriktirilemeyen tek kaynak olduğunun farkındadır. Ancak birçok insan da zamanının denetimleri dışında boşa geçip gittiğini fark edemez. Bu kişilerin zamanı yönetme konusunda sistem ve stratejileri yoktur. Oysaki zamanı etkin ve verimli kullanmak, insanın yaşamını kontrol altına almasıyla gerçekleşir. Birçok öğrenci çalışma ile dinlenme ve eğlenme sürelerini ihtiyaçlarına göre doğru biçimde düzenleyememekten yakınır. Bu durumu en aza indirmek için izlenecek stratejiler şunlardır:
1. Zaman Dilimleri Halinde ve Programlı Çalışın :
Günlük gereksinimlerini göz önünde bulundurarak, ders çalışmaya, dinlenmeye ve kendinize zaman ayırmaya yarayacak bir program yapın. Bu programı yaparken özel koşullarınıza uygun ve uygulanabilir olmasına dikkat edin. Unutmayın ki, programsız çalışmak kısa zamanda ve daha az enerji tüketerek yapılacak bir çalışma eylemi için daha çok zaman ve enerji tüketmek anlamına gelmektedir. Çalışma planınızı hazırlarken;
1-Hangi dersi kaç saat çalışılacağınıza karar verin. Zor ya da ağır öğrenilen dersler için en verimli saatleri ayarlayın.
2-Her derse belirli bir süre ayırın. Bu süre dersin zor ya da kolay oluşuna, çalışılacak konunun uzunluğu veya kısalığına, sizin konu ile ilgili ön bilginize ve çalışma yönteminize göre değişecektir.
3-Çalışma için ayrılacak zamanı saptarken dersin sınıfta verileceği gün ve saate yakın olmasına dikkat edin.
4-En verimli çalışma aralıklı çalışmadır.
5-Birbirine benzeyen iki dersi, üst üste çalışmayın.
2. Güne Erken Başlayın ve Uyku Düzeninize Dikkat Edin:
Günlük planlarınızın tümünü belirlediğiniz zamanda gerçekleştirmek için sabahları erken kalkmayı alışkanlık haline getirin. Bu sayede hem bu işleri yapabilmek için daha uzun süreye sahip olacak, hem de kendinizi gün boyu daha zinde hissedeceksiniz.
3. Zaman Hırsızlarına Geçit Vermeyin:
Zamanı akıllıca kullanmak yolunda atılacak en önemli adımlardan biri, boşa geçen süreyi nelerin kapsadığını belirlemek ve zamanınızı çalan bu hırsızlardan kurtulmaktır. Gereksiz ve bitmek bilmeyen telefon görüşmeleri, yeterince seçici olmadan izlenen televizyon programları, "hayır" diyemediğimiz arkadaşlar, çeşitli bilgisayar oyunları ve internet, zamanımızın kolay ve hoş biçimde geçmesini sağlar. Fakat aynı zamanda yapılması gerekenlerin ertelenmesine yol açar. Bunlara "hayır" demeyi öğrenmelisiniz.
4. Önceliklerinizi Sıralayın:
Doğru ve yararlı bir öncelik sıralaması yapmak için gün içinde yapmanız gerekenleri sıralayın. Daha sonra yapılması gerekenler ile bu işler arasında size en çok getiriyi sağlayacak olanı belirleyin. Unutmayın ki, günün daha fazla bölümünü size en çok yarar sağlayacak işe ayırmanız, geri kalanı da diğer işlere ayırmanız mantıklı olacaktır.
Geri dönüşü asla mümkün olmayan zaman, düşünmeden ve bilinçsizce harcadığımızda en ciddi düşmanımız, akıllıca kullandığımızda ise başarımızın en önemli nedeni olacaktır. Başarı onu hak edenlere gelmez; sürekli çabaların bir sonucudur. Zaman akıp geçiyor, yakalayamıyorum diye yakınıp yorulmaktansa zamanınızı değerlendirmeniz daha kolay olmaz mı? Her şeye vakit var. "Ben neyi ne zaman yapacağım" diye karar vermeniz yeterli olacaktır. Bunu başardığınızda elde edeceğiniz kazançlar şunlar olacaktır:
Karar vermek ne işe yarar?
1- Zamanı verimli kullanmak az zamanda çok iş yapmanızı sağlar.2- Önemli şeyleri ilk sıraya koymanıza yardımcı olur.3- Zaman tuzağı olan gün içindeki planlanmamış olayların önüne geçersiniz.4- Özgürlük sağlar, güven verir. Önemli işleri başa aldığınız için daha sonra özgür olacağınız vakti bulabilirsiniz.5- Aynı saatte birkaç faaliyetin çakışması gibi bir durum ile karşılaşmazsınız.6- Suçluluk ve mutsuzluk hissetmezsiniz.7- İleriye dönük projeler üretmeniz mümkün olur. 8- Daha az ama daha planlı ve daha verimli çalışmanıza yardımcı olur.9- Daha çok öğrenip, daha az unutmanızı sağlar.10- Hafızanızı gereksiz bilgilerle doldurmayı engeller.11- Çalıştıkça öğrenmeyi, öğrendikçe çalışmayı öğrenirsiniz. Bu da motivasyonunuzu arttırır.12- Sizi başkaları yönlendirmez, siz kendinizi yönlendirirsiniz.
Unutmayın! Zamanı kontrol etmek, hayatı kontrol etmek anlamına gelir.

20 Şubat 2009

Sağlıklı Bir Ömür Yaşamak İsteyenlere

Bir Müslüman olarak Hz. Muhammed (s.a.v.) Efendimiz'in hayatını hayatımıza tarz edinmek mecburiyetindeyiz. Dünya ve ahiret mutluluğumuz bu mutabakatla mümkün olur.
Rasûl-i Kibriya (s.a.v.), Allah-u Teâlâ'nın (c.c.) takdir buyurmuş olduğu ömrü rahat, huzurlu ve hazlı yaşamak, ilâhi rızaya nâil olmak için, çeşitli vesilelerle "şunlara riâyet ediniz" buyurmuşlardır.Bunlardan bir bölümünü şöyle sıralayabiliriz:
"Daima taze yemeklerden yiyiniz..."
Buzdolaplarımız Peygamberimizin bu yöndeki uygulamasını ve tavsiyesini yerine getirmemiz noktasında hepimizi tembelliğe sürüklüyor. Haftalık ve aylık yemekler yiyoruz. Bedelini de sağlığımızla ödüyoruz.
• "Çok sıcak ve çok soğuk yemeyiniz..."
Bu tavsiyeye uyanlar, sünnet-i seniyyeye göre yaşamış oluyorlar. Böylece sağlık sorunu yaşamıyorlar.
• "Çok çiğneyiniz, yavaş yiyiniz..."
"Bu tavsiyeye riayet edersem hayatın akışına yetişemem; aç gözlülüğümü tatmin edemem" diyenleri hastane kliniklerinin önlerinde sıra beklerken görüyor ya da oralarda görüşüyoruz."
• "Yemeğe oturmadan evvel ve yemek yedikten sonra ellerinizi yıkayınız..."
Aile terbiyesi alanlar ancak bunu başarabiliyorlar. Hassasiyeti olmayanlar tınmıyorlar bile.
• "Yemekten dâima iştahlı olarak kalkınız, çok yemeyiniz..."
Açgözlülük ne büyük bir musibettir, biliyor musunuz? Böylelerinin karınları doyar gözleri hiç doymaz. Gözün doyması için de kanaat ehli olmak gerek.
• "Üzüm, hurma ve zeytin Allah'a şükretmek için size âfiyet ve kuvvet verir."
Kur'ân-ı Kerim'de bunlardan bahsediliyor olması dikkat çekici değil mi? Öyle ise, hem yiyelim ve hem de şükür ile gereğini eda edelim...
• "Yorulduğunuz zaman tatlı yiyiniz..."
Çünkü tatlı enerji takviyesinde bulunur.
• "Kırık ve çatlak kâselerden yemek yemeyiniz, su da içmeyiniz..."
• Yemeklerde daima neşeli olunuz. Aile efradıyla birlikte yiyiniz. Misafir bulundurunuz. Yalnız yemek yemeyiniz... Şeytanları yemeğinize ortak etmeyiniz... Besmelesiz başlamayınız... Hamd ve şükürsüz sofradan kalkmayınız...
• "Haftada iki gün (pazartesi, perşembe); ayda üç gün (her arabi ayın 13. 14. 15. günlerinde) Oruç tutunuz; vücudunuz dinlensin..."
• "Bal yiyiniz... bin derde devâdır."
• "Çörekotu yiyiniz; ölümden gayrısına şifadır."
• "Sofralarınızdan sirkeyi eksik etmeyiniz; o ne güzel katık ve bereket sebebidir."
Böylece sağlığınız yerinde olsun...

15 Şubat 2009

MUTLU BİR AİLE YAŞANTISINA VAR MISINIZ?

Huzurlu ve güvenli hayatın temeli ailedir. Müslüman toplumun en sağlam kurumu da ailedir. Dünyada ailenin en sağlam temellere oturduğu toplum da şükür ki, Müslümanlardır. Ancak, son yıllarda iletişim vasıtalarının yaygınlaşmasından, yabancı kültürlerin, menfi yaşam tarzlarının, nefse yönelik olumsuzlukların propaganda ile câzibeli hâle getirilmesinden ve benzeri sebeplerden dolayı ülkemizde de aile yapımızda maalesef önemli çatırtılar görülmektedir. Bu da toplumumuzu korkunç facialara sürüklemektedir. Önü ve önlemleri alınmazsa yıkıntı kaçınılmaz olur. Aile çökerse toplum da çöker. Avrupa bu çöküntüye, aile özelliğini kaybettiğinden maruz kalıyor. Onların yıkılışının ayak sesleri, aile kurumunun yıkılışıyla birlikte başlamıştır.
Bizler Müslümanız, elhamdülillah... Gayr-i müslimlere benzemeyiz. Çünkü bizim elimizde Kur'ân, önümüzde âlemlere rahmet olan Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) Efendimiz var. Bunlara sahip fert ve toplumların problemleri asla çözümsüz kalmaz.
Kur'ân-ı Kerim bize bizim için en büyük örnek ve önderin Hz. Muhammed (s.a.v.) olduğunu beyan eder. Huzur yolumuz budur. O'nu örnek alacağız. Bilmemiz gereken, Hz. Muhammed (s.a.v.):
• Nasıl bir aile reisiydi?
• Nasıl bir kocaydı?
• Nasıl bir babaydı?
• İnsanlara davranış tarzı nasıldı?
• Sosyal ve beşeri ilişkileri nasıldı?
• Bir devlet başkanı olarak nasıldı?
• Ekonomiye nasıl bakardı?
• Siyaseti, ticareti nasıl yapardı?
• Kısacası yaşam tarzı nasıldı?
Bütün bunları bileceğiz, örnek alacağız, fiilen uyacağız; O'nun tarzını hayatımıza tarz edineceğiz. Bizden önce yaşayanlar O'na uydu, huzurlu bir hayat ve mutlu bir aile yaşantısıyla selâmete erdi. Sıra şimdi bizde, bizler de Peygamberimize uyduğumuz oranda mutlu ve huzurlu olabiliriz.
Muhterem Müslümanlar!
Allah (c.c.) insanların ve diğer canlıların devamı ve huzuru için kendi cinslerinden eşler yaratmıştır. Böyle olmasında, düşündüğümüz zaman ibret alacağımız önemli ip uçları vardır. (Rum suresi, ayet: 21)
Muhterem Müslümanlar!
İyi bir yaşam mutlu bir hayat istiyorsanız:
• Aile yapınıza sahip çıkınız...
• Aile temelinizi sarsacak bir takım şeytani yollara sapmayınız...
• Aile fertlerinize dinimizin korunmasını emrettiği ölçülerle sahip çıkınız. Ölçüyü bozmayınız...
• Eşiniz, oğlunuz, kızınız ve elinizdeki diğer imkânlarınızın size korunmak ve ölçülü kullanılmak üzere bir emânet olduğunu asla aklınızdan çıkarmayınız...
• Hanımınıza, kızınıza Peygamber Efendimizin (sav), hanımlarına ve kızlarına davrandığı gibi davranınız.
• Evinizde Peygamberimizin eşlerine yardımcı olduğu gibi yardım ediniz. Şeytan kafalıların uydurduğu "kılıbık, maço, ligth erkek" gibi tavırlara saparak sapıklık rezaletine düşmeyiniz...
• Akşam evinizde mutlaka aile bireylerinizle biraraya gelerek sohbet ediniz. Meselelerinizi hep bir arada iken gündeme getirip çözümünü de birlikte bulmaya çalışınız... Aile fertlerinizle istişareyi asla ihmal etmeyiniz...
• Aile içi saygınlığı bozacak tavır ve davranışlardan uzak durunuz...
• Asla kaba ve haşin davranmayınız...
• Kötü alışkanlıklardan aile fertlerinizi koruyunuz. Televizyon ekranlarınızın karşısında bulunduğunuz süreyi en asgari düzeye indiriniz...
• Aile eğitimi adı altında evinizde hiç olmazsa bir saatlik eğitim programı uygulayınız...
• Örnek ailelerle dostluk bağları oluşturunuz...
• Aile bireyleri olarak hepiniz ibadetler hususunda hassasiyet sahibi olunuz...
Efendimiz ailesine ve çevresine yumuşak davranırdı, (et-Tacc c/2. sf: 37) siz de öyle olunuz...
Unutmayın, insan, aile ortamından alacağı huzuru hiçbir yerde bulamaz ve alamaz. Sâlih ve sâliha bir eş olmak cennet hayatı gibi hayat yaşamak demektir. Eşiniz ve aşınız helâl olursa mutlu olursunuz, huzur bulursunuz. Allah'ın yardımı kendisinin koyduğu prensip ve kurallara uyanlaradır. Bizler bu yardıma, O'na ve Rasûlüne itaat etmekle ulaşabiliriz. Huzurun yolu da budur...

14 Şubat 2009

AHİRET HAZIRLIĞINIZ VAR MI?

Birgün Peygamberimiz Efendimiz Hz.Aişe'nin dizine başını koyup uyuyakalmıştı. Bu anamız, Peygamberimizi seyrederken o an âhireti hatırladı ve gözünden yaşlar dökülmeye başladı. Gözyaşları Resulüllah'ın yanaklarına damlayınca Efendimiz uyandı.
"-Niye ağlıyorsun ey Aişe*" diye sordu.
Hz.Aişe:
-Ahireti hatırladım ey Allah'ın Rasulü. Orada âile efradınızı hatırlar mısınız?
Efendimiz (SAV) şöyle buyurdular:
-Allah'a yemin ederim ki, kıyamet günü insan üç yerde kendini düşünür, başkalarını düşünemez. Oralar:
1-Mizan kurulup ameller tartılacağı zaman. Bu anda insan, sevapları hafif mi, yoksa ağır mı basacak diye oraya bakar.
2-Amel defteri verildiği zaman. Bu sırada amel defterini sağından mı, solundan mı alacağına bakar.
3-Sırattan geçerken.
Muhterem cemaat!
O mahşer günü çok dehşetli bir gündür. O gün kimseden yardım görülmez.
Peygamberimiz Efendimiz buyurdu ki:
İnsanoğlu kıyamet gününde dört soruya cevap vermedikçe Rabbinin huzurundan ayakları ayrılamaz.
1-Ömrünü nerede çürüttüğünü,
2-Gençliğini ne suretle yok ettiğini,
3-Servetini nereden kazanıp nereye sarfettiğini,
4-Bilgisi ile harekette bulunup bulunmadığı.
Muhterem cemaat!
Bu insanın en çetin imtihanıdır.
Çürüyen ömür dakikalarının, eskiyen gençlik yapraklarının hesabı verilecek. Malın teker teker kazanılan yerler dile getirilecek. Sarfedilen yerlerin muhasebesi yapılacak. İlmiyle amel edip etmediği de ortaya çıkmış olacaktır.
Efendimiz aleyhisselat-ü vesselâm:
"İnsanoğlu iki şeyi hiç hoş görmez:
1-Ölümü,
2- Az malı.
Ölüm onun için fitneden hayırlıdır.
Az malın da hesabı az olur."
Muhterem cemaat!
Kıyamet günü Allah (CC) herkese hesap soracak. Kimin hakkı kimde varsa, hak sahibine kesinlikle verilecek.
Hesaptan kurtuluş yok. Bu bakımdan dünyada iken helâlleşmek gerekir.
İnsanlarla hak-hukuk gözetmeyen insan, iflâsın eşiğindedir. Helâle-harama riâyet etmeyen kimse iflâsın eşiğindedir.
-Nasıl bir iflâs bu?
-Parasını kaybeden, malını batıran, sermayesini kaybeden mi?
-Hayır!
Peygamberimiz müflisi şöyle açıklıyor:
"Ümmetimin müflisi o kimsedir ki kıyamet günü kıldığı namaz, tuttuğu oruç ve verdiği zekât ile gelir. Fakat şuna sövmüş, şunun hakkını yemiş, şunun kanını dökmüş, şunu dövmüştür. Bunun sevaplarından şu şu alınır. Eğer haksızlık etmiş olduğu kişilere olan borcu ödenmediğinden sevapları tükenirse bu sefer onların günahları alınır ve bu kişinin sırtına yüklenir. Sonra da cehenneme atılır."
Bir başka hadiste:
"Kıyamet günü her hak, sahibine verilecektir. Hatta boynuzlu koyun, boynuzsuzundan hakkını alacaktır" diye beyanda bulunarak mahşere hazırlıklı olmamız konusunda dikkatimiz çekiliyor. Gereğini dikkate alalım, muhterem cemaat!
MEVLÜT ÖZCAN'DAN ALINTIDIR.

01 Şubat 2009

ERZURUM'UN YEREL TELEVİZYONU KANAL 25 İNTERNETTE

GURBETTEKİ ERZURUMLULAR ERZURUMDAN HABERSİZ KALMAYACAKSINIZ.
Kentin yerel televizyonlarından Kanal 25 internet yayınına başladı. Kurulduğu 1994 yılından bu güne Erzurum'da yayın hayatını sürdüren Kanal 25 televizyonu internet yayınını da açarak izleyici kitlesini artırdı.Gazeteci Sinan Özçaylak'ın yönettiği Kanal 25 televizyonu kısa zaman içerisinde hızlı bir gelişim ivmesi gösteriyor. Personel takviyesi yapan Kanal 25 televizyonu şimdi dünyanın dört bir tarafından izlenebilecek. Hedef kitle olarak Türkiye'de ve dünyada yaşayan Erzurumlulara Erzurum'da olup biteni izlettirmek için böylesi bir hamle yaptıklarını belirten Kanal 25 Genel Müdürü Sinan Özçaylak, "Kısa zaman sonra uydu yayınıyla da izleyicilerimizin karşısında olacağız" dedi.Kanal 25, İnternet yayınını
www.kanal25.tv adresi üzerinden yapıyor. Sitede canlı yayın izleme imkanının yanı sıra güncel haberlere de yer veriliyor.

ERZURUM'DA HALI YIKAMA SİZE BİR TELEFON KADAR YAKIN

TOMURCUK HALI YIKAMA
0442 214 19 34
0533 371 19 33

IŞILTI HALI YIKAMA
0442 242 05 97
0530 175 3414

POLAT HALI YIKAMA
0534 334 59 08
0 507 046 83 47

BURSADAKİ TORTUM DEMİRCİLER KÖYLÜLERİNİ MİLLETÇE ALKIŞLIYORUZ

Bursa'da yaşayan köylülerimiz ayda bir 27 hane reisi olarak toplanıyor. Kuranı Kerim okuyor, dua ediyor, birbirlerinden haberdar oluyor.
HABER YENİ FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYINIZ